Vergi Hukukunda Süreler
Rüknettin KUMKALE
Yeminli Mali Müşavir
rkumkale.ymm@gmail.com
Vergi Hukukumuzda süreler konusu Vergi Usul Kanunu ile düzenlenmiş bulunmaktadır. Bunun yanında 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanun’un Tebliğler ve Müddetlerin Hesaplanması başlıklı 8. Maddesinde bulunan “Hilafına hüküm bulunmadıkça bu kanunda yazılı müddetlerin hesaplanmasında ve tebliğlerin yapılmasında Vergi Usul Kanunu hükümleri tatbik olunur” hükümleri ile de Vergi Usul Kanunu’na atıf yapılmıştır.
Ayrıca 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanun’unun Dava Açma Süresi başlıklı 7 maddesinde Danıştay’da İdare Mahkemeleri’nde ve Vergi Mahkemeleri’nde dava açma süreleri belirtilmiştir.
- Sürelerin Hesaplanması
Vergi Hukukumuzdaki süreleri belirtmeden önce bu sürelerin Kanunlarımızdaki hükümler çerçevesinde nasıl hesaplanacağını açıklamak, aşağıda belirtilen sürelerin daha çok anlaşılır olmasını sağlayacağı düşüncesi ile yazımızın hemen başında sürelerin hesaplanması konu edilmiştir.
Sürelerin hesaplanması, Vergi Usul Kanunu’nda ve 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda belirtilmektedir.
Vergi Usul Kanunu’nun “Sürelerin Hesaplanması” başlıklı 18. Maddesinde ele alınan hükümlere göre;
Vergi kanunlarında yazılı süreler aşağıdaki şekilde hesaplanır:
- Süre gün olarak belli edilmişse başladığı gün hesaba katılmaz ve son günün tatil saatinde biter;
- Süre hafta veya ay olarak belli edilmişse başladığı güne son hafta veya ayda tekabül eden günün tatil saatinde biter. Sürenin bittiği ayda, başladığı güne tekabül eden bir gün yoksa süre o ayın son gününün tatil saatinde biter;
- Sonu belli bir gün ile tayin edilen sürelerde, süre o günün tatil saatinde biter;
- Resmi tatil günleri süreye dahildir. Şu kadar ki, sürenin son günü resmi tatile rastlarsa tatili takip eden ilk iş gününün tatil saatinde biter.
2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Sürelerle İlgili Genel Esaslar” başlıklı 8. Maddesinde ele alınan hükümlere göre;
- Süreler, tebliğ, yayın veya ilan tarihini izleyen günden itibaren işlemeye başlar.
2.Tatil günleri sürelere dahildir. Şu kadar ki, sürenin son günü tatil gününe rastlarsa, süre tatil gününü izleyen çalışma gününün bitimine kadar uzar.
- Bu kanunda yazılı sürelerin bitmesi çalışmaya ara verme zamanına rastlarsa bu süreler, ara vermenin sona erdiği günü izleyen tarihten itibaren yedi gün uzamış sayılır.
- Vergi Usul Kanunundaki Süreler
- İşe Başlamada Süre
Vergi Usul Kanunu’ nun Süre başlıklı 168. Maddesinde İşe başlamada dikkat edilecek süreler ile ilgili hükümler verilmektedir. Buna göre;
Gerçek kişilerde işe başlama bildirimleri; işe başlama tarihinden itibaren on gün içinde kendilerince veya 1136 sayılı Avukatlık Kanununa göre ruhsat almış avukatlar veya 3568 sayılı Kanuna göre yetki almış meslek mensuplarınca,
Şirketlerin kuruluş aşamasında işe başlama bildirimleri; işe başlama tarihinden itibaren on gün içinde ticaret sicili memurluğunca ilgili vergi dairesine yapılır.
- İşyerinin Naklinde süre
Vergi Usul Kanunu’ nun Süre başlıklı 168. Maddesine göre; Vergi mükelleflerinin işyerinin nakli halinde bildirim, bildirilecek olayın vukuu tarihinden itibaren bir ay içerisinde mükellef tarafından vergi dairesine yapılır.
- İşe Başlama bildirimi dışındaki bildirimlerde süre
Vergi Usul Kanunu’ nun Süre başlıklı 168. Maddesine göre; Şirketlerin işe başlama bildirimleri dışında yapılacak bildirimler, bildirilecek olayın vukuu tarihinden itibaren bir ay içerisinde mükellef tarafından vergi dairesine yapılır.
- İşi Bırakma ve değişiklik bildirimlerinde süre
Vergi Usul Kanunu’ nun Süre başlıklı 168. Maddesine göre; İşi bırakma ve değişiklik bildirimleri, bildirilecek olayın vukuu tarihinden itibaren bir ay içerisinde mükellef tarafından vergi dairesine yapılır.
- Ölüm Halinde Bildirim
Vergi Usul Kanunu’ nun ölüm başlıklı 164. Maddesine göre; Ölüm işi bırakma hükmündedir. Ölüm mükellefin mirası reddetmemiş mirasçıları tarafından vergi dairesine bildirilir. Mirasçılardan herhangi birinin ölümü bildirmesi diğer mirasçıları bu ödevden kurtarır.
Ölüm olayı Vergi Usul Kanunu’nun yukarıda belirtilen 164. Maddesine göre işi bırakma hükmünde olmasından dolayı Vergi Usul Kanunu’nun Süre başlıklı 168. Maddesine göre ölümün vukuu tarihinden itibaren bir ay içerisinde bildirimin yapılması gerekmektedir.
Ölüm halinde Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesinin, Gelir Vergisi Kanunu’nun Yıllık Beyannamenin verilmesi başlıklı 92/2 maddesine göre ölüm tarihinden itibaren 4 ay içinde verilmesi gerekmektedir.
- Memleketi Terk Halinde beyanname verilme süresi
Gelir Vergisi Kanunu’ nun Yıllık Beyannamenin Verilmesi başlıklı 92/2 maddesine göre Takvim yılı içinde memleketi terk edenlerin beyannamelerini memleketi terke takaddüm eden 15 gün içinde vermeleri gerekmektedir.
- Tasfiye ve İflas
Vergi Usul Kanunu’ nun Tasfiye ve İflas başlıklı 162. Maddesine göre; Tasfiye ve iflas hallerinde, mükellefiyet vergi ile ilgili muamelelerin tamamen sona ermesine kadar devam eder.
Bu hallerde tasfiye memurları veya iflas dairesi:
1. Tasfiye veya iflas kararlarını;
2. Tasfiyenin veya iflasın kapandığını;
Vergi dairesine ayrı ayrı bildirmeye mecburdurlar.
Tasfiye ve iflas da Vergi Usul Kanunu’nun 164. Maddesine göre işi bırakma hükmünde olmasından dolayı Vergi Usul Kanunu’nun Süre başlıklı 168. Maddesine göre olayın vukuu tarihinden itibaren bir ay içerisinde bildirimin yapılması gerekmektedir.
- Bina ve Arazi Değişiklikleri ile ilgili bildirimlerde süre
Vergi Usul Kanunu’ nun Süre başlıklı 168. Maddesine göre: Yeni inşaatta inşaatın bittiği ve kısmen kullanılmaya başlanılmışsa her kısmın kullanılmaya başlandığı ve diğer değişikliklerde (Müstesnalığın sukutu dahil) tadili gerektiren halin vuku tarihinden başlayarak iki ay’lık bildirim süresi bulunmaktadır.
- Beyanname verme ve ödeme süreleri
Mükelleflerin Vergi Beyannamelerini verme ve bunlar ile ilgili ödemelerin yapılacağı süreler aşağıya çıkartılmıştır.
www.apakymm.com Sitesinden İktibas Edilmiştir
04 NİSAN 2007 TARİHİNDEN İTİBAREN BEYANNAME VERME VE ÖDEME SÜRELERİ | ||||
BEYANNAMENİN ADI | BEYAN VERME SÜRESİ | 1. TAKSİT ÖDEME SÜRESİ | 2. TAKSİT ÖDEME SÜRESİ | AÇIKLAMA |
GELİR VERGİSİ BEYANNAMESİ (Basit Usul Beyanı İçin) | Şubat Ayının Başından 25. Günü Akşamına Kadar | Şubat Ayı Sonuna Kadar | Haziran Ayı Sonuna Kadar | 5615 S.K. 10.Madde |
GELİR VERGİSİ BEYANNAMESİ (Gerçek Usul Beyanı İçin) | Mart Ayının Başından 25. Günü Akşamına Kadar | Mart Ayı Sonuna
Kadar |
Temmuz Ayı Sonuna Kadar | 5615 S.K. 10. Madde |
KURUMLAR VERGİSİ BEYANNAMESİ | Nisan Ayının Başından 25. Günü Akşamına Kadar | Nisan Ayı Sonuna Kadar (Tamamı) | 4842 Sayılı Kanunla 01/01/2004’den itibaren. | 5520 S.K. 14.Madde |
GEÇİCİ VERGİ BEYANNAMESİ
(01-03 Dönemi) |
14 Mayıs
Akşamına Kadar |
17 Mayıs Akşamına Kadar | 5615 S.K. 10.Madde | |
GEÇİCİ VERGİ BEYANNAMESİ
(04-06 Dönemi) |
14 Ağustosa Kadar | 17 Ağustos Akşamına Kadar | 5615 S.K. 10.Madde | |
GEÇİCİ VERGİ BEYANNAMESİ
(07-09 Dönemi) |
14 Kasıma Kadar | 17 Kasım Akşamına Kadar | 5615 S.K. 10.Madde | |
GEÇİCİ VERGİ BEYANNAMESİ
(10-12 Dönemi |
14 Şubata Kadar | 17 Şubat Akşamına Kadar | 5615 S.K. 10.Madde | |
MUHTASAR BEYANNAME
(Aylık Olanlar) |
Ertesi Ayın 23. Günü Akşamına Kadar | Beyanname Verecekleri Ayın 26’sı Akşamına Kadar | 5615 S.K. 10.Madde | |
MUHTASAR BEYANNAME
(3 Aylık Olanlar, 01-03 Dönemi) |
23 Nisan
Akşamına Kadar |
26 Nisan Akşamına Kadar | 5615 S.K. 10.Madde | |
MUHTASAR BEYANNAME
(3 Aylık Olanlar, 04-06 Dönemi) |
23 Temmuz
Akşamına Kadar |
26 Temmuz Akşamına Kadar | 5615 S.K. 10.Madde | |
MUHTASAR BEYANNAME
(3 Aylık Olanlar,07-09 Dönemi) |
23 Ekim
Akşamına Kadar |
26 Ekim Akşamına Kadar | 5615 S.K. 10.Madde |
MUHTASAR BEYANNAME
(3 Aylık Olanlar, 10-12 Dönemi) |
23 Ocak
Akşamına Kadar |
26 Ocak Akşamına Kadar | 5615 S.K. 10.Madde | |
K.D.V. BEYANNAMESİ
(Aylık Olanlar) |
Takip Eden Ayın 24.Günü Akşamına Kadar | Beyanname Verecekleri Ayın 26’sı Akşamına Kadar | 5615 S.K. 10.Madde | |
BANKA VE SİGORTA MUAMELE
VERGİSİ BEYANNAMESİ |
Ertesi Ayın 15. Günü Akşamına Kadar | Ertesi Ayın 15. Günü Akşamına Kadar | ||
DAMGA VERGİSİ BEYANNAMESİ | Ertesi Ayın 23’üncü Günü Akşamına Kadar | Ertesi Ayın 26’ıncı Günü Akşamına Kadar | 5615 S.K. 10.Madde
(Vuk 371 Genel Tebliği) |
|
VERASET VE İNTİKAL VERGİSİ BEYANNAMESİ | Ölüm Türkiye’de, mükellefleri de Türkiye’de ise, 4 ay; Ölüm Türkiye’de mükellefleri yurtdışında ise, 6 ay; Ölüm yurt dışında mükellefleri Türkiye’de ise, 6 ay; Ölüm yabancı bir ülkede mükellefleri ölümün olduğu ülkede ise, 4 ay, Başka bir yabancı ülkede ise 8 ay içinde verilir. Diğer intikallerde bir ay içinde verilir. Çekiliş ve yarışmalarda ve futbol müsabakalarına ait müşterek bahislerde takip eden ayın 20’inci günü akşamına kadar verilir. |
MAYIS VE KASIM AYLARINDA HER YIL İKİ TAKSİT DE OLMAK ÜZERE ÜÇ YIL DA ÖDENİR. |
- Ödeme Kaydedici Cihaz Satın alma ile ilgili süre
36 ve 51 no lu Katma Değer Vergisi Mükelleflerinin ödeme kaydedici cihazları kullanılması mecburiyeti hakkında kanunla ilgili genel tebliğ hükümleri çerçevesinde yeni işe başlayan ve sonradan mecburiyet kapsamına giren mükelleflerin ödeme kaydedici cihazları kullanma mecburiyetlerinin (tebliğde maddeler halinde sayıldığı şekilde) işe başlama ve mecburiyet kapsamına girme tarihinden itibaren 30 gün içerisinde başlayacağı açıklanmıştır.
- İşi Bırakmada Ödeme Kaydedici Cihazı Mühürletme Süresi
50 no lu Katma Değer Vergisi Mükelleflerinin ödeme kaydedici cihazları kullanılması mecburiyeti hakkında kanunla ilgili genel tebliğ hükümleri çerçevesinde; İşi bırakan, ödeme kaydedici cihaz kullanmayı gerektiren bir işle uğraşmayan ve cihazını bir başkasına satmayan mükellefler;
a) İşi bırakma tarihinden itibaren bir ay içerisinde vergi dairesince görevlendirilecek bir memura, ödeme kaydedici cihazlarında kayıtlı olan mali bilgileri tutanakla tespit ettireceklerdir. Tutanağın bir örneği mükellefin vergi dairesindeki dosyasına konulacak diğeri ise cihaz ruhsatnamesine eklenecektir.
b) Yapılan bu tespiti müteakip ödeme kaydedici cihazı, kullanma kılavuzu ve ruhsatname ile birlikte bir torbanın içine koyup torbanın ağzını vergi dairesince görevlendirilen memura mühürlettirerek teslim alacaklardır. Mühürü vergi dairesinin izni olmadan kesinlikle açmayacaklardır.
c) Bu işlemlerin tamamlanması ile birlikte cihazın vergi dairesindeki kaydını sildirecekler ve “Ödeme Kaydedici Cihazlara Ait Levha”yı iptal edilmek üzere geri vereceklerdir.
12.Tekrar Ödeme Kaydedici Cihaz Kullanmada Mühürü Açtırma Süresi
50 no lu Katma Değer Vergisi Mükelleflerinin ödeme kaydedici cihazları kullanılması mecburiyeti hakkında kanunla ilgili genel tebliğ hükümleri çerçevesinde; Yeniden ödeme kaydedici cihaz kullanmayı gerektiren bir işle uğraşmaları halinde, işe başlama tarihinden itibaren 30 gün içinde faaliyet gösterdikleri mahallin vergi dairesine müracaat ederek cihazın içinde bulunduğu torbanın mühürünün açılmasını talep edecekler ve cihazın kaydını yaptırıp “Ödeme Kaydedici Cihazlara Ait Levha”yı aldıktan sonra kullanmaya başlayacaklardır. Mühürün bir başka vergi dairesince açılması halinde, önceki vergi dairesine durum bildirilecektir.
- Ödeme Kaydedici Cihazların Arızalarında Düzenlenecek Bilgi Formlarını Verilme Süresi
50 no lu Katma Değer Vergisi Mükelleflerinin ödeme kaydedici cihazları kullanılması mecburiyeti hakkında kanunla ilgili genel tebliğ hükümleri çerçevesinde: Üretici veya ithalatçı kuruluşların yetkili servis elemanlarının, ödeme kaydedici cihazların hafızalarında meydana gelen arızalara istinaden yaptıkları teknik müdahalelerle ilgili olarak düzenlemek zorunda bulundukları 9 Seri No.lu genel Tebliğe ekli “Bilgi Formu”nu vergi dairesine gönderme süresi, 50 no lu Katma Değer Vergisi Mükelleflerinin ödeme kaydedici cihazları kullanılması mecburiyeti hakkında kanunla ilgili genel tebliğ hükümleri çerçevesinde üç günden onbeş güne çıkarılmıştır. Buna göre yetkili servis elemanları, düzenledikleri Bilgi Formlarını onarımın yapıldığı tarihten itibaren en çok 15 gün içerisinde cihazı onarılan mükellefin bağlı olduğu vergi dairesine göndereceklerdir.
- Vergi Tarhı nedeni ile mükellefe yapılacak davette süre,
Vergi Usul Kanunu’nun 30. Maddesi Re’sen Vergi Tarhını açıklamaktadır.
Aşağıdaki hallerden herhangi birinin bulunması durumunda, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitinin mümkün olmadığı kabul edilir.
– Vergi beyannamesi kanunî süresi geçtiği halde verilmemişse,
– Vergi beyannamesi kanuni veya ek süreler içinde verilmekle beraber beyannamede vergi matrahına ilişkin bilgiler gösterilmemiş bulunursa,
– Vergi Usul Kanununa göre tutulması mecburi olan defterlerin hepsi veya bir kısmı tutulmamış veya tasdik ettirilmemiş olursa veya vergi incelenmesi yapmaya yetkili olanlara herhangi bir sebeple ibraz edilmezse,
– Defter kayıtları ve bunlarla ilgili vesikalar, vergi matrahının doğru ve kesin olarak tespitine imkan vermeyecek derecede noksan, usulsüz ve karışık olması dolayısıyla ihticaca salih bulunmazsa,
– Tutulması zorunlu olan defterlerin veya verilen beyannamelerin gerçek durumu yansıtmadığına dair delil bulunursa.
– Bu Kanunun mükerrer 227’nci maddesi uyarınca 3568 sayılı Kanuna göre yetki almış meslek mensuplarına imzalattırma mecburiyeti getirilen beyanname ve ekleri imzalattırılmazsa veya tasdik kapsamına alınan konularda yeminli malî müşavir tasdik raporu zamanında ibraz edilmezse,
Yukarıdaki yazılı hallerin vukuunda mükellefe Takdir Komisyonu tarafından 15 günden az olmamak üzere bir mühlet verilerek vergi matrahına ilişkin bilgileri vermeye ve kanuni defterlerini ibraz etmeye davet olunur. Bu davet üzerine mükellef istenilen bilgileri verir ve kanuni defterlerini ibraz ederse, defter ve vesikalar ihticaca salih bulunmak şartıyla, mükellefe takdir olunacak matrah defter ve vesikaları kayıtlarına göre tespit olunacak miktardan fazla olamaz.
- Vergi İncelemesinde haklı mazeret gösterenlere verilecek süre
Vergi Usul Kanunu’nun İncelemenin Yapılacağı Yer başlıklı 139. Maddesinde vergi incelemesinin yapılacağı yer ile ilgili hükümler verilmektedir. Buna göre;
Vergi incelemeleri, esas itibariyle incelemeye tabi olanın iş yerinde yapılır.
İş yerinin müsait olmaması, ölüm, işin terk edilmesi gibi zaruri sebeplerle incelemenin yerinde yapılması imkansız olur veya mükellef ve vergi sorumluları isterlerse inceleme dairede yapılabilir. Bu takdirde incelemeye tabi olanın lüzumlu defter ve vesikalarını daireye getirmesi kendisinden yazılı olarak istenilir.
İncelemenin dairede yapılması halinde istenilen defter veya vesikaları belli edilen zamanda mazeretsiz olarak getirmeyenler, bunları ibraz etmemiş sayılırlar. Haklı bir mazeret gösterenlere, defter ve vesikalarını daireye getirmesi için münasip bir mühlet verilir. Münasip bir mühlet ile ilgili olarak Vergi Usul Kanunu’nun Kanuni ve İdari Süreler başlıklı 14. Maddesinde “ Kanunda açıkça yazılı olmayan hallerde 15 günden aşağı olmamak şartıyla bu süreyi, tebliği yapacak olan idare belirler ve ilgiliye tebliğ eder.” Hükmü bulunmaktadır.
- Bilgi Vermede Süre
Vergi Usul Kanunu’nun Bilgi Verme başlıklı 148. Maddesinde Bilgi verme ile ilgili hükümler verilmektedir. Buna göre;
Kamu idare ve müesseseleri, mükellefler veya mükelleflerle muamelede bulunan diğer gerçek ve tüzelkişiler, Maliye Bakanlığının veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanların isteyecekleri bilgileri vermeye mecburdurlar.
Bilgiler yazı veya sözle istenilir. Sözle istenen bilgileri vermeyenlere keyfiyet yazı ile tekit ve cevap vermeleri için kendilerine münasip bir mühlet tayin olunur. Bilgi istenmek üzere ilgililer vergi dairesine zorla getirilemez. Münasip bir mühlet ile ilgili olarak Vergi Usul Kanunu’nun Kanuni ve İdari Süreler başlıklı 14. Maddesinde “ Kanunda açıkça yazılı olmayan hallerde 15 günden aşağı olmamak şartıyla bu süreyi, tebliği yapacak olan idare belirler ve ilgiliye tebliğ eder.” Hükmü bulunmaktadır.
- Ödeme Emrine İtiraz
6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanun’un Ödeme Emrine İtiraz başlıklı 58. maddesine göre;
Kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabilir.
Borcun bir kısmına itiraz eden borçlunun o kısmın cihet ve miktarını açıkça göstermesi lazımdır, aksi halde itiraz edilmemiş sayılır.
İtirazda bulunan borçlu bu kanuna göre teminat gösterdiği takdirde takip muamelesi itirazlı borç miktarı için ve itiraz komisyonunca bu hususta karar verilinceye kadar durdurulur.
İtiraz komisyonu bu itirazları en geç 7 gün içinde karara bağlamak mecburiyetindedir.
İtirazında tamamen veya kısmen haksız çıkan borçludan, hakkındaki itirazın reddolunduğu miktardaki amme alacağı % 10 zamla tahsil edilir. İtiraz komisyonlarının bu konudaki kararları kesindir. Borcun tamamına bu madde gereğince vaki itirazların tamamen veya kısmen reddi halinde, borçlu ret kararının kendisine tebliği tarihinden itibaren 7 gün içinde mal bildiriminde bulunmak mecburiyetindedir. Borcun bir kısmına karşı bu madde gereğince vaki itirazlar mal bildiriminde bulunma müddetini uzatamaz.
- Uzlaşmaya Müracaat
Mükellefler Vergi/Ceza İhbarnamesinin tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde uzlaşma komisyonuna başvurarak vergi için uzlaşma talebinde bulunabilirler.
Tarhiyat öncesi uzlaşmanın temin edilememiş veya uzlaşma müzakeresinde uzlaşmaya varılamamış olması halinde mükellefler veya ceza muhatabı olanlar tarhiyat sonrası uzlaşma talebinde bulunamazlar. (213 sayılı V.U.K. Ek Mad. 11)
- Uzlaşma ve Vergi Mahkemelerinde Dava Açma süresi
Vergi Usul Kanunu’nun Uzlaşma ve Vergi Mahkemelerinde Dava Açma Ek Madde 7 hükümlerine göre;
Müddeti içinde uzlaşma talebinde bulunan mükellef veya ceza muhatabı uzlaşma talep ettiği vergi veya ceza için, ancak uzlaşma vaki olmadığı takdirde dava açma yoluna gidebilir.
Mükellef veya ceza muhatabı aynı vergi veya ceza için uzlaşma talebinden önce dava açmışsa dava, uzlaşma işleminin sonuca bağlanmasından önce vergi mahkemelerince incelenmez; herhangi bir sebeple incelenir ve karara bağlanırsa bu karar hükümsüz sayılır.
Uzlaşmanın vaki olması halinde mükellef, üzerinde uzlaşılan vergi ve cezaya (bunlardan birisi üzerinde uzlaşılmış olsa dahi her ikisine); adına sadece ceza kesilmiş bulunan, üzerinde uzlaşılan işbu cezaya karşı dava açamaz.
Uzlaşmanın vaki olmaması halinde mükellef veya ceza muhatabı; tarhedilen vergiye veya kesilen cezaya, uzlaşmanın vaki olmadığına dair tutanağın kendisine tebliğinden itibaren genel hükümler dairesinde ve yetkili vergi mahkemesi nezdinde dava açabilir. Bu takdirde, dava açma müddeti bitmiş veya 15 günden az kalmış ise bu müddet tutanağın tebliği tarihinden itibaren 15 gün olarak uzar.
Uzlaşmanın vaki olmaması halinde, yukarıdaki ikinci fıkra uyarınca durdurulmuş olan davanın görülmesine, keyfiyetin vergi dairesince işarı üzerine vergi mahkemesinde devam olunur.
- Uzlaşma İle İlgili Ödemeler
– Uzlaşma konusu yapılan vergi ve cezalarda uzlaşma gerçekleşmiş ise,
Buna ilişkin olarak düzenlenen uzlaşma tutanağı vergi ve cezaların ödeme zamanlarından önce mükellefe tebliğ olunmuşsa normal vade tarihlerinde, ödeme zamanları kısman veya tamamen geçtikten sonra tebliğ olunmuşsa ödeme süreleri geçmiş olanlar uzlaşma tutanağının tebliğinden itibaren bir ay içinde,
– Uzlaşma vaki olmamışsa ve yargı yoluna gidilmemiş ise,
– Taksit zamanlarından önce tahakkuk etmiş olması halinde taksit süreleri içinde,
– Taksit sürelerinin tamamen geçmesinden sonra tahakkuk etmiş olması halinde, tahakkuk tarihinden itibaren bir ay içerisinde,
– Taksit süresinin kısman geçmesinden sonra tahakkuk etmiş olması halinde, yalnızca süresi geçen taksit için, tahakkuk tarihinden itibaren bir ay içerisinde,
– Memleketi terk edenler, ölenler ve benzeri haller dolayısıyla mükellefiyeti kalkanlar adına ikmalen, re’sen veya idarece tarh olunan vergiler bakımından, tahakkuk tarihinden itibaren bir ay içerisinde,
– Uzlaşma başvurusuna konu edilen vergi ve vergi ziyai cezasının, dava açma süresinin bittiği tarihten itibaren bir ay içerisinde,
ödenmesi gerekir.
- Cezalar İle İlgili Ödeme Süreleri
Kaynak:
http://www.google.com.tr/search?q=cezaIhbarYasalHak&ie=utf-8&oe=utf-8&aq=t&rls=org.mozilla:tr:official&client=firefox-a
- İkmalen, re’sen veya idarece tarh olunan vergiler taksit zamanlarından evvel tahakkuk etmişse taksit süreleri içinde; taksit süreleri kısmen veya tamamen geçtikten sonra tahakkuk etmiş ise; geçmiş taksitler, tahakkuk tarihinden başlayarak BİR AY içinde ödenir.
- Memleketi terk ve ölüm gibi nedenlerle yükümlülüğü kalkanların ikmalen, re’sen veya idarece tarh olunan vergileri, tahakkuk tarihinden başlayarak BİR AY içinde ödenir. Bu süreler, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun gereğince teminat gösterildiği takdirde, vergi kanunu ile belli taksit zamanına kadar ve taksit zamanı geçmiş ise ÜÇ AY uzatılır. (213 sayılı V.U.K.Mad.l 12)
- Cezaya karşı vergi mahkemesinde dava açılmamışsa dava açma süresinin bittiği tarihten;
- Cezaya karşı dava açılmışsa vergi mahkemesi kararı üzerine vergi dairesince düzenlenecek ihbarnamenin ilgiliye tebliğ tarihinden başlayarak; (213 sayılı V.U.K.Mad.368)
- Uzlaşma vaki olduğu takdirde uzlaşma tutanağının tebliğ tarihinden itibaren; BİR AY içinde ödenir. (213 sayılı V.U.K.Mad.8)
- Vergi yargısı harçları, ihbarnamenin tebliğ tarihinden itibaren BİR AY içinde ödenir. (Harçlar Kanunu Mad.55)
III. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanundaki Süreler
- Vergi Mahkemelerinde Dava Açma Süresi
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanun’unun Dava Açma Süresi başlıklı 7 maddesine göre “Dava açma süresi, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde (…) Vergi Mahkemelerinde 30 gündür. “ Bu süre tebliğ tarihini izleyen günden başlar.
Tatil günleri sürelere dahildir. Ancak, sürenin son günü tatil gününe rastlarsa süre, tatil gününü izleyen çalışma gününün bitimine kadar uzar. Bu sürenin çalışmaya ara verme günlerinde (1 Ağustos-4 Eylül) bitmesi halinde ara verme süresinin sona erdiği günü izleyen 5 Eylül’den başlamak üzere 7 gün uzamış sayılır. (2577 sayılı I.Y.U.K.Mad.7, 8, 61 ve 2575 Sayılı D.K. Mad.86)
İhtirazi kayıtla verilen beyannamelere ait tahakkuk fişine karşı da dava açma süresi gene 30 gündür
- Danıştay ve İdare Mahkemelerinde Dava Açma Süresi
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanun’ unun Dava Açma Süresi başlıklı 7 maddesine göre “Dava açma süresi, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay’da ve İdare Mahkemelerinde 60 gündür. “
- Bölge İdare Mahkemelerine İtiraz Süresi
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanun’ unun İtiraz başlıklı 45. Maddesine göre İdare ve Vergi Mahkemelerinin verdikleri nihai karalara karşı itiraz süresi tebliğ tarihine izleyen günden itibaren 30 gündür.
- Danıştay’a Temyiz Süresi
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanun’ unun Temyiz başlıklı 46. Maddesine göre Özel Kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde, Danıştay dava daireleri ile idare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarına karşı tebliğ tarihini izleyen otuz gün içinde Danıştay’ da temyiz yoluna başvurulabilir.
- Yürütmenin Durdurulması
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun Yürütmenin Durdurulması başlıklı 27. Maddesine göre Yürütmenin durdurulması istemleri hakkında verilen kararlar; Danıştay dava dairelerince verilmişse konusuna göre (5183 sayılı Kanunun 15 inci maddesiyle değiştirilen ibare. Yürürlük: 9.6.2004) İdarî veya Vergi Dava Daireleri Kurullarına, bölge idare mahkemesi kararlarına karşı en yakın bölge idare mahkemesine, idare ve vergi mahkemeleri ile tek hâkim tarafından verilen kararlara karşı bölge idare mahkemesine, çalışmaya ara verme süresi içinde ise idare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararlara en yakın nöbetçi mahkemeye veya kararı veren hâkimin katılmadığı nöbetçi mahkemeye kararın tebliğini izleyen günden itibaren yedi gün içinde bir defaya mahsus olmak üzere itiraz edilebilir. İtiraz edilen merciler dosyanın kendisine gelişinden itibaren yedi gün içinde karar vermek zorundadır. İtiraz üzerine verilen kararlar kesindir.
Yürütmenin durdurulması ile ilgili olarak söz konusu 27. Maddede şartlar belirtilmiştir.
Buna göre;
– Danıştay’da veya idarî mahkemelerde dava açılması dava edilen idarî işlemin yürütülmesini durdurmaz.
– Danıştay veya idarî mahkemeler, idarî işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararların doğması ve idarî işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda gerekçe göstererek yürütmenin durdurulmasına karar verebilirler.
– Vergi Mahkemelerinde, vergi uyuşmazlıklarından doğan davaların açılması, tarh edilen vergi, resim ve harçlar ile benzeri malî yükümlerin ve bunların zam ve cezalarının dava konusu edilen bölümünün tahsil işlemlerini durdurur. Ancak, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 26 ncı maddesinin 3 üncü fıkrasına göre işlemden kaldırılan vergi davası dosyalarında tahsil işlemi devam eder. Bu şekilde işlemden kaldırılan dosyanın yeniden işleme konulması ile ihtirazi kayıtla verilen beyannameler üzerine yapılan işlemlerle tahsilat işlemlerinden dolayı açılan davalar, tahsil işlemini durdurmaz. Bunlar hakkında yürütmenin durdurulması istenebilir.
– Yürütmenin durdurulması istemli davalarda, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 16. maddesinde yazılı süreler kısaltılabileceği gibi, tebliğin memur eliyle yapılmasına da karar verilebilir.
– Yürütmenin durdurulması kararları teminat karşılığında verilir; ancak, durumun gereklerine göre teminat aranmayabilir. Taraflar arasında teminata ilişkin olarak çıkan anlaşmazlıklar, yürütmenin durdurulması hakkında karar veren daire, mahkeme veya hâkim tarafından çözümlenir. İdareden ve adlî yardımdan faydalanan kimselerden teminat alınmaz.
– Yürütmenin durdurulması kararı verilen dava dosyaları öncelikle incelenir ve karara bağlanır.
- Tashihi Karar (karar düzeltme) Süresi
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun Kararın Düzeltilmesi başlıklı 54. Maddesine göre Danıştay dava daireleri ve (5183 sayılı Kanunun 15 inci maddesiyle değiştirilen ibare. Yürürlük: 9.6.2004) İdarî veya Vergi Dava Daireleri Kurullarının temyiz üzerine verdikleri kararlar ile bölge idare mahkemelerinin itiraz üzerine verdikleri kararlar hakkında, bir defaya mahsus olmak üzere kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş gün içinde taraflarca aşağıdaki şartların oluşması halinde karar düzeltmesi başvurusu yapılabilir.
– Kararın esasına etkisi olan iddia ve itirazların, kararda karşılanmamış olması,
– Bir kararda birbirine aykırı hükümler bulunması,
– Kararın usul ve kanuna aykırı bulunması,
– Hükmün esasını etkileyen belgelerde hile ve sahtekârlığın ortaya çıkmış olması,
Danıştay dava daireleri ve İdarî veya Vergi dava Daireleri Kurullar ile bölge idare mahkemeleri, kararın düzeltilmesi isteminde ileri sürülen sebeplerle bağlıdırlar. Kararın düzeltilmesi istekleri esas kararı vermiş olan daire, kurul ve bölge idare mahkemesince incelenir. Dosyanın incelenmesinde tetkik hâkimliği yapanlar, aynı konunun düzeltme yoluyla incelenmesinde bu görevi yapamazlar.
- Yargılanmanın Yenilenme Süresi
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun Yargılanmanın Yenilenmesi başlıklı 53. Maddesine göre;
Danıştay ile bölge idare, idare ve vergi mahkemelerinden verilen kararlar hakkında aşağıda yazılı sebepler dolayısıyla yargılamanın yenilenmesi istenebilir.
– Zorlayıcı sebepler dolayısıyla veya lehine karar verilen tarafın eyleminden doğan bir sebeple elde edilemeyen bir belgenin kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması, halinde süre 60 gündür.
– Karara esas olarak alınan belgenin sahteliğine hükmedilmiş veya sahte olduğu mahkeme veya resmi bir makam huzurunda ikrar olunmuş veya sahtelik hakkındaki hüküm karardan evvel verilmiş olup da, yargılamanın yenilenmesini isteyen kimsenin karar zamanında bundan haberi bulunmamış olması, halinde süre 60 gündür.
– Karara esas olarak alınan bir ilâm hükmünün, kesinleşen bir mahkeme kararıyla bozularak ortadan kalkması, halinde süre 60 gündür.
– Bilirkişinin kasıtla gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun mahkeme kararıyla belirlenmesi, halinde süre 60 gündür.
– Lehine karar verilen tarafın, karara etkisi olan bir hile kullanmış olması, halinde süre 60 gündür.
– Vekil veya kanuni temsilci olmayan kimseler ile davanın görülüp karara bağlanmış bulunması, halinde süre 60 gündür.
– Çekinmeye mecbur olan başkan, üye veya hakimin katılmasıyla karar verilmiş olması, halinde süre 60 gündür.
– Tarafları, konusu ve sebebi aynı olan bir dava hakkında verilen karara aykırı yeni bir kararın verilmesine neden olabilecek kanuni bir dayanak yokken, aynı mahkeme yahut başka bir mahkeme tarafından önceki ilamın hükmüne aykırı bir karar verilmiş bulunması, halinde süre 10 yıldır.
– Hükmün, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlâli suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması, halinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının kesinleştiği tarihten itibaren bir yıldır.
Bu süreler, dayanılan sebebin istemde bulunan yönünden gerçekleştiği tarihi izleyen günden başlatılarak hesaplanır.
- Üst Makamlara Başvurma
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun Üst Makamlara Başvurma başlıklı 11. Maddesine göre;
- İlgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebilir. Bu başvurma, işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durdurur.
- Altmış gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır.
- İsteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresi yeniden işlemeye başlar ve başvurma tarihine kadar geçmiş süre de hesaba katılır.
- Görevli Olmayan Yerlere Başvurma
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun Görevli Olmayan Yerlere Başvurma başlıklı 9. Maddesine göre;
Çözümlenmesi Danıştay’ın, idare ve vergi mahkemelerinin görevlerine girdiği halde adlî ve askerî yargı yerlerine açılmış bulunan davaların görev noktasından reddi halinde, bu husustaki kararların kesinleşmesini izleyen günden itibaren otuz gün içinde görevli mahkemede dava açılabilir. Görevsiz yargı merciine başvurma tarihi, Danıştay’a, idare ve vergi mahkemelerine başvurma tarihi olarak kabul edilir.
Adli veya askeri yargı yerlerine açılan ve görevsizlik sebebiyle reddedilen davalarda, görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra yukarıdaki paragrafta yazılı otuz günlük süre geçirilmiş olsa dahi, idari dava açılması için öngörülen süre henüz dolmamış ise bu süre içinde idari dava açılabilir.
- Sürelerin uzaması
- Mücbir Sebepler
Vergi Usul Kanunu’nun 13. Maddesinde Mücbir Sebepler şu şekilde sayılmıştır. Buna göre Mücbir Sebepler;
- Vergi ödevlerinden herhangi birinin yerine getirilmesine engel olacak derecede ağır kaza, ağır hastalık ve tutukluluk;
- Vergi ödevlerinin yerine getirilmesine engel olacak yangın, yer sarsıntısı ve su basması gibi afetler;
- Kişinin iradesi dışında vukua gelen mecburi gaybubetler;
- Sahibinin iradesi dışındaki sebepler dolayısıyle defter ve vesikalarının elinden çıkmış bulunması,
gibi hallerdir.
Vergi Usul Kanunu’nun Mücbir Sebeplerle Gecikme başlıklı 15. Maddesine göre; 13’üncü maddede yazılı mücbir sebeplerden herhangi birinin bulunması halinde bu sebep ortadan kalkıncaya kadar süreler işlemez. Bu takdirde tarh zamanaşımı işlemeyen süreler kadar uzar.
Bu hükmün uygulanması için mücbir sebebin malum olması veya ilgililer tarafından ispat veya tevsik edilmesi lazımdır.
Maliye Bakanlığı, mücbir sebep sayılan haller nedeniyle; bölge, il, ilçe, mahal veya afete maruz kalanlar itibarıyla mücbir sebep hali ilân etmeye ve bu sürede vergi ödevlerinden yerine getirilemeyecek olanları tespit etmeye yetkilidir. Bu yetki vergi türleri ve işyerleri itibarıyla; beyannamelerin toplulaştırılması, yeni beyanname verme süreleri belirlenmesi ve beyanname verme zorunluluğunun kaldırılması şeklinde de kullanılabilir.
- Zor Durum Nedeniyle Mühlet Verme
Vergi Usul Kanunu’nun Mühlet Verme başlıklı 17. Maddesinde zor durumda bulunanlara verilecek mühlet konu edilmektedir. Buna göre; Zor durumda bulunmaları hasebiyle vergi muamelelerine müteallik ödevleri süresi içinde yerine getiremeyecek olanlara, kanunî sürenin bir katını, kanunî sürenin bir aydan az olması halinde bir ayı geçmemek üzere, Maliye Bakanlığınca münasip bir mühlet verilebilir.
Bu mühletin verilebilmesi için:
- Mühlet istiyen, sürenin bitmesinden evvel yazı ile istemde bulunmalıdır.
- İstemde gösterilen mazeret, mühlet verecek makam tarafından kabule layık görülmelidir.
- Mühletin verilmesi halinde verginin alınması tehlikeye girmemelidir.
Maliye Bakanlığı mühlet verme yetkisini tamamen veya kısmen mahalline devredebileceği gibi bölgeler, iller, ilçeler veya sektörler ile iş kolları ya da mükellef grupları itibarıyla yazılı başvuru şartı aramaksızın da kullanabilir.
- Ölüm Halinde Sürenin Uzaması
Vergi Usul Kanunu’nun Ölüm Halinde Sürenin Uzaması başlıklı 16. Maddesine göre Vergi Kanunlarında hüküm bulunmayan hallerde ölüm dolayısıyla mirasçılara geçen ödevlerin yerine getirilmesinde bildirme ve beyanname verme sürelerine üç ay eklenir.
- Mali Tatil
5604 Sayılı Mali Tatil İhdas Edilmesi Hakkında Kanun’un 1. Maddesi hükümlerine göre Her yıl temmuz ayının birinden yirmisine kadar (yirmisi dahil) malî tatil uygulanır. Haziran ayının son gününün tatil günü olması halinde, malî tatil, temmuz ayının ilk iş gününü takip eden günden başlar.
Son günü malî tatile rastlayan aşağıda belirtilen süreler, tatilin son gününü izleyen tarihten itibaren yedi gün uzamış sayılır:
a) Beyana dayalı tarhiyatta, kanuni süresinde verilmesi gereken beyannamelerin verilme süreleri.
b) İkmalen, re’sen veya idarece yapılan tarhiyatta, vadesi malî tatile rastlayan vergi, resim ve harçlar ile vergi cezaları ve gecikme faizlerinin ödeme süresi.
c) Tarh edilen vergilere ve/veya kesilen cezalara karşı uzlaşma talep etme veya cezada indirim hükümlerinden yararlanmak amacıyla yapılacak başvurulara ilişkin süreler.
d) Devamlı bilgi verme hükümleri kapsamında verilmesi gereken bilgilerin verilmesine ilişkin süreler.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre belirli sürelerde yapılması gereken muhasebe kayıt süreleri, bildirim süreleri ve vergiyle ilgili işlemlere ilişkin dava açma süreleri malî tatil süresince işlemez. Belirtilen süreler malî tatilin bitiminden itibaren tekrar işlemeye başlar.
Mahkeme kararı veya Cumhuriyet Savcılıklarının talebi üzerine ya da Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre yapılan aramalı incelemeler hariç olmak üzere, malî tatil süresince inceleme amacıyla defter ve belgelerin ibrazı talep edilemez, mükellefin işyerinde incelemeye başlanılmaz.
Tatil süresince, vergi ve ceza ihbarnameleri ile mahsup taleplerine yönelik olanlar hariç, bilgi isteme talepleri mükelleflere, vergi ve ceza sorumlularına bildirilmez. Ancak tatil süresi içinde gerçekleşen tebligat işlemlerinde süre, malî tatilin son gününden itibaren işlemeye başlar.
Malî tatilin sona erdiği günü izleyen yedi gün içinde biten bu madde kapsamındaki kanuni ve idari süreler, malî tatilin son gününü izleyen tarihten itibaren yedinci günün mesai saati bitiminde sona ermiş sayılır.
Gümrük idareleri, il özel idareleri ve belediyeler tarafından tarh ve/veya tahsil edilen vergi, resim ve harçlarla ilgili olarak malî tatil uygulanmaz.
Beyana dayanan ve beyanname verme süresi malî tatil nedeniyle uzamış olan vergilerde ödeme süresi (aynı ay içerisinde kalmak kaydıyla), uzayan beyanname verme süresinin son gününden itibaren üçüncü günün mesai saati bitimine kadar uzamış sayılır.
- Avukatlık Kanunu Uyarınca Ek Süre Verilmesi
Not: Gelirler Kontrolöre Sayın Can Tekin’in Ekim 2005 Yaklaşım Dergisi’ndeki “ Vergi Yargısında Ek Dava Açma Süresi Verilen Haller” başlıklı yazısından alınmıştır.
1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 42. maddesi hükmü uyarınca; vekalet verilen avukatın ölümü, meslekten veya işten çıkarılması, işten yasaklanması ya da geçici iş yapamaz duruma gelmesi halinde, Baro Başkanlığı’nca yeni avukat görevlendirilmesine kadar kanuni süreler 3 ayı geçmemek üzere işlememektedir.
Bu hususla ilgili olarak Danıştay tarafından verilen bir Karar şu şekildedir (Dn. 13. D.’nin, 14.01.1980 tarih E. 1978/4831, K. 1980/10 sayılı Kararı)
“Dava konusu yapılan Temyiz Komisyonu Birinci dairesi kararının, davacının vekili olan İstanbul Barosu avukatlarından ………’a 21.08.1978 günüde tebliğ edildiği ve adı geçen vekilin 17.10.1978 gününde ölümü üzerine, 1136 sayılı Avukatlık Yasası hükümlerine göre dosyalarının incelenmesi ve müvekkillerinin durumundan bilgi sahibi kılınması amacıyla İstanbul Barosu Yönetim Kurulu’nca avukat …….’ın görevlendirildiği dava konusu karardan davacının avukat ……’nun 16.12.1978 günlü yazısının 19.12.1978 gününde açıldığı, dosyadaki belgelerin incelenmesinden anlaşılmaktadır.
1136 sayılı Avukatlık Yasası’nın 42/2. maddesinin yasal sürelerin dosyaların devir ve teslimine kadar işlemeyeceği ve bu sürenin üç ayı geçemeyeceği yolundaki hükmü uyarınca, davalı idarenin süre aşımı iddiası yerinde değildir.Dilekçe red kararı üzerine, red kararının davacıya tebliği üzerine 30 gün içinde yeniden dava açılması gerekirken, bu süre geçirilmiş olduğundan davanın reddine karar verilmiştir.”