Site icon Alomaliye.com Güncel Mevzuat, Muhasebe, Ekonomi, Vergi, SGK Haberleri

Gecikme Zammı

Muharrem Özdemir

Vergi Denetmeni

MADDE 51:

5035 sayılı Kanunun 4’üncü maddesiyle değişen madde; Yürürlük; 02.01.2004) Amme alacağının ödeme müddeti içinde ödenmeyen kısmına vadenin bitim tarihinden itibaren her ay için ayrı ayrı % 4 [1] oranında gecikme zammı tatbik olunur. Ay kesirlerine isabet eden gecikme zammı günlük olarak hesap edilir.

Gecikme zammı bir Yeni Türk Lirasından  az olamaz.

Gecikme zammı; 213 sayılı Vergi Usul Kanununa göre uygulanan vergi ziyaı cezalarında bu madde uyarınca belirlenen oranda, mahkemeler tarafından verilen ve ceza mahiyetinde olan amme alacaklarında ise bu oranın yarısı ölçüsünde uygulanır. Bunların dışındaki ceza mahiyetinde olan amme alacaklarına gecikme zammı tatbik edilmez.

Bakanlar Kurulu, gecikme zammı oranlarını aylar itibarıyla topluca veya her ay için ayrı ayrı, yüzde onuna kadar indirmeye, gecikme zammı oranı ile gecikme zammı asgari tutarını iki katına kadar artırmaya, ayrıca gecikme zammı oranını aylar itibarıyla farklı olarak belirlemeye ve gecikme zammını bileşik faiz usulüyle aylık, üç aylık, altı aylık veya yıllık olarak hesaplatmaya yetkilidir.” hükmü yer almaktadır.

1.Tanım:

Amme alacaklarının hususi kanunlarında belirtilen zamanlarda ödenmesi önem arz eder. Ödeme, amme borcunun yasalara uygun surette yerine getirilmesidir. Mükellef isterse borcunu belli edilen zamanlardan önce ödeyebilir.

Vergi sistemimiz her kanun için ayrı ayrı ödeme zamanları belirlemiştir. Örneğin, Katma Değer Vergisi Takip Eden Ayın 24.Günü akşamına kadar beyan edilmesi ve 26.günü akşamına kadar ödenmesi gerekir. İşte bu ödeme süresinin son günü amme alacağının vade günüdür.

Amme borçlusu, belli edilen bu ödeme vadesini geçirmesi halinde Amme alacağının ödeme müddeti içinde ödenmeyen kısmına vadenin bitim tarihinden itibaren her ay için ayrı ayrı % 2.5 oranında gecikme zammı tatbik olunur. Ay kesirlerine isabet eden gecikme zammı günlük olarak hesap edilir.

6183 sayılı Kanunun 51.maddesine göre, ay kesirlerine isabet eden gecikme zammının günlük olarak hesap edilmesi gerektiğinden, vadesinde ödenmeyen amme alacaklarına vade tarihinden ödendiği/tahsil edildiği tarihe kadar geçecek süre için uygulanacak gecikme zammı tam aylar için aylık esasa; ay kesirleri için ise günlük esasa göre hesaplanacaktır.

Bu hesaplamalarda ödeme tarihinin süreye dahil edilmesi, vade tarihinin ise süreye dahil edilmemesi gerekmektedir.

2.Gecikme Zammında Oran:

6183 sayılı A.A.T.U.H.K’nun 51.maddesine 02.01.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5035 sayılı Kanunun 4.maddesiyle eklenen hüküm ile kanuni oran % 4 olarak belirlenmiştir.

Bakanlar Kurulu, gecikme zammı oranlarını aylar itibarıyla topluca veya her ay için ayrı ayrı, yüzde onuna kadar indirmeye, gecikme zammı oranı ile gecikme zammı asgari tutarını iki katına kadar artırmaya, ayrıca gecikme zammı oranını aylar itibarıyla farklı olarak belirlemeye ve gecikme zammını bileşik faiz usulüyle aylık, üç aylık, altı aylık veya yıllık olarak hesaplatmaya yetkilidir.” hükmü yer almaktadır.

Vadesinde ödenmeyen amme alacaklarına Bakanlar Kurulu Kararlarına istinaden yıllar itibarıyla uygulanacak gecikme zammı oranları aşağıdaki gibidir.

Bakanlar Kurulu Kararı Tahsilat Genel Tebliği Uygulama Dönemi Aylık GecikmeZammı Oranı (%)
2001/2175 sayılı BKK 415 No’lu T.G.T 29.03.2001 – 30.01.2002 tarihleriarasında 10
2002/3550 sayılı BKK 422 No’lu T.G.T 31.01.2002 – 11.11.2003 tarihleriarasında 7
2003/6345 sayılı BKK 429 No’lu T.G.T 12.11.2003 – 01.03.2005 tarihleriarasında   4
2005/8551 sayılı BKK 434 No’lu T.G.T 02.03.2005 – 20.04.2006 tarihleriarasında 3
2006/10302 sayılı BKK 438 No’lu T.G.T 21.04.2006 tarihinden itibaren 2,5

3.Gecikme Zammının Hesabında Özellikli Durumlar:

6183 sayılı Kanunun 8.maddesi ile Vergi Usul Kanununa atıfta bulunularak, aksine bir hüküm bulunmadıkça bu Kanunda yazılı sürelerin hesaplanmasında anılan Kanun hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.

213 sayılı Kanunun 18 inci maddesinin 2 numaralı bendinde “Süre hafta veya ay olarak belli edilmişse başladığı güne son hafta veya ayda tekabül eden günün tatil saatinde biter. Sürenin bittiği ayda başladığı güne tekabül eden bir gün yoksa süre o ayın son gününün tatil saatinde biter.” hükmü yer almaktadır.

Buna göre, amme alacaklarının vade tarihleri ayın son günleri dışında olan bir tarihe rastladığı takdirde, izleyen aylarda sürenin başladığı güne tekabül eden bir gün bulunduğundan gecikme zammı hesabında herhangi bir problemle karşılaşılmamaktadır.

ÖRNEK 1:

Vade tarihi 26 Nisan olan bir amme alacağı bu tarihte ödenmediği takdirde, izleyen her ayın 26.günleri esas alınarak, aylık dönemler halinde ödeme tarihine kadar gecikme zammı hesaplanacaktır.

Ancak, amme alacaklarının vade tarihlerinin ayın son günlerine rastlaması halinde, izleyen ayın 30 veya 31 gün sürmesi gecikme zammı hesabını etkilememekte, ayın son günü ödeme yapıldığı takdirde bir aylık gecikme zammı alınması gerekmektedir. Buna göre, ayın son gününün 30 veya 31 olması ve hatta Şubat ayının 28 ya da 29 gün olması sürenin hesabını etkilememesi, vadenin bitim tarihini izleyen her ayın son günleri esas alınarak aylık devreler halinde gecikme zammı hesaplanması gerekmektedir.

Resmi tatil günleri süreye dahildir. Şu kadar ki, sürenin son günü resmi tatile rastlarsa tatili takibeden ilk iş gününün tatil saatinde biter. (VUK Md.18/4)

Buna göre herhangi bir sürenin son gününün resmi tatile rastladığından söz edilebilmesi için o sürenin, vergi kanunlarında ya da amme alacağının doğmasına neden olan özel kanunlarında yer alması gerekmektedir.

Dolayısıyla, ödeme süresinin son günü olan vade tarihinin tatile rastlaması halinde süre, tatili takip eden ilk iş gününün tatil saatine kadar uzamaktadır. Bunun dışında, gecikme zammı hesaplanması sırasında vade tarihini izleyen aylardan herhangi birinde vade tarihine tekabül eden günün tatile rastlaması hesabı etkilememekte, başka bir anlatımla sürenin uzadığını kabul etmeye imkan bulunmamaktadır.

ÖRNEK 2:

Gerçek usulde vergilendirilenlerden alınan gelir vergisinin birinci taksidinin ödeme süresinin son günü 31 Mart tarihidir. Bu tarihin resmi tatile rastlaması halinde tatili izleyen ilk iş gününün sonuna kadar yapılan ödemelerden gecikme zammı tahsil edilmemektedir.

Ancak gelir vergisi birinci taksidinin, Mart ayını izleyen nisan ayının 30 uncu gününün resmi tatil olması nedeniyle 2 Mayıs tarihinde ödenmesi halinde; 30 Nisan tarihinin, vergi kanunlarında yazılı ödeme süresi ile bir ilgisi olmadığından, bu şekildeki ödemelerde 1 ay 2 gün üzerinden gecikme zammı hesaplanması gerekmektedir.

Aksine bir hüküm bulunmadıkça 6183 Sayılı Kanunda yazılı sürelerin hesaplanmasında ve tebliğlerin yapılmasında Vergi Usul Kanunu hükümleri tatbik olunur. ( A.A.T.U.H.K Md.8)

6183 sayılı Kanunun 8. maddesi ile Vergi Usul Kanununa yapılan atıf nedeniyle, Vergi Usul Kanununda yer alan ve amme alacağının tahakkuk aşamasındaki süreleri uzatan hükümlerinin de gecikme zammı tatbiki bakımından aşağıda belirtilen esaslar çerçevesinde dikkate alınması gerekmektedir.

213 sayılı Kanunun 15.maddesinde, 13.maddede yazılı mücbir sebeplerden herhangi birinin bulunması halinde, bu sebep ortadan kalkıncaya kadar sürenin işlemeyeceği, bu takdirde tarh zamanaşımının işlemeyen süreler kadar uzayacağı hükme bağlanmıştır.

Bu hükme göre, mücbir sebep nedeniyle tahakkuku geciken amme alacağının tahakkuktaki gecikme kadar ödeme süresinin de uzayacağı tabiidir.

ÖRNEK 3:

15 Nisan 2009 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasında ağır yaralanan mükellef 6 Mayıs 2009 tarihinde hastaneden taburcu olmuştur.

Bu mükellefin, Mart 2009 dönemine ilişkin katma değer vergisi beyannamesini 24 Nisan 2009 tarihi sonuna kadar vermesi gerekirken mücbir sebep nedeniyle işlemeyen bakiye 10 günlük beyanname verme süresi mücbir sebep halinin bittiği süreye ilave edilecektir.

Bu durumda mükellef, 16 Mayıs 2009 tarihinin bitimine kadar beyannamesini verecek ve beyanname verme süresinin son gününe kadar borcunu ödeyebilecektir. Bu nedenle, 16 Mayıs 2009 tarihi amme alacağının vade tarihi olacaktır.

Örnek olaydaki mücbir sebep halinin, beyanname verme süresinin son günü olan 24 Nisan 2009 tarihinden sonra ancak vade tarihi olan 26 Nisan 2009 tarihinde veya bu tarihten önce meydana gelmesi halinde, verginin tahakkuk süresi uzamayacağından, ödeme süresi de uzamayacaktır.

Zor durumda bulunmaları hasebiyle vergi muamelelerine müteallik ödevleri süresi içinde yerine getiremeyecek olanlara, kanunî sürenin bir katını, kanunî sürenin bir aydan az olması halinde bir ayı geçmemek üzere, Maliye Bakanlığınca münasip bir mühlet verilebilir. (VUK Md.17)

Bu mühletin verilebilmesi için:

  1. Mühlet istiyen, sürenin bitmesinden evvel yazı ile istemde bulunmalıdır.
  2. İstemde gösterilen mazeret, mühlet verecek makam tarafından kabule layık görülmelidir.
  3. Mühletin verilmesi halinde verginin alınması tehlikeye girmemelidir.

Maliye Bakanlığı mühlet verme yetkisini tamamen veya kısmen mahalline devredebileceği gibi bölgeler, iller, ilçeler veya sektörler ile iş kolları ya da mükellef grupları itibarıyla yazılı başvuru şartı aramaksızın da kullanabilir.

Bu madde hükmüne göre düzenlenen zor durum dolayısıyla borçluya süre verildiği takdirde, verilen sürenin son günü alacağın vadesi günü olarak kabul edilecektir.

213 sayılı Kanunun 111[2] maddesine göre, Maliye Bakanlığınca vergilerin ödeme sürelerinin uzatılması halinde uzayan sürelerin son günü verginin vadesi yerine geçecektir. 213 sayılı Kanuna 5615 sayılı Kanunla eklenen mükerrer 28 inci maddenin Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığına verdiği yetkiye istinaden beyanname verme ve ödeme sürelerinin uzatılması halinde de belirlenen ödeme süresinin son günü verginin vadesi yerine geçecektir.

Yukarıda yer verilen hükümler çerçevesinde, vade tarihinin değişmesi halinde, gecikme zammının hesaplanmasında bu şekilde belirlenen yeni vade tarihlerinin esas alınması gerekmektedir.

  1. Gecikme Zammının Tatbiki:

5035 Sayılı Kanunla yapılan değişikle gecikme zammının hesabında ay kesirlerine isabet eden gecikme zammının günlük olarak hesaplanmasına imkan getirmiştir. Bu değişikle ay sonunu beklemeden mükelleflerce ödeme yapılması imkanı sağlanmış ve ay sonu oluşabilecek kuyruklar bir nebze azaltılmıştır.

Bu itibarla, vadesinde ödenmeyen amme alacaklarına vade tarihinden ödendiği/tahsil edildiği tarihe kadar geçecek süre için uygulanacak gecikme zammı tam aylar için aylık esasa; ay kesirleri için ise günlük esasa göre hesaplanacaktır. Bu hesaplamalarda ödeme tarihinin süreye dahil edilmesi, vade tarihinin ise süreye dahil edilmemesi gerekmektedir.

4.1. Gecikme Zammının Hesaplanması:

4.1.1. Aylık esasa göre gecikme zammının hesaplanması

Kanuni süresinde ödenmeyen amme alacaklarına ilişkin gecikme zammı tam aylar için, aylık esasa göre, aşağıdaki formüle göre hesaplanacaktır.

Aylık esasa göre gecikme zammı tutarı = Aylık gecikme zammı oranı x Ay sayısı x Gecikme zammı uygulanacak tutar

4.1.2. Günlük esasa göre gecikme zammının hesaplanması

Günlük esasa göre gecikme zammı oranının belirlenmesinde aşağıdaki hususlara uyulacaktır.

– 1 ay 30 gün olarak dikkate alınacaktır.

– Günlük gecikme zammı oranı (Geçerli Aylık Oran/30) formülüyle bulunacaktır.

– Bulunan bu katsayının virgülden sonraki ilk 6 hanesi hesaplamalarda kullanılacaktır.

– Katsayının virgülden sonraki 7. veya devam eden hanelerinde bir sayı bulunması halinde 6. hane bir üst sayıya tamamlanacaktır.

– Katsayının virgülden sonraki 7. veya devam eden hanelerinde bir sayı yok ise altıncı hane değiştirilmeyecektir.

ÖRNEK 1:

Aylık gecikme zammı oranı %4 olduğunda, yukarıdaki formüle göre günlük gecikme zammı oranı [(4/100)/30 =] 0,001333 3 333 olarak bulunmaktadır.

Ancak bu örnekte, virgülden sonraki yedinci hanede bir sayı (3 sayısı) bulunduğundan, altıncı hanedeki (3) sayısı (4) sayısına tamamlanarak günlük gecikme zammı oranı 0,001334 olarak dikkate alınacaktır.

Halen uygulanmakta olan gecikme zammı oranı %2,5 olup, bu oran üzerinden tespit edilen günlük gecikme zammı oranı 0,000834’tür.

Günlük esasa göre gecikme zammının hesaplanmasında aşağıdaki formül kullanılacaktır.

Günlük esasa göre gecikme zammı tutarı = Günlük gecikme zammı oranı x Gün sayısı x Gecikme zammı uygulanacak tutar

ÖRNEK 2:

Mükellef (Z), 10.000,- lira tutarlı ve 31.07.2006 vadeli gelir vergisi ikinci taksidini ve buna ilişkin gecikme zammını 05.10.2006 tarihinde ödediği takdirde,

Gecikme zammı;

01.08.2006-31.08.2006 tarihleri arasındaki bir aylık süre için (%2,5 oranında) aylık esasa göre,

01.09.2006-30.09.2006 tarihleri arasındaki bir aylık süre için (%2,5 oranında) aylık esasa göre,

01.10.2006-05.10.2006 tarihleri arasındaki 5 günlük süre için ise günlük esasa göre hesaplanacaktır.

Aylık esasa göre gecikme zammı, gecikme zammının tatbik edilmesi gereken süredeki 2 tam aylık süre için hesaplanacaktır.

Buna göre aylık esasa göre gecikme zammı tutarı(=Aylık gecikme zammı oranı x ay sayısı x gecikme zammı tatbik edilecek tutar) formülüne göre, (%2,5 x 2 x 10.000=) 500- lira olacaktır.

Günlük esasa göre, gecikme zammının tatbik edilmesi gereken 01.10.2006-05.10.2006 tarihleri arasındaki 5 günlük ay kesri için gecikme zammı tutarı ise aşağıdaki şekilde hesaplanacaktır.

Günlük gecikme zammı oranı: (2,5/100/30=)0.000833 3 3333   a 0,000834

Günlük esasa göre gecikme zammı tutarı=

(günlük gecikme zammı oranı) x (gün sayısı) x (gecikme zammı uygulanacak tutar)

= (0,000834) x 5 x 10.000 = 41,70 lira olacaktır.

Böylece mükellef (Z)’den, 10.000,- lira gelir vergisi 2 nci taksit borcunun yanında, (500+41,70=) 541,70 lira gecikme zammı da tahsil edilmesi gerekmektedir.

ÖRNEK 3:

Mükellef (K), 26.12.2006 vadeli ve 2.000,- lira tutarındaki Katma Değer Vergisi borcunu 08.01.2007 tarihinde ödemek üzere vergi dairesine başvurmuştur.

Bunun üzerine, Vergi Dairesi mükellef (K)’den bu borcu ile birlikte 27.12.2006-08.01.2007 tarihleri arasındaki süre için aşağıdaki şekilde gecikme zammını da hesaplayarak tahsil edecektir.

27.12.2006-08.01.2007 tarihleri arasındaki toplam 13 günlük ay kesri için gecikme zammı günlük esasa göre hesaplanması gerektiğinden, bu mükelleften;

(günlük gecikme zammı oranı) x (gün sayısı) x (gecikme zammının hesaplanacağı tutar) formülü ile 0,000834 x 13 x 2.000 = 21,68 lira tutarında gecikme zammı tahsil edilmesi gerekmektedir.

ÖRNEK 4:

Mükellef (T), 30.11.2006 vadeli 5.000,- lira tutarlı Veraset ve İntikal Vergisi ikinci taksidini 15.01.2007 tarihinde ödemek üzere vergi dairesine başvurmuştur.

Mükellefin vadesinde ödemediği bu vergi borcu için ayrıca 01.12.2006-15.01.2007 tarihleri arasındaki süre için gecikme zammı hesaplanması gerekmektedir.

Buna göre, hesaplanacak gecikme zammı tutarı,

-01.12.2006-31.12.2006 tarihleri arasındaki 1 aylık süre için aylık esasa göre,

(%2,5 x 5.000=)125,00 lira ve

-01.01.2007-15.01.2007  tarihleri  arasındaki 15 günlük süre için günlük esasa göre

(0,000834 x 15 x 5.000=) 62,55 lira,

olmak üzere toplam 187,55 lira olacaktır.

Bu itibarla, mükellef (T); 5.000,- lira tutarındaki vergi borcuyla birlikte 187,55 lira tutarında gecikme zammını da ödemek zorundadır.

ÖRNEK 5:

Mükellef (R), 30.01.2007 vadeli borcunu 02.03.2007 tarihinde gecikme zammıyla birlikte öderse, mükellefin bu borcu için hesaplanacak gecikme zammına ilişkin süreler aşağıdaki şekilde olacaktır.

– 31.01.2007-29.02.2007 tarihleri arasındaki 1 aylık süre için aylık esasa göre,

– 01.03.2007-02.03.2007 tarihleri arasındaki 2 günlük süre için günlük esasa göre,

gecikme zammı hesaplanacaktır.

4.1.3. 30 Günlük Ay Kesirlerinde Gecikme Zammının Hesaplanması

Ay kesrinin 30 gün olduğu hallerde, bu ay kesri tam ay olarak dikkate alınarak gecikme zammı aylık esasa göre hesaplanacaktır.

ÖRNEK 6:

31.12.2006 vadeli ve 1.000,- lira tutarlı bir borcun 30.01.2007 tarihinde ödenmesi halinde, gecikme zammı günlük esasa göre hesaplanması gerektiği halde 30 günlük bu ay kesrinin tam ay olarak dikkate alınması ve gecikme zammının aylık esasa göre hesaplanması gerekmektedir.

Buna göre, ay kesrinin 30 gün olduğu hallerde bu süre tam ay gibi kabul edilerek hesaplama aylık esasa göre yapılacaktır.

ÖRNEK 7:

Mükellef (B), 30.04.2007 vadeli 5.000,- lira tutarlı Kurumlar Vergisi borcunu;

a) 31.05.2007 tarihinde ödemesi,

b) 30.05.2007 tarihinde ödemesi,

hallerinde bu borç için aşağıdaki şekilde gecikme zammı hesaplanacaktır.

Bu itibarla,

a) 01.05.2007-31.05.2007 tarihleri arasındaki 1 aylık süre için aylık esasa göre gecikme zammı hesaplanması gerekmektedir.

Bu durumda gecikme zammı tutarı [(%2,5) x (1) x (5.000)=] 125,00 lira olacaktır.

b) 01.05.2007-30.05.2007 tarihleri arasındaki 30 günlük süre için günlük esasa göre gecikme zammının hesaplanması gerektiği halde, ay kesrinin 30 gün olması nedeniyle bu sürenin de 1 ay olarak dikkate alınması ve gecikme zammının aylık esasa göre hesaplanması gerekmektedir.

Bu durumda gecikme zammı tutarı [(%2,5) x (1) x (5.000)=] 125,00 lira olacaktır.

4.1.4. Gecikme Zammı Oranının Değişmesi:

6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesinin dördüncü fıkrasında “Bakanlar Kurulu, gecikme zammı oranlarını aylar itibarıyla topluca veya her ay için ayrı ayrı, yüzde onuna kadar indirmeye, gecikme zammı oranı ile gecikme zammı asgari tutarını iki katına kadar artırmaya, ayrıca gecikme zammı oranını aylar itibarıyla farklı olarak belirlemeye ve gecikme zammını bileşik faiz usulüyle aylık, üç aylık, altı aylık veya yıllık olarak hesaplatmaya yetkilidir.” hükmü yer almaktadır.

6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesinin bu hükmüne istinaden Bakanlar Kurulu Kararıyla aylık gecikme zammı oranının yeniden belirlendiği hallerde, gecikme zammı hesaplamasında aşağıda belirtilen açıklamalara göre işlem yapılacaktır.

4.1.4.1. Oran değişikliğinin tam aya tekabül etmesi

Aylık esasa göre gecikme zammının hesaplanacağı bir aylık süre içindeki bir tarihte oran değişikliği yapılırsa, bu bir aylık sürenin tamamına eski oran tatbik edilecektir.

4.1.4.2. Oran değişikliğinin ay kesirlerine isabet etmesi

Ay kesirleri için gecikme zammının hesaplanması günlük esasa göre yapıldığından, Bakanlar Kurulu Kararının yürürlüğe girdiği gün dahil olmak üzere daha sonraki günler için yeni oran, yürürlük tarihinden önceki günler için ise eski oran tatbik edilecektir.

ÖRNEK 9:

Mükellef (C), 26.12.2004 vadeli 120,- lira tutarlı Katma Değer Vergisi borcunu 15.05.2005 tarihinde gecikme zammı ile birlikte ödemiştir. Uygulanmakta olan aylık gecikme zammı oranı 02.03.2005 tarihinde %4’ten %3’e indirilmiştir.

Mükellefin vergi aslı ile birlikte ödemesi gereken gecikme zammı;

– 27.12.2004-26.01.2005 tarihleri arasındaki bir aylık süre için (%4 oranında) aylık esasa göre (eski oran),

– 27.01.2005-26.02.2005 tarihleri arasındaki bir aylık süre için (%4 oranında) aylık esasa göre (eski oran),

– 27.02.2005-26.03.2005 tarihleri arasındaki bir aylık süre için (%4 oranında) aylık esasa göre (eski oran),

– 27.03.2005-26.04.2005 tarihleri arasındaki bir aylık süre için (%3 oranında) aylık esasa göre (yeni oran),

– 27.04.2005-15.05.2005 tarihleri arasındaki 19 günlük süre için ise günlük esasa göre (yeni oran),

uygulanmak suretiyle hesaplanacaktır.

Borcun 4 tam aylık süre için gecikme zammı tutarı;

= (%4+%4+%4+%3) x 120 lira

= %15 x 120 lira

=18 liradır.

Bu borca 27.04.2005-15.05.2005 tarihleri arasındaki 19 günlük ay kesri için hesaplanan gecikme zammı tutarı ise;

Günlük gecikme zammı oranı: (3/100/30=)0,001

(günlük gecikme zammı oranı) x (gün sayısı) x (gecikme zammı uygulanacak tutar) =

= (0,001) x 19 x 120 lira

= 2,28 liradır.

Böylece mükellef (C)’den, 120 lira Katma Değer Vergisinin yanında ayrıca (18+2,28=)20,28 lira gecikme zammı tutarının da tahsil edilmesi gerekmektedir.

ÖRNEK 10:

Mükellef (N), 26.11.2004 vadeli Ekim/2004 döneminden kaynaklanan 250.000,- lira Gelir (Stopaj) Vergisini gecikme zammıyla birlikte 05.03.2005 tarihinde ödemiştir. Aylık gecikme zammı oranı 02.03.2005 tarihinde %4’ten %3’e indirilmiştir.

Mükellefin 250.000,- lira vergi aslının yanında ödemesi gereken gecikme zammı aşağıdaki şekilde hesaplanacaktır.

Buna göre;

– 27.11.2004-26.12.2004 tarihleri arasındaki bir aylık süre için (%4 oranında) aylık esasa göre (eski oran),

– 27.12.2004-26.01.2005 tarihleri arasındaki bir aylık süre için (%4 oranında) aylık esasa göre (eski oran),

– 27.01.2005-26.02.2005 tarihleri arasındaki bir aylık süre için (%4 oranında) aylık esasa göre (eski oran),

– 27.02.2005-01.03.2005 tarihleri arasındaki 3 günlük süre için günlük esasa göre (eski oran),

– 02.03.2005-05.03.2005 tarihleri arasındaki 4 günlük süre için günlük esasa göre (yeni oran), dikkate alınacaktır.

Aylık Esasa Göre: Borcun 3 tam aylık süre için gecikme zammı tutarı =

= (%4+%4+%4) x 250.000 lira

= %12 x 250.000 lira

=30.000,- liradır.

Günlük Esasa Göre: Borcun 27.02.2005- 05.03.2005 tarihleri arasındaki 7 günlük ay kesri için gecikme zammı tutarı, oran değişikliği dikkate alınarak aşağıdaki şekilde hesaplanacaktır.

– 27.02.2005- 01.03.2005 tarihleri arasındaki 3 günlük süre için eski orana göre günlük gecikme zammı tutarı:

Günlük gecikme zammı oranı: (4/100/30=)0.001333 3 3333 a0,001334

(günlük gecikme zammı oranı) x (gün sayısı) x (gecikme zammı uygulanacak tutar) = (0,001334) x 3 x 250.000 lira

= 1.000,50 liradır.

– 02.03.2005-05.03.2005 tarihleri arasındaki 4 günlük süre için yeni orana göre günlük gecikme zammı tutarı:

Günlük gecikme zammı oranı: (3/100/30=)0,001

(günlük gecikme zammı oranı) x (gün sayısı) x (gecikme zammı uygulanacak tutar)

= (0,001) x 4 x 250.000 lira

= 1.000,- liradır.

Böylece mükellef (N)’den, 250.000 lira Gelir (Stopaj) Vergisinin yanında ayrıca (30.000+1.000,50+1.000=)32.000,50 lira gecikme zammı tahsil edilecektir.

ÖRNEK 11: 

Mükellef (H), 17.02.2005 vadeli 650.000,- lira vergi borcunu gecikme zammıyla birlikte 02.03.2005 tarihinde ödemiştir. Aylık gecikme zammı oranı 02.03.2005 tarihinde %4’ten %3’e indirilmiştir.

Mükellefin 650.000,- lira vergi aslının yanında ödemesi gereken gecikme zammı aşağıdaki şekilde hesaplanacaktır.

Buna göre;

-18.02.2005-01.03.2005 tarihleri arasındaki 12 günlük süre için günlük esasa göre (eski oran),

-02.03.2005 tarihi için günlük esasa göre (yeni oran),

dikkate alınacaktır.

– 18.02.2005-01.03.2005 tarihleri arasındaki 12 günlük süre için eski oran üzerinden günlük gecikme zammı tutarı:

Günlük gecikme zammı oranı: (4/100/30=)0.001333 3 3333 a0,001334

(günlük gecikme zammı oranı) x (gün sayısı) x (gecikme zammı uygulanacak tutar) =

= (0,001334) x 12 x 650.000 lira

= 10.405,20 liradır.

– 02.03.2005 tarihi için yeni orana göre günlük gecikme zammı tutarı:

Günlük gecikme zammı oranı: (3/100/30=)0.001

(günlük gecikme zammı oranı) x (gün sayısı) x (gecikme zammı uygulanacak tutar)

= (0,001) x 1 x 650.000 lira

= 650,- liradır.

Böylece mükellef (H)’den, 650.000,- lira vergi aslının yanında ayrıca (10.405,20+650=)11.055,20 lira gecikme zammı tahsil edilecektir.

ÖRNEK 12:

Mükellef (A), 01.03.2005 vadeli 970,- lira vergi borcunu gecikme zammıyla birlikte 03.03.2005 tarihinde ödemiştir. Aylık gecikme zammı oranı 02.03.2005 tarihinde %4’ten %3’e indirilmiştir.

Mükellefin 970,- lira vergi aslının yanında ödemesi gereken gecikme zammı;

02.03.2005-03.03.2005 tarihleri arasındaki 2 günlük ay kesri için günlük esasa göre yeni oran tatbik edilerek,

Günlük gecikme zammı oranı: (3/100/30=)0,001

(günlük gecikme zammı oranı) x (gün sayısı) x (gecikme zammı uygulanacak tutar)

= (0,001) x 2 x 970 lira

= 1,94 lira olarak bulunacaktır.

  1. Cezalara Gecikme Zammı Tatbik Edilir mi?

6183 sayılı Kanunun 51.maddesinin üçüncü fıkrasında  “Gecikme zammı; 213 sayılı Vergi Usul Kanununa göre uygulanan vergi ziyaı cezalarında bu madde uyarınca belirlenen oranda, mahkemeler tarafından verilen ve ceza mahiyetinde olan amme alacaklarında ise bu oranın yarısı ölçüsünde uygulanır. Bunlar dışındaki ceza mahiyetinde olan amme alacaklarına gecikme zammı tatbik edilmez.” hükmü yer almaktadır.

Söz konusu madde hükmü gereğince, mahkemelerce verilen adli para cezalarına, 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesinde belirlenen gecikme zammı oranının yarısı oranında gecikme zammı uygulanacaktır.

213 sayılı Kanuna göre uygulanan vergi ziyaı cezalarına ise maddede belirtilen oranda gecikme zammı uygulanması gerekmektedir.

4786 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanunda ve Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun[3] 1.maddesi ile 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanunun 5 inci maddesine eklenen fıkra ile, Mahkeme, ödeme emrinin tebliğinden itibaren bir aylık sürenin sona erdiği veya takside bağlanıp da taksitlerden birinin süresinde ödenmemesi nedeniyle geri kalan miktarının tamamının muaccel olduğu tarihten başlayarak ödenmeyen para cezasına, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci maddesinde belirlenen gecikme zammı oranının yarısı oranında gecikme zammı uygulanmasına da karar verecektir. Aynı Kanunun 2.maddesi ile de 6183 sayılı Kanunun 51.maddesinin üçüncü fıkrası “Gecikme zammı, 213 sayılı Vergi Usul Kanununa göre uygulanan vergi ziyaı cezalarında bu madde uyarınca belirlenen oranda, mahkemeler tarafından verilen ve ceza mahiyetinde olan amme alacaklarında ise bu oranın yarısı ölçüsünde uygulanır.” şeklinde değiştirilmiştir.

4786 sayılı Kanunla 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun ile 6183 sayılı Kanunda yapılan söz konusu değişiklikler gereğince anılan Kanunun yürürlüğe girdiği tarih olan 15.01.2003 tarihinden itibaren mahkemelerce verilen kararlarda, para cezasının yanı sıra bu cezaya 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51.maddesinde belirlenen gecikme zammı oranının yarısı oranında gecikme zammı uygulanmasına karar verilmesi halinde, bu cezalara 6183 sayılı Kanunun 51. maddesinde belirlenen gecikme zammı nispetinin yarısı tutarında gecikme zammı uygulanacaktır.

Bu düzenlemeye paralel olarak mahkemelerce verilen kararlarda, para cezasına hükmedilmekle birlikte bu cezaya gecikme zammı uygulanacağına ilişkin hükme yer verilmemesi halinde bu cezalara ve diğer ceza mahiyetindeki amme alacaklarına gecikme zammı uygulanmaması gerekmektedir.

Diğer taraftan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununa göre uygulanan vergi ziyaı cezalarına ise maddede belirtilen oranda gecikme zammı uygulanmasına devam edilecek iken 213 Sayılı Vergi Usul Kanununun 352.maddesinde düzenlenen Usulsüzlük ve 353.maddesinde düzenlenen Özel Usulsüzlük cezalarına gecikme zammının tatbik edilmesi mümkün değildir.

6.Gecikme Zammının Tatbik Müddeti:

6183 Sayılı A.A.T.U.H.K’nun 52.maddesinde hüküm bulan unsurların varlığında gecikme zammı hesaplanmayıp duracaktır.

Buna göre gecikme zammının uygulama süresi;

* Amme alacağının tecilinde tecilin yapıldığı; gecikme zammı, müracaat tarihine kadar (bu tarih hariç) tatbik edilecektir. Dolayısıyla, amme alacağının tecilinde, tecilden sonra tecil şartlarına uygun ödeme yapıldığı sürece gecikme zammı tatbik edilmeyecektir.

* İflas halinde iflasın açıldığı; Amme borçlusunun iflasının açılmasına karar verilmesi halinde, iflasın açıldığı tarih, mahkeme kararında gösterilmektedir. Dolayısıyla, iflasın açıldığı tarihe kadar (bu tarih hariç) gecikme zammı tatbik edilecek, bu tarihten sonra tatbik edilmeyecektir. İflasın devam ettiği müddet içerisinde vade tarihi iflas tarihinden önce ya da sonra olan amme alacaklarına gecikme zammı uygulanmayacaktır. İflasın kapanma ile sonuçlanması halinde, amme alacağına herhangi bir nedenle gecikme zammı tatbik edilmesi mümkün  bulunmamaktadır. İflasın kaldırılması halinde, iflasın açılması ile tatbiki durdurulan gecikme zammı, iflasın kaldırılma tarihinden itibaren (bu tarih dahil) işlemeye devam edecektir.

* Aciz halinde bu durumun sabit olması; 6183 sayılı Kanunun 75 inci maddesine göre aciz hali tespit edilen amme borçlusundan aranılan amme alacaklarına aciz fişinin tanzim edildiği tarihe kadar (bu tarih hariç) gecikme zammı tatbik edilecek, bu tarihten sonra tatbik edilmeyecektir. Aciz hali devam ettiği müddet içerisinde, vade tarihi aciz halinin tespit edildiği tarihten önce veya sonra olan amme alacaklarına gecikme zammı uygulanmayacaktır. Aciz hali tespit edilen amme borçlusu hakkında zamanaşımı süresince yapılan takip sırasında amme alacağını karşılayacak değerde mal edindiğinin tespit edilmesi veya borçlunun edindiği malları kendisinin bildirmesi ve bildirilen malların amme alacağını karşılayacak değerde olması halinde, aciz hali ortadan kalkacağından, mal edinme tarihinden itibaren (bu tarih dahil) gecikme zammı işlemeye devam edecektir.

Gecikme zammının önceden borçluya bildirilmesi gerekmez. Aslın ödenmiş olması gecikme zammının takip ve tahsiline mani değildir.

7.Asgari Gecikme Zammı:

5035 sayılı Kanunla değişik 6183 sayılı Kanunun 51.maddesinin ikinci fıkrasıyla gecikme zammı asgari tutarı bir milyon[4] lira olarak belirlenmiştir. Buna göre, 5035 sayılı Kanunun 4.maddesinin yürürlüğe girdiği 02.01.2004 tarihi itibariyle ödenmemiş olan amme alacaklarına tahsil edildikleri tarih itibarıyla uygulanacak gecikme zammının 1,00 TL liradan az olması halinde, bu alacaklar için asgari 1,00 TL gecikme zammı uygulanacaktır.

ÖRNEK 13

25.11.2008 vadeli 10,00-TL tutarlı damga vergisinin 25.01.2009 tarihinde ödenmesi halinde gecikme zammı aşağıdaki şekilde hesaplanacaktır.

Gecikme zammının hesaplanması gereken 26.11.2008- 25.01.2009 tarihleri arasındaki iki ay için, aylık % 2.5 oranında olmak üzere, % 5 oranında tatbik edilen gecikme zammı 10,00 TL x % 5 =0.50 TL olacaktır. Ancak, anılan Kanun hükmü ile gecikme zammı asgari tutarı 1,00-TL olarak tespit edildiğinden, 10,00-TL vergi aslı ile birlikte 1,00-TL olmak gecikme zammı olmak üzere toplam 11,00 TL tahsil edilecektir.

  1. Köylerde Gecikme Zammı:

Maliye Bakanlığınca tespit ve ilan edilecek vergiler hariç olmak üzere belediye sınırları dışındaki köylerde tahsildarlar tarafından tahsil olunan amme alacakları ödeme süresi içinde ödenmediği takdirde bunlar için yalnız % 10 gecikme zammı uygulanır.

Ödeme müddeti geçmiş olmasına rağmen tahsildarın gidemediği köylerdeki borçlulara bu zam, tahsildarın ilk uğradığı zaman içinde borçlarını ödemedikleri takdirde tatbik olunur. (6183 sayılı Kanun madde 53)

Bu hükümle, köylerde uygulanmakta olan %10 oranındaki gecikme zammının hangi vergiler hakkında tatbik edileceğini tespit etme yetkisi Maliye Bakanlığına verilmiştir.

Bu itibarla, ikametgahı veya kanuni ya da iş merkezi köylerde olan amme borçlularının;

– Gelir Vergisi (geçici vergi dahil),

– Kurumlar Vergisi (geçici vergi dahil),

– Katma Değer Vergisi,

– Özel Tüketim Vergisi,

– Motorlu Taşıtlar Vergisi,

– Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi,

– Özel İletişim Vergisi,

– Şans Oyunları Vergisi,

– Damga Vergisi,

borçlarının ödeme müddeti içinde ödenmemesi halinde 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre gecikme zammı uygulanması uygun görülmüştür.

Diğer amme alacaklarına ise Kanunun 53 üncü maddesine göre gecikme zammı tatbik edilecektir.

Buna göre köylerde gecikme zammının uygulanabilmesi için[5];

  1. Tahsildarın, ödeme süresi içinde köye uğramış olmasına rağmen tahsil edilmemiş olması veya,
  2. Ödeme süresi içinde köye uğramamış olmakla beraber ödeme süresi geçtikten sonra tahsildarın köye ilk uğradığı zaman amme alacağının hiç ödenmemiş olması gerekir.

Kanunun anılan fıkra hükmünün mefhumu muhalifinden hareketle ödeme süresi geçmiş olduğu halde; tahsildar köye hiç uğramamışsa veya ilk uğradığı zaman amme alacağı ödenmişse bu alacaklar için gecikme zammı hesaplanmaması gerekir.

Bu bağlamda; Ecrimisilin tahsiline ilişkin hükümlere Yönetmeliğin 81.maddesinde yer verilmiş bulunmaktadır. Bu maddeye göre;

Ecrimisil İhbarnamesinin veya düzeltme talep edilmişse Ecrimisil Düzeltme İhbarnamesi’nin tebliğini takip eden bir ay içerisinde ecrimisilin ödenmesi gerekir. Borçlu bu süre içerisinde ödeme yapmak isterse Milli Emlak Servislerinde Devlet Muhasebesi Yönetmeliğine göre düzenlenecek tahsilat fişi ile borcunu taşınmaz malın bulunduğu yer saymanlığına ödemesi sağlanır. Bir aylık sürenin sonuna kadar ödenmeyen ecrimisil ise 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre takip ve tahsil edilmek üzere vergi dairesi veya gelir servisine intikal ettirilir. Vergi daireleri intikal eden alacakları takip ve tahsil ederek neticeyi Milli Emlak Servislerine bildirirler. Borçlunun dava açmış olması ecrimisilin takip ve tahsilini durdurmaz.

Yukarıda anlatıldığı üzere ecrimisilin ödeme süresi tebliğ tarihinden itibaren bir aydır. Bu bir aylık sürede ödenmeyen alacak için 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre Bakanlar Kurulunca belirlenen oranda gecikme zammı alınır.

Ancak, 6183 sayılı Kanunun “Köylerde Gecikme Zammı” başlığını taşıyan ve Bakanlığı’nca tespit ve ilan edilecek vergiler hariç olmak üzere Belediye sınırları dışındaki köylerde tahsildarlar tarafından tahsil olunan amme alacakları ödeme süresi içinde ödenmediği takdirde bunlar için yalnız % 10 gecikme zammı uygulanır. Ödeme müddeti geçmiş olmasına rağmen tahsildarların gidemediği köylerdeki borçlulara bu zam, tahsildarların ilk uğradığı zaman içinde borçlarını ödemedikleri takdirde tatbik olunacaktır[6].

ÖRNEK 14:

Belediye sınırları dışında bulunan Midyat/Yolbaşı Köyünde oturan amme borçlusu, Ecrimisilden kaynaklanan 10.04.2009 vadeli amme borcunu vadesinde ödememiştir. Tahsildar, ödeme süresi içinde köye uğramış olmasına rağmen borçlu amme alacağını ödememiştir.

Buna göre tahsildar ödeme süresi içinde köye gitmiş olmasına rağmen amme borcu ödenmediğinden her halükarda % 10 üzerinden gecikme zammı uygulanacaktır.

ÖRNEK 15:

Aynı köyde mukim bulunan amme borçlusu, 10.04.2009 vadeli amme borcunu ödememiştir. Tahsildar, 11.04.2009 tarihinde köye gitmiştir.

Bu durumda gecikme zammı bir günlük gecikmeye bakılmaksızın % 10 üzerinden hesaplanacaktır.

  1. Gecikme Zammının Gecikme Faizi ile Benzer ve Farklı Yönleri:

9.1. Benzerlikler

9.2. Farklılıklar

10.Konuya İlişkin Mukteza ve Yargı Kararları Örnekleri:

a) Mukteza Örnekleri:

* Köylerde Gecikme Zammı Uygulaması Hk

1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 12.maddesinde, Türkiye sınırları içinde bulunan arazi ve arsaların bu Kanun hükümlerine göre Arazi Vergisine tabi olduğu, Belediye sınırları içinde belediyece parsellenmiş arazinin arsa sayılacağı ve üçüncü fıkrasında da, Belediye sınırları içinde veya dışında bulunan parsellenmemiş araziden hangilerinin bu kanuna göre arsa sayılacağının Bakanlar kurulu kararı ile belli edileceği, hükmüne yer verilmiş bulunmaktadır.

Aynı Kanunun 12.maddesine istinaden hazırlanan ve 11.3.1983 tarih ve 17984 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak 1.1.1983 tarihinden itibaren yürürlüğe giren 28.2.1983 tarih ve 83/6122 sayılı Bakanlar Kurulu kararı eki “Arsa Sayılacak parsellenmemiş Arazi hakkında Karar” ile 16 Seri No’lu Emlak vergisi Kanunu Genel Tebliğinde konuya ilişkin gerekli açıklamalar yapılmış bulunmaktadır.

Söz konusu kararname ve tebliğe göre, belediye ve mücavir alan sınırları içinde imar planı ile iskan sahası olarak ayrılmış yerlerde bulunan ve parsellenmemiş olan arazi ve arazi parçalarının arsa sayılarak arsaya ait oran üzerinden vergiye tabi tutulması gerekmektedir. Bu gibi yerlerin meskun halde olup olmadığına bakılmayacak, imar planı ile iskan sahası olarak ayrılmış bulunması yeterli sayılacaktır.

Belediye ve mücavir alan sınırları içinde bulunup da imar planı ile iskan sahası olarak ayrılmamış olmakla beraber fiilen meskun halde bulunan ve belediye hizmetlerinden faydalanmakta olan yerler arasında kalan arazi ve arazi parçaları da arsa sayılarak arsaya ait oran üzerinden vergiye tabi tutulacaktır.

Bu yerlerdeki parsellenmemiş arazi ve arazi parçalarının arsa sayılabilmesi için söz konusu yerlerin belediye hizmetlerinden (Su-yol, yol-otobüs, su-temizlik, yol-temizlik hizmetleri gibi) en az ikisinden faydalanmakta olması gerekir.

Diğer taraftan, söz konusu yerlerde bulunan arazi ve arazi parçalarının zirai faaliyette kullanılmaları halinde arsa sayılmayarak araziye ait oran üzerinden vergilendirmeleri gerekmektedir. Zirai faaliyette kullanılmadan ne anlaşılması gerektiği hususuna ilişkin olarak 16 Seri No’lu Emlak Vergisi Genel Tebliğinde yapılan açıklamalar doğrultusunda, belirtilen yerlerde bulunan arazinin bizzat sahibi tarafından zirai faaliyette kullanılması zorunlu olmayıp, arazinin başkaları tarafından da zirai faaliyette kullanılması o arazinin araziye ait oran üzerinden vergilendirilmesini gerekli kılmaktadır. Arazinin zirai faaliyette kullanılıp kullanılmadığının ilke olarak herhangi bir belge ile tevsikine gerek bulunmamakta olup, bu kabil araziler için mükelleflerce arazi vergisi beyannamesi verilmiş olması yeterle bulunmaktadır. Ancak her zaman için söz konusu arazi ve arazi parçalarının zirai faaliyette kullanılıp kullanılmadığının belediyelerce yapılacak yoklama ile tespiti mümkündür.

6183 sayılı Kanunun 53.maddesinde “Maliye Bakanlığınca tespit ve ilan edilecek vergiler hariç olmak üzere belediye sınırları dışındaki köylerde tahsildarlar tarafından tahsil olunan amme alacakları ödeme süresi içinde ödenmediği takdirde bunlar için yalnız %10 gecikme zammı uygulanır. Ödeme müddeti geçmiş olmasına rağmen tahsildarın gidemediği köylerdeki borçlulara bu zam, tahsildarın ilk uğradığı zaman içinde borçlarını ödemedikleri takdirde tatbik olunur.” hükmü yer almaktadır.

Söz konusu maddenin uygulanması ile ilgili olarak Bakanlığımızca yayımlanan 277 No’lu Tahsilat Genel Tebliğinde”……Madde metninde bahsedilen belediye hudutları dışındaki köylerde tahsildarlar tarafından tahsil olunan amme alacakları tabiri ile, alacaklı tahsil dairesinin bulunduğu vilayet veya kaza belediyesi hudutları dışında bulunan köylerde tahsildar marifetiyle tahsil edilen amme alacakları kasdedilmektedir.” denildikten sonra bulunduğu merkez belediyesinin hudutları dışındaki köylerde ikamet eden borçluların Tebliğ ile nevileri belirtilen borçları dışında kalan borçlarının ödeme müddeti içerisinde ödenmediği takdirde 53.madde hükmüne göre %10 gecikme zammı tatbik edileceği belirtilmiş, ayrıca; “….. yukarıda tadat edilenlerin dışında kalan amme alacaklarından borçlu olan şahıslar, tahsil dairesinin bulunduğu belediye hududu dışındaki köylerde ve Köy Kanunu tatbik edilen nahiyelerde ikamet ettikleri takdirde de bunların borçlarına seyyanen Kanunun 53. maddesi gereğince %10 gecikme zammı uygulanacaktır.” denilmiştir.

Diğer taraftan; 3194 sayılı İmar Kanununun 5 inci maddesinde mücavir alan “imar mevzuatı bakımından belediyelerin kontrol ve mesuliyeti altına verilmiş olan alanlardır.” şeklinde tanımlanmıştır. Aynı Kanunun 45 inci maddesinde de “Mücavir alanın ilgili belediye sınırına bitişik olması gerekmez. Ayrıca, bu alanlar köyleri de ihtiva edebilir……..” denilmektedir.

Bu nedenle, Çankaya Belediyesi mücavir alan sınırları içerisinde olup, adınıza kayıtlı bulunan gayrimenkullere ilişkin olarak yukarıda sayılan belediye hizmetlerinden (su-yol, yol-otobüs, su-temizlik, yol- temizlik hizmetleri gibi) en az ikisinden faydalanılmaması ve tamamının zirai faaliyette kullanılması halinde araziye ait oran üzerinden vergilendirilmesi gerekmekte olup, ilk olarak bu arazilerin zirai faaliyette kullanıldığının herhangi bir belge ile belgelendirilmesi gerekmemekte ve bu araziler için arazi vergisi bildirimi verilmesi yeterli bulunmaktadır. Ayrıca, bu yerlerde 442 sayılı Köy Kanununun uygulanıp uygulanmadığının bu yerlerin bağlı oldukları Kaymakamlık ve Valiliklerden sorulması ve Köy Kanununun uygulandığının tespit edilmesi halinde 53.madde hükmünün uygulanması gerekmekte olup, Belediye mücavir alanı içinde bulunan köyler için ise 6183 sayılı Kanunun 53 üncü maddesi hükmünün uygulanması mümkün bulunmamaktadır.

* Gecikme Zammı Hk[8]

İlgide kayıtlı dilekçenizin tetkikinden; ……Vergi Dairesi Müdürlüğünün …….vergi kimlik numarasında kayıtlı mükellefiyetinize konu hayvancılık faaliyetinin,  Yahyalı/Ağcaşar barajı mevkii Ağcaşar köyünde sürdürüldüğünden bahisle, destekleme şartlarına uyulmaması nedeniyle geri ödenmesi gereken  yem bitkileri destekleme borcunun, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 53’üncü maddesi kapsamında değerlendirilerek sadece %10 gecikme zammı tatbik edilerek ödenip ödenemeyeceği konusunda görüş istenildiği  anlaşılmıştır.

Bilindiği üzere; 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un Gecikme Zammı, Nispet ve Hesabı başlıklı 51’inci maddesinde; amme alacağının ödeme müddeti içinde ödenmeyen kısmına vadenin bitim tarihinden itibaren her ay için ayrı ayrı % 3 ( 02.03.2005 tarihinden itibaren 2005/ 8551 sayılı BKK ile ) oranında gecikme zammı tatbik edileceği, ay kesirlerine isabet eden gecikme zammının ise günlük olarak hesap edileceği hüküm altına alınmıştır.

Aynı kanunun,  53’üncü maddesinde ise, Maliye Bakanlığınca tespit ve ilân edilecek vergiler hariç olmak üzere belediye sınırları dışındaki köylerde tahsildarlar tarafından tahsil olunan amme alacakları ödeme süresi içinde ödenmediği takdirde bunlar için yalnız  % l0 gecikme zammı uygulanacağı, ödeme müddeti geçmiş olmasına rağmen tahsildarların gidemediği köylerdeki borçlulara bu zam, tahsildarın ilk uğradığı zaman içinde borçlarını ödemedikleri takdirde tatbik olunacağı  hükmü yer almaktadır. Uygulama ile ilgili olarak yayımlanan 378 sıra No.lu Tahsilat Genel Tebliğinde yapılan açıklamalar doğrultusunda, Gelir, Kurumlar, Katma Değer Vergileri ile Motorlu Taşıtlar Vergisi hariç olmak üzere, belediye hudutları dışında kalan köylerde tahsildarlar tarafından tahsil olunan amme alacaklarının, ödeme müddeti geçmiş olmasına rağmen  tahsildarın ilk uğradığı zaman içinde ödenmemesi halinde sadece % 10 gecikme zammı tatbik edilmesi gerekmektedir. Köylerde tahsildarlar marifetiyle tahsil olunan alacaklardan kasıt; kanuni ikametgahı köylerde olan amme borçlularına ait alacaklardır. Bu hükümlere göre; şirketinizin  kanuni iş merkezinin Cumhuriyet Mah. Bankalar Caddesi Gazioğlu İşhanı 4/412 Melikgazi /Kayseri olması nedeniyle, söz konusu borca ilişkin gecikme zammı uygulaması 6183 sayılı Kanun’un 53’üncü maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceğinden, aynı kanunun 51’inci maddesi gereğince amme alacağının ödeme müddeti içinde ödenmeyen kısmına vadenin bitim tarihinden itibaren her ay için ayrı ayrı  %3 oranında gecikme zammı hesaplanması gerekmektedir.

* Vergi Ziyaı Cezaları İle Mahkemeler Tarafından Verilen ve Ceza Mahiyetinde Olan Amme Alacakları Dışındaki Ceza Mahiyetinde Olan Amme Alacaklarına Gecikme Zammı Tatbik Edilmeyeceği Hk[9]

……. Belediye Başkanlığı tarafından; Bakanlığınızca yaptırılan bazı yapıların ruhsatsız olduğu gerekçesiyle; Belediye Encümen kararları ile Bakanlığınız adına idari para cezası tahakkuk ettirilerek iki adet ödeme emri düzenlendiği, söz konusu Encümen kararlarının ve ödeme emirlerinin iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle açılan davaların Antalya 2. İdare Mahkemesince reddedildiği, red kararlarına istinaden Antalya Bölge İdare Mahkemesi nezdinde itirazda bulunulduğu, ancak bu mahkemece de itirazınızın yerinde görülmediği bildirilerek, anılan ödeme emirlerinde bahsi geçen para cezalarının ödenmesinde faiz veya gecikme zammı hesaplanıp hesaplanmayacağı, hesaplanacak ise oranlarının bildirilmesi talep edilmektedir.

6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 51 inci maddesinin 3 üncü bendi; “Gecikme zammı; 213 sayılı Vergi Usul Kanununa göre uygulanan vergi ziyaı cezalarında bu madde uyarınca belirlenen oranda, mahkemeler tarafından verilen ve ceza mahiyetinde olan amme alacaklarında ise bu oranın yarısı ölçüsünde uygulanır. Bunların dışındaki ceza mahiyetinde olan amme alacaklarına gecikme zammı tatbik edilmez.” hükmüne amirdir. Madde hükmünden de anlaşılacağı üzere, söz konusu idari para cezaları için gecikme zammı uygulanması mümkün bulunmamaktadır.

* Her Kamu Alacağı İçin Asgari Gecikme Zammının Ayrı Ayrı Tatbik Edileceği Hk[10]

Defterdarlığımıza intikal eden olaylardan, bazı vergi dairesi müdürlükleri tarafından, vadesinden sonra ödenen ve farklı nev’ilerden oluşan amme alacaklarının tahsili esnasında bu alacakların toplamı itibariyle asgari gecikme zammı tahsil edildiği, bazı vergi dairesi müdürlükleri tarafından ise farklı nev’iden oluşan amme alacaklarının her biri üzerinden ayrı ayrı asgari gecikme zammı tahsil edildiği ve bu nedenle vergi daireleri arasında farklı uygulamalar ortaya çıktığı anlaşılmıştır.

Bilindiği üzere; 6183 sayılı Amme Alacakları Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 3. maddesinde, yine aynı Kanunun 1.maddesine yapılan atıfla amme alacağı terimi; “Devlete, vilayet hususi idarelerine ve belediyelere ait vergi, resim, harç, ceza tahkik ve takiplerine ait muhakeme masrafı vergi cezası, para cezası gibi asli, gecikme zammı, faiz gibi fer’i amme alacakları ve aynı idarelerin akitten, haksız fiil ve haksız iktisaptan doğanlar dışında kalan ve amme hizmetleri tatbikatından mütevellit olan diğer alacakları ile bunların takip masrafları…” şeklinde tanımlanmıştır. Dolayısıyla amme alacaklarının, asli veya bu asla bağlı farklı nev’ilerde (Fon Payı vb.) veya bu asla bağlı fer’i durumunda olması (Gecikme Zammı, Gecikme Faizi vb.) veya beyannamenin verilmesine bağlı olarak alınması (D.V. vb.) ve farklı nev’ide olan amme alacaklarının tek bir tahakkuk fişi üzerinde gösterilmeleri bu alacakların ayrı ayrı amme alacağı olma vasfını değiştirmemektedir.

Diğer taraftan; anılan Kanunun 51 inci maddesinin 1 ve 2 nci fıkralarında ” Amme alacağının ödeme müddeti içinde ödenmeyen kısmına vadenin bitim tarihinden itibaren her ay için ayrı ayrı % 4 oranında gecikme zammı tatbik olunur. Ay kesirlerine isabet eden gecikme zammı günlük olarak hesap edilir.

Gecikme zammı bir Yeni Türk Lirasından az olamaz.” denilmektedir. Bu itibarla, vadesinden sonra tahsil olunan amme alacakları için hesaplanacak gecikme zammının, asgari gecikme zammından az olması durumunda her amme alacağı için ayrı ayrı asgari gecikme zammı tahsil edilmesi gerekmektedir.

* Gecikme Zammında Asgari Tutar Hk[11]

İlgide kayıtlı dilekçenizin tetkikinden; Belediyenizce tahsil edilen emlak vergileri ile bu vergi üzerinden hesaplanan Taşınmaz Kültür Varlıkları Payına ilişkin takipli alacakların tahsilinde, (ödeme süresinden sonra  yapılan tahsilatlarda) 6183 Sayılı Amme Alacakları Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51’inci maddesi gereğince, asgari  gecikme zammı uygulanmasında tereddüt hasıl olduğu anlaşılmıştır.

Bilindiği üzere; 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun,“Gecikme Zammı, Nispet ve Hesabı” başlıklı 51’inci maddesinde; amme alacağının ödeme müddeti içinde ödenmeyen kısmına vadenin bitim tarihinden itibaren her ay için ayrı, ayrı %4     (2006/ 10302 sayılı BKK ile 21.04.2006 tarihinden itibaren % 2,5) oranında gecikme zammı tatbik edileceği, ay kesirlerine isabet eden gecikme zammının ise  günlük olarak hesap edilmesi gerektiği ile gecikme zammının bir Yeni Türk Lirasından az olamayacağı hüküm altına alınmıştır.

Bu itibarla; vadesi geçmiş amme alacaklarının tahsili sırasında, alacağın her birinin vade tarihi ve türü itibariyle ayrı ayrı dikkate alınarak, hesaplanacak gecikme zammının bir Yeni Türk Lirasından az olmaması gerekmektedir.

*Amme borçlusunun iflası halinde, iflasın açıldığı tarihe kadar tahakkuk eden amme alacaklarına iflasın açıldığı tarihe kadar gecikme zammı uygulanması gerektiği Hk.[12]

Daireniz mükelleflerinden……hakkındaki ilgi yazınız ile adı geçen şirketin adresinde bulunamaması ve malvarlığının borçlarını karşılamaması üzerine VUK’un 10.maddesi ve 6183 sayılı Kanunun mükerrer 35.maddesine göre şirketi temsile yetkili ortaklar adına ödeme emri düzenlendiği ve yönetim kurulu  başkanı ve şirketi temsile yetkili ortak…adına 30.06.1999 tarihinde yurtdışı yasağı konulduğu İstanbul ….İflas Dairesi Müdürlüğünün 05.05.2005 tarih ve 1999/9 sayılı yazısı ile adı geçenin iflas tasfiyesinin  1999/9 Esas sayılı, …hakkındaki iflas tasfiyesinin ise 1999/11  Esas sayılı dosyalardan yürütüldüğünü, adı geçen, …deki hisselerini devrettiğinden ve yönetim kurulu başkanlığından 24.02.1999 tarihi itibariyle istifa ettiğinden ve 10.03.1999 tarihinde Ticaret Sicil Gazetesinde  ilan edildiğinden ayrıca   yönetim kurulu başkanı ve hissedarı olduğu dönemler itibariyle vergi dairesi alacağı İstanbul Muhakemat Müdürlüğü kanalı ile alacaklılar sıra cetvelinin 4.numarasına yazdırıldığından ve alacağın tamamı masa  ve mahkemece kabul edildiğinden…adına konulan yurtdışı yasağının kaldırılmasında bir mahsur olmadığının bildirildiği,

Adı geçenin hisselerini devrettiği 10.03.1999 tarihine kadar sorumlu olduğu 303.159,55 TL vergi aslı, 13.05.2005 tarihi itibariyle 787.879,96 TL gecikme zammı olmak üzere toplam 1.091.057,51 TL borcu bulunduğu, bu durumda  adı geçenin adına konulan yurtdışı yasağının kaldırılıp kaldırılmayacağı ile iflas masasına işlenecek borç miktarına hesaplanacak gecikme zammının iflasın açıldığı tarihe kadar mı yoksa bildirim tarihine  kadar mı hesaplanacağı hususlarında tereddüte düşüldüğü belirtilerek Defterdarlığımız görüşü sorulmaktadır.

Bilindiği üzere, 5682 sayılı Pasaport Kanununun 22.maddesinde pasaport veya pasaport yerine geçerli vesika verilmesi yasak olan haller belirtilmiş ve yurtdışına çıkmaları mahkemelerce yasaklananlara memleketten ayrılmalarında genel güvenlik bakımından mahsur bulunduğu pasaport vermeye yetkili makamlara bildirilenlere pasaport veya seyahat vesikası verilmeyeceği hükme bağlanmıştır.

Diğer taraftan İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre İflas Dairesinin yurtdışı çıkış yasağının kaldırılması konusunda karar verme yetkisi bulunmamaktadır. Vergi borçları nedeniyle yurtdışına çıkmaları mahzurlu görülenler hakkında yapılacak işlemler ise 395 ve 404 Seri Nolu Tahsilat Genel Tebliğlerinde açıklanmış bulunmaktadır. Anılan genel tebliğlerde de belirtildiği gibi yurtdışına çıkma yasağı konulmasındaki amaç kamu alacağının tahsilini teminat altına almaktır.

Olayda, hakkında yurtdışına çıkma yasağı konulan kişinin şahsen iflasına karar verildiği ve müflis durumda olduğu, İcra ve İflas Kanununun “iflas masası” başlıklı 184.maddesinde iflasın açıldığı anda müflisin haczi kabil bütün mallarının iflas masasına intikal ettirileceğinin hükme bağlanmış olması, iflas etmiş olan adı geçen şirketlerin ve yine bu şirketlerin iflas eden kanuni temsilcisinin bütün malvarlıklarının iflas masasına intikal etmiş olması hususları göz önünde bulundurulduğunda, kamu alacağının tahsilini teminat altına almak yönündeki tedbirlerin İcra ve İflas Kanununun 208/1. maddesi uyarınca iflas kararı kendisine bildirilen iflas dairesince alınması gerekmekte ve iflas dairesinin  05.05.2005 tarih ve 1999/9  sayılı yazısında müflisin yurtdışına çıkmasında söz konusu tedbirlerin alınması açısında bir mahzur bulunmadığı belirtilmektedir.

Buna göre adı geçenin yurtdışına kaçması, mallarını kaçırması gibi amme alacağının takibini tehlikeye düşürecek durumları engellemek amacıyla konulmakta olan yurtdışı çıkış yasağının müflis şirketin müflis yöneticileri hakkında uygulanmasına ihtiyaç bulunmamaktadır. Diğer taraftan 6183 sayılı A.A.T.U.H. Kanunun 52. maddesinde “Gecikme zammının tatbik müddeti, amme alacağının tecilinde tecilin yapıldığı, iflas halinde iflasın açıldığı, aciz halinde bu durumun sabit olduğu güne  kadar olan müddettir….” hükmü yer almaktadır. Bu hükme göre amme borçlusunun iflası halinde, iflasın açıldığı tarihe kadar tahakkuk eden amme alacaklarına iflasın açıldığı tarihe kadar gecikme zammı uygulanması gerekmektedir.

* Ödeme günü resmi tatile rastlayan vergilerin takip eden ilk işgününde ödenmemesi halinde , vadenin takip eden işgünü olarak değil verginin son ödeme günü olarak alınarak gecikme zammı hesaplanacağı hk.[13]

İlgi dilekçenizde son ödeme günü hafta sonu tatili veya bayram tatiline denk gelen bir verginin son ödeme gününü takip eden işgünü değil de daha sonraki bir günde ödenmesi halinde gecikme zammının vade tarihinden mi vade tarihinden sonraki ilk işgününden itibaren mi işleyeceği hakkında bilgi istenilmektedir.

Bilindiği üzere, 213 sayılı Vergi Usul Kanunun 11.maddesinde ”Vergi, kanunlarında gösterilen süreler içinde ödenir.Ödeme süresinin son günü verginin vadesi tarihidir.” hükmü yer almaktadır.

Aynı Kanunun 18 nci maddesinde” Vergi kanunlarında yazılı  süreler aşağıdaki şekilde hesaplanır.

4- Resmi tatil günleri süreye dahildir.Şu kadar ki sürenin son günü resmi tatile rastlarsa tatil takip eden ilk iş gününün tatil saatinde biter” denilmektedir.

Buna göre  ödeme süresinin son günü olan vade tarihinin tatile rastlaması halinde  bu süre, tatili takip eden ilk iş gününün tatil saati sonuna kadar uzamaktadır.

Bunun yanı sıra, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü hakkında Kanunun 51.maddesinde “ Amme alacağının ödeme müddeti içinde ödenmeyen kısmına vadenin bitim tarihinden itibaren her ay için ayrı ayrı % 4  oranında gecikme zammı tatbik olunur. Ay kesirlerine isabet eden gecikme zammı günlük olarak hesaplanır.” denilmektedir.

Buna göre, son ödeme günü resmi tatile rastlayan vergilerin takip eden ilk işgününde ödenmesi halinde gecikme zammı hesaplanmaz ancak bu tarihten sonra yapılan ödemelerde vadenin takip eden işgünü olarak değil verginin  son ödeme günü olarak esas alınması gerekmektedir.

GECİKME ZAMMI

(ÖZET)

* Amme borçlusu, hususi kanunlarda belli edilen bu ödeme vadesini geçirmesi halinde amme alacağının ödeme müddeti içinde ödenmeyen kısmına vadenin bitim tarihinden itibaren her ay için ayrı ayrı % 2.5 oranında gecikme zammı tatbik olunur. Ay kesirlerine isabet eden gecikme zammı günlük olarak hesap edilir.

* 6183 sayılı Kanunun 51.maddesine göre, ay kesirlerine isabet eden gecikme zammının günlük olarak hesap edilmesi gerektiğinden, vadesinde ödenmeyen amme alacaklarına vade tarihinden ödendiği/tahsil edildiği tarihe kadar geçecek süre için uygulanacak gecikme zammı tam aylar için aylık esasa; ay kesirleri için ise günlük esasa göre hesaplanacaktır.

* Gecikme Zammı vergilendirmenin tahsil aşamasında hesaplanır.

*  647 Sayılı Cezaların İnfazı Hakkındaki Kanununa göre mahkemelerce verilen kararlara göre ceza mahiyetinde olan amme alacaklarına gecikme zammı nispetinin yarısı yani % 1.25 tutarında hesaplanır.

* 6183 Sayılı A.A.T.U.H.K’nun 51.maddesine göre kanuni oran % 4 olup Bakanlar Kurulu bu oranı aylık % 2.5 olarak belirlemiştir.

* Amme alacaklarına tatbik edilecek gecikme zammı asgari 1.00 TL’den az olmamak üzere hesaplanır.

* Ceza mahiyetindeki amme alacaklarına “cezanın cezası olmaz” ilkesinden hareketle gecikme zammı hesaplanmazken bunun tek istisnası vergi ziyaı cezasıdır.

* Gecikme Zammı 3 halde durur. Amme alacağının tecilinde tecilin yapıldığı, iflas halinde iflasın açıldığı, aciz halinde bu durumun sabit olduğu güne kadar gecikme zammı hesaplanır.

* Maliye Bakanlığınca tespit ve ilan edilecek vergiler hariç olmak üzere belediye sınırları dışındaki köylerde tahsildarlar tarafından tahsil olunan amme alacakları ödeme süresi içinde ödenmediği takdirde bunlar için yalnız % 10 gecikme zammı uygulanır.

KAYNAKÇA

1-       Prof.Dr. Selahattin TUNCER. YMM, E.Öğretim Görevlisi. Vergi Hukuku Açısından Tecil ve Taksitlendirme. Yaklaşım Dergisi Haziran 2006 Sayı;162,

2-       Dr.Levent DEMİRDAĞ. Dilek SEVİMKAN. Vergi Denetmenleri. Gecikme Zammı ve Gecikme Faizinin Türk Vergi Sistemindeki Yeri ve Önemi. www.ismmmo.org.tr,

3-       Veysi SEVİĞ. Tecil Faizi Gider Olmalıdır, Dünya Gazetesi, 03.04.2002,

4-       Muharrem ÖZDEMİR- Ahmet GÜZEL. Vergi Denetmenleri. Amme Alacakları Tahsil Usul ve Esasları. Nobel Yayınevi. 2007 Baskı,

5-       Kemal AYKAÇ. Açıklamalı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun ve Genel Tebliğleri, Seçkin Kitabevi, Ankara, 1976,

6-       Öncel Mualla, Kumrulu Ahmet ve Çağan Nami. Vergi Hukuku, Turhan Kitabevi, Ankara, 2000,

7-       Yrd.Doç.Dr Seyfi YILDIZ. Gazi Üniversitesi İİBF Maliye Bölümü Öğretim Üyesi. Kamu Alacağının Tahsilinde Tecil Uygulaması ve Uyuşmazlık Hali.17.09.2006, Mali Çözüm Dergisi, Sayı: 76,

8-       Recep BEYAZKILIÇ. Eski Vergi Denetmeni. Tahsilat Müdürü. 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı İSMAV 2006,

9-       Muharrem ÖZDEMİR Vergi Denetmeni. Gecikme Faizi ve Hesaplama Yöntemleri. www.alomaliye.com,

10-   Muharrem ÖZDEMİR. Vergi Denetmeni. Uzlaşma Hükümleri Kesin Değil midir? Maliye ve Sigorta Yorumları Dergisi,

11-   Mehmet Akif ÖZMEN. Vergi Denetmeni. 5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu rehberi ve Revizyon. Yaklaşım Yayınları. 2007,

12-   Hidayet MAT. Milli Emlak Kontrolörü www.milekontkur.gov.tr,

13-   Dr. Bumin Doğrusöz. Marmara Üniversitesi Mali Hukuk Öğretim Üyesi. Vergi Hukukunda İhtirazi Kayıt ve Pişmanlıkla Beyan. Mali Çözüm Dergisi,

14-   Dr. Bumin Doğrusöz, Vergi hukukunda Pişmanlık ve İhtirazi kayıt. Dünya Gazetesi 14.02.2002,

15-   Muharrem ÖZDEMİR. Vergi Denetmeni. İlknur ÖZDEMİR Gelir Uzmanı. Sahte Fatura Kullananlar Artık Hapis Yatacak ve Bu Ceza Para Cezasına Çevrilemeyecek. www.bilgilidenetim.com,

16-   Veysi SEVİĞ. Pişmanlıkla Verilen Beyannamelere İhtirazi Kayıt Konulması, Yaklaşım, Sayı:120, Aralık- 2002,

17-   Ömer TEKİN. Eski Vergi Denetmeni. Yeminli Mali Müşavir. Kanuni Süresinden Sonra Verilen Beyannameler Ve Düzeltme Beyannameleri Üzerinde Vergi Dairesinde Yapılan İşlemler. www.alomaliye.com.

02.01.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5035 sayılı Kanunla kanuni oran haline gelmiştir.

Vergi, kanunlarında gösterilen süreler içinde ödenir. Ödeme süresinin son günü verginin vadesi tarihidir. Bu kanunun 15, 17 ve 342’ci maddelerinin uygulanması dolayısiyle sürenin uzaması halinde vade uzayan sürenin bittiği gündür. Beyannamenin posta ile gönderilmesi halinde, beyan edilen vergi tahakkuk işleminin bitmesi beklenmeksizin vadesinde ödenir.

500’den fazla mükellefi olan vergi dairelerine para yatırmak bakımından mükelleflere, vadenin bitmesini takip eden tarihten başlıyarak 15 gün içinde gün belli etmiye Maliye Bakanlığı yetkilidir.

Bu suretle belli edilen günler verginin vadesi yerine geçer. Maliye Bakanlığı; mücbir sebep hali ilân edilen yerlerdeki mükelleflerin, bu Kanun kapsamında olup, ödeme süresi afet tarihinden sonraya rastlayan her türlü vergi, ceza ve gecikme faizleri ile bu Kanunun 15 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca verecekleri beyannamelere istinaden tahakkuk ettirilen vergilerin ödeme sürelerini, vadelerinin bitim tarihinden itibaren azamî bir yıl süreyle uzatmaya yetkilidir. Bu yetki; bölge, il, ilçe, mahal ve afetten zarar görenler ile afetten zarar görme derecesi veya vergi türleri itibarıyla farklı süreler tespit etmek suretiyle de kullanılabilir.

Hidayet MAT. Milli Emlak Kontrolörü www.milekontkur.gov.tr

Ankara Valiliği İl Defterdarlığı Tahsilat Gelir Müdürlüğünün DEF.0.06.15/6183-051-1559/6074 sayılı müktezası

Exit mobile version