Yrd. Doç. Dr. Özgür BİYAN
Balıkesir Üni. Bandırma İİBF, Maliye Bölümü
Mali Hukuk Öğretim Üyesi
Alomaliye.com Yayın Kurulu Bşk. Yrd.
ozgurbiyan@hotmail.com
Uygulamada karşılaşılan çeşitli hukuki durumların başta vergisel açıdan nasıl değerlendirilmesi gerektiği hususunda olmak üzere tarafımıza yöneltilen sorulardan seçtiklerimizi sizlerle paylaşmaya devam ediyoruz. Yararlı olmasını diliyoruz…
SORU-1: 2008 yılında aktife alınan ve 2008, 2009 yıllarında amortisman ayrılmayan demirbaşa 2010 yılı birinci geçici vergi döneminde amortisman (normal yönteme göre) ayrılabilir mi?
CEVAP-1: 2008 ve 2009 yıllarında kullanmadığınız amortisman miktarları için yapılacak bir işlem bulunmamaktadır. Ancak 2010 yılına düşen payı kullanabilir, ilk geçici vergide amortisman ayırabilir, bundan sonraki yılları da demirbaşın kalan ekonomik ömrüne göre dikkate alabilirsiniz.
SORU-2: Eşi emekli olmuş ve kendi memur olarak çalışan bir bayan, eşi üzerinden asgari geçim indiriminden yararlanabilir mi?
CEVAP-2: Emekli olan eşin emekli maaşı dışında ücret niteliğinde başka bir geliri olmadığı varsayımı altında, bu sorunun cevabı Maliye Bakanlığı tarafından yayınlanan 265 Seri No’lu GVK Genel Tebliğinde yer almaktadır.
İlgili tebliğin “6. Medeni Durum ve Eşin Gelirinin Olmadığının Tespiti” başlığı altında yapılan açıklamaya göre “münhasıran emekli maaşı alanlar da çalışmayan ve herhangi bir geliri olmayan eş olarak kabul edilecektir”. Dolayısıyla söz konusu eş, emekli maaşı dışında ücret mahiyetinde başka bir geliri yoksa çalışmayan eş olarak kabul edilecektir. Bu durumda çalışan eşin, emekli eşi dolayısıyla da asgari geçim indiriminden yararlanması mümkündür.
SORU-3: Kardeşinin kiraladığı evde kardeşiyle beraber ikamet eden bir danışman, iş yeri gerektirmeyen bir iş için -mecburen bir işyeri adresi göstermesi gerektiğinden- ikametgahını iş yeri adresi olarak gösterecektir. Yani aslında ikametgahını fiilen işyeri olarak kullanmayacak, ancak kanunen –mükellefiyet oluşturmak için- işyeri adresi için ikametgah adresini gösterecektir (faaliyet iş yeri olmaksızın yürütülebilir olduğu için). Bu durumda yani aslında iş yeri olarak kullanılmayan, sadece ikamet için kullanılan, ancak mükellefiyet tesisi için mecburen iş adresi olarak verilmiş olan bir yerin kira ödemesi ile bu mükellefin beyanname, stopaj yapması ve muhtasar beyanname vermesi gerekir mi? Asıl kiralayan kişinin-kardeşin (aynı zamanda o da ikamet ediyor bu ikametgahta) yapması gerekenler nelerdir? Mükellefin iş yeri adresi olarak gösterdiği ikametgah kiralık olup, kontrat kardeşinin üzerinedir. Kira sözleşmesi adına olan kardeş bu kiralık daire ilgili zaten gerekli vergisel işlemleri yerine getirmektedir.
CEVAP-3: Serbest meslek kazancı sahiplerinin oturduğu evi hem konut (mesken) hem de işyeri olarak kullanması durumunda ödedikleri kiranın tamamını gider konusu yapmaları mümkündür. Elektrik, ısınma vb giderlerin ise yarısı gider olarak dikkate alınacaktır.
Kardeşinin kiraladığı bir konutu işyeri olarak gösteren bir mükellef kardeşine “kira” adı altında herhangi bir ödeme yapmayacağından bunun üzerinden stopaj hesaplanması da söz konusu değildir. Kardeşin kira için katlandığı bedelin, serbest meslek kazancı sahibi ile ilişkilendirilmemesi gerekir.
Diğer yandan bu işlemin emsal kira bedeli uygulamasına sokulması ve emsaline göre bir bedel üzerinden stopaj yapılması da söz konusu değildir. Çünkü emsal kira bedeli uygulaması GVK’nun 73/2 ve 73/3 hükmü karşısında kardeşler arasındaki işlemlerde uygulanamaz. Dolayısıyla işyeri olarak gösterilen konut üzerinden serbest meslek kazancı sahibinin kira hesaplaması ve stopaj yapması söz konusu değildir.
SORU-4: Ankara’da babamdan kalan kiralık bir evimiz var. Annem, kardeşim ve ben birlikte mülkiyet halinde ortağız. Aylık kirası 350 TL olup kiracımız bir yıl oturdu ve nisan ayında evden çıkacaktır. 2010 yılı için kira gelirine ait beyanname ve dolayısıyla vergi verecek miyiz?
CEVAP-4: Kişi başına düşen kira geliriniz 2010 yılı istisna sınırının altında kalıyor. Bu nedenle beyanname vermenize gerek bulunmamaktadır. Ancak anneniz, kardeşiniz ya da siz ticari, zirai veya mesleki kazanç elde ediyorsanız bu durumda elde ettiğiniz payınızı yıllık beyanname ile bildirmekle yükümlüsünüz.
SORU-5: Rızaen bildirilen matrah KKEG niteliğinde midir? Rızaen bildirilen matrah muhasebe kaydı nasıl yapılmalıdır?
CEVAP-5: Rızaen, yani isteğe bağlı olarak yaptığınız beyanı nazım hesaplarda izleyebilirsiniz. Ödediğiniz vergi ise KKEG olarak kabul edilecektir.
SORU-6: İşveren asgari geçim indirimini maaş olarak verebilir mi? Diğer deyişle brüt 900 TL olan ücretim, net 699 TL etmektedir. Ama işveren bordroda asgari geçim indirimini maaşın içinde göstererek prosedürün bu şekilde olduğunu ifade ediyor. Eğer öyle ise 900 TL brüt ücret içinde “asgari geçim indirimi dahil” demesi gerekmiyor muydu?
CEVAP-6: Asgari geçim indirimi her ücretliye kanuni olarak yansıtılması zorunlu bir uygulamadır. Ücretlinin durumuna göre ücretine ek olarak verilmesi icap etmektedir. Her ay ücretliler için düzenlenen bordroda ücretten yapılan yasal kesintiler nasıl ki ayrıca gösteriliyorsa, asgari geçim indirimi miktarının da gösterilmesi gerekmektedir.
Bordronuza baktığınızda bunu ayrıca bir rakam olarak görmüyorsanız, kanunen bu ödemenin size yapılmadığı anlamına gelmektedir. Ücrete ilave olarak verilmesi, diğer deyişle ücretin içinde diyerek bordroda gösterilmemesi söz konusu olamaz. Böyle bir durumda zaten ücretli ne kadar asgari geçim indirimi aldığını göremeyeceği gibi işveren de asgari geçim indirimini ücretliye ödememiş gibi kabul edileceğinden ücretliye ödeme yapıp yapmadığı noktasında ispat problemi yaşar.
Dolayısıyla bordronuzu kontrol edip, bu rakamın ayrıca gösterilip gösterilmediğine bakmanız gerekmektedir. Ayrıca gösteriliyorsa, asgari geçim indirimini alıyorsunuz demektir. Ancak gösterilmiyorsa almıyorsunuz demektir.
SORU-7: Şirketimiz gerçek kişiye ait bir arsa alımı yaptı. Arsa alımının belgelendirilmesi aşamasında, tapu işlemleri neticesindeki belgeleme yeterli midir, örneğin şirketimiz adına düzenlenen tapu senedi yeterli midir? Yoksa alımı belgelendirmek için başka bir belge düzenlememiz, örneğin gider pusulası vb gibi gerekir mi?
CEVAP-7: Söz konusu arsa alımı için tapu senedi ve banka hareketleri (dekontlar) belge düzeni açısından yeterli olacaktır. Ayrıca başka bir belgelendirme yoluna gidilmesine vergi usulü açısından gerek bulunmamaktadır.
SORU-8: Otelcilik faaliyetiyle uğraşan bir mükellef 50 yıllığına kiralamış olduğu gayrimenkulün boyasını yaptırmak için 90.000 TL tutarında boya+macun+işçilik faturası almıştır. Söz konusu boya+macun+işçilik masrafını 213 sayılı VUK’un 272. maddesinin ilk fıkrası hükmü uyarınca; “Normal bakım, tamir ve temizleme giderleri dışında, …. varlıklarının maliyet bedeline eklenir.” hükmü gereği tek seferde gider yazılması mümkün müdür? Ayrıca yapılan harcamayı “Özel Maliyet” olarak dikkate alırsak kira sözleşmesinin kalan süresinde (kalan süre 44 yıl) mi itfa etmek doğru olur yoksa kira sözleşmesinin süresi olan 50 yıldamı itfa etmek daha doğru olur?
CEVAP-8: Bahsettiğiniz husus otelcilik faaliyeti ile uğraşan mükellefiniz için kiralamış olduğu binayı genişletici veya iktisadi değerini artırıcı nitelikte görünmüyor ve bakım amaçlı yapılmış kanaatini uyandırıyor. Anlattığınız kadarı ile bu tip harcamalar normal bakım harcamaları kapsamında kabul edilmekte ve doğrudan gider yazılabilmektedir.
Olayın gerçek mahiyeti açısından iki unsura bakınız. 90.000 TL değerindeki harcama gayrimenkulü genişletici bir etki yapıyor mu? Tabi ki sadece boya badana işleri ise zaten bu kriteri sağlamaz. İkinci unsur ise iktisadi değerini artırıyor mu? Gayrimenkulün rayiç bedelinde bir artış oldu mu? Bu açıdan da olumlu yanıt veremiyorsanız söz konusu harcama VUK’nun 272. maddesindeki “normal bakım, tamir…” ifadesine girer ki bu da doğrudan gider yazılabilir. Ama özel maliyetler kapsamında da değerlendirmek isterseniz (risk almamak adına) bu durumda kira süresini baz almak şarttır ve harcama kalan kira süresi içinde itfa edilmelidir.
SORU-9: Asgari ücretle çalışan bir işçiyim. Maaşım bankaya her ay 523 TL olarak yatırılıyor, 10 gün sonra da asgari geçim indirimi 54 TL yatırılıyor. Toplam 577 TL maaş olarak almış oluyorum. Size danışmak istediğim konu, asgari geçim indirimi maaşa dahil olarak mı verilmektedir? Normalde bana asgari ücret tutarında 577 TL yatırılıp daha sonra asgari geçim indirimi 54 TL verilmesi gerekmez mi?
CEVAP-9: Asgari ücret net olarak 521.89 TL’dir. Bu bedele asgari geçim indirimini ilave ettiğimizde 56,68 TL toplam 578,57 TL elde ederiz. Yani asgari geçim indirimi dahil hak edilen tutar 578,57 TL’dir. Dolayısıyla size ödenen bedelde problem görünmüyor. Siz maaş ve asgari geçim indirimini eksiksiz alıyor görünüyorsunuz. 577 TL + 54 TL ödenmesi söz konusu değildir.
SORU-10: Bir katına sahip olduğumuz binanın dışına reklam için kiralamak istediler. Binanın ortak alanı olan bu yer için kirayı iş merkezi yönetimi alacaktır. Fakat öğrendik ki bu vergisel olarak problem yaratabilecek olaylara neden olmaktadır.
Şöyle ki; binada 84 tane bağımsız bölüm bulunmaktadır. Bunların çoğu gerçek kişi az bir kısmı da tüzel kişiliğe sahiptir. Yukarıdaki şekilde bir kiralama söz konusu olursa kira yatıracak kişiye 84 ayrı fatura mı kesilecektir? Yoksa kira yatıracak kişi stopaj yaptıktan sonra kalan kısmı 84 kişiye ayrı ayrı mı yatırması gerekmektedir? Ya da iş merkezi yönetimi mi kirayı almalıdır? Acaba vergi ziyaı olmadan ve ilerde problem yaşamamak adına ne şekilde bir yol izlenmelidir?
CEVAP-10: Bu tür durumlarda (ortak yerlerin kiraya verilmesi) elde edilen gelir doğrudan apartman yönetiminin değil, kat maliklerinin geliridir ve gayrimenkul sermaye iradı olarak kabul edilir. Tahsilatın apartman yönetimi tarafından yapılması ya da kullanılması önem arz etmemektedir. Dolayısıyla elde edilen gelirin her bir kat maliki başına bölüştürülmesi gerekiyor. Diğer deyişle aldığınız miktarı 84’e bölmeniz gerekmektedir.
Öte yandan kiralayan şahıs ki stopajdan bahsettiğinize göre vergi mükellefi olan bir firma kiralamak istiyor, bu firma ödeme yaparken toplam bedel üzerinden stopajını yapacak (%20) ve kalan net miktarı apartman yönetiminin hesabına yatıracaktır. Daha sonra o gelir tüm kat maliklerine paylaştırılacaktır. Apartman yönetimi bu gelire istinaden de makbuz düzenleyecek ve makbuza kira geliri olarak şerh düşecektir.
Her bir kat malikinin fatura kesmesi, ödeme yapan tarafından her birinin hesabına ayrı ayrı para yatırılması diye bir husus söz konusu değildir. Yukarıdaki şekilde işlem yapılmalıdır. Bu gelirden pay alan vergi mükellefi kurumlar (şahısların zaten bir şey yapmasına gerek yok), aldıkları payları gelir olarak kaydedecektir. Stopajı ise payına düşen kısım kadarı ile vergilerinden mahsup edebilir.