Dernek Borçlarında Sorumluluk
Mintez ŞİMŞEK
Müfettiş
Türk Kızılay’ı Teftiş Kurulu
mintezsimsek@gmail.com
Dernekler, Türk Medeni Kanunu ve Dernekler Kanunu’nun amir hükümleri dairesinde kurulur, İlgili mülki amirlikçe onaylanan tüzüklerinde belirtilen kurallar doğrultusunda ve yasalarda açıkça belirtilen organları vasıtasıyla faaliyetlerini yürütürler.
Dernek Tüzüklerinde; 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunun 58. Maddesinin 2. fıkrası gereğince “derneğin gelir kaynaklarının” ve 5253 sayılı Dernekler Kanununun 4. maddesi ı fıkrası gereğince de “derneğin borçlanma usullerinin” açıkça izahı zorunlu tutulmuştur. Bir başka deyişle içeriğinde derneğin gelir kaynakları ve borçlanma usulleri belirtilmeyen tüzükler mülki amirlikçe onaylanmayacaktır. Tüzüğün onayı ve yürürlüğü için bu iki hükmün tüzükte açık ve sarih olarak düzenlenmesi zorunludur.
Derneklerin borçlarına ilişkin olarak yapılacak her türlü incelemede öncelikle bakılması gereken konu borcun kaynağına ilişkindir. Yani derneğin bu borcunun, dernek yönetim mercilerinin iradi talepleri ile aldığı bir borç mu, yoksa vergi, harç, resim, fon ve benzeri yasal yükümlülüklerden kaynaklanan bir borç mu olduğunun tespiti gerekmektedir.
Çünkü dernekler, olağan faaliyetleri esnasında herhangi bir borç almasalar bile bazı faaliyetlerinden kaynaklanan yasal yükümlülükler ve cezalar nedeni ile borç yükümlülüğü altına girebilmektedirler.
Bu nedenle, konuyu izah ederken öncelikle derneklerin borçları, borcun kaynağına göre sınıflandıracak, bilahare bu borçlardaki sorumluluk ve sorumlular izah edilecektir.
1-Dernek Yönetim Organlarının Bağımsız İradeleri İle Aldıkları Borçlar;
Bir dernek veya derneğin organları hakkında verilecek herhangi bir kararda öncelikle derneğin tüzüğüne bakılmalıdır. Derneklerin tüzükleri tabir-i caizse bir nevi dernek anayasasıdır. Eğer dernek tüzüğünde borçlanmaya ilişkin olarak kurallar konulmuşsa ve dernek yönetim organları tüzükte borçlanmaya yetkili kılınmışsa dernek, o tüzük hükümleri dairesinde borçlanma yoluna gidebilecektir.
Türk Medeni Kanununun 72. Maddesi amir hükmüne göre; Derneğin zorunlu organları, genel kurul, yönetim kurulu ve denetim kuruludur.
Dernekler kendi yönetsel organizasyonları dâhilinde, yasaca zorunlu tutulan organlar dışında başka organlar da oluşturabilirler. Ancak bu organlara, zorunlu organların görev, yetki ve sorumlulukları devredilemez.
Dernek Genel Kurulu, yasada belirtilen amir hükümler doğrultusunda ve gerekli çoğunlukları bulmak kaydı ile derneğin tüzüğü üzerinde her türlü yasal tasarruf hakkına haiz olduğundan, Derneğin borçlanmasına ilişkin kararları almaya ve/veya değiştirmeye ilişkin en geniş yetkide Dernek Genel Kurulundadır.
Ancak Dernek Genel Kurullarının sürekli toplanması ve karar alması bir nispette imkânsız olduğundan, dernek tüzel kişiliğinin temsili ve faaliyetlerinin yürütülmesi Dernek Yönetim Kurulları aracılığı ile yerine getirilmektedir.
Türk Medeni Kanununun 85. Maddesi amir hükmüne göre; Dernek Yönetim kurulu, derneğin yürütme ve temsil organıdır; Yönetim Kurulu bu görevini kanuna ve dernek tüzüğüne uygun olarak yerine getirir.
Dernek Yönetim Kurulu, dernek tüzüğünün kendisine verdiği yetki ve salahiyetler nispetinde borçlanabilir. Dernek Yönetim Kurullarının, dernek tüzüğünün kendilerine verdiği yetki ve sorumluluk sınırlarını aşarak yaptıkları borçlanmalardan, o esnada görevde bulunan dernek yönetim kurulunun asil üyeleri, müşterek ve müteselsilen sorumlu olurlar.
Örneğin, bir derneğin tüzüğünde borçlanmaya ilişkin olarak; “Dernek kuruluşuna müteakip 1 yıl içinde borçlanamaz. Ancak kuruluş tarihi üzerinden 1 yıl geçtikten sonra borçlanabilir. Alınacak borç miktarı bir önceki yıl elde edilen dernek brüt gelirlerinin toplamının %20’sinden fazla olamaz” hükmü var ise;
– O derneğin yönetim kurulu; kuruluş tarihinden itibaren 1 yıl içerisinde dernek tüzel kişiliği adına borçlanamaz. Eğer borçlanırsa alınan borç o sırada görev yapan Dernek Yönetim Kurulu asıl üyelerinin tamamına müşterek ve müteselsilen rücu edilir.
– Yine örnekte verilen derneğin yönetim kurulu, tüzükteki amir hüküm gereği, içinde bulundukları yıldan önceki yıl içerisinde dernekçe elden edilen brüt gelirlerin %20 sinden fazla borçlanamayacaktır. Şayet yönetim kurulu bu hükmün dışına çıkarak Evvelki yıl brüt gelirlerinin %20 sinden fazla borçlanırsa yine bu borcun aşkın miktarı ve faizleri(yani %20 den fazlaya karşılık gelen tutar) o sırada görev yapan Dernek Yönetim Kurulu asıl üyelerinin tamamına müşterek ve müteselsilen rücu edilecektir.
Dernek tüzel kişiliği; alınan borcun tüzüğe uygun yol ve yöntemlerle alınıp alınmadığına bakılmaksızın, derneğe verilen borca ve/veya teslim edilen mal veya hizmete ilişkin yasal evrakları ibraz edilip teslimi ispat edilen bütün borçlardan, sorumludur ve ödemekle mükelleftir.
Şayet alınan borç dernek tüzüğüne aykırı bir yolla temin edilmiş veya dernek amaçlarına aykırı bir şekilde harcanmış ise Yönetim Kurulunu her zaman denetlemeye yetkisi olan Dernek Denetim Kurulu ve derneğin en yüksek karar mercii olan Dernek Genel Kurulu yasal işlemleri derhal yapmakla mükelleftir.
Dernek Denetim Kurulu yılda asgari 1 kez yapmakla mükellef bulunduğu denetimlerde, Dernek Yönetim Kurulunun borçlanmaya ilişkin kararlarını incelemek ve bu borçlanmaların tüzüğe uygun olarak gerçekleşip gerçekleşmediğini denetlemek zorundadır. Derneklerin Denetim Kurulları, Dernek Yönetim Kurullarının tüzüğe aykırı olarak yaptıkları borçlanmaları tespit etmelerine rağmen, bu usulsüzlüğü derneğin en yetkili organı olan dernek Genel Kuruluna iletmedikleri takdirde, derneğin uğrayacağı olası zarar ve ziyandan sorumlu tutulabileceklerdir.
Dernek Genel Kurulları, gerek Denetim Kurulu marifeti ile kendisine intikal eden, gerekse re’sen tespit ettikleri usulsüz borçlanmalar ve bu borçlanmalardan kaynaklanan dernek zarar ve ziyanını, borçlanma eylem ve işlemini fiilen gerçekleştiren Dernek Yönetim Kurulu asil üyelerine rücu edecektir.
Dernekçe Alınan Borcun Ödenememesi Durumunda;
Dernek Yönetim Kurulu üyelerince tüzüğe uygun veya aykırı olarak alınan tüm borçlarda öncelikli muhatap Dernek Tüzel kişiliğidir. Dernek Tüzel kişiliğine ait malvarlığının dernek borçlarını karşılayamaması durumunda ise borçlara ilişkin husumetler derneğin kanuni temsilcileri olan Dernek Yönetim Kurullarına yöneltilir ve derneğin kendiliğinden sona ermesi süreci başlatılır.
Dernekten alacağı olan gerçek veya tüzel kişiler, bu alacaklarının tahsilini hiçbir surette gerçekleştiremedikleri takdirde, borca ilişkin yürüttükleri icra takibi sonucunda ilgili icra dairesinden alacakları “aciz belgesi” ile başvuracakları sulh hukuk hâkimliğinden derneğin kendiliğinden sona erdiği tespitini yaptırabilirler.
Dernek hakkında aciz belgesi alan kişiler ve/veya dernek hakkında aciz belgesi düzenlendiğinden haberdar olan herhangi bir dernek üyesi veya 3. bir kişi de derneğin kendiliğinden sona erdiğini Sulh hukuk hâkimliği kanalı ile tespit ettirebilir.
Derneğin malvarlığı ile borcun ödenemeyeceğinin tespiti ve bu tespit akabinde derneğin kendiliğinden sona erdiğinin Sulh Hukuk Hâkimliğince tescil edilmesi neticesinde; alacaklı kişiler alacaklarına ilişkin her türlü husumeti, alacağa ilişkin borç alma işlemini tesis eden Yönetim Kurulu üyelerine yöneltirler.
Söz konusu tahsil olunamayan borçtan, borcun alındığı dönemde görevde olmamakla beraber borca esas ayni veya nakdi kıymetlerin kısmi veya vadeli teslimlerinin herhangi bir safhasında görevde olan Yönetim Kurulu üyeleri de borçlulara karşı sorumlu olacaktır.
Ancak dernek tüzel kişiliğinin derneğe ait borcu hiçbir surette ödeyemeyeceğinin tespiti ve aciz vesikası alınması halinde, borcun alındığı dönemde görevde olmayan Dernek Yönetim Kurulu üyelerine, alacaklı kişiliklerce borcun tahsiline ilişkin husumet ihdas edilemez.
2- Vergi, Sigorta, Harç ve Ceza Gibi Yasal Borçlar;
Dernekler genel faaliyetleri kapsamında yer yer ücretli personel çalıştırmakta, yine bu faaliyetleri kapsamında vergi ve benzeri yasal yükümlülükler içeren koşula bağlı bazı işlemler ifa etmektedirler.
Dernek adına tahakkuk ettirilen her türlü vergi, sigorta ve benzeri kanuni ödentiler ile bu ödentilerden doğan faiz ve gecikme zammı gibi yükümlülüklerden dernek tüzel kişiliği doğrudan sorumludur ve ödemekle mükelleftir.
Bu gibi kanuni ödemeler için dernek nakit kıymetleri hazır olmasına rağmen kendi ihmalleri nedeni ile derneği gecikme zammı ve faiz gibi ödentilere muhatap kılan dernek Yönetim Kurulu asil üyeleri, bu faiz ve gecikme zamlarından doğrudan sorumlu olurlar.
Vergi ve Sigorta gibi yasal ödentilerin zamanında yapılamamasından kaynaklanan dernek borçlarına ilişkin sorumluların tespiti amacı ile öncelikle bu ödemelere ilişkin kanunların amir hükümlerine bakılması gerekmektedir.
Dernekçe çalıştırılan kişilerin sigorta ve benzeri ödentilerindeki sorumlu ve sorumlular konusundaki asli mevzuata bakıldığında;
5510 Sayılı Kanun Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 12. maddesi;
“Madde 12: 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentlerine göre sigortalı sayılan kişileri çalıştıran gerçek veya tüzel kişiler ile tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlar işverendir.
İşveren adına ve hesabına, işin veya görülen hizmetin bütününün yönetim görevini yapan kimse, işveren vekilidir. Bu Kanunda geçen işveren deyimi, işveren vekilini de kapsar. İşveren vekili ve 4857 sayılı İş Kanununda tanımlanan geçici iş ilişkisi kurulan işveren, bu Kanunda belirtilen yükümlülüklerinden dolayı işveren ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.”
Hükmüne amir olup, yasanın bu hükmünden yola çıkıldığında; Dernek Yönetim Kurullarının, asıl işveren olan Dernek Tüzel Kişiliği adına ücretle personel istihdam ettikleri ve bu yönü ile de İşveren Vekili oldukları anlaşılmaktadır.
Derneğin Vergi ve benzeri yükümlülüklerindeki sorumlu ve sorumlular hakkında vergi mevzuatına bakıldığında;
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 10. Maddesi;
“Madde 10 – Tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, Vakıflar ve cemaatlar gibi tüzel kişiliği olmıyan teşekküllerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevler kanuni temsilcileri, tüzel kişiliği olmayan teşekkülleri idare edenler ve varsa bunların temsilcileri tarafından yerine getirilir.
(Değişik fıkra: 03/12/1988 – 3505/2 md.) Yukarıda yazılı olanların bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınmayan vergi ve buna bağlı alacaklar, kanuni ödevleri yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınır. Bu hüküm Türkiye’de bulunmayan mükelleflerin Türkiye’deki temsilcileri hakkında da uygulanır.
Temsilciler veya teşekkülü idare edenler bu suretle ödedikleri vergiler için asıl mükelleflere rücu edebilirler.
Tüzel kişilerin tasfiye haline girmiş veya tasfiye edilmiş olmaları, kanuni temsilcilerin tasfiyeye giriş tarihinden önceki zamanlara ait sorumluluklarını da kaldırmaz.”
Dernek Yönetim Kurulu derneğin yürütme ve temsil organıdır. Dernek tüzel kişiliği, yönetim kurulu vasıtası ile temsil ve ilzam işlemlerini ifa eder.
Dernek tüzel kişiliği adına ilgili kurumlarca tahakkuk ettirilen sigorta ve vergi gibi yasal yükümlülükler için “bu kurumlarca tahakkuk ettirilen borçların asıl borç, gecikme zammı veya faiz olduğuna bakılıp bakılmaksızın” öncelikle dernek malvarlığına bakılır ve borcun dernek malvarlığından tahsili yoluna gidilir.
Dernek malvarlığının, idarece tahakkuk ettirilen yasal ödentileri karşılayamaması durumunda, alacağı tahakkuk ettiren idare, alacaklarının tahsili için asıl borç ve bu borca bağlı olarak doğan diğer borçların doğmasına ilişkin işlemlerin gerçekleştiği dönemde görev yapan dernek Yönetim Kuruluna müracaat eder. İdarece tahakkuk ettirilen borçtan, söz konusu dönemde fiilen görevde bulunan Dernek Yönetim Kurulu asil üyelerinin tamamı müşterek ve müteselsilen sorumlu olurlar.
İdarece tahakkuk ettirilen yasal borçların doğuşuna sebep olan uygulamaların ifa edildiği dönemde birden fazla Yönetim Kurulu görev yapmış ise her bir döneme isabet eden asıl borç, faiz ve gecikme zamlarından o dönemlerde görev yapan Yönetim Kurulu üyeleri müşterek ve müteselsilen sorumlu olur.
Herhangi bir dönemde görev yapan dernek Yönetim Kurulu üyesi, görev yapmadığı dönem için tahakkuk ettirilen borçtan sorumlu tutulamaz. Yine herhangi bir Yönetim Kurulu üyesi, aralıksız olarak veya belirli dönemler için birden fazla Yönetim Kurulunda görev yaptı ise görev yaptığı her bir dönem için tahakkuk ettirilecek borçlardan ayrı ayrı sorumlu olur.
İdarece tahakkuk ettirilip tahsili talep edilen borçtan, her ne suretle olursa olsun o borcun doğuşuna ilişkin dönemde görev ifa etmeyen dernek Yönetim Kurulları sorumlu tutulamaz.
İdarece tahakkuk ettirilen yasal borçların dernek malvarlığından karşılanamaması nedeni ile bu borçları ödemek zorunda kalan dernek Yönetim Kurulu üyeleri, şahsi malvarlıklarından ödedikleri dernek borçlarını dernek tasfiye edilmediği müddetçe, dernek Genel Kurulu aracılığı ile derneğe rücu edebilirler. Ancak derneğin tasfiyesi halinde, borcun rücu edileceği herhangi bir teşekkül kalmadığından bu yolu kullanma imkânları kalmamaktadır.
Dernekçe ödenen yasal borçlar ve bu borçlara ilişkin faiz ve benzeri ödentiler, ödemeyi şahsi malvarlığından yapan dernek Yönetim Kurulu üye veya üyelerinin ihmalinden kaynaklanmış ise ödemeyi yapan dernek Yönetim Kurulunun dernek tüzel kişiliğine rücu hakkı bulunmamaktadır.