Özel Esaslar Kapsamında Mükelleflerin KDV İadesi
Süleyman TURAN
Yeminli Mali Müşavir
sturan08@mynet.com
I-GİRİŞ:
Katma değer vergisi indirimi ve iadesine imkan sağlayan istisna işlemleri, KDV Kanunun (1) 32. maddesinde sayılmış olup, bunlar vergiden istisna edilmiş işlemler ve aynı Kanunun 29/2. maddesinde düzenlenen indirimli vergi oranına tabi teslim ve hizmetler ile anılan Kanunun 9. maddesine göre, vergi sorumluluğu kapsamında tevkifat uygulamasından doğan işlemlerdir.
Katma değer vergisi iadelerinin tabi olduğu usul ve esaslar, KDV Kanunu’nda ayrıntılı olarak belirlenmemiş, 11/2. maddesindeki “Maliye Bakanlığı, katma değer vergisi tahsil edilmeden teslim edilecek mal miktarını; ihracatçı ve ihracatçıya mal teslim edenlerin her biri için, bir önceki yıl iş hacmi, cari yıldaki işlemler ve vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla gerekli görülen hallerde sınırlamaya ve bu istisnaların uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar ile istisnanın uygulanacağı asgari miktarları tespite yetkilidir” hükmü ve 29/2. maddesinin sonundaki “…………….. Maliye Bakanlığı bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esasları tespit etmeye yetkilidir.” hükmü ve 32. maddesinde yer alan “Bu Kanunun 11, 13, 14, 15 ve 17/4-s maddeleri gereğince vergiden istisna edilmiş işlemlerle (Mal ve hizmet ihracatı, Araçlar, kıymetli maden ve petrol aramaları ile Ulusal güvenlik harcamaları ve yatırımlarda istisna, Transit taşımacılık ve Diplomatik istisnalar ile özürlülerin eğitimleri, meslekleri, günlük yaşamları için özel olarak üretilmiş her türlü araç-gereç ve özel bilgisayar programları) ilgili fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma Değer vergisi, mükelleflerin vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanacak katma değer vergisinden indirilir. Vergiye tabi işlemlerin mevcut olmaması veya hesaplanan verginin indirilecek vergiden az olması hallerinde indirilemeyen katma değer vergisi Maliye Bakanlığınca tespit edilecek esaslara göre bu işlemleri yapanlara iade edilir. Maliye Bakanlığı katma değer vergisi iadesini, hak sahiplerinin vergi ve SSK prim borçları ile genel ve katma bütçeli daireler ile belediyelere olan borçlarına ya da döner sermayeli kuruluşlar ile sermayesinin %51’i veya daha fazlası kamuya ait olan veya özelleştirme kapsamında bulunan işletmelerden temin ettikleri mal ve hizmet bedellerine ilişkin borçlarına mahsup suretiyle sınırlayabilir.” hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığı tarafından yapılan düzenlemeler çerçevesinde yürütülmektedir.
Ayrıca, Vergi Usul Kanunun (2) 120. maddesine, 5035 sayılı kanunla (3) eklenen ”Nakden veya mahsuben tahsil edilen ancak fazla veya yersiz olarak tahsil edildiği anlaşılan vergilerde ve kanunları gereğince mükelleflere yapılacak iade ve mahsup işlemlerinde, düzeltmeye dayanak teşkil edecek belgeler ile bu işlemlere ait usul ve esaslar Maliye Bakanlığınca belirlenir”. fıkrası ile, KDV ve diğer vergilerin iadesine ilişkin usul ve esasları belirleme yetkisi Maliye Bakanlığı’na verilmiştir.
Açıklanan bu yetki maddelerine istinaden, KDV iadelerine ilişkin işlemler, Maliye Bakanlığı tarafından yayımlanan Genel Tebliğ, İç Genelge, Genel Yazı ve Sirkülerle yapılan düzenlemeler çerçevesinde sonuçlandırılmaktadır. KDV iade uygulamasının usul ve esasları, iade hakkı doğuran işlemin türüne göre farklılık göstermekte ve ilgili KDV Genel Tebliğlerinde düzenlenmiştir.
Nakden ve mahsuben iadelerin temel esasları, 84 seri no.lu KDV.Genel Tebliğinde (4) belirlenmiş olup, daha önce yayımlanan Genel Tebliğlerin, iade esaslarını düzenleyen bölümleri yürürlükten kaldırılmıştır. Anılan Tebliğin yürürlüğe girmesinden sonra yayımlanan Genel Tebliğlerle de, uygulamaya yönelik bazı değişiklik ve ilave düzenlemeler yapılmıştır. Ayrıca, 84 seri no.lu KDV Genel Tebliği, sadece iade taleplerinin değerlendirilmesi ve sonuçlandırılmasına ilişkin usul ve esasları içermekte olup, iade hakkı doğuran işlemler, istisna uygulanması, iade tutarının hesaplanması ve tecil-terkin uygulamasına ilişkin konular ilgili Genel Tebliğlerde düzenlenmiştir.
Bilindiği gibi, kamu hizmetlerinin daha iyi ve etkin bir şekilde yürütülebilmesi amacıyla Kamu idaresinin bazı düzenlemeler yapma yetkisi bulunmaktadır. Bu yetki çerçevesinde, Gelir İdaresinin KDV iade işlemleri konusunda yapmış olduğu en önemli düzenleme, 84 seri no.lu KDV Genel Tebliği ile, hakkında olumsuz rapor veya tespit bulunan mükelleflere ait iade işlemlerinin, diğer mükelleflerden farklı olarak ve haksız iade yapılmasını önlemek amacıyla, özel esaslara göre yerine getirilmesinin öngörülmesidir.
Bu çalışmamızda, uygulamada bazı konuları tereddüt yaratan ve Gelir İdaresi ile mükellefler arasında sürekli ihtilaf konusu olan, özel esaslar kapsamında bulunan mükelleflerin nakden ve mahsuben iade taleplerinin yerine getirilme esasları açıklanmaya çalışılacaktır.
II-KDV İADELERİNDE ÖZEL ESASLAR UYGULAMASI:
Katma değer vergisi nakden ve mahsuben iade esaslarının belirlendiği 84 seri no.lu KDV Genel Tebliğindeki düzenlemeye göre, sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge (SMİYB) düzenleme veya kullanma fiili ile doğrudan veya dolaylı olarak ilgisi bulunan mükelleflerin iade talepleri, mezkur Tebliğin (II). bölümünde düzenlenen özel esaslara göre, (yükseltilmiş oranda teminat karşılığı veya münhasıran vergi inceleme raporu ile) yerine getirilmektedir. Ancak, iade hakkı sahibi mükellef hakkında özel esaslar kapsamında işlem yapılabilmesi için, mükellefin kendisi hakkında veya mal ve hizmet temin ettiği mükellefler hakkında olumsuz rapor veya tespitin bulunması gerekir. İade talepleri özel esaslar kapsamında değerlendirilmesi ve sonuçlandırılması gereken mükelleflerin, daha sonra bazı şartların gerçekleşmesi durumunda, sonraki dönemlere ait iade taleplerinin genel esaslara göre yerine getirilmesi mümkün bulunmaktadır.
KDV iade uygulamasında özel esaslar, SMİYB, düzenleme veya kullanma fiili ile doğrudan veya dolaylı olarak ilgisi bulunan mükelleflerin iade taleplerinde geçerli olan esaslardır. Kendileri hakkında SMİYB düzenleme veya kullanma nedeniyle rapor düzenlenmiş veya tespit yapılmış bulunan mükellefler, SMİYB düzenleme veya kullanma fiili ile doğrudan, haklarında SMİYB düzenleme/kullanma nedeniyle rapor veya tespit bulunan mükelleflerden mal veya hizmet alınması durumunda ise, SMİYB düzenleme veya kullanma fiili ile dolaylı bir ilgi söz konusudur. Bu kapsamda bulunan mükelleflerin nakden ve mahsuben iade talepleri, 84 seri no.lı KDV Genel Tebliğine göre, prensip olarak özel esaslara göre yerine getirilmesi öngörülmüştür. Ancak, belirlenen şartlar dahilinde özel esaslar kapsamında bulunan mükelleflerin kendilerine ait vergi, SSK ve bazı kamu kurumlarına olan borçlarına mahsup talepleri, genel esaslara göre yerine getirilmektedir.
18.06.2003 tarihinde yayımlanan 87 seri no.lu KDV Genel Tebliği (5) ile, özel esaslar kapsamına giren iade hakkı sahibi mükelleflerin kendilerine ait vergi ve SSK prim borçları için yapacakları mahsup taleplerinin, 18.06.2003 tarihinden itibaren, genel esaslara göre yerine getirilmesi imkanı sağlanmıştır. Buna göre, özel esaslar kapsamındaki mükelleflerin belirtilen borçlarına ilişkin mahsup talepleri, gerekli belgelerin ibrazı halinde, inceleme raporu veya teminat aranmadan yerine getirilebilecektir. Ancak, özel esaslar kapsamına giren iade hakkı sahibi mükelleflerin ortakları ile mal veya hizmet satın aldıkları mükelleflere ait vergi ve SSK prim borçları için yapacakları mahsup talepleri, özel esaslara göre değerlendirme yapılacaktır.
SSK prim borçlarına mahsup işlemlerinin, Sosyal Sigortalar Kurumundan alınacak mahsubu talep edilecek prim borcu ve varsa gecikme zammı tutarı ile vadesi ve prim alacaklısı SSK şubesinin banka hesap numarasını gösteren belgelerin, mahsup dilekçesi ile birlikte ibrazından sonra, en geç 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun (6) 80. maddesine, 4842 sayılı kanunla (7) eklenen 2. fıkra hükmünün verdiği yetkiye dayanılarak lehine mahsup talep edilenler için belirlenecek prim borcu vade tarihinden önce tamamlanması gerekmektedir. (8)
Ayrıca, 95 seri no.lu KDV Genel Tebliğinde, (9) özel esaslara tabi mükelleflerin 18.06.2003 tarihinden önceki dönemlere ait olup henüz sonuçlandırılmayan ”kendi vergi borçlarına” mahsup taleplerinin, mahsup için gerekli belgelerin ilgili vergi dairesine ibraz edildiği tarih itibariyle yerine getirileceği, özel esaslara tabi olması nedeniyle incelemeye sevk edilmiş olan bu kapsamdaki mahsup taleplerinin de inceleme sonucu beklenmeksizin yerine getirileceği, inceleme sonucunda haksız vergi iadesinin yapıldığının anlaşılması halinde bu tutarların, haksız KDV iadelerine ilişkin usul ve esaslar çerçevesinde mükelleften aranılacağı açıklanmıştır.
Öte yandan, 101 seri no.lu KDV Genel Tebliğine (10) göre de, özel esaslar kapsamındaki mükelleflerin, 15.11.2006 tarihinden itibaren indirimli orana tabi işlemlerden doğan iade alacaklarının doğalgaz/elektrik borçlarına mahsup talepleri, genel esaslara göre yerine getirilmektedir.
KDV iadeleri ile ilgili usul ve esasların açıklandığı 84 seri no.lu KDV Genel Tebliğinde, ihracat istisnası ve ihraç kaydıyla teslimlerden doğan iadelerin, kural olarak “Genel Esaslara” göre yerine getirilmesi öngörülmüşken, 85 seri no.lu KDV Genel Tebliğinde (11) yapılan düzenleme sonucu, indirimli orana tabi işlemlerden doğan ve Bakanlar Kurulunca belirlenen miktarı aşan iade alacağı genel esaslar çerçevesinde nakden ve mahsuben iade edilmektedir. Ayrıca, daha sonra yayımlanan KDV Genel Tebliğleri ile de, 84 seri no.lu KDV Genel Tebliğine atıfta bulunularak, diğer bazı istisna işlemlerinde genel esasların uygulanması öngörülmüştür.
84 seri no.lu KDV Genel Tebliğinin “I-Genel Esaslar” bölümünde, Tebliğin kapsamına giren istisna işlemlerinden doğan katma değer vergisi iadelerinde uygulanan genel esaslar açıklanmış olup, mezkur Genel Tebliğde yer alan düzenlemeye göre,
– Mahsup yoluyla iade talepleri,
– Maliye Bakanlığınca belirlenen sınırı aşmayan nakden iade talepleri,
– Yeminli mali müşavir tastik raporuna dayalı nakden iade talepleri,
– Kamuya ait kuruluşların iade taleplerinin inceleme raporu ve teminat aranmaksızın yerine getirilmektedir. Katma değer vergisi iadelerinde, genel esaslar, SMİYB,düzenleme veya kullanma fiili ile doğrudan veya dolaylı olarak ilgisi bulunmayan mükelleflerin iade taleplerinde geçerli olan esaslar olup, 84 seri no.lu KDV Genel Tebliğinde ayrıntılı olarak açıklanmıştır.
A-ÖZEL ESASLAR UYGULAMASININ KAPSAMI VE TANIMLAR:
1.ÖZEL ESASLAR KAPSAMINDA BULUNAN İSTİSNA İŞLEMLERİ:
84 seri no.lu KDV Genel Tebliğin “Diğer İade taleplerine İlişkin Uygulama” başlıklı 2. bölümünde, bu Tebliğin, “Özel Esaslar” bölümünün, KDV Kanununun 13, 14, ve 15. maddeleri uyarınca vergiden istisna olan işlemler ile aynı Kanunun geçici 17. maddesine istinaden tecil-terkin uygulanan işlemlerden ve 29/2. maddesine göre, Bakanlar Kurulunca vergi oranı indirilen teslim ve hizmetlerden doğan katma değer vergisi iadeleri ve aynı Kanunun 9. maddesinin Maliye Bakanlığına verdiği yetkiye istinaden teslim ve hizmet bedelleri üzerinden hesapladıkları vergilerden, katma değer vergisi tevkifatı getirilen ve bu nedenle iade hakkı doğan mükelleflerin özel esaslar kapsamına giren iade taleplerinde de uygulanacağı, ancak bu iade taleplerinin genel esaslara göre yerine getirilmesinde, ilgili Genel Tebliğlerle yapılan düzenlemelerin dikkate alınacağı açıklanmıştır.
Ancak, anılan Tebliğin açıklanan bu bölümünde değinilmeyen, ancak “Kapsam” bölümünde yer alan, KDV Kanunun (11/1-a) bendi kapsamındaki mal ve hizmet ihracından, 61 seri no.lu KDV Genel Tebliği (12) uyarınca Türkiye’de ikamet etmeyenlere döviz karşılığı özel fatura ile yapılan satışlardan (Bavul Ticareti), (b) bendi kapsamında, 43 seri No.lu KDV Genel Tebliği (13) uyarınca Türkiye’de ikamet etmeyen yolcuların satın alarak yurt dışına götürdükleri mallara ait verginin iadesinden (Yolcu beraberi eşya ihracı) ve (c) bendi kapsamındaki (bavul ticareti kapsamında ihracat yapanlara satılanlar dahil) ihraç kaydıyla teslimlerden doğan katma değer vergisi iade taleplerinde de özel esasların uygulanacağı tabidir. Bu durumda, bütün iade hakkı doğuran işlemlere ait katma değer vergisi iade taleplerinde, özel esaslar uygulaması geçerli olmaktadır.
2.İADE TALEPLERİ ÖZEL ESASLARA GÖRE YERİNE GETİRİLECEK MÜKELLEFLER:
84 seri No.lu KDV Genel Tebliğinde yer alan düzenlemeye göre, SMİYB düzenleme veya kullanma fiili ile doğrudan veya dolaylı olarak ilgisi bulunan ve dolayısıyla iade talepleri özel esaslara göre yerine getirilecek olan mükellefler kapsamına aşağıda sayılan mükellefler girmektedir.
– Sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge (SMİYB) düzenledikleri veya kullandıkları konusunda haklarında rapor bulunan mükellefler, bu mükelleflerin raporun ait olduğu dönemdeki ortakları ve kanuni temsilcilikleri ile bunların kurdukları veya ortak oldukları şirketler ve rapor bulunanlardan mal alanlar.
– Haklarında rapor olmamakla birlikte olumsuz tespit bulunan, SMİYB düzenledikleri ya da kullandıkları, adreslerinde bulunmadıkları, mücbir sebep sayılan haller dışındaki nedenlerle defter ve belgelerini ibraz etmedikleri veya birden fazla döneme ilişkin olarak katma değer vergisi beyannamesini (süresinden sonra verilenler hariç) vermedikleri hususunda tespit bulunanlar veya bu tespitler nedeniyle incelenmesi istenilenler ile bunlardan mal alanlar,
– Kendileri hakkında KDV açısından ihtiyatı tahakkuk ve ihtiyati haciz uygulananlar.
– İşletme kapasitesi ile iş hacmi arasında bariz nispetsizlik bulunanlar.
84 seri no.lu KDV Genel Tebliği ile, yukarıda belirtilen olumsuzlukları bulunan mükelleflerin katma değer vergisi iade taleplerinin, diğer mükelleflerden farklı koşullarda yerine getirilmesi öngörülmüş ve böylece haksız iadelerin önüne geçilmesi amaçlanmıştır.
İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından, katma değer vergisi iade ve indirimlerinin haksız yere yapılmasını önlemek amacıyla, 84 seri no.lu KDV Genel Tebliğinin II. Bölümünde açıklanan esaslar çerçevesinde, işlemleri özel esaslara göre yapılması gereken mükelleflerin yer aldığı “Mükellefler Hakkında Yapılan Tespit Sonuçları” oluşturulmuş ve bu listeler semboller halinde ifade edilmek suretiyle vergi daireleri ve ilgili diğer birimlerin kullanımına sunulmuştur.
KOD olarak ifade edilen bu tespit sonuçlarının tanımları aşağıdaki gibidir.
KOD-1: SMİYB düzenlediği Vergi İnceleme Raporu ile tespit edilen mükellefler,
KOD-2: SMİYB kullandığı Vergi İnceleme Raporu ile tespit edilen mükellefler,
KOD-3: SMİYB düzenlediği Vergi İnceleme Raporu ile tespit edilen kurumlar vergisi mükelleflerin kanuni temsilcileri ve düzenleme fiili ile ilgisi olduğu tespit edilen ortakları,
KOD-4: Bastırdıkları yasal belgeleri kaybettiği veya çaldırdığı tespit edilen mükellefler, Listenin açıklama bölümüne, kaybedilen veya çalınan belgelerin seri ve sıra numaralarının açıkça belirtilmesi gerekir. Sahte olarak nitelendirilebilecek belgeler, çalınan veya kaybolan belgelerdir.
KOD-5/1: Haklarında rapor bulunmamakla birlikte, SMİYB düzenlediği Vergi İnceleme Raporu ile tespit edilen şirketlerin ortakları ve kanuni temsilcileri tarafından kurulan şirketler, işçi sayısı, makine teçhizat ve işyeri durumu itibariyle yetersiz olmasına rağmen katma değer vergisi matrahları yüksek olan ve bu nedenle beyanları gerçeği yansıtmayan ve bunun gibi tespitler nedeniyle SMİYB düzenleme ihtimali bulunan mükellefler,
KOD-5/2: Haklarında rapor bulunmamakla birlikte SMİYB kullandığı konusunda tespiti bulunan mükellefler,
KOD-5/3: Yapılan yoklamalarda bilinen adreslerinde bulunmayan ve yeni adresleri tespit edilemeyen mükellefler,
KOD-5/4: Defter ve belge ibraz etmeyen veya incelemeye sevk edilenler ile birden fazla döneme ilişkin olarak KDV beyannamesini (süresinden sonra verilenler hariç) vermeyen mükellefler,
KOD-6: Vergi numarası ve unvanı gibi mükellefiyet bilgileri kullanılarak başkaları tarafından belgeleri taklit edilen mükellefler. Burada, sahte olarak değerlendirilecek belgeler, taklit olduğu tespit edilen belgelerdir.
KOD-7: Vergi mükellefiyeti olmadığı halde, SMİYB düzenlediği Vergi İnceleme raporları ile veya benzer yöntemlerle tespit edilen şahıslar. Listenin açıklama bölümüne, şahısların tespit edilebilen kimlik bilgilerinin yazılması gerekir.
KOD-8:2004/13…… sayılı İç Genelgesinde (14) belirtilen esaslar çerçevesinde, vergi dairelerince mükellefiyeti re’ sen terk ettirilen mükellefler.
KOD-9/1: SMİYB düzenlediği Vergi İnceleme Raporu ile tespit edilen ve haklarında Form-11 düzenlendiği için VEDOP (Vergi Daireleri Otomasyon Projesi) ortamında Maliye Bakanlığı listesinde yer alan mükellefler,
KOD-9/2: SMİYB kullandığı Vergi İnceleme Raporu ile tespit edilen ve haklarında Form-11 düzenlendiği için VEDOP ortamında Maliye Bakanlığı listesinde yer alan mükellefler kaydedilir.
Yukarıda yapılan tanımlardan anlaşılacağı üzere, listelerde yer alan mükellefler, SMİYB düzenlediği olumsuz rapor veya olumsuz tespitle anlaşılan mükellefler, (Kod-1, KOD-3,
Kod-5/1, Kod 5/3, Kod-7 ve Kod-9/1) SMİYB kullandığı olumsuz rapor ya da olumsuz tespitlerle anlaşılan mükellefler, (Kod-2, Kod-5/2 ve Kod-9/2) ve kendileri hakkında olumsuzluk olmadığı halde, belgeleri çalınan, kaybolan (Kod-4) ya da taklit edilen (Kod-6) mükellefler olmak üzere üç gruba ayrılmıştır. Kod-5/1 listesinde yer alan mükellefler tarafından düzenlenen belgeler ile Kod-5/3 listesinde bulunan mükelleflerin, adreslerinde bulunmadıkları dönemlerde düzenledikleri belgelerin sahte olma ihtimali son derece yüksektir. Ancak, Kod-2, Kod-9/2, Kod-5/2 ve Kod-5/4 listelerinde yer alan mükellefler tarafından düzenlenen belgeler, aksine bir tespit olmadığı müddetçe sahte belge olarak kabul edilecektir.
İade hakkı sahibi mükelleflerin, iade taleplerinin değerlendirilmesi ve sonuçlandırılması aşamalarında mükelleflerin izlenebilmesi için zorunlu olarak uygulanması gereken kod sisteminin, merkezde toplanarak ülke çapında yaygınlaştırılması ve otomasyon sistemine aktarılarak gelir idaresi ve meslek mensuplarının kullanımına açılması ve bu konu ile ilgili olarak yasal düzenlemenin yapılması yararlı sonuçlar verecektir.
Sayılan bu olumsuz nedenlerden herhangi birisi ile özel esaslar kapsamına giren mükelleflerin iade taleplerinde uygulanacak usul ve esaslar, izleyen bölümlerde açıklanacaktır.
3.ÖZEL ESASLARIN UYGULANMASINA NEDEN OLAN UNSURLAR:
Özel esasların uygulanmasına neden olan SMİYB, olumsuz rapor, olumsuz tespit ve genel esaslara dönüşü sağlayan olumlu raporun tanımı ve mahiyeti aşağıda açıklanmıştır.
a.Sahte veya Muhteviyatı İtibariyle Yanıltıcı Belge (SMİYB):
Katma değer vergisi iade uygulamasında, istisna işlemini tevsik eden ve iade işlemine esas olan belgelerin gerçek durumu yansıtmaları önem taşımaktadır. Nakden veya mahsuben iade taleplerinin yerine getirilebilmesi için, iade hakkı sahibi mükelleflerin vergi dairesine, ilgili Genel Tebliğlerle belirlenen belgeleri ibraz etmeleri zorunludur. İade işlemine esas olan belgeler, iade hakkı sağlayan işlemin türüne göre farklılık göstermektedir.
84 seri no.lu KDV Genel Tebliğinin (1.2.) bölümünde, iade hakkı sahibi mükelleflerin, katma değer vergisi iade taleplerinin özel esaslara göre yerine getirilmesine neden olan sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belgelerin, 213 sayılı Vergi Usul Kanununda (15) yer alan hükümlere göre belirlenmesi gerektiği açıklanmıştır. Sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belgenin tanımı Vergi Usul Kanunu’nun 359. maddesinde yapılmış olup, iade taleplerinin değerlendirilmesi sırasında anılan maddede yer alan hükümlerin dikkate alınması gerekmektedir. (16)
Buna göre, sahte belge, gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belgedir. Bu itibarla, bir mal hareketi veya hizmet ifası söz konusu olmaksızın düzenlenen belgeler, sahte belge olarak kabul edilmektedir.
Muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belgeler ise, gerçek bir muamele veya duruma dayanmakla birlikte bu muamele veya durumu mahiyet veya miktar itibarıyla gerçeğe aykırı şekilde yansıtan belgelerdir. Buna göre;
– Mal veya hizmetin miktar veya değerini gerçeğinden az veya çok gösteren,
– Alıcı veya satıcısı, tarihi, seri numarası tahrif edilmiş,
– Mal tesliminin veya hizmet ifasının gerçek olduğu, ancak belge düzenleme yetkisi bulunmayanlar tarafından düzenlenen veya adına belge düzenlenmesi gereken kişi yerine başkası adına düzenlenmiş belgeler, (Bu belge, kullanıcı açısından muhteviyatı itibariyle yanıltıcı, düzenleyen açısından sahte belge olarak kabul edilecektir.) muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge olarak kabul edilmektedir.
SMİYB olduğu gerekçesi ile iade taleplerinin özel esaslara göre yerine getirilmesini gerektiren belgeler, iade hakkı doğuran işlemlere ait katma değer vergisi iadelerin usul ve esaslarının düzenlendiği KDV Genel Tebliğlerinde, nakden veya mahsuben yapılacak iadelerde aranan ve iadeye esas teşkil eden belgelerdir.
Bu durumda, nakden veya mahsuben iade taleplerinin özel esaslara göre yerine getirilmesini gerektiren belgeler ile kullanıldıkları istisna işlemleri aşağıdaki gibidir.
– Alış ve satış faturaları ile özel fatura (Tüm istisna işlemleri ve bavul ticaretinde)
– Gümrük beyannameleri (Direkt ihracat, ihraç kaydıyla teslimler ve KDV Kanunun Geçici 17. maddesine istinaden tecil-terkin işlemlerinde)
– Sınır veya kıyı ticareti yetki belgesi ve tahakkuk varakaları (Sınır veya kıyı ticaretinde)
– Döviz alım belgesi (Hizmet ihracatı ve bavul ticaretinde)
– İstisna belgesi ve icmal listesi (Bavul ticareti ve yolcu beraberi eşya ticaretinde)
– İstisna talep belgesi ve istisna yazısı (Araçlar, petrol aramaları ve teşvik belgeli yatırımlarda ve diplomatik istisnada)
– Yatırım teşvik belgesi ve bildirim formu (Teşvik belgeli makine ve teçhizat teslimlerinde)
– Dahilde işleme ve geçici kabul izin belgesi (KDV Kanunu’nun geçici 17. maddesi kapsamındaki tecil-terkin işlemlerinde)
– Teminat mektubu (Nakit iade sınırını aşan nakden iadeler ile inceleme veya YMM tastik raporlarının ibrazını gerektiren mahsuben iadelerde)
– TIR karnesi, kara, deniz ve hava manifestoları, triptik belgesi, transit beyannamesi ve özet beyan (Uluslar arası kara, deniz ve hava taşımacılığında)
– CİM/CİV taşıma belgesi veya remiz bülteni (Demiryolu taşımacılığında)
– Altın, gümüş ve platin arama-işletme-zenginleştirme faaliyetlerine ilişkin İstisna belgesi,
– Limanlar ve hava meydanları inşası, yenilenmesi ve genişletilmesine ilişkin istisna belgesi,
– Ulusal güvenlik amaçlı teslim ve hizmetlere ilişkin istisna belgesi,
– Petrol İşleri Genel Müdürlüğünce onaylı liste (Petrol arama faaliyetlerine ilişkin istisnada)
– Tahakkuk fişi ve ödeme makbuzları (İstisnadan vazgeçilen hurda metal teslimleri ve bakır, çinko ve alüminyum külçe ve mamullerinin teslimlerinde yapılan tevkifat uygulamasında)
Bunların dışında kalan ve iade işlemi için ibrazı zorunlu olan diğer belgeler, SMİYB olarak değerlendirilemez. Çünkü, özel esasların uygulanmasına neden olan belgeler, iadenin hiç alınmaması veya mükellefin beyan ettiği tutar üzerinden alınmaması gerektiğini ortaya koyan belgelerdir. Örneğin, sanayi sicil belgesi ve kapasite raporu, mükellefin kapasite durumunu gösteren ve indirimli teminat uygulamasında kullanılan belgeler olup, bu kapsamdaki belgeler içine girmemektedir. Gümrük beyannamesi veya döviz alım belgesinin sahte olduğunun tespiti halinde sahte belge düzenleme, gümrük beyannamesinde mal miktarı ve satış bedelinin olduğundan fazla gösterilmesinde ise, muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleme ve kullanma söz konusudur. Sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı mal ve hizmet alış faturaları ile yüklenilen verginin olduğundan daha fazla gösterilerek haksız iade alınması da bu kapsamdadır.
Ayrıca, sipariş mektupları ve proforma faturaların nihai faturalar veya gümrük beyannameleri ile uyumsuz olması halinde, nihai faturaların veya gümrük beyannamelerinin gerçeğe aykırı olarak düzenlendiği tespit edilmedikçe, SMİYB düzenlendiği veya kullanıldığı gerekçesi ile özel esaslara göre işlem yapılamaz. Sahte gümrük beyannamesinin önüne geçilebilmesi için, bunların VEDOP ortamında teyidi alınmaktadır. Öte yandan, iade işlemi için ibrazı zorunlu olan indirilecek ve yüklenilen KDV listeleri veya tabloların hatalı olması, gerçek alış veya satış bedelinden daha düşük veya yüksek tutarda düzenlenmiş faturalar, kira kontratının sahte olması, muhteviyatı itibariyle yanıltıcı olarak düzenlenen gider pusulası, SMİYB olarak kabul edilemez ve özel esasların uygulanmasını gerektirmez. Sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge kullanma veya düzenleme fiili ile ilgili olarak uygulamada en çok rastlanılan belge alış ve satış faturalarıdır.
b.Olumsuz Rapor:
Mükellefler hakkında SMİYB düzenledikleri ya da kullandıkları konusunda belirlemelerin yer aldığı inceleme raporları olumsuz rapor sayılmaktadır. Bu raporlar, iade taleplerinin genel esaslar yerine özel esaslara göre, bir başka ifade ile yükseltilmiş teminat karşılığında veya münhasıran inceleme raporuna göre yerine getirilmesine yol açan raporlardır. Yeminli mali müşavirler tarafından düzenlenen raporlar, olumsuz hususlar içerse dahi, olumsuz rapor olarak kabul edilmemektedir.
Ayrıca, SMİYB kullanıldığı konusunda belirlemelerin yer aldığı raporlarda, raporun ait olduğu her bir vergilendirme döneminde, SMİYB kullanılması nedeniyle reddedilen katma değer vergisi iade alacağının, iade hakkı doğuran işlem dolayısıyla yüklenilen verginin (ihraç kaydıyla teslimlerde teslim bedeli üzerinden hesaplanan verginin, iade hakkı doğuran işlemi bulunmayan mükelleflerde ilgili dönemdeki toplam vergi indiriminin) % 5’ini aşması halinde bu rapor olumsuz rapor olarak kabul edilmektedir.
%5 oranı ile kıyaslama yapılırken dikkat edilmesi gereken hususlar:
– KDV uygulamasında beyan dönemi aylık olduğundan, inceleme raporunun ait olduğu toplu dönemden çok SMİYB kullanıldığı dönemin %5 kıyaslamasında dikkate alınması gerekir.
– İade talep etmeyen mükellefler yönünden %5 kıyaslaması, bu dönemde temin edilen mal ve hizmetler için ödenen toplam katma değer vergisi indirimine göre yapılacak olup, önceki dönemden devreden katma değer vergisi tutarı eklenmeyecektir.
– SMİYB kullandığı gerekçesiyle KDV indirimi reddedilen mükellefe yönelik olarak ilgili dönemde ödenecek vergi tarhiyatı bulunmasa dahi (sonraki döneme devreden vergiyi azaltan inceleme raporu) %5 kıyaslamasının yapılması gerekir.
– İhraç kaydıyla satış yapan mükellefler yönünden, SMİYB kullandığı gerekçesi ile düzenlenen inceleme raporunda, iade miktarı veya tecil edilecek katma değer vergisi tutarında bir değişiklik olmasa dahi (sonraki döneme devreden katma değer vergisinin azaltılması) indirimi reddedilen tutar ile ihraç kaydıyla yapılan satış tutarı üzerinden hesaplanan vergi %5 kıyaslamasına konu olacaktır.
– İade talep eden mükellef hakkında yüklenilen KDV yönünden olmasa dahi, indirilecek KDV’ nin azaltılmasına yönelik SMİYB kullanım raporu düzenlenmiş olması halinde, (İhraç ettiği mamulü piyasadan temin eden mükellefin yurt içinde sattığı mal ve hizmetler yönünden SMİYB kullanılması durumunda) indirimi reddedilen tutar ile o döneme ait toplam vergi indiriminin kıyaslaması yapılarak olumsuz rapor koşulu aranacaktır.
– SMİYB kullandığı gerekçesi ile indirimi veya iadesi reddedilen mükellefler yönünden %5 koşulunun sağlanamaması durumunda, bu rapor olumsuz rapor sayılmayacak, söz konusu rapor, iade talep eden mükellef veya bunların mal ve hizmet temin ettiği mükellefler adına düzenlenmiş olsa bile, iade genel esaslara göre yerine getirilecektir.
Ancak, SMİYB düzenlendiği konusunda belirlemelerin yer aldığı raporlar, başka bir şart aranmaksızın olumsuz rapor sayılmaktadır. Buna göre, SMİYB düzenlendiğinin tespit edildiği raporlar, hiçbir oran ve hadde bağlı olmaksızın olumsuz rapor olarak kabul edilecektir. Burada önemli husus, hangi hallerde SMİYB düzenlendiğinin kabul edileceğidir. Örneğin, yasal belgenin alt ve üst nüshasının farklı olması durumunda, mükellefe verilen nüsha doğru olsa dahi, bu belge muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge olarak kabul edilmektedir. Oysa alıcı mükellefin bu olayda bir kusuru bulunmamaktadır. Olumsuz raporda sayılan fiilin kullanmak veya düzenlemek olmasına göre, mükelleflerin özel esaslardan genel esaslara dönüşünde farklı koşullar aranmaktadır.
Uygulamada sıkça karşılaşılan durum, faturayı düzenleyen firmanın faaliyetinin olmadığı, demirbaş ve mal mevcutlarının bulunmadığı, işçi çalıştırmadığı, kayıtlı motorlu araçlarının bulunmadığı ve kiralanmadığı, faturayı konu işleri yapacak organizasyona sahip olmadığı yönünde tespitleri içeren olumsuz raporlar düzenlenmekte ve düzenlenen faturalar SMİYB olarak kabul edilmektedir. Bu faturaları kullanan mükellefler hakkında da SMİYB kullanma yönünden işlem yapılmaktadır.
Ancak, SMİYB verenler hakkında düzenlenen raporlarla ilgili olarak Danıştay’ın en son vermiş olduğu 26.04.2007 tarih ve E.2006/1742, K.2007/1408 sayılı Kararı ile;
– Sahte veya yanıltıcı faturaları verenler hakkında düzenlenen raporlar üzerine idarece ne gibi işlemler yapıldığı,
– Bu raporlara dayalı olarak “komisyon” geliri elde etmekten dolayı, işlem yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise sonucunun ne olduğu,
– Bu raporlarla ilgili yargı kararı bulunup bulunmadığı,
– Söz konusu firmanın mükellefiyetinin, idarece silinip silinmediği, silinmişse dava konusu yapılıp yapılmadığı,
– Fatura düzenlendiği dönemlerde,KDV beyannamelerinin verilip verilmediği,
– Adına tarhiyat yapılmışsa, bu konuda yargı kararı bulunup bulunmadığı gibi hususların araştırılması ve buna göre karar verilmesi gerektiğine karar vermiştir. Danıştay’ın açıklanan bu kararı ile, SMİYB kullanımı konusunda, iyi niyetli olan mükelleflerin korunması amaçlanmıştır.
c-Olumsuz Tespit:
84 seri no.lu KDV Genel Tebliğinin (1.5). bölümünde, aşağıda belirtilen durumlar olumsuz tespit olarak kabul edilmiştir..
– Belge düzenleyen veya kullanan mükellef nezdinde yapılmakta olan incelemede veya bu mükellefin ticari ilişkide bulunduğu diğer kişi veya kurumların incelenmesi sırasında yahut yetkili makamların yazıyla bildirmesi üzerine SMİYB düzenlendiği veya kullanıldığının vergi dairesinin ıttılaına girmesi,
– Mücbir sebep sayılan haller dışındaki nedenlerle ilgili dönem defter ve belgelerinin ibraz edilmemesi veya birden fazla döneme ilişkin olarak katma değer vergisi beyannamesinin (Süresinden sonra verilenler hariç) verilmemesi,
– Yapılan yoklama ve araştırmalarda mükellefin bilinen adreslerinde bulunamaması, (Bu durumda olan mükelleflerden iade hakkı doğuran işlemin gerçekleştiği dönem itibarıyla vergiye müteallik ödevlerini yerine getirdiği tespit edilenlerin işi bıraktığına ilişkin bildirimde bulunmamış olmaları olumsuz tespit sayılmaz.)
– Mükelleflerin işletmelerinin sermaye tutarı, kullandıkları kredi miktarı, üretim tesisi olanlarda tesisin kapasitesi, verimliliği, istihdam ettikleri işçi sayısı gibi unsurlar ile iş hacmi arasında bariz bir nispetsizlik bulunması gerekmekte olup, bu tespitin en az vergi dairesi müdür yardımcısı başkanlığında oluşan üç kişilik bir yoklama ekibi tarafından mükellefin iş yerinde yapılacak bir yoklama ile tespit edilmiş olması gerekmektedir.
Bir mükellef hakkında olumsuz tespit bulunduğunun iddia edilebilmesi için geçerli olan koşulların uygulanmasında, aşağıda belirtilen hususlara dikkat edilmesi gerekir.
– Mükellefin SMİYB düzenleme veya kullanma ihtimalinin unsurlarının sağlıklı bir şekilde tespit edilmesi gerekir. Çünkü, SMİYB düzenleme yönünden olumsuz tespiti bulunan bir mükelleften mal ve hizmet temin edenlere, SMİYB kullanma yönünden işlem yapılmaktadır. Yukarıda sayılan unsurların tamamını taşıyan bir mükellefin sahte belge düzenleme ihtimali çok yüksek olup, söz konusu mükelleften mal ve hizmet temin edenlerin de SMİYB kullanma ihtimali bulunmaktadır.
– SMİYB kullanma ihtimalinin belirlenmesinde, mal ve hizmet temin edilen mükellefler hakkında sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleme yönünden, rapor veya tespit bulunma hallerinin mevcudiyetinin açıkça ortaya konulması gerekir. Ticari faaliyeti olan ve düzenlemiş olduğu bir kısım belgeleri muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge olduğu tespit edilen mükelleflerden mal ve hizmet temin eden bütün mükelleflerin SMİYB kullanma yönünde işlem yapılmaması gerekir.
– İşletme kapasitesi ile iş hacmi arasında bariz bir nispetsizlik bulunması nedeniyle, SMİYB düzeme ihtimalinin yalnızca bir tutanakla yapılamayacağı, mevcut tutanak ile sadece işletmenin fiziki durumu tespit edilebileceğinden, bu durumun harici doneler ve yapılacak tespitlerin birlikte değerlendirilmesi gerekir.
– Olumsuz tespit uygulaması yönünden, tespitin hangi döneme ilişkin yapıldığının açıkça belirlenmesi gerekmektedir. Çünkü, daha sonra açıklanacağı üzere olumsuz tespit ilgili olduğu dönem itibariyle özel esasların uygulanmasına neden olmaktadır. Bu itibarla, olumsuz tespitin belirli bir dönem ile mi sınırlı olduğu, yoksa zamanaşımı süresi içerisindeki bütün dönemleri mi kapsadığının açıkça belirlenmesi gerekir.
d.Olumlu Rapor:
İade hakkı doğuran işlemler dolayısıyla düzenlenen olumlu raporlar, izleyen bölümlerde açıklanacağı üzere, teminat miktarının azaltılmasına veya genel esaslara göre iade yapılmasına dönüşü sağlayan raporlardır. Katma değer vergisi iade uygulamaları bakımından bir raporun olumlu rapor sayılabilmesi için;
– İade hakkı doğuran işlem dolayısıyla yüklenilen vergilerin (İhraç kaydıyla teslimlerde teslim bedeli üzerinden hesaplanan verginin) % 90 veya daha fazlasının onaylanmış olması,
– Sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belgeler nedeniyle reddedilen bir kısım varsa bu kısmın, iade hakkı doğuran işlem dolayısıyla yüklenilen vergilerin (ihraç kaydıyla teslimlerde teslim bedeli üzerinden hesaplanan verginin, iade hakkı doğuran işlemi bulunmayan mükelleflerde ilgili dönemdeki toplam vergi indiriminin) % 5’ini aşmaması gerekmektedir.
84 seri No.lu KDV Genel Tebliğine göre, aksine hüküm olmadıkça, yeminli mali müşavirlerce düzenlenen tasdik raporları da olumlu rapor olarak kabul edilmektedir. Ancak, YMM tastik raporlarının olumlu rapor olarak kullanma süreci, yalnızca mükelleflerin indirimli teminat uygulamasına geçmesi yönünden hüküm ifade etmekte olup, özel esasların uygulandığı bir mükellefin genel esaslara geçmesi yönünde olumlu rapor olarak kabul edilmemektedir.
YMM tastik raporu ile KDV iadelerine ilişkin usul ve esasları açıklandığı, 34 seri no.lu SM, SMMM ve YMM Kanunu Genel Tebliğinde, (17) KDV iade taleplerinin değerlendirilmesi ve sonuçlandırılmasına ilişkin usul ve esasların, 84 seri no.lu KDV Genel Tebliğinde açıklanarak, genel esaslar ve özel esaslar olarak düzenlendiği, özel esaslara göre değerlendirilmesi gereken mükelleflerin iade taleplerinin, YMM tastik raporu ile yerine getirilmesinin mümkün bulunmadığı açıklanmıştır.
İndirimli teminat uygulaması ile ilgili düzenlenecek yeminli mali müşavir tastik raporlarında;
– İade hakkı doğuran işlem dolayısıyla yüklenilen vergilerin doğruluğunun onaylanma oranı ile SMİYB olduğu gerekçesi ile reddedilen bir kısım varsa, belgelerin düzenleyicileri, tarih ve numaraları, toplam tutarları, bu tutarın toplam iade talebi içindeki payı ve belgelerin SMİYB addedilme nedenlerinin,
– SMİYB dışındaki nedenlerle reddedilen bir kısım varsa, ilgili mevzuat hükümlerine de atıf yapılarak ret gerekçelerinin, bu nedenlerle reddedilen tutarlar ve bu tutarların toplam iade talebi içindeki paylarına da yer verilmek suretiyle açıkça belirtilmesi gerekir.
B- ÖZEL ESASLARA TABİ MÜKELLEFLERİN KATMA DEĞER VERGİSİ İADELERİNDE YAPILACAK İŞLEMLER VE GENEL ESASLARA DÖNÜŞ ŞARTLARI:
Özel esasların uygulanmasını gerektiren fiiller, 84 seri no.lu Genel Tebliğinde, en ağır olandan hafif olanına doğru düzenlenmiş olup, özel esaslara tabi mükelleflerin iade taleplerinde yapılması gereken işlemler, bu çerçeve içinde ele alınacaktır.
1.KENDİLERİ HAKKINDA OLUMSUZ RAPOR VEYA TESPİT BULUNANLAR:
Hakkında olumsuz rapor bulunduğu gerekçesiyle mükelleflerin iade taleplerinin özel esaslara göre değerlendirilebilmesi için söz konusu raporun vergi incelemesine yetkili olan vergi inceleme elemanlarınca düzenlenmiş olması gerekir. Buna göre, yeminli mali müşavirlerce düzenlenmiş tastik raporlarında, SMİYB düzenlediği konusunda tespit bulunan mükelleflerin iade talepleri, özel esaslara göre değerlendirilmeyecektir. Ancak, bu tür tespiti bulunan mükelleflerin vergi dairesince incelemeye sevk edilerek, iade talebinin inceleme sonucuna göre yerine getirilebileceği tabidir.
Bilindiği gibi, vergi inceleme raporu ile SMİYB kullandığı veya düzenlediği tespit edilen mükelleflerle ilgili olarak inceleme elemanlarınca, “Vergi İnceleme Raporu ile SMİYB Kullandığı veya Düzenlediği Tespit Edilen Mükellefler Bilgi Formu”, Form-11 (18) düzenlenerek Maliye Bakanlığı İstihbarat Merkezine gönderilmektedir. Söz konusu bilgi formuna dayanılarak mükellefler, Vergi İstihbarat Merkezince, ”SMİYB Kullandıkları veya Düzenledikleri Vergi İnceleme Raporuyla Tespit Olunan Mükellefler Geçici Listesine” alınmaktadır.
SMİYB kullandıkları veya düzenledikleri vergi inceleme raporu ile tespit edilen mükelleflerin, özel esaslara göre yerine getirilen katma değer vergisi iade talepleri, önceki bölümünde açıklanacağı üzere, belli koşulların gerçekleşmesi halinde genel esaslara göre yerine getirilebilmektedir.
a.Haklarında SMİYB Düzenleme Raporu Bulunanlar:
i.İade Taleplerinde Yapılacak İşlem:
Haklarında SMİYB düzenlediği konusunda rapor bulunan mükelleflerin, raporun vergi dairesine intikal ettiği tarihten sonraki ve bu tarihe kadar henüz sonuçlandırılmamış nakden veya mahsuben iade talepleri dört kat teminat karşılığında, teminat gösterilmemesi halinde münhasıran vergi inceleme sonucuna göre yerine getirilir. Raporun intikal ettiği tarihten önceki dönemler için alınan teminatlar da vergi inceleme raporu ile çözülür. Ayrıca, SMİYB düzenleme ve kullanma raporlarının her ikisi de bulunan mükelleflerin iadelerinde, düzenleme fiili dikkate alınarak işlem yapılacaktır.
SMİYB düzenlediği vergi inceleme raporlarıyla tespit edilen mükelleflerin, ilgili dönemler için göstermiş oldukları teminatlarının VUK hükümlerine göre tarh edilecek vergi ve kesilecek cezalar ile hesaplanacak gecikme faizini karşılamaması halinde, bu alacakların tahsili için 6183 sayılı AATUH Kanun (19) hükümlerine göre gerekli tedbirler derhal alınır. Yani, amme alacağının korunması için ihtiyati tahakkuk ve ihtiyati haciz işlemlerine hemen başlanması gerekir.
Ancak, mükelleflerin SMİYB düzenleme raporları üzerine yapılan tarhiyatları (Kesilecek ceza ve hesaplanacak gecikme faizi dahil) ödemeleri ya da tamamına teminat göstermeleri halinde raporun vergi dairesine intikalinden sonraki nakden ve mahsuben iade talepleri, indirimli teminat uygulamasından yararlananlarda %100, diğerlerinde %200 teminat karşılığında yerine getirilir.
Görüldüğü üzere, haklarında SMİYB düzenleme raporu bulunan mükelleflerin iadeleri, çok ağır şartlara bağlanmış, raporun vergi dairesine intikal ettiği tarihten sonraki ve bu tarihe kadar henüz sonuçlandırılmamış nakden veya mahsuben iadelerin tümünün, dört kat teminat karşılığında veya sadece vergi inceleme raporuna göre yerine getirilmesi öngörülmüştür. (20)
- Genel Esaslara Dönüş:
Haklarında SMİYB düzenlediği konusunda rapor bulunan mükelleflerin, genel esaslara dönüşünü sağlayan şartlar şunlardır.
– SMİYB düzenleme raporları üzerine yapılan tarhiyatın nihai yargı kararları ile terkin edilmesi halinde bu raporlar hiç düzenlenmemiş sayılır.
– SMİYB düzenleme raporları ile yapılan tarhiyatların, önceki bölümde açıklandığı şekilde ödenmesi veya tamamı için teminat gösterilmesi ve yükseltilmiş (İndirimli teminattan yararlananlar için % 100, diğerleri için % 200) teminat uygulamasına geçilmesinden sonra, vergi dairesine vergi incelemesine yetkili elemanlarca düzenlenmiş bir olumlu raporun intikal etmesi halinde, olumlu raporun ilişkin olduğu vergilendirme döneminden itibaren bu mükelleflerin nakden veya mahsuben iade talepleri genel esaslara göre yerine getirilir.
Ancak, ödeme veya teminat gösterme şartını yerine getirmeyen mükelleflerde, düzenlenen olumlu raporlar genel esaslara dönüşü sağlamaz.
Olumlu raporun, SMİYB düzenleme fiilinin işlendiği dönemden sonraki bir döneme ait olması ve mutlaka vergi incelemesine yetkili elemanlarınca düzenlenmesi gerekmektedir. YMM tarafından düzenlenmiş tastik raporlar, genel esaslara dönüşü sağlamasında olumlu rapor olarak kabul edilmemektedir. Birden fazla SMİYB düzenleme raporu için bir olumlu rapor yeterli bulunmuştur.
Buna göre, SMİYB düzenleme raporu bulunan mükellefler, SMİYB düzenleme raporları üzerine yapılan tarhiyatın nihai yargı kararı ile terkin edilmesi veya raporlara istinaden tarh edilen vergi, ceza ve gecikme faizinin ödenmesi veya tamamına teminat gösterilmesinden sonra olumlu bir raporun intikal etmesi ile genel esaslara dönmektedirler. Ancak, yargı kararıyla rapora istinaden tarh edilen verginin tamamının, Danıştay’ın onanma kararı sonrası karar düzeltme talebinin de sonuçlanması ile terkin edilmiş olması gerekir.
Dolayısıyla, SMİYB düzenleme raporu bulunan mükellefin, söz konusu rapor üzerine tarh edilen vergileri, kesilen ceza ve gecikme faizlerini ödemeleri, genel esaslara dönüş için gerekli, ancak yeterli değildir. Ödeme yaptıktan sonra haklarında olumlu raporun mutlaka düzenlenmiş olması zorunludur. Ödeme yapmayan mükellefler hakkında, olumlu rapor düzenlense dahi genel esaslara göre iade almaları mümkün değildir.
Haklarında olumsuz raporlarla ilgili olarak 4811 sayılı Vergi Barışı Kanunu (21) hükümlerinden yararlanarak ödemede bulunanların, 87 seri no.lu KDV Genel Tebliğinin (C) bölümünde açıklanan esaslara göre ödeme şartlarını yerine getirmiş olmaları gerekmektedir.
– Haklarında SMİYB belge düzenlediği konusunda rapor bulunanların KDV iadelerinin genel esaslara göre yerine getirilmeye başlanması halinde; bunların bu nedenle yükseltilmiş teminat istenen kanuni temsilcilerinin, ortaklarının, ortağı olduğu mükelleflerin ve bunlardan mal veya hizmet alanların iade talepleri de genel esaslara göre yerine getirilir.
– FORM-21 BİLGİ FORMUNUN DÜZENLENMESİNE İLİŞKİN HUSUSLAR:
SMİYB kullandıkları veya düzenledikleri vergi inceleme raporu ile tespit edilen mükellefler geçici listesinde yer alan ve katma değer vergisi iade uygulamalarında özel esaslara tabi olan mükelleflerden, yukarıda açıklanan şekillerden birisi ile genel esaslara geçen mükellefler hakkında, otomasyonlu vergi dairelerinde bilgisayardan alınan, otomasyonsuz vergi dairelerine Vergi İstihbarat Merkezince gönderilen, 2002/1 sıra no.lu Vergi İstihbarat İç Genelgesi (22) ekinde yer alan “Vergi İnceleme Raporu İle SMİYB Kullandığı veya Düzenlediği tespit Edilen Mükelleflerden KDV İadelerinde Genel Esaslara Dönüşlere İlişkin Formun” (Form-21) düzenlenmesi gerekir. Söz konusu bilgi formunun nasıl düzenleneceği ve yapılması gereken işlemler, 2002/1 sıra no.lu Vergi İstihbarat ve 2002/2 sıra no.lu KDV İç genelgelerinde (23) açıklanmıştır.
Form-21 bilgi formunun içerdiği bilgiler, özet olarak aşağıdaki gibidir.
– VERGİ İNCELEME RAPORUNA İSTİSNADEN DÜZENLENEN FORM-11 BİLGİLERİ:
Tablo-1: Mükellefe ait bilgiler:
Bu bölümde, mükellefin tüm kimlik bilgilerine yer verilmesi gerekir.
Tablo-2: Olumsuz raporu düzenleyen vergi inceleme elemanı ve rapor ait bilgiler:
Bu bölümde, inceleme elemanına ilişkin bilgiler ile, inceleme dönemleri ve tespit edilen fiilin (Sahte Belge kullanma/düzenleme, MİYB kullanma/düzenleme) belirtilmesi gerekir.
– GENEL ESASLARA DÖNÜŞ KRİTERLERİ;
Tablo-3: Olumsuz rapora istinaden yapılan tarhiyata ait bilgiler:
– Mükellef hakkında nihai yargı kararı var, | – Nihai yargı kararının:
– SMİYB düzenleme tamamı reddedilmiş, | Tarihi:
– SMİYB kullanma %95 ve fazlası reddedilmiş | Esas No: Karar No:
– Olumsuz rapora göre tarh edilen vergi, ceza ve gecikme zammının tamamına teminat gösterilmiş veya ödenmiş durumu belirtilir.
Tablo-4: Olumlu raporu düzenleyen vergi inceleme elemanı ve rapora ait bilgiler:
– Mükellef hakkında olumsuz rapordan sonra olumlu rapor var.
Bu bölüme, raporu düzenleyen inceleme elemanının adı soyadı-unvanı, düzenlenen olumlu raporun tarihi sayısı ve inceleme dönemleri belirtilir.
– Tablo-5: Olumsuz raporla tespit edilen belgelerdeki vergi miktarına ait bilgiler:
SMİYB kullananlardaki reddedilen kısım:
– İade hakkı doğuran işlemler dolayısıyla yüklenilen vergilerin %4 ini aşmamış,
– İhraç kaydıyla teslimlerde teslim bedeli üzerinden hesaplanan verginin %5 ini aşmamış,
– İade hakkı bulunmayan mükelleflerden ilgili dönemdeki toplam vergi indiriminin%5 ini aşmamış
– SMİYB düzenlediği konusunda rapor bulunan Dış Ticaret Şirketleri ile Sektörel Dış Ticaret Şirketlerinin, bu belgelere dayanarak iade aldıkları verginin aynı dönemde iade edilen toplam verginin %4 ünü aşmaması ve tarhı öngörülen vergi ile kesilmesi istenen ceza ve hesaplanacak gecikme faizi ve gecikme zammının ödenmiş veya tamamı için teminat gösterilmiş olması,
– Yukarıda belirtilen durumlar dışında özel esaslardan genel esaslara dönüşü ile ilgili açıklama,
– Tablo-6: SMİYB düzenleme raporunun, bunlardan mal veya hizmet alanlar bakımından sonuçları. (24) Bu bölüme, SMİYB düzenledikleri vergi inceleme raporu ile tespit olunan mükellef geçici listesinde yer alan bu mükellefler için düzenlenen Form-21’ e karşılık gelen Form-11’ de, ”Mal veya Hizmet alanların İadeleri Genel Esaslara Göre Yerine getirilecektir” ibaresine yer verilecektir. Ancak, daha önce SMİYB kullandıkları veya düzenledikleri vergi inceleme raporuyla tespit edilen mükellefler geçici listesinde yer almakta iken katma değer vergisi iade uygulamasında, genel esaslara geçenler listesine alınacak mükellefler, 84 seri no.lu KDV Genel Tebliğinde belirtilen ana ilkeler ve 2002/1 sıra no.lu Vergi İstihbarat Genel Tebliğindeki kurallarına göre düzenlenecek ve bu tablo boş bırakılacaktır.
Genel esaslara geçişinin uygun olduğu, formu düzenleyen memur, şef, müdür yardımcısı ve vergi dairesi müdürü tarafından imzalanır ve “Vergi İnceleme Raporu ile SMİYB Kullandığı veya Düzenlediği Tespit Edilen Mükelleflerden KDV İadesi Uygulanmasına İlişkin Form-21 Düzenlenenler Listesine” alınarak vergi dairesinin aynı kişileri tarafından imzalanır. Form-21’ in bir örneği mükellefin dosyasında muhafaza edilecek, diğer örneği liste ile birlikte dosyalanarak işlem tarihine göre, vergi dairesinde bir klasörde saklanacaktır.
Birden fazla Form-11 düzenlenmiş mükelleflerin anılan listeden çıkarılabilmesi için, listeye girmesine neden olan tüm tarhiyatlarla ilgili olarak genel esaslara geçme koşullarına sahip olması gerekmektedir. Bu nedenle, mükelleflerin anılan listeden çıkarılabilmesi için listeye girmesine neden olan her Form-11 karşılığında, bir Form-21 düzenlenmesi gerekmektedir.Genel esaslara geçme koşullarını taşımayan mükellefler için Form-21 düzenlenmeyeceği tabidir.
Haklarında SMİYB düzenleme ve kullanma raporları bulunan mükelleflerin işlemleri her iki durum da ayrı ayrı dikkate alınarak sonuçlandırılacaktır.
SMİYB kullanmadan kaynaklanan asgari olumsuzluk oranlarının (%4-5) tespiti ile ilgili personel tarafından, olumsuzluğun tespit edildiği vergi inceleme raporları ve dönem katma değer vergisi beyannameleri üzerinden yapılacak ve bu konu tutanağa bağlanacaktır. Düzenlenen tutanak, Form-21 in vergi dairesinde kalacak nüshası ile birlikte saklanacaktır.
– Alınan Teminatların İadesi:
Hakkında SMİYB düzenlendiği konusunda vergi dairesine olumsuz rapor intikal eden mükelleflerin;
– SMİYB düzenleme raporun intikal ettiği tarih ile bu tarihe kadar henüz sonuçlandırılmamış iade talepleri için alınan dört kat teminatlar,
– SMİYB düzenleme raporunun intikal ettiği tarihten önceki dönemler için alınan teminatlar,
– SMİYB düzenleme raporuna istinaden tarh edilen vergi, kesilen ceza ve hesaplanan gecikme faizini ödemeleri veya tamamına teminat göstermelerinden sonra olumlu rapor düzenleninceye kadar verdikleri (İndirimli teminat uygulamasından yararlananlarda %100, diğerlerinde %200) teminatlar, vergi inceleme raporuna göre iade edilir.
– SMİYB düzenleme raporuna istinaden yapılan tarhiyatın tamamının nihai yargı kararı ile terkin edilmiş olması halinde, söz konusu rapor hiç düzenlenmemiş sayıldığından, karar tarihine kadar bu nedenle alınan yükseltilmiş teminatların indirimli veya normal teminat miktarını aşan kısımları yargı kararına üzerine, kalan kısımlar da genel esaslara göre iade edilir.
– Olumlu raporun ait olduğu dönem ile vergi dairesine intikal ettiği tarih arasındaki dönemler için verilen teminatların, indirimli teminat uygulamasından yararlananlardan (%4-8), diğerlerinden (%100) ü aşan kısımları, olumlu rapora göre mükelleflere iade edileceğinden, kalan kısmı da genel esaslara göre, diğer bir ifade ile YMM veya inceleme raporuna göre iade edilir.
– Dış Ticaret Sermaye Şirketleri ile Sektörel Dış Ticaret Şirketlerin Durumu:
Çok sayıda mükellefin ihracatına aracılık eden dış ticaret sermaye şirketleri ile sektörel dış ticaret şirketlerinin kontrolleri dışında SMİYB düzenleme ihtimali dikkate alınarak, 84 seri no.lu Genel Tebliğinde, bu mükellefler için ayrı bir düzenleme yapılmıştır.
Buna göre, SMİYB düzenlediği konusunda rapor bulunan dış ticaret sermaye şirketleri ile sektörel dış ticaret şirketlerinin, bu belgelere dayanarak iade aldıkları verginin aynı dönemde iade edilen toplam verginin % 4’ünü aşmaması ve tarhı öngörülen vergi ile kesilmesi istenen ceza ve hesaplanacak gecikme faizini ödemeleri veya tamamı için teminat göstermeleri halinde iade talepleri olumlu rapor beklenmeden genel esaslara göre yerine getirilebilir.
iii.Haklarında SMİYB Düzenleme Raporu Bulunan Mükelleflerin Ortakları veya Bu Mükelleflerin Kurdukları veya Ortak Oldukları Şirketlerin İade Talepleri:
Haklarında SMİYB düzenlediği konusunda rapor bulunan mükelleflerle ilgili olarak 84 seri no.lu Genel Tebliğinde yer alan ve yukarıda açıklanan düzenlemeler, bu mükelleflerin raporun ait olduğu vergilendirme dönemindeki ortakları ve kanuni temsilcileri ile bunların kurdukları veya ortak oldukları şirketler bakımından da geçerli olup, kooperatifler ve sermaye şirketlerinde bu hüküm, bunların kanuni temsilcileri ile sadece SMİYB düzenlenmesine neden olan ortakları ve bunların kurdukları veya ortak oldukları şirketleri hakkında uygulanacaktır.
2002/1 sayılı KDV İç Genelgesinde, (25) 84 seri no.lu KDV Genel Tebliğinde sözü edilen kanuni temsilcilerin, SMİYB düzenlemesine neden olan alt firma veya ortaklara doğrudan veya dolaylı ortaklık ya da ticari ilişkide bulunup bulunmadıklarının tespiti amacıyla derhal incelemeye sevk edileceği ve bu incelemelerin öncelikle sonuçlandırılacağı,
Öte yandan SMİYB düzenlediği konusunda rapor bulunan mükelleflerin kanuni temsilcileri ile ortaklarının kurdukları veya ortak oldukları şirketlerden ayrılmış olmaları halinde, bunların ortaklıktan veya kanuni temsilcilikten ayrıldıkları tarihten itibaren kurdukları veya ortak oldukları şirketlerin iade taleplerinin, özel esaslar kapsamına giren başka bir husus olmadıkça genel esaslara göre yerine getirileceği açıklanmıştır.
86 seri no.lu KDV Genel Tebliğinde, (26) kanuni temsilcilerin sahibi ya da ortağı olduğu firmaların, SMİYB düzenlemesine neden olan alt firma ya da ortaklarla doğrudan veya dolaylı ortaklık ya da haksız katma değer vergisi iadesi almaya yönelik ticari ilişkide bulunup bulunmadıklarının tespiti amacıyla derhal incelemeye sevk edileceği ve bu incelemelerin öncelikle sonuçlandırılacağı,
– Yapılan inceleme sonucunda kanuni temsilcinin sahibi ya da ortağı olduğu firmaların, SMİYB düzenlenmesine neden olan alt firma ya da ortaklarla doğrudan veya dolaylı ortaklık ya da haksız KDV iadesi almaya yönelik ticari ilişkide bulunduğunun tespit edilememesi halinde, bunların sahibi ya da ortağı olduğu firmaların iade ve mahsup taleplerinin, kendileri hakkında özel esaslar uygulanmasını gerektiren başka bir husus olmadıkça genel esaslara göre yerine getirileceği,
– SMİYB düzenlediği konusunda rapor bulunan mükelleflerin kanuni temsilcileri ile ortaklarının ortak oldukları şirketlerden ayrılmış olmaları halinde, ortaklığından ayrıldıkları mükelleflerin iade ve mahsup taleplerinin özel esaslar uygulanmasını gerektiren başka bir husus olmadıkça ayrılma tarihinden itibaren genel esaslara göre yerine getirilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Ayrıca, 87 no.lu KDV Genel Tebliğine göre, haklarında SMİYB düzenlediği konusunda rapor bulunan kooperatif veya sermaye şirketlerinin kurdukları veya ortak oldukları şirketlerdeki paylarının kontrolünün kamu kurum ve kuruluşları ile icra dairelerinde olması nedeniyle devredilmesinin imkansız bulunması ve bu şirketlerle aralarında haksız KDV iadesi almaya yönelik ticari bir ilişki bulunduğunun da tespit edilememesi halinde, kurdukları veya ortağı oldukları bu mükelleflerin iade talepleri genel esaslara göre yerine getirileceği, durumu bu şartlara uyan mükelleflerin (18.06.2003) tarihten önce, bu nedenlerle incelemeye sevk edilen iade talepleri ve bu taleplerle ilgili olarak verdikleri teminatlar için, kendileri hakkında başka bir olumsuzluk bulunmaması ve inceleme elemanının da olumsuz görüş bildirmemiş olması şartıyla genel esaslara göre işlem yapılacaktır.
b.Haklarında SMİYB Kullanma Raporu Bulunanlar:
i.İade Taleplerinde Yapılacak İşlem:
Haklarında SMİYB kullanma raporu bulunan mükelleflerin raporun vergi dairesine intikal ettiği tarihten sonraki ve bu tarihe kadar henüz sonuçlandırılmamış nakden veya mahsuben iade talepleri dört kat teminat karşılığında, teminat gösterilmemesi halinde münhasıran vergi inceleme raporu sonucuna göre yerine getirilir. İade talepleri hakkında özel esaslara göre işlem yapılabilmesi için, olumsuz raporun tanımında belirtildiği üzere, SMİYB kullanma nedeniyle iadesi reddedilen verginin iade hakkı doğuran işlem dolayısıyla yüklenilen verginin % 5’ini aşması gerekir. Bu oranın aşılmaması halinde genel esaslara göre iade yapılır. Ancak, SMİYB kullanımına ait %5’i geçmeyen vergi iadesinin reddedileceği tabidir.
Ayrıca, SMİYB belgeleri kullanan mükellefler hakkında;
– Gelir veya kurumlar vergileri ile katma değer vergisi yönünden cezalı tarhiyat yapılmakta ve
– Vergi suçu raporu düzenlenerek olay, Cumhuriyet Savcılığı’na intikal ettirilmektedir. Ancak, SMİYB de yazılı malın alındığı, kullanıldığı ya da hizmetten yararlanıldığının kanıtlanması durumunda, gelir veya kurumlar vergisi yönünden kısmen veya tamamen gider veya maliyet unsuru olarak kabul edilmektedir. KDV yönünden ise, faturada yazılı katma değer vergisinin indirimi reddedilmekte ve müteselsil sorumluluk hükümlerine göre, indirim reddinden dolayı ortaya çıkacak vergi, vergi ziyaı cezası ile birlikte faturayı kullanan mükelleften aranmaktadır.
SMİYB kullanma yönünden reddedilen verginin %5’ i aşması halinde, sadece aşan kısmı değil, bu firmalardan olan alışlarının tamamı için özel esaslara göre işlem yapılır. SMİYB kullanıldığı konusunda tespit bulunan rapor sayısının birden fazla olması ve bilerek kullanıldığına ilişkin bir belirlemenin olup olmamasının da bir önemi bulunmamaktadır.
Kullanılan sahte veya muhteviyat itibariyle yanıltıcı belgenin istisna işlemleri ile ilgili olmaması veya istisna işleminin bulunmadığı dönemde olması durumu değiştirmemektedir. Mal ve hizmet satın alınan mükellefin adresinde bulunmaması nedeniyle tebliğin yapılamaması veya KDV beyannamelerinin verilmemesi nedeniyle katma değer vergisi indirimlerinin reddinden dolayı katma değer vergisi tarhiyati yapılması halinde, inceleme raporunda bu kişinin düzenlediği faturaların sahte olduğuna dair bir tespitin bulunmaması ve tarhiyatın bu kişiden alışlarından dolayı SMİYB kullanma fiilinden kaynaklandığının açıkça belirtilmediği taktirde, söz konusu mükellefin daha sonraki dönemlere ait iadelerinde özel esasların uygulanmaması gerekir.
Maliye Bakanlığı’nın 05.07.2005 tarih ve 4800 sayılı özelgesinde, incelemesi devam eden dönemlerin iade-mahsup taleplerinin inceleme sonucuna göre yapılması gerektiği, mahsup talebinin inceleme sonucuna göre kabul veya reddedileceğinden, inceleme sonuçlanmadan bu borçların cebri icra hükümlerine göre tahsil edilmesinin mümkün bulunmadığı, gerekli görülmesi halinde 6183 sayılı AATUH Kanunun koruma hükümlerinin uygulanabileceğini açıklamıştır.
ii.Genel Esaslara Dönüş:
Haklarında SMİYB kullanma raporu bulunan mükelleflerin katma değer vergisi iadeleri;
– SMİYB kullanma raporlarında tarhı öngörülen vergi ve buna ilişkin olarak hesaplanacak gecikme faizi ile kesilmesi istenen cezanın ödenmesi veya bunlar için teminat gösterilmesi,
– Tarhı öngörülen vergi ve buna ilişkin olarak hesaplanacak gecikme faizi ile kesilmesi istenen ceza ödenmez veya tamamına teminat gösterilmezse, SMİYB kullanma raporundan sonra, vergi dairesine olumlu bir vergi inceleme raporunun intikal etmesi, (Olumlu rapor, raporun ilgili olduğu vergilendirme döneminden itibaren hüküm ifade eder.)
– Kullanma raporlarına göre yapılan tarhiyatın % 95 ve daha fazlasının nihai yargı kararlarıyla terkin edilmesi şartlarından birisinin gerçekleşmesi halinde, genel esaslara göre yerine getirilir.
Yukarıda belirtilen koşulların gerçekleşmesi halinde, otomasyonlu vergi dairelerinde bilgisayardan alınan, otomasyonsuz vergi dairelerine Vergi İstihbarat Merkezince gönderilen ve muhteviyatı daha önce açıklanan Form-21 bilgi formunun doldurulması gerekir.
Görüldüğü üzere, haklarında SMİYB kullanma raporu bulunan mükelleflerde, düzenleme raporu bulunanlardan farklı olarak, kullanma fiilinin işlendiği dönemden sonraki bir döneme ait, olumlu raporun vergi dairesine intikal etmesi yeterli bulunmuştur. Öte yandan, SMİYB kullanan mükellefin belge temin ettiği, bir başka ifade ile SMİYB düzenlediği konusunda rapor bulunan mükellef hakkında rapora istinaden yapılan tarhiyatın nihai yargı kararı ile terkin edilmiş olması halinde, söz konusu rapor hiç düzenlenmemiş sayılacağından, aynı rapordan dolayı hakkında SMİYB kullanmadan dolayı özel esaslara tabi tutulan mükellefin de genel esaslara dönmesi gerekir.
SMİYB kullandığı konusunda rapor bulunan mükelleflerin henüz sonuçlandırılmayan iade talepleri için vermiş oldukları dört kat teminatlar, daha sonra genel esaslara dönülmüş olsa bile (Tarhiyatın nihai yargı kararı ile terkin edilmesi dışında) vergi inceleme raporuna göre iade edilir. Ayrıca, SMİYB kullanma raporundan sonra, vergi dairesine olumlu bir vergi inceleme raporu intikal etmesi halinde, olumlu raporun ait olduğu dönem ile vergi dairesine intikal ettiği tarih arasındaki dönemler için alınan teminatların, indirimli teminat uygulamasından yararlananlardan (%4-8), diğerlerinden (%100) ü aşan kısımları olumlu rapor intikal ettiğinde, kalan kısmı ise genel esaslara göre iade edilir.
iii.Haklarında SMİYB Kullanma Raporu Bulunan Mükelleflerin Ortakları veya Bu Mükelleflerin Kurdukları veya ortak Oldukları Şirketlerin İade Talepleri:
SMİYB kullandığı konusunda haklarında olumsuz rapor bulunan mükelleflerin ortaklarının veya bu mükellefler ile kanuni temsilcilerinin veya ortaklarının kurdukları veya ortak oldukları şirketlerin iade talepleri, bunların kendileri hakkında bu yönde düzenlenmiş herhangi bir olumsuz rapor bulunmamak koşuluyla genel esaslara göre yerine getirilir.
c.Haklarında Olumsuz Tespit Bulunanlar:
- SMİYB Düzenlediği Konusunda Tespit Bulunanlar:
İncelemeye sevk edilmiş olsun veya olmasın, haklarında SMİYB düzenlediği konusunda tespit bulunan mükelleflerin nakden veya mahsuben iade talepleri; tespit bulunan dönemler için münhasıran vergi inceleme raporuna göre, diğer dönemler için dört kat teminat karşılığında, teminat gösterilmemesi halinde ise, vergi inceleme raporuna göre yerine getirilir.
Teminat gösterilmişse, teminatlar vergi inceleme sonucuna göre çözülür. SMİYB düzenlediği tespit edilen dış ticaret sermaye şirketleri ile sektörel dış ticaret şirketlerinin, bu belgelere dayanarak iadesini istedikleri verginin aynı dönemde iadesini talep ettikleri toplam verginin % 4’ünü aşmaması ve bu kısma dört kat teminat gösterilmesi halinde iade talepleri genel esaslara göre yerine getirilir.
Ancak, 2002/2 sıra no.lu KDV İç genelgesi (27) ile, haklarında SMİYB düzenleme tespiti bulunan ve 27 seri no.lu KDV Genel Tebliğinin (28) (A-1) bölümünde sayılan şartlara haiz (29) imalatçıların, olumsuz tespitin bulunduğu dönem için iadesi talep edilen verginin dört katı kadar teminat göstermeleri halinde, olumsuz tespit konusunda yapılacak vergi incelemesi sonuçlanıncaya kadar diğer dönemlere ilişkin kendilerine ait vergi ve SSK prim borçlarına mahsup taleplerinin genel esaslara göre yerine getirilmesi uygun bulunmuştur. Ancak, mükellefin nakden veya ortaklarıyla mal veya hizmet satın aldığı mükelleflerin vergi ve SSK prim borcuna mahsuben iade taleplerinin, tespit bulunan dönemler için münhasıran vergi inceleme raporu, diğer dönemler için dört kat teminat aranması gerekmektedir. Görüldüğü üzere, SMİYB düzenleme tespiti bulunan imalatçıların, olumsuz tespiti bulunmayan dönemlere ait mahsup taleplerinde kolaylık sağlanmıştır.
SMİYB düzenlediği konusunda tespit bulunan mükelleflerin genel esaslara dönüşü, 84 seri no.lu Genel Tebliğde ayrıca düzenlenmemiştir. Ancak tespit sonrasında mutlaka bir vergi inceleme raporu düzenleneceğinden, bu kapsamdaki mükelleflerin genel esaslara dönüşleri ve alınan teminatların iadesi, vergi inceleme raporu sonucuna göre yerine getirilmesi gerekir.
ii.SMİYB Kullandığı Konusunda Tespit Bulunanlar:
İncelemeye sevk edilmiş olsun olmasın, SMİYB kullandığı konusunda hakkında tespit bulunanların, tespitin ilgili olduğu döneme ilişkin iade talepleri, bu tespite konu alışlara isabet eden kısma dört kat teminat gösterilmesi veya bu alışlara isabet eden kısmın iade talebinden çıkarılması halinde, kalan kısma ve diğer dönemlere ilişkin iade talepleri genel esaslara göre yerine getirilir.
Tespitin bulunduğu dönemler için teminat gösterilmemişse, iade işlemi vergi inceleme raporuna göre gerçekleştirilir.
SMİYB kullandığı konusunda tespit bulunanların genel esaslara dönüşü ve alınan teminatların iadesi, vergi inceleme raporu sonucuna göre yerine getirilmesi gerekir.
Ancak yapılan inceleme sonucunda,
– SMİYB kullanma fiili ile birlikte, SMİYB düzenleme fiilinin de işlendiğinin tespit edilerek rapor düzenlenmiş olması halinde, SMİYB düzenleme şartlarının da dikkate alınacağı,
– SMİYB kullanma nedeniyle iadesi reddedilen verginin iade hakkı doğuran işlem dolayısıyla yüklenilen verginin %5 ‘ini aşmadığının tespit edilmesi halinde ise, başka bir şart aranmaksızın genel esaslara dönülebileceğinin kabul edilmesi gerekir.
iii.Adreslerinde Bulunmadıkları, Defter ve Belgelerini İbraz Etmedikleri veya Beyanname Vermedikleri Konusunda Tespit Bulunanlar:
Adreslerinde bulunmadıkları, mücbir sebep sayılan haller dışındaki nedenlerle defter ve belgelerini ibraz etmedikleri veya birden fazla döneme ilişkin olarak katma değer vergisi beyannamesini (Süresinden sonra verilenler hariç) vermedikleri konusunda tespit bulunan mükelleflerin iade talepleri, münhasıran vergi inceleme raporu sonucuna göre yerine getirilir. Düzenlenecek inceleme raporunda bu olumsuz tespitlerin ortadan kalktığının belirtilmesi halinde genel esaslara dönülür.
Mükellefin başvurusunun değerlendirilmesi veya vergi idaresinin belirlemeleri sonunda olumsuz tespit sayılan nedenlerin ortadan kalktığının anlaşılması halinde (Mükellefin defter ve belgelerini sonradan ibraz etmesi, vermediği beyannameleri usulüne uygun olarak tamamlaması, yoklama ile tespit edilmek kaydıyla geçerli bir adresinin ortaya çıkması gibi) genel esaslara göre iade yapılabilecektir.
iv.İşletme kapasitesi ile İş Hacmi Arasında Açık Nispetsizlik Tespit Edilenler:
İade talebinde bulunan mükelleflerin işletmelerinin sermaye tutarı, kullandıkları kredi miktarı, üretim tesisi bulunması halinde tesisin kapasitesi, verimliliği, istihdam ettiği işçi sayısı gibi unsurlar ile iş hacmi arasında bariz bir nispetsizlik bulunduğunun tespit edilmesi halinde, bu mükelleflerin nakden veya mahsuben iade talepleri münhasıran inceleme raporuna göre yerine getirilir.
28 seri no.lu KDV Genel Tebliğinin (30) “C.Yoklama ve Değerlendirme” başlıklı bölümünde, iade ve mahsup taleplerinin, aranan belgelerin ibrazından sonra vergi dairesince yapılacak yoklama ve değerlendirme sonucunda yerine getirileceği ve yoklama ve değerlendirme işlemlerinin de vergi dairesince en kısa sürede sonuçlandırılacağı açıklanmıştır.
2002/1 sayılı KDV İç Genelgesinde, mükelleflerin işletme kapasitesi ile iş hacmi arasında bariz bir nispetsizlik bulunup bulunmadığının tespiti amacıyla ilk defa iade talebinde bulundukları dönemler ile müteakip dönemlerdeki iade taleplerinde kayda değer bir artışın olması halinde, 19.10.1987 tarihli ve 68579 sayılı ile 18.12.1987 tarihli ve 81787 sayılı genel yazılarda belirtilen şekilde yapılan yoklama tutanaklarının düzenlenmesi ve bu tutanaklardaki bilgilerin vergi dairesi müdürü tarafından değerlendirilmesinden sonra, mükellefin işletme kapasitesi ile iş hacmi arasında haklı nedenlerle izah edilemeyen bir uyumsuzluk tespit edilmesi halinde, işletme kapasitesi ile iş hacmi arasında açık nispetsizlik olduğu kabul edilerek incelemeye sevk edileceği ve iade taleplerinin özel esaslara göre yerine getirileceği açıklanmıştır.
Yoklama ve değerlendirmenin nasıl yapılacağı ve aranılacak hususlar, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen genel yazılarda açıklanmıştır. Buna göre, ilgili vergi dairesi müdür yardımcısı başkanlığında oluşturulacak yoklama gurubu tarafından, aşağıda belirtilen bilgileri içeren yoklama tutanağı düzenlenerek mükellefin dosyasına konacaktır.
– İmalatçı ve İhracatçılarda Yapılacak Tespitler:
– Mükellefin ihraç ettiğini beyan ettiği malları üretecek kapasiteye sahip olup olmadığı,
– İşyerinde çalıştırdığı işçi sayısı ile üretim araçlarının ihracata konu malın imalatı için yeterli bulunup bulunmadığı,
– Üretim araçlarının (Demirbaşlarının) kanuni defterlerde kayıtlı olup olmadığı,
– Bir yıl önceki üretim miktarı,
– Son bir yıl içindeki kredi kullanıp kullanmadığı, kullanmışsa hangi banka şubelerinden ve ne miktarda kredi kullandığı,
İhraç kaydıyla teslimlerden dolayı ilk defa iade talebinde bulunan İmalatçılarda da aynı bilgileri içeren yoklama tutanağı düzenlenecektir.
– İmalatçı Olmayan İhracatçılarda Yapılacak Tespitler:
– İhracatçı firma veya ihracatçının adı, soyadı veya unvanı ile ortaklarının adı, soyadı ve adresleri, (İkametgah adresleri dahil) varsa bağlı oldukları vergi dairesi ve hesap numarası,
– Şirketin kayıtlı ve ödenmiş sermaye tutarı, ticaret sicil kaydı ve numarası,
– Haberleşme araçlarının (Telefon, teleks ve faks gibi)adedi ve numaraları,
– Aynı adreste birden fazla firma olması halinde, diğer firmaların da belirtilen bilgilerin tutanağa geçirilmesi,
– İhraç konusu malların sürekli olarak aynı firmalardan alınıp alınmadığı ve bu firmaların adresleri ve vergi kimlik numaraları,
– Son bir yıl içinde kredi kullanıp kullanmadığı, kullanmışsa hangi banka şubelerinden ne miktar kredi kullandığı, hususları yoklama ile tespit edilerek tutanağa alınacaktır. Yoklama işlemi, birden fazla iade talebinde bulunan bir mükellefin her talebi için değil, sadece ilk defa iade talebinin değerlendirilmesinde dikkate alınacaktır. Ancak, sürekli iade talebinde bulunan ve iade miktarlarında sürekli artış bulunan mükellefler hakkında belli dönemlerde tespit yapılması gerekir.
Ayrıca, 1 seri no.lu SM, SMMM ve YMM Kanunu Genel Tebliğinin (31) (C) bölümünde, Yeminli Mali Müşavirlerin KDV iade ve mahsup incelemeleri sonucunda düzenleyecekleri iade tastik raporlarında, mal hareketlerinin veya mal imalatının gerçek olduğunun tespit ve ispat edilmiş olmasının yanı sıra, iş kapasitesi ve iş hacmine ilişkin aşağıda belirtilen hususlara da yer verileceği açıklanmıştır.
– Mükellefin adı, soyadı ve unvanı ile ortakların adı-soyadı ile işyeri ve ikametgah adresleri, varsa bağlı oldukları vergi dairesi ve hesap numaraları, (ortakların nüfus cüzdanının tastikli örneği rapora eklenecektir.) Aynı adreste birden fazla firma var ise, bu firmalar ve ortakları içinde bu bilgilerin tespit edilmesi şarttır.
– Mevcut en son tarihli bilanço örneği ,ödenmiş sermaye tutarı ve ticaret sicil kaydı ve numarası,
– İhracattan önceki 6 ay içinde ve 6 ay sonunda işyerinde çalıştırılan işçi sayısı,
– İletişim araçlarının (telefon, teleks ve faks gibi) sayısı ve numaraları ile kanuni defterlere kayıtlı olup olmadığı,
– Bir önceki yıl üretim ve ihracat miktarı,
– Sanayi sicil belgesi ve kapasite raporu özeti bBu belgelerin fotokopisi rapora eklenecektir.)
– İşyerinin durumu, son bir yıl içinde kredi kullanılıp kullanılmadığı, kullanılmışsa hangi banka şubelerinden ne miktarda kredi aldığı,
Öte yandan, imalatçı-ihracatçılara ve ihraç kaydıyla mal tesliminde bulunan imalatçılara ait raporlarda, yukarıda sayılan bilgilerin yanında, ihraç edildiği belirtilen malların üretimine yeterli kapasitenin bulunup bulunmadığı, kullanılan hammadde ve enerji miktarları ile üretim araçlarının fiilen varolup olmadığı ve defterlerde yer alıp almadığının belirtilmesi gerekir.
İmalatçı olmayan ihracatçılarda ise, ihraç konusu malların sürekli olarak aynı firmalardan alınıp alınmadığı ve bu firmaların isimlerine, adreslerine ve vergi dairesi sicil numaralarına raporda yer verilecek, ihracatçıya mal satan firmaların gerçekten var olup olmadıkları ve malları gerçekten satıp satmadıkları tespit edilecek, ayrıca bu firmaların mükellefiyet kayıtlarının bulunup bulunmadığı ilgili vergi dairesinden araştırılacaktır.
2.DOĞRUDAN MAL VE HİZMET TEMİN ETTİKLERİ MÜKELLEFLER HAKKINDA OLUMSUZ RAPOR VEYA TESPİT BULUNANLAR:
Kendileri hakkında olumsuz rapor veya tespit bulunmayanların mal veya hizmet satın aldığı mükellefler hakkında olumsuz rapor veya tespit bulunması halinde, bu mükelleflerden yapılan (Haklarında olumsuz tespit bulunanlardan sadece olumsuz tespitin yapıldığı dönemlerdeki) alışlara isabet eden kısma dört kat teminat gösterilmesi veya bu alışlara isabet eden kısmın iade talebinden çıkarılması halinde, kalan kısım ve diğer dönemlerin iade talepleri genel esaslara göre yerine getirilir.
Hakkında olumsuz rapor bulunanlardan alınan kısma isabet eden vergiye ilişkin teminat, iade talebinde bulunan nezdindeki, olumsuz tespit bulunandan alınan kısma isabet eden vergiye ilişkin teminat ise hakkında olumsuz tespit bulunan mükellefle ilgili incelemenin sonucuna göre çözülür.
Hakkında olumsuz rapor veya tespit bulunan mükelleflerden mal veya hizmet alanların iade taleplerinde yapılması gereken işlemler, genel olarak bunlar olmakla beraber, iyi niyetli mükelleflerin genel esaslara göre iade alabilmelerinin koşulları belirlenmiştir. Buna göre, aşağıda belirtilen şartların varlığı halinde, hakkında olumsuz rapor veya tespit bulunan mükelleflerden mal ve hizmet alanların iade talepleri, genel esaslara göre yerine getirilir.
- Olumsuz raporda öngörülen vergi, ceza, gecikme zammı ve faizlerin ödenmesi veya bunların toplamı kadar teminat gösterilmesi halinde, bunlardan mal ya da hizmet alanların bütün dönemlerdeki iade talepleri genel esaslara göre yerine getirilir. Ödemenin veya teminatın kimin tarafından yapılması önemli değildir. Bu durumda, hem hakkında olumsuz rapor bulunan ve hem de bundan mal ve hizmet alan kişiler, genel esaslara göre iade alabileceklerdir.
- İade talebinde bulunan mükellefin, haklarında SMİYB düzenleme dışında olumsuz tespit veya SMİYB kullanma raporu bulunanlardan alışlarına ilişkin ödemelerini, veya iade talebinde bulunan mükellefe satış yapan ve haklarında SMİYB düzenleme dışında olumsuz tespit veya SMİYB kullanma raporu bulunanların kendi alışlarına ilişkin ödemelerini, 84 seri no.lu Genel Tebliğinin müteselsil sorumluluğa ilişkin (III/1-1) bölümünde belirtildiği şekilde, banka veya özel finans kurumları vasıtasıyla ve nama yazılı çekle yaptıklarını tevsik etmeleri halinde; kendileri hakkında olumsuz rapor veya tespit bulunmayan ancak haklarında SMİYB düzenleme dışında olumsuz tespit veya SMİYB kullanma raporu bulunanlardan mal veya hizmet alanların iade talepleri genel esaslara göre yerine getirilir. Ödeme, iade talebinde bulunan mükellefin yeminli mali müşaviri tarafından düzenlenmiş tasdik raporuyla veya tasdik raporu sonradan ibraz edilmek üzere teminat karşılığı iade talep edilmişse, bu konu ile ilgili olarak düzenlenmiş kısa bir raporla da tevsik edilebilir.
c.Haklarında olumsuz rapor veya tespit bulunanlar hakkında önceki bölümlerde açıklandığı üzere genel esaslar uygulandığı dönemlerde, bunlardan mal veya hizmet alanların iade talepleri de genel esaslara göre yerine getirilir.
85 seri no.lu KDV Genel Tebliği ile, hakkında SMİYB düzenleme raporu bulunan ve bu rapora istinaden tarh edilen vergi, kesilen ceza ve hesaplanan gecikme faizini ödememiş veya tamamına teminat göstermemiş mükellefin, olumsuz raporun ait olduğu vergilendirme döneminden sonraki 12 vergilendirme dönemine ilişkin olarak vergi inceleme elemanlarınca düzenlenmiş olumlu rapor bulunması halinde, bu mükelleften mal veya hizmet alanların olumlu raporun ait olduğu vergilendirme dönemleri ile sonraki dönemlerde bu mükelleften alışlarına isabet eden iade talepleri genel esaslara göre yerine getirilebileceği öngörülmüştür.
- En son düzenlenen olumsuz rapor veya yapılan tespitin ilgili olduğu dönemden itibaren tarh zamanaşımı (32) kadar bir sürenin geçmiş olması halinde, vergi inceleme imkanının kalmamış olması nedeniyle bu durum, sonraki safhalarda mal veya hizmet alanlar açısından olumsuz rapor veya tespit olarak değerlendirilmez ve bu mükelleflerden mal veya hizmet alanların iade taleplerinde genel esaslara göre işlem yapılır.
- Haklarında olumsuz tespit bulunanlardan ihraç kaydıyla mal alan ancak diğer alışlarına ilişkin olumsuz tespit veya rapor bulunmayan mükelleflerin iade talepleri genel esaslara göre yerine getirilir. Buna göre, ihracatçının ihraç kaydıyla alışlarında, KDV Kanunun 11/c maddesi hükmü gereğince, (33) vergi ödenmediğinden dolayı iade talebi bulunamayacağı için, olumsuz rapor veya tespit bulunmayan diğer alışlarına ilişkin iade talebi, genel esaslara göre yerine getirilecektir.
- Fason tekstil ve konfeksiyon işleri ile hurda ve atık, metal, kağıt, plastik, cam vb. alımları nedeniyle tevkifat uygulayan alıcıların, ihracat veya diğer işlemlerden doğan iade talepleri, tevkif etmiş oldukları vergiyi beyan edip ödemiş olmaları şartıyla genel esaslara göre yerine getirilir.
70 seri no.lu KDV genel Tebliğinin (34) (6). bölümünde, KDV Kanunun 9. maddesi gereğince, katma değer vergisini sorumlu sıfatıyla vergi dairesine nakden veya mahsuben ödeyenler, bu işlemlerle ilgili olarak önceki safhalarda ortaya çıkan verginin hazineye intikal etmemiş olması nedeniyle müteselsil sorumluluk uygulaması ile muhatap tutulmayacakları, sorumlu sıfatıyla vergi dairesine nakden veya mahsuben katma değer vergisi ödeyenlerin bu işlemlerle ilgili iade ve mahsup taleplerinin, haklarında olumsuz rapor bulunan mükelleflerden mal ve hizmet alışları olsa bile genel esaslara göre yerine getirileceği ve bunun henüz kesinleşmemiş işlemlere de uygulanacağı açıklanmıştır.
87 seri no.lu KDV Genel Tebliğinde de, fason tekstil ve konfeksiyon işleri ile hurda ve atik, metal, kağıt, plastik, cam vb. alımları nedeniyle tevkifat uygulayan alıcıların, ihracat ve diğer işlemlerden doğan iade talepleri, tevkif etmiş oldukları vergiyi beyan edip ödemiş olmaları şartıyla, genel esaslara göre yerine getirileceği uygun bulunmuştur.
Bilindiği gibi, KDV Kanunun 17/4-g. maddesi hükmüne göre, 01.01.2004 tarihinden itibaren metal, plastik, lastik, kauçuk, kağıt, cam hurda ve atıkların teslimi, katma değer vergisinden istisna olduğundan tevkifat yapılması söz konusu değildir. Hurda metalden elde edilen külçelerin tesliminde uygulanan istisna, 06.06.2008 tarihinde yayımlanan 4766 sayılı Kanunla 07.06.2008 tarihinden geçerli olmak üzere kaldırılmıştır. Ancak, Kanunun 18. maddesi gereğince, istisnadan vazgeçen mükellefler için vergi ve tevkifat uygulaması devam ettiğinden, bunlar için de açıklanan şekilde işlem yapılması gerekir.
Fason olarak yapılan tekstil ve konfeksiyon işlerinde ise, Bakanlar Kurulunun 2007/12143 sayılı Kararı ile, 01.06.2007 tarihinden geçerli olmak üzere, katma değer vergisi oranı %8’e indirilmiş ve 105 seri no.lu KDV Genel Tebliği (35) ile de, 01.07.2007 tarihinden geçerli olmak üzere, sorumluluk kapsamında tevkifat uygulaması kaldırılmış ve indirimli vergi oranına göre iade uygulaması kapsamına alınmıştır. Ancak, 107 seri no.lu KDV Genel Tebliği ile, fason olarak yaptırılan tekstil ve konfeksiyon işleri kapsamında verilen dikim, trikotaj, örgü ve nakış hizmetlerinde, fason hizmet bedeli üzerinden hesaplanacak KDV üzerinden %50 oranında tevkifat uygulanması öngörülüştür.
2002/1 sıra no.lu KDV İç Genelgesinde, mal ve hizmet alışlarında katma değer vergisi tevkifatı yapmakla sorumlu tutulan mükellefler hakkında, SMİYB kullandığı konusunda rapor veya tespit bulunan mükelleflerden alışlarına ilişkin tevkif ettikleri vergiyi beyan edip ödemeleri kaydıyla, bu alışlar nedeniyle vergi suçu dahil tarhiyat yapılmayacağı açıklanmıştır.
Buna göre, yukarıda açıklanan uygulamanın tevkifat kapsamında olan bütün işlemler için, geçerli olduğu kabul edilmiş bulunmaktadır.
İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından verilen bir özelge ile, haklarında SMİYB düzenlediği konusunda inceleme raporu ve olumsuz rapor bulunmayan firmalardan yapılan alışlara isabet eden vergiler üzerinden gerekli tevkifat yapılmış ve ödenmiş olması şartıyla, mal ve hizmet alışının da gerçek olması halinde, genel esaslara göre iadenin yapılması gerektiği bildirilmiştir.
3.DOĞRUDAN MAL VEYA HİZMET TEMİN ETTİKLERİ SAFHADAN ÖNCEKİ SAFHALARDA YER ALANLAR HAKKINDA OLUMSUZ RAPOR VEYA TESPİT BULUNANLAR:
Doğrudan mal ve hizmet temin edilen safhadan önceki safhalarda yer alanlarla ilgili olarak olumsuz rapor veya olumsuz tespit bulunması halinde, iyi niyetli ve özellikle ödemelerini banka ve özel finans kurumları aracılığı ile yapan mükelleflerin genel esaslara göre iade alabilmeleri için bazı imkanlar sağlanmıştır.
- Olumsuz Rapor Bulunanların İade Talebi:
Doğrudan mal ya da hizmet temin ettiği safhadan önceki safhalardaki mükellefler hakkında olumsuz rapor bulunan, ancak kendileri veya doğrudan mal ya da hizmet temin ettiği mükellefler hakkında olumsuz rapor veya tespit bulunmayan mükelleflerin iade talepleri, olumsuz raporlarda iade talebinde bulunanlarla ilgili olarak bir sorumluluk öngörülmemesi halinde genel esaslara göre yerine getirilir. Aksi halde raporda belirtildiği şekilde işlem yapılması gerekir.
Önceki safhalarda bulunan mükellefler hakkında düzenlenen olumsuz raporlarda, iade talebinde bulunanlarla ilgili olarak doğrudan isim ve unvan belirtilerek sorumluluk öngörülmüş olması gerekmemektedir. Çünkü, bütün alış ve satışları sahte olduğu yönünde rapor bulunan bir mükelleften mal ve hizmet temin ederek, iade talebinde bulunana teslimde bulunduğu tespit edilen bir mükellefin isminin raporda geçmiyor olmasının bir önemi yoktur. Bu durumda, iade talebinde bulunana doğrudan mal veya hizmet temin eden mükellefin teslimlerinin gerçek olduğuna kanaat getirilmesi gerekir. Ancak, Doğrudan mal ve hizmet temin ettiği mükellef hakkında olumsuz rapor bulunması halinde, önceki bölümde açıklanan şartlar dahilinde genel esaslara göre iade alabildiğinden, böyle bir durumda da genel esaslara göre iade alabileceğini kabul etmek gerekir.
- Olumsuz Tespit Bulunanların İade Talebi:
Doğrudan mal ya da hizmet temin ettiği safhadan önceki safhalardaki mükellefler hakkında Tebliğin (II/1.5.) bölümünde sayılan olumsuz tespit bulunan ancak kendileri veya doğrudan mal ya da hizmet temin ettiği mükellefler hakkında olumsuz rapor veya tespit bulunmayan mükelleflerin iade talepleri, olumsuz tespite konu alışlar için dört kat teminat gösterilmesi halinde genel esaslara göre yerine getirilir. Bu nedenle gösterilen teminat, olumsuz tespit bulunan mükellefle ilgili olarak yapılacak inceleme sonucuna göre çözülür.
Önceki safhalardaki mükellefler hakkında olumsuz tespit bulunan, ancak kendileri ve doğrudan mal ve hizmet temin ettikleri mükellefler hakkında olumsuz rapor veya tespit bulunmayan mükelleflerin iade talepleri, aşağıda sayılan durumların varlığı halinde genel esaslara göre yerine getirilir.
- Bu dönemlerde katma değer vergisi dahil toplam işlem bedelinin doğrudan mal ya da hizmet temin edilen mükellefe banka veya özel finans kurumları vasıtasıyla veya nama yazılı çekle ödenmiş olması halinde iade talepleri için genel esaslar uygulanır. Ödeme, iade talebinde bulunan mükellefin YMM tarafından düzenlenmiş tasdik raporuyla veya tasdik raporu sonradanibraz edilmek üzere teminat karşılığı iade talep edilmişse bu konuda düzenlenmiş kısa bir raporla da tevsik edilebilir.
Doğrudan mal ve hizmet temin edilen mükellefin iade talebi ise, satıcı hakkında SMİYB düzenleme dışında olumsuz tespit veya SMİYB kullanma raporu bulunması ve alışlarına ilişkin ödemelerini, banka ve özel finans kurumları vasıtasıyla yapmış olması halinde genel esaslara göre yerine getirilir.
- Önceki safhadaki mükellefler hakkındaki olumsuz tespit sayılan nedenlerin ortadan kalktığının anlaşılması halinde iade talepleri genel esaslara göre yerine getirilir.
Önceki safhada yer alan mükelleflerin genel esaslara dönmesi, (olumsuz tespite konu tutarlar için teminat verilmiş olması, nihai yargı kararı ile olumsuz tespite konu olan idari işlemlerin kaldırılması gibi) veya yapılan incelemelerde olumsuz tespit sayılan hususların sabit olmadığının anlaşılması, (Örneğin, SMİYB olduğu tespit edilen belgelerin defter kayıtlarından veya vergi indirimlerinden çıkarıldığının tespit edilmiş olması gibi durumlarda olumsuz sayılan tespit ortadan kalkmış sayılır.)
- İade talebinde bulunanlara mal veya hizmet temin eden mükelleflerin, haklarında olumsuz tespit bulunanlardan veya
- İade talebinde bulunanların, haklarında olumsuz tespit bulunanlardan mal veya hizmet temin edenlerden, alışlarına isabet eden verginin, aynı dönemdeki toplam vergi indirimine (İade talebinde bulunanlarda iadesi talep edilen vergiye) oranının % 5’ini geçmemesi halinde; kendileri ve mal ya da hizmet temin ettiği mükellefler hakkında olumsuz tespit bulunmayan mükelleflerin iade talepleri genel esaslara göre yerine getirilir. Bu uygulamada aşağıdaki şekilde hareket edilir:
– İade talebinde bulunanlara mal ya da hizmet satanların, haklarında olumsuz tespit bulunanlardan mal ya da hizmet satın aldığı dönemler tespit edilir.
– Alıcıların, aynı dönemlerde iade talebinde bulunanlara satış yapıp yapmadıkları tespit edilir.
– Satış yapılmışsa alıcıların, hakkında olumsuz tespit bulunanlardan alışlarına isabet eden verginin, aynı dönemdeki toplam vergi indirimine (İade talebinde bulunanlarda iadesi talep edilen vergiye) oranının % 5’ini aşıp aşmadığına bakılır ve aşmamışsa genel esaslara göre iade yapılır.
– İade hakkı sahibinin bu dönemler dışındaki dönemlerdeki iade talepleri genel esaslara göre yerine getirilir.
- Hakkında olumsuz tespit bulunandan mal veya hizmet alışının ilgili olduğu vergilendirme döneminden sonra, iade talebinde bulunanlara mal veya hizmet temin eden mükellefin verdiği beyannamelerden birisinde ödenecek katma değer vergisi beyan etmiş olması halinde, bu dönemden sonraki alışlara ilişkin iade talepleri genel esaslara göre yerine getirilir.
Bu durumda, hakkında olumsuz tespit bulunan mükellefin Hazineye intikal ettirmediği vergiden dolayı, iade talebinde bulunanın sorumluluğunun bulunmadığı kabul edilmektedir. Hakkında olumsuz tespit bulunandan alışları nedeniyle iade talebinde bulunana mal veya hizmet temin eden mükellefe tarhiyat yapılsa bile, müteselsil sorumluluk nedeniyle iade talebinde bulunana rücu edilemeyecektir. Çünkü iade talebinde bulunanın mal veya hizmet aldığı dönemden önce kendisine mal ve hizmet temin eden mükellefin ödenmesi gereken vergisi çıkmakta dolayısıyla yapılabilecek tarhiyatın dönemi de en son bu dönem olmaktadır.
- İHTİYATİ TAHAKKUK VE İHTİYATİ HACİZ UYGULANAN MÜKELLEFLER:
84 seri no.lu KDV Genel Tebliği ile, iade talebinde bulunan mükellefler hakkında, katma değer vergisi yönünden ihtiyatı tahakkuk ve ihtiyati haciz uygulanması halinde, ihtiyati tahakkuk ve haciz istenen miktar kadar teminat gösterilmesi şartıyla, diğer dönemlere ait iade ve mahsup taleplerinin genel esaslara göre yerine getirilmesi öngörülmüştür.
a.Kendileri Hakkında İhtiyati Tahakkuk ve Haciz Uygulanan Mükelleflerin İade Taleplerinde Yapılacak İşlem:
İade talebinde bulunan mükelleflerin kendileri hakkında katma değer vergisi yönünden ihtiyati tahakkuk ve ihtiyati haciz (36) uygulanması halinde, ihtiyati tahakkuk ve ihtiyati haczi istenen miktar kadar teminat gösterilmesi şartıyla bu mükelleflerin diğer dönemlere ilişkin iade ve mahsup talepleri genel esaslara göre yerine getirilir.
Ancak, ihtiyati tahakkuk ve ihtiyati haciz uygulamasının, iade talebinde bulunan mükellef hakkında SMİYB düzenleme raporuna dayanması halinde, yazının haklarında SMİYB düzenleme raporu bulunanların iade taleplerinde yapılacak işlemler ve genel esaslara dönüşü (II-C/1-a) bölümünde yapılan açıklamalara göre işlem yapılacaktır.
b.Mal ve Hizmet Temin Edilenlerle İlgili Olarak İhtiyati Tahakkuk ve Haciz Uygulaması:
İade talebinde bulunan mükellefin mal ve hizmet temin ettiği safhadan veya daha önceki safhalarda yer alan mükelleflerle ilgili olarak ister SMİYB düzenlediği veya kullandığı, ister başka gerekçelerle ihtiyatı tahakkuk veya haciz uygulanmasının önemi bulunmamaktadır.
Buna göre, mal ve hizmet temin edilen safhada veya önceki safhalarda yer alan mükelleflerin SMİYB düzenlediği veya kullandığı konusunda rapor veya tespit bulunması halinde, ihtiyatı tahakkuk veya haciz uygulanıp uygulanmadığına bakılmaksızın, bu mükelleflerden mal ve hizmet alanların iade talepleri, (II-C/3-4. bölümlerinde yapılan açıklamalara göre yerine getirilecektir.
- SMİYB KULLANIMININ MÜTESELSİL SORUMLULUK UYGULAMASI İLE İLİŞKİSİ:
1.Vergi Sorumluluğun Kapsamı:
Müteselsil sorumluluk müessesesi ile katma değer vergisi iadelerinin doğrudan bir ilişkisi bulunmamaktadır. Ancak, müteselsil sorumluluk kapsamında hakkında vergi takibatı yapılan mükelleflerin, diğer alacaklarında olduğu gibi vergi dairesinden olan katma değer vergisi iade alacaklarında da bu husus göz önüne alınarak işlem yapılabilmektedir. Ayrıca,, iade talebinde bulunan mükellefin mal ve hizmet temin ettiği mükellefin SMİYB kullanmak suretiyle istisna işlemine konu olan mal veya hizmete ait verginin ödenmediğinin tespit edilmesi halinde, müteselsil sorumluluk kapsamında, işlem yapılmaktadır. Bu itibarla, müteselsil sorumluluğun kısaca açıklanmasında yarar bulunmaktadır.
Bilindiği gibi, Vergi Usul Kanunun 11. maddesinde, Vergi Kesenlerin Sorumluluğu, “Mal alım ve satımı ve hizmet ifası dolayısıyla vergi kesintisi yapmak ve vergi dairesine yatırmak zorunda olanların, bu yükümlülükleri yerine getirmemeleri halinde verginin ödenmesinden, alım satıma taraf olanlar, hizmetten yararlananlar ve aralarında doğrudan veya hısımlık nedeniyle ya da sermaye, organizasyon veya yönetimine katılmak veya menfaat sağlamak suretiyle dolaylı olarak ilişkide bulunduğu tespit olunanlar müteselsilen sorumludurlar.” şeklinde tanımlanmıştır.
Katma değer vergisinde sorumluluk uygulaması ise, KDV Kanunun 9. maddesinde yer alan, “Mükellefin Türkiye içinde ikametgahının, işyerinin, kanuni ve iş merkezinin bulunmaması hallerinde ve gerekli görülen diğer hallerde Maliye Bakanlığı,vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla vergiye tabi işlemlere taraf olanları verginin ödenmesinden sorumlu tutabilir.”hükmüne istinaden yapılan düzenlemeler çerçevesinde yürütülmektedir.
Müteselsil sorumluluk uygulaması ile ilgili olarak en son, 84 seri no.lu KDV Genel Tebliğinin (III). bölümünde yapılan düzenleme ile, Gelir İdaresi kanunen kendisine verilen yetki çerçevesinde, hazineye intikal etmeyen vergilerin iadesinin yapılmamasını amaçlamıştır.
Müteselsil sorumluluk uygulaması, mükelleflerin satın aldıkları mal ve hizmetler nedeniyle ödedikleri katma değer vergisinin satıcılar tarafından vergi dairesine yatırılmaması halinde söz konusu olup, mükelleflerin kendileri tarafından ödenmesi gereken vergilerin ödenmemesi veya eksik ödenmesi ile bir ilgisi bulunmamaktadır. Buna göre, mal ve hizmet alımı ile ilgili olarak düzenlenen belgelerin gerçek durumu yansıtmaması halinde, yani SMİYB olması durumunda,mal ve hizmeti alan mükellefin müteselsil sorumluluktan değil, doğrudan vergi ziyaına neden olan asıl mükellef olarak yapılacak tarhiyatın muhatabı olacaktır. Bu durumda, mal ve hizmet bedelini banka veya özel finans kurumu aracılığı ile veya nama yazılı çek ile ödenmiş olması sonucu değiştirmeyecek ve SMİYB ile indirim konusu yapılan vergilerin indiriminin reddedilmesini engellemeyecektir. Ancak, mükellefin mal ve hizmet alımında bulunduğu mükellefin SMİYB kullanmak suretiyle, katma değer vergisini ödemediğinin tespit edilmesi halinde, müteselsil sorumluluk kapsamında işlem yapılabilecektir.
2.İşleme Doğrudan Taraf Olanlar:
Mal veya hizmet alım-satımından doğan katma değer vergisinin, satıcı mükellefler tarafından Hazine’ ye intikal ettirmediğinin tespit edilmesi halinde, kendilerine doğrudan mal teslimi veya hizmet ifasında bulunulan alıcı mükellefler, işlem bedeli üzerinden hesaplanan vergi ile sınırlı olmak üzere, Hazine’ ye intikal etmeyen vergilerden yukarıda açıklanan esaslar kapsamında müteselsilen sorumludurlar. Ancak alıcılar, katma değer vergisi dahil toplam işlem bedelini;
– Banka veya özel finans kurumları vasıtasıyla ödemeleri ve banka veya özel finans kurumuna yapılacak ödeme sırasında düzenlenecek belgede satıcının (veya adına hareket edenlerin) adı- soyadı (tüzel kişilerde unvanı) ile banka veya özel finans kurumundaki hesap numarasını ve vergi kimlik numarasını doğru olarak yazdırmaları,
– Ödemenin çekle yapılmış olması halinde Türk Ticaret Kanununun (37) 697.maddesinin birinci ve ikinci fıkrasına uygun olarak çek düzenlemeleri ve lehine çek keşide edilenin vergi kimlik numarasını yazmaları halinde, müteselsil sorumluluk uygulaması ile muhatap tutulmazlar. Bu çerçevede herhangi bir hesaba bağlı olmaksızın, örneğin kasadan ödeme yapılması şeklinde, gönderilen havaleler sorumluluğu kaldırmaz. Ayrıca dış ticaret sermaye şirketleri ve sektörel dış ticaret şirketleri gibi ihracata aracılık eden mükelleflerin bu uygulamadan yararlanabilmeleri için ihracatına aracılık ettikleri mükelleflerin de ödemelerini belirtilen şekilde tevsik etmeleri gerekir.
Ancak alıcı ile satıcı arasında muvazaaya dayanan bir işlem yapıldığının veya menfaat sağlayan doğrudan bir ilişkinin veya hısımlık, sermayesine katılma, organizasyon veya yönetimi içinde yer alma şeklinde dolaylı bir ilişkinin bulunduğunun vergi incelemesine yetkili olanlarca düzenlenmiş raporlarla tespit edilmesi halinde, ödeme yukarıda açıklanan şekilde tevsik edilmiş olsa bile müteselsil sorumluluk kalkmayacaktır. Buna göre, alış faturasının sahte olması veya alıcı ile satıcı veya satıcıya mal ve hizmet satan daha alt kademedeki firmalarla bir organizasyon içinde vergi kaçırdığına ilişkin bir tespit varsa (ilişkili kişi ise) ödemenin banka veya özel finans kurumu aracılığı ile yapılması, katma değer sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.
Mükelleflerin müteselsil sorumlulukla muhatap olmamaları için, satın aldıkları mal ve hizmet faturalarının yanında, sevk irsaliyesi, taşıma irsaliyesi, nakliye faturaları ile de belgelendirmeleri ve ödemelerini de yukarıda açıklanan şekilde yapmaları gerekmektedir.
Öte yandan, KDV Kanunun 17/1. maddesinde sayılan (Tarımsal amaçlı kooperatifler hariç) kurum ve kuruluşlar ile sermayelerinin (% 51) veya daha fazlası kamuya ait iktisadi işletmelerin mal teslimi veya hizmet ifalarında taraf olduğu alım-satım işlemlerinde müteselsil sorumluluk uygulanmaması uygun görülmüştür. Buna göre, sayılan kuruluşların mal ya da hizmet satın aldıkları mükelleflerin bu alışlarla ilgili vergiyi ve bu kuruluşlardan mal ya da hizmet satın alanların ise sözü edilen kuruluşların bu satışlarıyla ilgili vergiyi, Hazine’ ye intikal ettirmemeleri nedeniyle müteselsil sorumluluk kapsamında işlem yapılmaz.
3.İşleme Doğrudan Taraf Olmayanlar:
Mükellefin mal veya hizmet temin ettiği safhalardan daha önceki safhalarda, bu mal veya hizmetle ilgili katma değer vergisinin Hazine’ ye intikal ettirilmemiş olması nedeniyle müteselsil sorumluluk uygulaması ile muhatap tutulabilmesi için, sözü edilen mükellef ile vergiyi Hazine’ ye intikal ettirmeyenler arasında; menfaat sağlayan doğrudan bir ilişkinin veya hısımlık, sermayesine katılma, organizasyon veya yönetimi içinde yer alma şeklinde dolaylı bir ilişkinin mevcudiyetinin vergi incelemesine yetkili olanlarca düzenlenmiş raporlarda açıkça belirtilmiş olması zorunludur.
III-SONUÇ:
Bilindiği gibi, KDV iadelerinde genel prensip, iade hakkı sağlayan istisna işlemine ait olup, indirimle giderilemeyen ve gerçekten yüklenilen verginin iade edilmesidir. Hazineye intikal etmeyen veya gerçek olarak yüklenilmeyen verginin iade olarak alınması, iyi niyetli ve dürüst mükelleflere karşı haksız rekabet yarattığı gibi, devlete karşı işlenen mali suçlar kapsamındadır. Haksız katma değer vergisi iadesinin önlenmesi ve gerçek yüklenilen vergilerin iadesinin sağlanmasına yönelik, Gelir İdaresi tarafından yapılan en önemli ve kapsamlı düzenleme, KDV iadelerinde uygulanmakta olan özel esaslardır. Bu uygulama ile, özel esaslar kapsamına giren mükelleflerin iade talepleri, diğer mükelleflerden farklı olarak ve daha ağır koşullarda yerine getirilmektedir. Ayrıca, hazineye intikal etmeyen katma değer vergisinin haksız olarak iadesinin önlenmesine yönelik olarak İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından oluşturulan kod sisteminin, iade taleplerinin değerlendirilmesi ve sonuçlandırılması aşamalarında mükelleflerin izlenebilmesi için zorunlu ve yararlı bir uygulama olup, tespit sonuçlarının merkezde toplanarak ülke çapında yaygınlaştırılması ve otomasyon sistemine aktarılarak vergi daireleri ve meslek mensuplarının kullanımına açılması yararlı sonuçlar verecektir.
DİPNOTLAR:
(1) 02.11.2004 tarih ve 18563 sayılı Resmi Gazete’ de yayınlanmıştır.
(2) 10.01.1961 tarih ve 10703 sayılı Resmi Gazete’ de yayınlanmıştır.
(3) 02.01.2004 tarih ve 25334 sayılı Mükerrer Resmi Gazete’ de yayınlanmıştır.
(4) 23.11.2001 tarih ve 24592 sayılı Resmi Gazete’ de yayınlanmıştır.
(5) 18.06.2003 tarih ve 25142 sayılı Resmi Gazete’ de yayınlanmıştır.
(6) 29,30.31.07.1964 ve 01.08.1964 tarih ve 11766-11779 sayılı Resmi Gazetelerde yayınlanmıştır.
(7) 24.04.2003 tarih ve 25088 sayılı Resmi Gazete’ de yayınlanmıştır.
(8) 16.09.2003 tarihinde yayınlanan Sosyal Sigortalar Kurumu Alacaklarının KDV İadesinden Mahsup Edilmesine İlişkin Tebliğ ve 21.10.2003 tarihinde yayınlanan 89 seri no.lu KDV Genel Tebliği ile, katma değer vergisi iade alacaklarının mahsubu yoluyla ödenecek SSK prim borçlarının her ayın son günü olan vade tarihi 15 gün uzatılmış ve takip eden ayın 15’i olarak tespit edilmiştir. Çünkü, iadeye hak kazanılan tutarın gerçek olup olmadığı, alt mükellefler hakkında olumsuz rapor veya tespit bulunup bulunmadığının araştırılması için vergi dairesinin belli bir süreye ihtiyacı vardır.
(9) 03.07.2005 tarih ve 25864 sayılı Resmi Gazete’ de yayınlanmıştır.
(10) 15.11.2006 tarih ve 26347 sayılı Resmi Gazete’ de yayınlanmıştır.
(11) 19.03.2002 tarih ve 24700 sayılı Resmi Gazete’ de yayınlanmıştır.
(12) 01.03.1997 tarih ve 22920 sayılı Resmi Gazete’ de yayınlanmıştır.
(13) 28.07.1994 tarih ve 22004 tarihli Resmi Gazete’ de yayınlanmıştır.
(14) VUK’ nun 160. maddesinin 3. fıkrasında yer alan, “İşi bırakma bildiriminde bulunmayan bir mükellefin işi bıraktığının tespit edilmesi veya yapılan araştırma ve yoklamalar sonucunda bilinen adreslerinde bulunmaması ve başka bir adreste faaliyetine devam ettiğine dair bilgi edinilememesi veya başkaca bir ticari, zirai ve mesleki faaliyeti olmadığı halde, münhasıran sahte belge düzenlemek amacıyla mükellefiyet tesis ettirdiğinin vergi incelemesine yetkili olanlarca düzenlenen rapor ile tespit edilmesi ve mükellefiyet kaydının devamına gerek görülmediğinin raporda belirtilmesi halinde, mükellef (Matrahlı veya matrahsız beyanname verenler dahil) işi bırakmış addolunur ve mükellefiyet kaydı vergi dairesince terkin edilir.” hükmüne istinaden yayımlanan İç Genelgede, terkin işlemleri ile ilgili usul ve esaslar belirlenmiştir.
(15) 10.01.1961 tarih ve 10703 sayılı Resmi Gazete’ de yayınlanmıştır.
(16) SMİYB düzenlemesi veya kullanılması, VUK’ nun 359. maddesinde, kaçakçılık suçu olarak hürriyeti bağlayıcı cezalar içinde düzenlenmiş olup, muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleyenler ve bu belgeleri kullananlar için altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına, belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleyenler veya bu belgeleri kullananlar için ise, on sekiz aydan üç yıla kadar ağır hapis cezasına hükmolunması, aynı kanunun 344. maddesi hükmüne göre de, bu fiillerle ziyaa uğratılan verginin 3 katı kadar vergi ziyaı cezası kesilmesi öngörülmüştür.
(17) 28.05.2003 tarih ve 25121 sayılı Resmi gazete’ de yayınlanmıştır.
(18) SMİYB kullandığı veya düzenlediği tespit edilen mükellefler için Vergi İnceleme Elemanlarınca düzenlenen Form-11, mükellefin kimlik ve faaliyetine ilişkin bilgiler, raporu düzenleyen inceleme elemanı ve düzenlenen rapor hakkında, raporun düzenlenmesine neden olan belgeler ve belgeyi basan matbaa işletmesi veya tastik eden noter bilgilerini içermekte olup, düzenleyen inceleme elemanı imzası ve Vergi Dairesi Başkanı onayı ile vergi istihbarat merkezine gönderilmektedir.
(19) 28.07.1953 tarih ve 8469 sayılı Resmi Gazete’ de yayınlanmıştır.
(20) Haklarında SMİYB düzenlediği veya kullandığı konusunda rapor bulunmayan, son 5 yıl içinde adlarına tahakkuk eden gelir, kurumlar ve katma değer vergilerini ödeyen ve iade hakkı doğuran işlemlerin bulunduğu birbirini izleyen son 5 vergilendirme döneminde, hakkında olumlu rapor yazılmış bulunan dış ticaret şirketleri ve sektörel dış ticaret şirketleri, nakit iade sınırını aşan iade tutarının % 4 ü, belli şartları taşıyan imalatçılar ve imalatçı-ihracatçılar, özel finans kurumları ve diğer ihracatçılar ise, %8 i kadar indirimli teminat verilmesi halinde iade talepleri yerine getirilmektedir.
(21) 27.02.2003 tarih ve 25033 sayılı resmi Gazete’ de yayınlanmıştır.
(22) Maliye Bakanlığınca, 24.04.2002 tarih ve 18075 sayı ile yayınlanmıştır.
(23) Maliye Bakanlığınca, 19.03.2003 tarih ve 54483 sayı ile yayınlanmıştır.
(24) Formun bu tablosu, 19.12.2003 tarihinde yayımlanan 2003/1 sıra no.lu KDV İç Genelgesi ile ilave edilmiştir.
(25) Maliye Bakanlığınca 13.03.2002 tarih ve 11395 sayı ile yayınlanmıştır.
(26) 05.07.2002 tarih ve 24806 sayılı Resmi Gazete’ de yayınlanmıştır.
(27)Maliye Bakanlığının 25.12.2002 tarih ve 57000 sayı ile yayınlanmıştır.
(28) 05.03.1988 tarih ve 19745 sayılı Resmi Gazete’ de yayınlanmıştır.
(29) KDV Genel Tebliğinin (A-1) bölümünde,
1- Sanayi siciline kayıtlı ve sanayi sicil belgesi olan,
2- Sanayi Odası, Ticaret Odası ve sanatkar derneklerine kayıtlı bulunan,
3- İmalat işinde en az 5 işçi çalıştıran ve
4- Sanayi sicil belgesinde yer alan üretim konusunda gerekli araç parkına sahip olan imalatçıların tecil-terkin uygulamasından yararlanacakları belirlenmiştir. Ancak, 11.07.2006 tarihinde yayımlanan 99 seri no.lu KDV Genel Tebliğinin (3) bölümü ile, imalat işinde en az 5 işçi çalıştırılması şartı kaldırılmış ve Sanayi Sicil Tebliğlerinde öngörülen sayıda işçi çalıştırılması yeterli bulunmuştur.
(30) 01.08.1988 tarih ve 19886 sayılı Resmi Gazetede yayınlanmıştır.
(31) 18.02.1990 tarih ve 20437 sayılı Resmi Gazete’ de yayınlanmıştır.
(32) Tarh zamanaşımı, Vergi Usul Kanunun 114. maddesi hükmüne göre, vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından itibaren beş yıldır.
(33) KDV Kanunun 11/1-c maddesinde, ihraç edilmek şartıyla imalatçılar tarafından kendilerine teslim edilen mallara ait katma değer vergisi, ihracatçılar tarafından ödenmeyeceği, mükelleflerce tahsil edilmeyen ancak ilgili dönem beyannamesinde beyan edilecek olan bu verginin, vergi dairesince tarh ve tahakkuk ettirilerek tecil olunacağı, tecil ve terkin olunan bu vergiler hakkında ihracatçılar bakımından Kanunun 32, maddesinin uygulanmayacağı açıklanmıştır.
(34) 10.09.1998 tarih ve 23459 sayılı Resmi Gazete’ de yayınlanmıştır.
(35) 30.06.2007 tarih ve 25658 sayılı Resmi Gazete’ de yayınlanmıştır.
(36) İhtiyatı tahakkuk ve ihtiyatı haciz uygulaması, 6183 sayılı AATUHK’ nun 13 ve 17. maddeleri gereğince, söz konusu kanun maddelerinde sayılan hallerin mevcut olması halinde, henüz tahakkuk etmemiş olmakla birlikte ileride tahakkuk edecek olan vergileri teminata bağlamak suretiyle, amme alacağının korunması amacını taşımaktadır.
KAYNAKÇA:
1- KDV.Kanun Metni, Genel Tebliğler, Sirküler ve KDV İç Genelgeleri,
2- Katma Değer Vergisi İade Rehberi, Mahmut Vural,HUD yayını,
3- 84 seri Nolu KDV Genel Tebliği Kapsamında KDV İade Taleplerinin Özel Esaslara Göre Değerlendirilmesi, Mehmet Ali Özyer, Vergi Dünyası, Sayı 245,Ocak-2002,
4- 84 seri Nolu KDV Genel Tebliğine Göre Özel Esasların Kapsam ve Tanımı, Arif Başer, Vergi Dünyası, Sayı 245,Ocak-2002,