Hesap Pusulası Verme Zorunluluğu
Hüseyin İrfan FIRAT
Personel ve İnsan kaynakları Yönetimi Danışmanı
Bilindiği üzere ülkemizde yaygın bir biçimde seyretmekte olan kayıt dışılığın önlenebilmesi bakımından alınan önlemlerden biri de ücretlerin banka aracılığı ile ödenmesi konusunda getirilen uygulamadır.Gerçekten de 10 ve daha fazla personel çalıştıran kuruluşlarda ücretlerin ve personele yapılacak prim, ikramiye vb. nitelikteki ödemelerin banka aracılığı ile ödenmesi 01.01.2009 tarihinden itibaren yürürlüğe konulmuştur.[1]
Herhangi bir ihtilaf vukuunda işçi ücretlerinin ödendiğinin kanıtlanması konusundaki ispat yükümlülüğü işverene düşmektedir. Bu konudaki kanıt araçları ücret bordroları, hesap pusulası ve ibranamelerdir. Şimdi ise bu uygulamayla birlikte işçi ücretlerinin ödendiğinin kanıt araçlarının en önemlisi banka kayıtları olmaktadır. (5 ve daha fazla personel çalıştıran kuruluşlar bakımından)
Banka aracılığı ile ödeme zorunluluğu kimi işveren vekillerimiz ve uygulamacılar bakımından İş kanunumuzun 37. Maddesi ile düzenleme getirilen ücret hesap pusulası verme zorunluluğunun ortadan kalktığı ya da artık gerekli olmadığı düşüncesine neden olmaktadır. Bu tespitimiz gerek tarafımıza gelen sorular, gerekse yaptığımız eğitim çalışmalarında birebir uygulamacılardan aldığımız geri beslemelere dayanmaktadır.
Her şeyden önce İş kanununumuzun 37.maddesine bir kez daha bakalım.
MADDE 37. – İşveren işyerinde veya bankaya yaptığı ödemelerde işçiye ücret hesabını gösterir imzalı veya işyerinin özel işaretini taşıyan bir pusula vermek zorundadır.
Bu pusulada ödemenin günü ve ilişkin olduğu dönem ile fazla çalışma, hafta tatili, bayram ve genel tatil ücretleri gibi asıl ücrete yapılan her çeşit eklemeler tutarının ve vergi, sigorta primi, avans mahsubu, nafaka ve icra gibi her çeşit kesintilerin ayrı ayrı gösterilmesi gerekir.
Bu işlemler damga vergisi ve her çeşit resim ve harçtan muaftır.
Madde metninden de açıkça anlaşılabileceği gibi işverenin gerek işyerinde gerekse banka kanalı ile yapacağı ödemelerde işçiye bir ücret hesap pusulası verme zorunluluğundan söz edilmektedir.
4857 sayılı yasanın gerekçelerine baktığımızda ise:
MADDE 37- 1475 sayılı Kanunun 30 uncu maddesi özü itibarıyla aynı kalmakla birlikte, ödeme yerine ilişkin 32 nci madde ile getirilen, işverence özel banka hesabına yapılacak ödemelerde de ücret hesap pusulası verilmesi bu madde ile hükme bağlanmıştır. Ayrıca pratikte artık fazla bir işlevi kalmamış olan ücret hesap defteri uygulamasına da son verilmiştir.
Denildiği görülmektedir.
Gerekçe metnide açıktır. Buna göre ödemenin banka kanalı ile yapılmasının ücret hesap pusulası verme konusuna herhangi bir etkisi yoktur.
Şimdi de bu konuda verilmiş olan bir yüksek yargı kararını sizlerle paylaşalım[2]
1) Aynı yasanın 37.maddesinde, işçi ücretlerinin işyerinde ödenmesi yada banka hesabına yatırılması hallerinde ücret hesap pusulası türünde bir belgenin işçiye verilmesinin zorunlu olduğu hükme bağlanmıştır. Usulunce düzenlenmiş olan bu tür belgeler, işçinin ücreti noktasında işverenden sadır olan yazılı delil niteliğindedir. 8 yargıtay 9.HD. 23.09.2008 gün 2007/27217 E, 2008/24515 K)
2) Asıl sorun, yasal yükümlülüğe ve cezai yaptırıma rağmen 8.ve 37. madde hükümlerine aykırı şekild belgelerin hiç verilmemesi noktasında ortaya çıkar. Kural olarak ücretin miktarı ve ekleri gibi konularda ispat yükü işçidedir. Ancak bu noktada 4857 sayılı İş kanununun 8 ve 37. maddelerinin işverene bu konuda bazı yükümlülklerde getirdiği gözardı edilememelidir.
Sonuç itibarı ile ücretlerin banka aracılığı ile ödenmesi ve işçiye her ay ücret hesap pusulası verme zorunluluğu işverenlere kanunla verilmiş farklı yükümlülüklerdir. Birinin yerine getirilmiş olması diğer yükümlülüğü ortadan kaldırmaz. Ayrıca işçiye ücret hesap pusulası vermemenin yaptırımı olan idari para cezası yasadaki yerini korumaktadır.[3]
[1] Bu konudaki yönetmelik 18/11/2008 tarih 27058 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.
[2] Y.9.H.D. E.2007/41230 K.2009/22524 T.21.07.2009
[3] İ.K. M.102/b