Maaş İndirimi Ücret İndirimi
Cumhur Sinan ÖZDEMİR
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
İş Müfettişi
csnozdemir@gmail.com
Son bir aydır çok sayıda okuyucu e-mail aracılığıyla yönelttikleri sorularda; işverenlerinin ekonomik krizi gerekçe göstererek mevcut ücretlerinden indirim yoluna gittiklerini, bu konuda haklarını bilmediklerini, istifa ederek ayrılmayı düşündüklerini belirtmişlerdir.
Ücret:
İş Kanunu ücreti, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar şeklinde tanımlamıştır.
İş Kanunu kapsamında işçi çalıştıran işverenler ile üçüncü kişiler, Türkiye genelinde çalıştırdıkları işçi sayısının en az 10 olması hâlinde, çalıştırdıkları işçiye o ay içinde yapacakları her türlü ödemenin kanuni kesintiler düşüldükten sonra kalan net tutarını, bankalar aracılığıyla ödemekle yükümlüdürler. Banka aracılığıyla ödeme yapması gereken işverenler, işveren vekilleri veya üçüncü kişiler, işyerlerinin bulunduğu mahalde banka şubesi bulunmaması ya da çalışanlara banka aracılığıyla ödeme yapılmasına imkân bulunmaması hâlinde ödemeler, PTT şubeleri aracılığıyla yapılır. Çalıştırdığı işçilerin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakını özel olarak açılan banka hesapları vasıtasıyla ödeme zorunluluğuna tabi tutulan işverenler veya üçüncü kişiler, işçilerinin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaklarını özel olarak açılan banka hesapları dışında ödeyemezler.
Ücret en geç ayda bir ödenir. İş sözleşmeleri veya toplu iş sözleşmeleri ile ödeme süresi bir haftaya kadar indirilebilir.
Ücret alacaklarında zamanaşımı süresi beş yıldır.
Ücreti ödeme gününden itibaren yirmi gün içinde mücbir bir neden dışında ödenmeyen işçi, iş görme borcunu yerine getirmekten kaçınabilir. Bu nedenle kişisel kararlarına dayanarak iş görme borcunu yerine getirmemeleri sayısal olarak toplu bir nitelik kazansa dahi grev olarak nitelendirilemez. Bu işçilerin bu nedenle iş akitleri, çalışmadıkları için feshedilemez ve yerine yeni işçi alınamaz, bu işler başkalarına yaptırılamaz.
Gününde ödenmeyen ücretler için mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanır.
Ücretten İndirim:
İş Kanunu 62.maddesi gereği her türlü işte uygulanmakta olan çalışma sürelerinin yasal olarak daha aşağı sınırlara indirilmesi veya işverene düşen yasal bir yükümlülüğün yerine getirilmesi nedeniyle ya da bu Kanun hükümlerinden herhangi birinin uygulanması sonucuna dayanılarak işçi ücretlerinden her ne şekilde olursa olsun eksiltme yapılamaz.
İş Kanunu’nun 22.maddesine göre de; İşveren, iş sözleşmesiyle veya iş sözleşmesinin eki niteliğindeki personel yönetmeliği ve benzeri kaynaklar yada işyeri uygulamasıyla oluşan çalışma koşullarında esaslı bir değişikliği ancak durumu işçiye yazılı olarak bildirmek suretiyle yapabilir. Bu şekle uygun olarak yapılmayan ve işçi tarafından altı işgünü içinde yazılı olarak kabul edilmeyen değişiklikler işçiyi bağlamaz. İşçi değişiklik önerisini bu süre içinde kabul etmezse, işveren değişikliğin geçerli bir nedene dayandığını veya fesih için başka bir geçerli nedenin bulunduğunu yazılı olarak açıklamak ve bildirim süresine uymak suretiyle iş sözleşmesini feshedebilir. İşçi bu durumda İş Kanunu’nun, 17 ila 21.madde hükümlerine göre dava açabilir. Taraflar aralarında anlaşarak çalışma koşullarını her zaman değiştirebilir. Çalışma koşullarında değişiklik geçmişe etkili olarak yürürlüğe konulamaz.
Ücreti İndirilen İşçinin Hakları:
Ücreti rızası olmadan indirilen işçi,İş Kanunu’nun 24/II-e maddesi gereği (…İşveren tarafından işçinin ücreti kanun hükümleri veya sözleşme şartlarına uygun olarak hesap edilmez veya ödenmezse…) haklı nedenle derhal fesih hakkını kullanıp iş sözleşmesini sona erdirebilecek ve yasal haklarını işverenden talep edebilecektir. İşverence yasal hakları ödenmez ise idari yönden incelenmesi için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına şikayet dilekçesi verebileceği gibi, bizzat veya Avukat aracılığıyla İş Mahkemesine başvurabilecektir.
İşsiz kalmak istemeyen veya işini sevdiği için ayrılmak istemeyen işçilerde ücret indirimini kabul etmek zorunda değildir. Kanaatimce bu durumda olan işçiler İş Kanunun 34.maddesi kapsamında iş görme borcunu yerine getirmeyebilirler. Bu işçilerin iş sözleşmeleri çalışmadıkları için feshedilemez ve yerine yeni işçi alınamaz, bu işler başkalarına yaptırılamaz. 34.madde “Ücreti ödeme gününden itibaren yirmi gün içinde mücbir bir neden dışında ödenmeyen işçi, iş görme borcunu yerine getirmekten kaçınabilir…” şeklinde düzenlenmiştir. Ücret indirimi de kazanılmış hakkın ödenmemesidir. Bu durumda olan işçilerde idari yönden incelenmesi için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına şikayet dilekçesi verebilir.
Sonuç:
İş Kanunu; ücretin eksik ödenmesine para cezası ile yaptırım getirmiştir.İşçinin ücretinin ödenmemesi veya eksik ödenmesi halinde her işçi ve her ay için 2009 yılında 112 TL para cezası uygulanacaktır.
Çalışanlar açısından en önemli unsur olan ücret aynı zamanda, işverenin de iş sözleşmesinden doğan başlıca borcunu oluşturmaktadır. İş Kanununa göre, işveren işçinin kazanılmış haklarını korumakla yükümlüdür.
“Filler eğlenir otlar ezilir, filler dövüşür yine otlar ezilir” sözü bir Çin atasözüdür.
Krizlerin nedeni işçiler değildir; başlıca mağduru da olmamaları gerekir.