Sorumlu Sıfatıyla KDV Beyannamelerinde Vergilendirme Dönemi
Ayhan YAMAN
Gelir İdaresi Grup Müdürü
[email protected]
GİRİŞ:
Bilindiği üzere Katma Değer Vergisi Kanununun 9 uncu maddesinde gerekli görülen hallerde vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla vergiye tabi işlemlere taraf olanları verginin ödenmesinden sorumlu tutma konusunda Maliye Bakanlığımıza yetki verilmiştir.
Alınan yetki kapsamında temeli 91 seri numaralı KDV Genel Tebliğine ([1]) dayalı muhtelif yasal düzenlemeler yapılmış, en son tüm katma değer vergisi tevkifat sürecini bir arada toplamaya yönelik Tebliğ hazırlığı taslak haliyle hayatiyet kazanmıştır.
Yazımızın konusu yasal zeminde, en azından KDV Kanunu ve alt yasal hiyerarşisi dahilinde tereddüt edilmemesi gereken bir noktada düğümlenmektedir.
SORUMLU SIFATIYLA VERİLMESİ GEREKEN KATMA DEĞER VERGİSİ BEYANNAMELERİNDE VERGİLENDİRME DÖNEMİ
Başlıkta da yer verildiği gibi KDV Kanunun 9 uncu maddesi dayanağında yapılan KDV tevkifatları, yine aynı Kanunun 40/2 ve 41. maddeleri kapsamında vergi kesintisini yapmakla sorumlu tutulanlar tarafından, vergilendirme dönemini takip eden ayın 24. günü akşamına kadar vergi dairesine verilmesi gerekmektedir.
Görüldüğü gibi sınırlı yasal zeminde yapılan kesinti ve beyanı hususunda KDV Kanunundan hareketle bir sıkıntı gözükmemekte, yasa metni son derece basit dilli bir metinle, kesintilerin vergilendirme dönemini takip eden ayın 24. günü akşamına kadar vergi dairesine verilmesi gerektiğini hükmetmektedir.
TEVKİFAT YAPACAK KURULUŞLAR-TEVKİFATA TABİ İŞLEMLER-TEVKİFAT BEYANI
Bilindiği gibi KDV Kanunun 9 uncu maddesinde alınan yetki kapsamında yayımlanan KDV Genel Tebliğlerinde sorumlu tayin edilen ve tevkifat yapacak kuruluşlar:
- Genel bütçeye dahil daireler, katma bütçeli idareler, il özel idareleri, belediyeler ve bunların teşkil ettikleri birlikler,
- Döner sermayeli kuruluşlar,
- Kanunla kurulan kamu kurum ve kuruluşları,
- Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları,
- Üniversiteler (vakıf üniversiteleri hariç),
- Kanunla kurulan veya tüzel kişiliği haiz emekli ve yardım sandıkları,
- Bankalar ve özel finans kurumları,
- Kamu iktisadi teşebbüsleri (Kamu İktisadi Kuruluşları, İktisadi Devlet Teşekkülleri),
- Özelleştirme kapsamındaki kuruluşlar
- Organize sanayi bölgeleri ile menkul kıymetler, vadeli işlemler borsaları dahil bütün borsalar,
- Yarıdan fazla hissesi doğrudan yukarıda sayılan kurum ve kuruluşlara ait olan (tek başına ya da birlikte) kurum, kuruluş ve işletmelerdir.
Birbirlerine karşı ifa ettikleri hariç olmak üzere, aşağıda belirtilen hizmetlerde katma değer vergisi tevkifatı yapmakla zorunlu kılınmış, yine Tebliğ kapsamında yukarıda sayılan kurum ve kuruluşların tevkifat uygulanacak işlemleri şu şekilde belirlenmiştir.
- Yapım işleri ile bu işlere ilişkin mühendislik-mimarlık ve etüt-proje hizmetleri,
- Temizlik, bahçe ve çevre bakım hizmetleri,
- Özel güvenlik hizmetleri,
- Makine, teçhizat, demirbaş ve taşıtlara ait tadil, bakım ve onarım hizmetleri,
- Her türlü yemek servisi,
- Danışmanlık ve denetim hizmetleri,
18 Sıra Numaralı Muhasebat Genel Tebliği doğrultusunda genel bütçeli dairelerin yaptıkları vergi tevkifatı için beyanname vermeyecekleri, katma bütçeli idareler ve döner sermayeli kuruluşların ise yaptıkları tevkifatları beyanname düzenlemek suretiyle ilgili vergi dairelerine yatıracakları ifade edilmiştir.
Yine genel bütçeli idareler dışında sayılan kuruluşların tamamı tevkif ettikleri vergiyi vergi sorumlularına ait 2 numaralı KDV beyannamesi ile beyan edip kanuni süresi içinde vergi dairelerine yatırmaları gerekmektedir. Bu kuruluşlardan KDV mükellefiyeti olmayanlar mükellefiyetlerini tesis ettirecekler, sorumlu sıfatıyla beyannameyi sadece işlemin yapıldığı dönemde vereceklerdir.
Öte yandan, sayılan kuruluşlardan bankaların 2 numaralı KDV beyannamesini kurumlar vergisi yönünden bağlı oldukları vergi dairesine vermeleri gerekmektedir. Ancak, uygulamanın yaratacağı sorunlar dikkate alınarak isteyen bankaların tevkif ettikleri katma değer vergisini şube bazında da beyan edip ödemeleri Katma Değer Vergisi Kanununun 43/6 ncı maddesi çerçevesinde Maliye Bakanlığınca uygun görülmüştür.
İki numaralı beyannamede herhangi bir surette indirim yapılması mümkün olmadığından tevkif edilen verginin, aynen vergi dairesine yatırılması gerekmektedir. Ancak tevkifat uygulayan kurumun katma değer vergisi mükellefiyetinin bulunması ve bu hizmeti indirim hakkı tanınan işlemlerde kullanacak olması halinde, hizmet bedelinin satıcıya ödenen kısmı ile birlikte iki numaralı beyanname ile beyan edilen tevkifat tutarının bir numaralı beyannamede indirim konusu yapılabilmesi mümkün olmaktadır. Hizmet bedeli üzerinden hesaplanan verginin satıcıya ödenen kısmı takvim yılı aşılmamak şartıyla hizmet faturasının defterlere kaydedildiği dönemde, sorumlu sıfatıyla beyan edilen kısmı ise iki numaralı beyannamenin ait olduğu dönem için verilen bir numaralı beyannamede indirim konusu yapılabilmektedir.
SORUN!
FATURANIN DÜZENLENDİĞİ DÖNEM-ÖDEMENİN YAPILDIĞI DÖNEM İKİLEMİ
Buraya kadar ifade olunan tüm hususlar KDV Kanunu dayanağında şekil kazanmıştır.
Ancak uygulamada özellikle tevkifat yapmakla yükümlü kılınmış bazı kurumlarda yapılan tevkifatların beyanı, hizmete esas faturanın düzenlenme döneminde değil de hizmet bedelinin ödenmesi paralelinde yapıldığı gözlemlenmektedir.
Söz konusu işleme esas olarak gösterilen gerekçe ise; Kurumların gelir, gider ve muhasebe gibi faaliyetlerini düzenleyen 5018 sayılı Kanun hükümleri ile Analitik bütçe kurallarına dayandırılmaktadır. 5018 sayılı Kanunun 33. maddesi gereğince bir giderin gerçekleşmesi için hak sahibine ödeme yapılması öngörülmüş olup, bu nedenle gerçekleşmemiş bir giderin tevkifatından da söz edilemeyeceği belirtilmektedir. Mezkur Kanunun 50. maddesin de de muhasebe kaydının belgeye dayanması gerektiği ve bu belgenin de ödeme emri belgesi ve eki belgeler olduğunun altı çizilmektedir.
DEĞERLENDİRME ve SONUÇ
Görünen haliyle en azından muhasebe düzeni açısından bir uygulama çelişkisinden bahsedilebilmekle beraber, esasta var olan, bağlayıcılığı belirgin olan yasal düzenleme KDV Kanunudur.
Katma Değer Vergisi Kanununun 10 uncu maddesinin a bendinde, mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde vergiyi doğuran olayın, malın teslimi veya hizmetin yapılması ile meydana geldiği,
40 inci maddesinin bir numaralı fıkrasında, Katma Değer Vergisinin, bu Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça mükelleflerin yazılı beyanları üzerine tarh olunacağı, iki numaralı fıkrasında, bu Kanunun 9 uncu maddesinde belirtilen hallerde bu beyanın, vergi kesintisi yapmakla sorumlu tutulanlar tarafından yapılacağı,
41 inci maddesinin bir numaralı fıkrasında ise mükellefler ve vergi kesintisi yapmakla sorumlu tutulanların Katma Değer Vergisi beyannamelerini, vergilendirme dönemini takip eden ayın yirmidördüncü günü akşamına kadar ilgili vergi dairesine vermekle yükümlü oldukları, hükme bağlanmıştır.
Buna göre, tevkifat uygulaması kapsamında yapılan hizmet alımlarına ait katma değer vergisinin, hizmeti yapan mükellef tarafından vergiyi doğuran olayın meydana geldiği vergilendirme döneminde, (hizmete esas faturanın düzenlenme döneminde) 1 no.lu Katma Değer Vergisi Beyannamesiyle beyan edilmesi; buna paralel olarak tevkif edilen tutarın ise, tevkifatı yapan kuruluş tarafından aynı dönemde 2 no.lu Katma Değer Vergisi Beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmektedir.
Öte yandan tespit edilen örneklerdeki gelişmeler mevcut uygulama hatasının geniş mahiyetli olmasını muhtemel kılmakta, dolayısıyla bu noktadan hareketle tevkifat yapmakla yükümlü kılınan mükellefler nezdinde konunun daha hassasiyetle izlenmesi, zaruriyet arz etmektedir.
91 Seri Numaralı KDV Tebliği, 28 02 2004 tarih, 25387 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.