Yatırım İndirimi Süre
Hakan KIVANÇ
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir
Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim görevlisi
[email protected]
Emre POYRAZ
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir
[email protected]
Gelir Vergisi Kanunu’nun “Ticari ve Zirai Kazançlarda Yatırım İndirimi İstisnası” başlıklı mülga 19. maddesinde yer alan yatırım indirimi müessesesi getiriliş amacına hizmet etmediği gerekçesiyle, 08.04.2006 tarihinde Resmi gazetede yayımlanan 5479 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile 01.01.2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yürürlükten kaldırılmıştı.
Bu nedenle ana muhalefet partisi tarafından, kazanılmış hakların korunması ve hukuki güvenlik ilkeleri açısından Anayasa’ya aykırılık teşkil ettiği iddiası ile Anayasa Mahkemesi’ne başvurularak, mahkemeden geçici 69. maddenin birinci fıkrasının sonunda yer alan “…..sadece 2006, 2007 ve 2008 yıllarına ait…” ibaresinin iptali talep edilmişti.
Mükelleflerin 2009 yılına devreden yatırım indirimi haklarıyla ilgili olarak 16 Aralık 2008 tarihli yazımızda[1], 2009 yılında ortaya çıkacak hak kayıpları ve hukuki sorunlara ilişkin açıklamalarda bulunmuştuk.
Buna paralel olarak 05 Mayıs 2009 tarihli yazımızda, hak sahibi mükelleflerin, 2009 yılı I. dönem geçici vergi beyannamesinden başlayarak tüm geçici vergi (kurumlar vergisi dahil) beyannamelerini ihtirazi kayıtla beyan etmelerini ve tahakkuku takip eden yasal süre içerisinde yargı yoluna başvurmalarını tavsiye etmiştik.[2]
Anayasa Mahkemesi tarafından 15.10.2009 tarihinde yapılan toplantıda 2006/95 Esas sayılı kararı ile Gelir Vergisi Kanunu’nun yatırım indirimiyle ilgili geçici 69 uncu maddesinde yer alan “… sadece 2006, 2007 ve 2008 yıllarına ait …” ibaresinin iptal edilmesine karar verilmiş ve kararın Resmi Gazete’de yayımıyla birlikte yürürlüğe girmesine hükmedilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin söz konusu iptal kararıyla birlikte devreden yatırım indirimiyle ilgili süre sınırlaması ortadan kalkmış bulunmaktadır.
İhtirazi kayıtla beyanda bulunup dava açmış olan mükelleflerin davaları, Anayasa Mahkemesinin aldığı iptal kararı doğrultusunda mükellefler lehine sonuçlandırılacak ve devreden yatırım indirimi haklarını kullanamamaları nedeniyle ödemiş oldukları vergiler için iade talebinde bulunabileceklerdir.
Diğer taraftan, devreden yatırım indirim hakları bulunan ancak I. geçici vergi beyannamelerini ihtirazi kayıtla vermeyen ve dava açmayan mükellefler ise Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümemesi nedeniyle ödedikleri vergilere ilişkin iade talebinde bulunamayacaklardır.
Anayasa Mahkemesinin almış olduğu iptal kararının dava açanlar ve açmayanlar arasında eşitsizlik yaratmaması açısından, Maliye Bakanlığı’nın 2009 yılına devreden yatırım indirimi hakkı bulunan tüm mükellefleri kapsayacak bir yasal düzenleme yapmasının yerinde olacağı kanaatindeyiz.