Site icon Alomaliye.com Güncel Mevzuat, Muhasebe, Ekonomi, Vergi, SGK Haberleri

Ekonomik Kriz Nedeniyle İşten Çıkarılan İşçiler İhbar-Kıdem Tazminatı Çek ve Senetle Ödenebilir (mi)?

Ekonomik Kriz İhbar-Kıdem Tazminatı

Cumhur Sinan ÖZDEMİR
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
İş Müfettişi
csnozdemir@gmail.com

Ekonomik kriz gerekçesiyle işten çıkarılan işçilere ihbar ve /veya kıdem tazminatlarının çek veya senetle ödenip ödenmeyeceği konusunda tereddüt oluştuğu okuyucuların gönderdikleri çok sayıda e-mail’den anlaşılmaktadır.

İş Kanunu’nun, 17.maddesi “süreli fesih” başlığı altında düzenlenmiş,yasal düzenlemede belirtilen bildirim şartına uymayan tarafın, bildirim süresine ilişkin ücret tutarında tazminat (uygulama da bilinen adıyla ihbar tazminatı) ödemek zorunda olduğu belirtilmiştir.

4857 sayılı İş Kanunu’nun 120.maddesi, 1475 sayılı eski İş Kanunu’nun kıdem tazminatını düzenleyen 14.maddesi hariç yürürlükten kaldırmıştır. Yürürlükte bulunan mülga 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14.maddesi; kıdem tazminatına hak kazanabilmenin koşullarını düzenlemiştir.

Yürürlükte olan yasal düzenleme “Kıdem tazminatının zamanında ödenmemesi sebebiyle açılacak davanın sonunda hakim gecikme süresi için ödenmeyen süreye göre, mevduata uygulanan en yüksek faizin ödenmesine hükmeder” hükmünü de içermektedir.

Uygulama da ihbar ve özellikle kıdem tazminatın 2-4 aylık vadelere yayıldığı,her vade için çek-senet tanzim edildiği görülmektedir.

Son aylarda ise gelen e-maillerden, ihbar ve kıdem tazminatın 6 ve 12 aylık vadelerle çek/senetlerle ödenmek istendiği anlaşılmaktadır.

Yargıtay konuya ilişkin “Davacı işçinin iş sözleşmesinin 14.02.2001 tarihinde feshedildiği,kıdem tazminatının 6 adet çekle ödendiği ve davacının imzaladığı 20.04.2001 tarihli ibranamede  “…ilgili şirket tarafından ayrılışıma konu… hesaplanmış olan kıdem, ihbar ve diğer haklarımı aşağıda detayı verilen çeklerle tahsil ettim. Tüm hesaplarda mutabık olduğumu herhangi bir yasal alacağımın ilgili şirketten kalmadığı hususunda … A.Ş.’ yi aşağıdaki çeklerin ödenmesi durumunda ibra ederim” ifadelerine yer verildiği, davacının çekleri teslim aldıktan ve anılan ibranameyi imzaladıktan sonra 25.04.2001 tarihli ihtarname ile ibranameyi baskı altında imzaladığını belirterek faiz alacağı talebinde bulunduğu, davacıya verilen çeklerin belirtilen ödeme tarihlerinde ödendiği dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Davacı, ibra sözleşmesini parasal haklarından mahrum olmama amacı ve bu paranın davalı tarafından verilmeyeceği korkusu ile imzaladığını, üzerindeki tehdit kalktıktan sonra ibranameye bağlı olmadığına ve faiz alacağının ödenmesi konusunda ihtarname gönderdiğini, bu nedenle ibranamenin geçersiz olduğunu belirterek faiz alacağının hüküm altına alınması isteğinde bulunmuştur. Davalı işveren, akdin feshinden sonra kıdem tazminatının çeklerle ödenmesini davacının kabul etmesi üzerine çeklerin teslim edildiğini ve davacının ibraname imzaladığını, ibraname imzalarken iradesinin fesada uğratıldığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını, davacının çekleri tahsil ettikten sonra kötü niyetli olarak dava açtığını belirterek isteğin reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece ibranamede davacının faiz alacağından vazgeçtiğine dair ibarenin bulunmadığı gerekçesiyle davacının kıdem tazminatı gecikme faiz alacağı hüküm altına alınmıştır. Çek bir ödeme vasıtası olup, Türk Ticaret Kanununun 707.maddesinin birinci fıkrasında çekin görüldüğünde ödeneceği ikinci fıkrasında ise keşide günü olarak gösterilen günden önce ödenmek için ibraz olunan bir çekin ibraz günü ödeneceği öngörülmüştür. Çekin bu özelliğine göre alacaklıya teslim edildiği gün ödemenin gerçekleştiği kabul edilmektedir. Çekin ileri tarihli olarak düzenlenmiş olmasının varılan bu sonuca etkisi yoktur. Borçlar Kanununun 113.maddesinde asıl borcun tediye ve sair surette düşmesi halinde şayet ferileri saklı tutulmamış ise bu haklarında düşeceği kuralı benimsenmiştir. Somut olayda, kıdem tazminatı karşılığı verilen çeklerin davacıya teslim edildiği gün çekin yukarıda belirtilen özelliği nedeniyle ödemenin gerçekleştiğinin kabul edilmesi gerektiğinden davacının daha önce ya da en geç ödenme sırasında faiz hakkını saklı tutup tutmadığı önem kazanmaktadır. Dosya içeriğine göre, davacı çekle yapılan ödemeden önce ya da bu ödeme sırasında faiz haklarını saklı tutmadığı gibi, ödeme sırasında imzaladığı ibranamede çeklerin gününde ödenmesi durumunda davalı şirketi ibra ettiğini belirttiği ve söz konusu çeklerin gününde ödendiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar davacı anılan ibranamenin baskı altında iradesinin fesada uğratılarak imzalatıldığını ileri sürmüş ise de, bu iddiasını ispata yarar bir delil sunmamıştır. Mevcut maddi ve hukuki olgulara göre davacı asıl alacağın ödenmesi sırasında haklarını saklı tutmadığından ve işvereni ibra ettiğinden faiz alacağı isteğinin reddi gerekirken yazılı şekilde kabulü hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir[1]. kararında da belirtildiği üzere;işçinin taksitler halinde ödenen kıdem tazminatı için geçmiş günler faizi isteyebilmesi için ihtirazı kayıt konulması şarttır. İşçi böyle bir çekince de bulunmadığı gibi çeklerin gününde ödenmesi koşulu ile işverenliği ibra ettiğinden faiz alacağı talebi reddedilmiştir.

Sonuç:

4857 sayılı İş Kanunu’nun, 32.maddesinde;İş sözleşmesinin sona ermesinde,işçinin ücreti ile sözleşme ve Kanundan doğan para ile ölçülmesi mümkün menfaatlerinin tam olarak ödenmesinin zorunlu olduğu belirtilmiştir.

1475 sayılı eski İş Kanunu’nun yürürlükte olan  kıdem tazminatını düzenleyen 14.maddesinde de;kıdem tazminatının zamanında ödenmemesi sebebiyle açılacak dava sonunda gecikme süresi için ödenmeyen süreye göre mevduata uygulanan en yüksek faizin ödenmesine hakim tarafından hükmedileceği,işçilere iş sözleşmesi/toplu iş sözleşmesi ile sağlanan haklar gibi mevzuattan doğan diğer haklarının saklı olduğu belirtilmiştir.

Yasal düzenleme doğrultusunda ihbar ve kıdem tazminatının ödenme tarihi kanaatimce iş sözleşmesinin sona erme tarihidir. Ancak, işçinin işvereni ile uzlaşması durumunda kıdem tazminatı kanaatimce vadelere bölünerek çekler/senetler veya belirlenecek vade tarihindeki tek bir çek/senetle  ödenebilir.

İşçi, işvereni ile uzlaşması halinde bunu yazılı olarak belgelemelidir. Diğer bir ifadeyle  uzlaşma kanaatimce yazılı bir belgeye dayanmalıdır. Yazılı belge iki suret düzenlenmeli, bir sureti işçi de, bir sureti de işveren de kalmalıdır. Yazılı belgede çek ve/veya senedin ihbar/kıdem tazminatına karşılık verildiği, ödeme tarihi ve miktarı belirtilmelidir. Uygulama da çok sıkça görülen ihbar-kıdem tazminatı alacağına yönelik çek/senet alan işçiye yasal alacakları ödenmeden, ödendiğine dair tazminat bordosu/ibraname imzalatılmaktadır. Çek ve senetler ödenmediği takdirde ise işçi zor durumda kalmaktadır.

İşvereni ile uzlaşan, ihbar/kıdem tazminatına karşılık çek/senet alan işçi kanaatimce tazminat bordrosunu “karşılığında bir veya birden çok çek/senet alındı” şeklinde şerh düşerek imzalamalıdır.   İşvereni ile uzlaşan işçi ibraname imzalarken ise kanaatimce; ibranamede “ihbar/kıdem tazminatına karşılık çek ve/veya senet verildiği, çek/senedin ödeme tarihi ve miktarını içerecek” bilgilerin yer alıp-almadığına dikkat etmelidir.İbraname de iki suret düzenlenmeli,bir sureti işçi de, bir sureti de işveren de kalmalıdır. Ödemenin ne şekilde yapıldığı bilgisini içermeyen matbu ibranameler imzalanmamalıdır.

[1] Yargıtay 9.HD-E:2004/13272-K:2004/15479-T:21.06.2004

Exit mobile version