Sosyal Güvenlik Reformu
Talha APAK
Yeminli Mali Müşavir
[email protected]
SİGORTALILARA İLİŞKİN HÜKÜMLER
01.10.2008 Tarihinde yürürlüğe giren 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu (SGK) ile SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı aynı statüye bağlanarak, kanununun 4. maddesinde SSK 4/a, Bağ-Kur 4/b ve Emekli Sandığı 4/c olarak tanımlanmıştır. (5510/4)
- 4A- SSK ‘lı olarak bilinen hizmet akdiyle çalışanlar
- 4B- 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesi birinci fıkrasının (b) bendine göre,
1) Köy ve mahalle muhtarı seçilenler,
2) Hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan;
a) Ticari kazanç veya serbest meslek kazancı nedeniyle gerçek veya basit usulde gelir vergisi mükellefi olanlar,
b) Gelir vergisinden muaf olup, esnaf ve sanatkar siciline kayıtlı olanlar,
c) Kollektif şirketlerin ortakları,
ç) Limited şirketlerin ortakları,
d) Sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin komandite ortakları,
e) Adi komandit şirketlerin komandite ve komanditer ortakları,
f) Donatma iştirakleri ortakları,
g) Anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olan ortakları,
ğ) Tarımsal faaliyette bulunanlar,
sigortalı sayılırlar.
- 4C- Emekli Sandığı’na bağlı olarak çalışan memurlar
- 01.10.2008’ den itibaren Avukat ve Noterlerin Topluluk Sigortası uygulaması kaldırıldığından, bunlardan serbest çalışanlar tüm sigorta kollarına (4/b) tabi tutulacaklardır. Serbest çalışan emekliler ise; sosyal güvenlik destekleme primi ödeyeceklerdir. (Bu uygulama, bağımsız çalışan tüm serbest meslek erbapları için de geçerlidir.)
- Kanunun yürürlük tarihinden önce A.Ş. Kurucu ortağı olduğu için BAĞ-KUR Primi ödeyen ortaklar 01.10 2008 tarihinden itibaren Bağ-Kur primi ödemeyi istemeleri halinde durumu 6 ay içinde SGK’ya yazılı olarak bildirmek zorundadırlar.. Yoksa 4/b sigortalılığı iptal edilecektir. 18 yaşını doldurmayanlar 4/b (Bağ-Kur) ve 4/c (Emekli Sandığı) statüsünden sigortalı olamazlar.(5510/6-h) 4/b sigortalıların giriş bildirgelerini sigortalının kendisi değil de ilgili vergi dairesi, Ticaret sicil memurluğu vs. kurum ve kuruluşlar kuruma 15 gün içinde bildirmek zorundadır. (5510/8. Madde)
- Sigortalının, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sigortalılık hallerinden birden fazlasına aynı anda tabi olmasını gerektirecek şekilde çalışması halinde; öncelikle aynı maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında, (c) bendi kapsamında çalışması yoksa ilk önce başlayan sigortalılık ilişkisi esas alınarak sigortalı sayılacak. Bu sigortalılık hali kesintiye uğrayıncaya kadar devam ettirilecek. Kesintiye uğraması halinde, sonra başlayan sigortalılık hali devreye girecek. Ancak 4/b kapsamında sigortalı sayılanlar kendilerine ait veya ortak oldukları işyerlerinden, Kanunun 4/(a) bendi kapsamında kendilerini sigortalı bildirilemezler. Böylece, 4/b (eski adıyla Bağ-Kur) kapsamında sigortalı sayılanlar, kendilerine ait veya ortak oldukları işyerlerinden dolayı, 4/a’ lı (SSK’lı) olarak bildirilemeyecekler.
- Sigortalının, sigortalı sayılmayı gerektiren statüsünden başka bir sigortalılık hali için prim ödemiş olması durumunda, ödenen primler esas alınan sigortalılık hali için ödenmiş ve esas alınan sigortalılık halinde geçmiş kabul edilecek. Örneğin, 4/b sigortalılığından dolayı prim ödemesi gerekirken 4/a sigortalısı olarak prim ödenmişse, ödenen primler geçerli olan statüye göre dikkate alınacak. (5754 sayılı Kanun Madde 53)
İŞYERİ, İŞYERİNİN BİLDİRİLMESİ, DEVRİ, İNTİKALİ VE NAKLİ
- 4/a kapsamında sigortalı çalıştıran İşverenler, örneği Kurumca hazırlanacak işyeri bildirgesini en geç sigortalı çalıştırmaya başladığı tarihte, Kuruma vermekle yükümlüdür. Şirket kuruluşu aşamasında, çalıştıracağı sigortalı sayısını ve bunların işe başlama tarihini, ticaret sicili memurluklarına bildiren işverenlerin, bu bildirimleri Kuruma yapılmış sayılır. Ticaret sicili memurlukları, kendilerine yapılan bu bildirimi en geç on gün içinde Kuruma bildirmek zorundadır. (5510/11)
- 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine tâbi şirketlerin nevilerinin değişmesi, birleşmesi veya diğer bir şirkete katılması durumunda, bu hususların ticaret siciline tesciline ilişkin ilân tarihini; adi şirketlerde şirkete yeni ortak alınması durumunda ise en geç yeni ortağın alındığı tarihi takip eden on gün içinde, işyeri bildirgesi ile Kuruma bildirilmek zorundadır.(5510/11)
- İşyeri bildirgesi, sigortalı çalıştırılan bir işin veya işyerinin devri halinde, yeni işveren tarafından, en geç işin veya işyerinin devralındığı tarihi takip eden on gün içinde; gerçek kişi olan işverenin ölümü halinde ise, mirasçılarınca, ölüm tarihinden itibaren en geç üç ay içinde işyerinin işlem gördüğü Kurumun ilgili ünitesine verilecektir. (5510/11)
- İşyeri adres değişiklikleri 10 gün içinde kuruma (yani ilgili Müdürlüğe) bildirilecek. Aynı il içerisindeki değişiklikleri de artık sadece dilekçe ile yeni kuruma (yeni Müdürlüğe) bildirmek yeterli olacaktır. (5510/11. Madde)
- Asıl işverenden iş alan ve kendi adına sigortalı çalıştıran alt işverenler, bu işlerinden dolayı Kuruma işyeri bildirgesi vermeyecektir. Bu kişiler, çalıştırdıkları sigortalıları, asıl işverenle yapmış oldukları sözleşmenin Kuruma ibraz edilmesi kaydıyla asıl işveren adına tescil edilmiş olan işyerinden alacakları numara ile Kuruma bildireceklerdir. (5510/11)
- İşyerinin faaliyette bulunduğu ilden başka bir ile nakledilmesi halinde, işyeri bildirgesi, işyerinin nakledildiği adresin bağlı bulunduğu üniteye, en geç işyerinin nakledildiği tarihi takip eden on gün içinde verilecektir. (5510/11)
- İşyerinin, aynı il içinde olmakla birlikte, başka bir ünitenin görev alanına giren bir adrese nakledilmesi halinde, işyeri bildirgesi verilmeyecek, ancak nakil tarihini takip eden tarihten itibaren on gün içinde nakledilen işyerinin sicil numarasını içerir yazı ile durum eski ve yeni üniteye bildirilecektir.
- İşyerinin başka bir ünitenin görev alanına giren adrese nakledilmesi halinde, durum yeni ünite tarafından bildirim kendisine yapıldığı tarihten itibaren onbeş gün içinde eski işyeri dosyasının bulunduğu üniteye bağlı olarak bildirilecek ve yapılan bildirim üzerine eski işyeri dosyası Kanun kapsamından çıkartılacaktır.
- İşyerinin aynı ünitenin görev alanına giren başka bir adrese nakledilmesi halinde, yeni adres, işyerinin nakledildiği tarihten itibaren on gün içinde işyerinin işlem gördüğü üniteye yazı ile bildirilecektir. Bu durumda yeni işyeri dosyası tescil edilmeyecektir.
- 5510 Sayılı Kanunun yürürlük tarihinden önce 506 Sayılı Kanuna göre tescil edilmiş bulunan işyerleri için işyeri bildirgesi verilmez ve ayrıca tescil işlemi yapılmaz. 5510 Sayılı Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamına giren sigortalılara ilişkin işlemler, tescilli olan bu işyerleri dosyalarından sürdürülür.
- İşyeri bildirgesinin, belirlenen şekle ve belirtilen usule uygun verilmemesi veya belirtilen sürelerde Kuruma verilememesi hallerinde Kanunun 102. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine göre,
- Kamu idareleri ile bilanço esasına göre defter tutmak zorunda olanlar için aylık asgari ücretin üç katı tutarında,
- Diğer defterleri tutmak zorunda olanlar için aylık asgari ücretin iki katı tutarında,
- Defter tutmakla yükümlü olmayanlar için aylık asgari ücret tutarında, İdari para cezası uygulanacaktır.
İŞVEREN, ALT İŞVEREN
- 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentlerine göre sigortalı sayılan kişileri çalıştıran gerçek veya tüzel kişiler ile tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlar işverendir. (5510/12)
- İşveren adına ve hesabına, işin veya görülen hizmetin bütününün yönetim görevini yapan kimse, işveren vekilidir. Bu Kanunda geçen işveren deyimi, işveren vekilini de kapsar. İşveren vekili ve 4857 sayılı İş Kanununda tanımlanan geçici iş ilişkisi kurulan işveren, bu Kanunda belirtilen yükümlülüklerinden dolayı işveren ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur. (5510/12)
- Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin bir işte veya bir işin bölüm veya eklentilerinde, iş alan ve bu iş için görevlendirdiği sigortalıları çalıştıran üçüncü kişiye alt işveren denir. (5510/12)
ÇALIŞAN SİGORTALILARIN BİLDİRİMİ
- İşverenler, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılan kişileri, 7 nci maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen sigortalılık başlangıcından önce, sigortalı işe giriş bildirgesi ile Kuruma bildirmekle yükümlüdür.
- İşçi çalıştırmaya ara verilmesi halinde, işveren İşçi çalıştırılmadığına ilişkin dilekçeleri 15 gün içinde kuruma bildirilmek zorundadır. (5510/86.Madde)
- İşçi Çalışmıyor dilekçesi verilip 2 yıldan beri hiç hareket olmayan işveren dosyaları SGK tarafından iptal edilip işverene bildirilecek. (İnşaat ve ihale konusu işler hariç)
- İlk defa işyeri bildirgesi verilen işyerlerinde, ilk defa sigortalı çalışmaya başladığı tarihten itibaren 1 ay içinde işe girenler en geç söz konusu 1 aylık sürenin sonuna kadar cezasız bildirilebilecek. (5510/8. Madde)
SİGORTALILIĞIN SONA ERMESİ VE BİLDİRİLMESİ
- İşten ayrılan (4/a) işçiler, işverenleri tarafından 10 gün içerisinde SSK’ya bildirilecek. Sigortalılığı sona eren 4/b’liler de 10 gün içinde bildirimde bulunmak zorunda olup bu bildirimleri kuruma kendileri veya ilgili kurumlar tarafından yapılacaktır. (5510/9. Madde)
İŞ KAZASI, BİLDİRİLMESİ, SORUŞTURULMASI
- Kanunun 13.üncü maddesinin birinci fıkrasında (4/a) iş kazası;
- İşyerinde bulunduğu sırada,
- İşveren tarafından yürütülmekte olan iş dolayısıyla,
- Görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda,
- Emziren kadın sigortalının, iş mevzuatına tabi olup olmadığına bakılmaksızın yine bu mevzuatta belirtilen sürelerde çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda,
- İşverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında,
- Kanunun 4’ üncü maddesi birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında çalışan sigortalının ise;
- İşyerinde bulunduğu sırada ,
- Yürütmekte olduğu iş nedeniyle işyeri dışında, Meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen yada ruhen özre uğratan olaydır.
- Artık, sadece serviste meydana gelen kazalar değil, işverence sağlanan taşıtla işe gider-gelirken uğranılan tüm kazalar da iş kazası sayılacak. İşyerinde meydana gelen tüm kazalar iş kazası sayılır. Sebebi hiç önemli değildir. Hatta, Yargıtay’a göre, işyerindeki intihar da iş kazasıdır. Hatta, işyerinde geçirilen kalp krizi sonucu ölümde iş kazasıdır. Yani, Yargıtay bu hükmü yorumlarken olayın kaza olup olmadığına, içten gelen bir hastalık olup olmadığına bakmamaktadır. Bu kararlar yeni Kanun döneminde de geçerliliğini koruyacaklardır.
- İşveren, iş kazasına uğrayan veya meslek hastalığına tutulan genel sağlık sigortalısına sağlık durumunun gerektirdiği sağlık hizmetlerini derhal sağlamakla yükümlüdür.İşveren, sigortalısına derhal sağlık hizmetini sağlama yükümlülüklerini yerine getirmez, ihmal eder veya gecikirse ve bu nedenle genel sağlık sigortalısının tedavi süresinin uzamasına veya malul kalmasına veya malullük derecesinin artmasına sebep olursa, Kurumun bu nedenle yaptığı her türlü sağlık hizmeti giderini ödemekle yükümlü olur.
- Yeni düzenleme ile Bağ-Kur sigortalılarının iş kazası geçirmeleri halinde, bu sigorta kolundan Kanunda öngörülen tüm yardımlar yapılacaktır. Bunlar, sağlık yardımlarının yapılması, geçici iş göremezlik ödeneği verilmesi, sürekli iş göremez durumuna düşmesi halinde, sigortalının kendisine, ölümü halinde de hak sahiplerine gelir bağlanması ve cenaze ödeneği verilmesidir.
MESLEK HASTALIĞI, BİLDİRİLMESİ VE SORUŞTURULMASI
- Meslek hastalığı, sigortalının çalıştığı veya yaptığı işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık, bedensel veya ruhsal özürlülük halleridir. (5510/14)
HASTALIK VE ANALIK HALİ
- 4. maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalının, iş kazası ve meslek hastalığı dışında kalan ve iş göremezliğine neden olan rahatsızlıklar, hastalık halidir. (5510/15)
- 4. maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalının sigortalı kadının veya sigortalı erkeğin sigortalı olmayan eşinin gebeliğinin başladığı tarihten itibaren doğumdan sonraki ilk sekiz haftalık, çoğul gebelik halinde ise ilk on haftalık süreye kadar olan gebelik ve analık haliyle ilgili rahatsızlık ve özürlülük halleri analık hali kabul edilir. (5510/15)
- Kadın sigortalılar, Kanunları gereği verilen ücretsiz doğum yada analık izni sürelerini borçlanabilirler.
İŞ KAZASI, MESLEK HASTALIĞI, HASTALIK VE ANALIK HALLERİNDE SAĞLANAN HAKLAR
- İş kazası veya meslek hastalığı halleri nedeniyle sağlanan haklar şunlardır:
a) Sigortalıya; geçici iş göremezlik süresince günlük geçici iş göremezlik ödeneği verilmesi.
b) Sigortalıya; sürekli iş göremezlik geliri bağlanması.
c) İş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine; gelir bağlanması.
d) Gelir bağlanmış olan eş ve çocuklara; evlenme ödeneği verilmesi.
e) İş kazası ve meslek hastalığı sonucu ölen sigortalı için; cenaze ödeneği verilmesi. (5510/16)
- Geçici iş göremezlik, sigortalının iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık hallerinde Kurumca yetkilendirilen hekim veya sağlık kurulu raporlarında belirtilen istirahat süresince geçici olarak çalışmama halidir.
- Geçici iş göremezlik ödeneği, iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık hallerinde Kanunda belirtilen geçici iş göremezlik sürelerinde verilen ödenektir. (5510/18)
- 506 sayılı Kanununda, hastalık sigortasından geçici iş göremezlik ödeneği alabilmesi için gerekli olan 120 gün prim ödeme şartı aranırken bu Kanunla 90 güne indirilmiştir. Ayrıca mevcut uygulamada SSK’ da olduğu şekilde iş göremezlik ödeneği
- Yatarak tedavilerde günlük kazancın yarısı,
- Ayakta tedavilerde ise üçte ikisi,
oranında verilmesi yönündeki düzenleme korunmuştur. (5510/18)
- Sigortalıya geçici iş göremezlik ödeneği verilebilmesi için Kurumca yetkilendirilen hekim veya sağlık kurullarından istirahat raporu alınmış olması şarttır. Bunların dışında hekim veya sağlık kurulları tarafından ve istirahat süresi on günü geçmeyen raporlar, Kurumca yetkilendirilen hekim tarafından on günü aşan raporlar ise sağlık kurulunca onandığı takdirde geçerli sayılır.
- Tek hekim ve ayaktan tedavilerde tedavi altına alındığı sigortalıya bir defada en çok 10 gün istirahat verilebilir ve kesintisiz bunu bir defa tekrarlayabilir. Tek hekimden iki defa istirahat almış olan sigortalının tedavisine devam edilmesi gerektiği takdirde, sigortalı Kurumca yetkilendirilen sağlık kuruluna sevk edilir.
- Sigortalılara bir takvim yılı içinde tek hekim tarafından ayaktan tedavilerde verilecek istirahat sürelerinin toplamı 40 günü geçemez. Bu süreyi aşan istirahat raporları sağlık kurulunca verilir.
- Kurumca yetki tanınan işyeri hekimi bir kerede en fazla 2 gün istirahat verebilir.
- Sigortalı kadının analığı halinde, doğumdan önceki bir yıl içinde en az doksan gün kısa vadeli sigorta primi bildirilmiş olması şartıyla, doğumdan önceki ve sonraki sekizer haftalık sürede, çoğul gebelik halinde ise doğumdan önceki sekiz haftalık süreye iki haftalık süre ilave dilerek çalışmadığı her gün için geçici iş göremezlik ödeneği verilir. (5510/18)
- Doğumdan dolayı iş görmezlik ödeneği alabilmek için doğumdan önceki 1 yıl içerisinde 90 gün prim ödemiş olmak gerekiyor.
- Esnaf kadınlarımıza bu Kanunla ilk defa doğum öncesi ve doğum sonrasında iş göremezlik ödeneği verilmesi imkanı getirilmektedir. (5510/18)
MALÜL SAYILMA, HAKLARI VE YARARLANMA ŞARTLARI
- Malulen emekli olabilmek için çalışma gücünün %60’ını kaybetmiş olmak (rapor ile tespit edilecek) 10 yıldan beri sigortalı olmak ve 1800 gün prim ödemiş olma şartları aranıyor. (5510/25 – 26 Maddeler)
- Gerek kız, gerekse erkek malul çocukların aylıkları evlenmeleri halinde kesilmeyecek, ancak, çalışmaları, kendi çalışmalarından dolayı gelir/aylık almaları veya maluliyet hallerini yitirmeleri durumunda aylıkları kesilecektir.
- Evlenmeleri nedeniyle bağlanan gelir veya aylıkları kesilmesi gereken kız çocuklara, evlenmeleri ve talepte bulunmaları halinde almakta oldukları aylık veya gelirlerinin iki yıllık tutarı bir defaya mahsus olmak üzere evlenme ödeneği olarak peşin ödenir.
YAŞLILIK SİGORTASINDAN SAĞLANAN HAKLAR VE YARARLANMA ŞARTLARI
- Yaşlılık aylığı bağlanması: İlk defa bu Kanuna göre sigortalı sayılanlara;
Kadın ise 58, erkek ise 60 yaşını doldurmuş olmaları ve en az 9000 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olması şartıyla yaşlılık aylığı bağlanır. Ancak, 4’ üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için prim gün sayısı şartı 7200 gün olarak uygulanır.
Yaş şartı;
- 1/1/2036 ila 31/12/2037 tarihleri arasında kadın için 59, erkek için 61,
- 1/1/2038 ila 31/12/2039 tarihleri arasında kadın için 60, erkek için 62,
- 1/1/2040 ila 31/12/2041 tarihleri arasında kadın için 61, erkek için 63,
- 1/1/2042 ila 31/12/2043 tarihleri arasında kadın için 62, erkek için 64,
- 1/1/2044 ila 31/12/2045 tarihleri arasında kadın için 63, erkek için 65,
- 1/1/2046 ila 31/12/2047 tarihleri arasında kadın için 64, erkek için 65,
- 1/1/2048 tarihinden itibaren ise kadın ve erkek için 65,
olarak uygulanır. Ancak yaş hadlerinin uygulanmasında (a) bendinde belirtilen prim gün sayısı şartının doldurulduğu tarihte geçerli olan yaş hadleri esas alınır. (5510/28)
- Yeni düzenleme, Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce çalışmaya başlayan sigortalıların emekliliğe hak kazanma koşullarında herhangi bir değişiklik meydana getirmemekte, müktesep haklar korunmaktadır.
- Kanunun yürürlülük tarihinden önce SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığından emekli aylığı almakta olanların mevcut gelir ve aylıklarının aynen ödenmesine devam edilecektir. Aylıklarda herhangi bir azalma söz konusu değildir. SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin aylıkları, Kanun yürürlüğe girdikten sonra altı aylık dönemlerde gerçekleşen enflasyon oranında artırılacak, memur emeklilerinin aylıkları ise eskiden olduğu şekilde artırılmaya devam edilecektir.
08.09.1999’dan önce sigortalı olan |
Erken (Kısmi) Emeklilik |
Normal Emeklilik |
SSK (4/a) |
3.600 Gün |
5.000 – 7.200 Gün |
Bağ-Kur (4/b) |
5.400 Gün |
9.000 Gün |
- Hem 4/a hem 4/b’ den prim yatırmış kişiler son (7 yıl ortalaması) 2.520 gün primin çoğunluğunun geçtiği kurumdan emekli olurlar.
YAŞLILIK TOPTAN ÖDEMESİ VE SİGORTALILIĞIN İHYASI
- 4 üncü maddenin birinci fıkrasının; (a) ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalılar ile bu Kanuna göre ilk defa (c) bendi kapsamında sigortalı olanlardan, herhangi bir nedenle çalıştığı işten ayrılan veya işyerini kapatan ve yaşlılık aylığı bağlanması için gerekli yaş şartını doldurduğu halde malûllük ve yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazanamayan sigortalıya, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentleri kapsamında ise kendi adına bildirilen, (b) bendi kapsamında ise ödediği malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinin her yıla ait tutarı, primin ait olduğu yıldan itibaren yazılı istek tarihine kadar geçen yıllar için, her yılın gerçekleşen güncelleme katsayısı ile güncellenerek toptan ödeme şeklinde verilir.
- Bu Kanuna göre toptan ödeme yapılarak hizmetleri tasfiye edilmiş bulunanlardan, yeniden bu Kanuna tabi olarak malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olanlar, yazılı olarak müracaat etmeleri halinde, aldıkları toptan ödemenin ödeme tarihi ile yazılı istek tarihi arasında geçen yıllar için her yılın gerçekleşen güncelleme katsayısı ile güncellenerek bulunan tutarın ilgiliye tebliğ tarihini takip eden ayın sonuna kadar ödemeleri halinde, bu hizmetler ihya edilerek bu Kanunun uygulanmasında dikkate alınır.
ÖLÜM SİGORTASINDA SAĞLANAN HAKLAR VE YARARLANMA ŞARTLARI
- Ölüm sigortasından aylığa hak kazanma koşulu; SSK’lılar için 5 yıldan beri sigortalı olup en az 900 gün, Bağ-Kur’lular için 5 tam yıl hizmet, kamu görevlileri açısından ise 10 tam yıl hizmet süresinin bulunmasını gerektirmektedir. (5510/32)
- Önceki sosyal güvenlik mevzuatına göre; hizmet süresinin 10 yıldan az olması nedeniyle aylık bağlanamayan dul ve yetimlere artık ölenin 5 yıl hizmetinin bulunması halinde dul ve yetimlerinin 1 Ekim 2008 tarihinden itibaren sonra yapacakları başvuru üzerine müracaat tarihini takip eden aybaşından itibaren aylık bağlanacaktır. Bu durum 5510 Sayılı Kanunla getirilen yeni bir hak olduğu için geçmişe yönelik bir ödeme söz konusu olmayacaktır.
- Kanunla hak sahibi kız çocuklarına çalışmamaları ve kendi çalışmalarından dolayı gelir ve aylık almamalarının yanısıra evli olmamaları şartıyla aylık bağlanacağı öngörülmüştür. Kız çocukları için herhangi bir yaş koşulu getirilmemiştir.
- Ölüm sigortasından sağlanan haklar şunlardır:
a) Ölüm aylığı bağlanması.
b) Ölüm toptan ödemesi yapılması.
c) Aylık almakta olan kız çocuklarına evlenme ödeneği verilmesi.
d) Cenaze ödeneği verilmesi.
En az 1800 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş veya 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için, her türlü borçlanma süreleri hariç en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup, toplam 900 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olmalıdır. (5510/32)
- Ölüm aylığının hak sahiplerine paylaştırılması;
(a) (08.05.2008 tarih ve 26870 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 5754 sayılı Kanunun 21’inci maddesiyle değişen bent) Dul eşine %50′si; aylık bağlanmış çocuğu bulunmayan dul eşine ise bu Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve (e) bentleri hariç bu Kanun kapsamında veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmaması veya kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olması halinde %75‘i
(b) Bu Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve (e) bentleri hariç bu Kanun kapsamında veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmayan veya kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış çocuklardan;
1) 18 yaşını, lise ve dengi öğrenim görmesi halinde 20 yaşını, yüksek öğrenim yapması halinde 25 yaşını doldurmayanların veya,
2) Kurum Sağlık Kurulu kararı ile çalışma gücünü en az %60 oranında yitirip malûl olduğu anlaşılanların veya,
3) Yaşları ne olursa olsun evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan kızlarının, her birine %25′i,
(c) (b) bendinde belirtilen çocuklardan sigortalının ölümü ile anasız ve babasız kalan veya sonradan bu duruma düşenlerle, ana ve babaları arasında evlilik bağı bulunmayan veya sigortalının ölümü tarihinde evlilik bağı bulunmakla beraber ana veya babaları sonradan evlenenler ile kendisinden başka aylık alan hak sahibi bulunmayanların her birine %50‘si,
(d) Hak sahibi eş ve çocuklardan artan hisse bulunması halinde her türlü kazanç ve irattan elde etmiş olduğu gelirinin asgari ücretin net tutarından daha az olması ve diğer çocuklarından hak kazanılan gelir ve aylıklar hariç olmak üzere gelir ve/veya aylık bağlanmamış olması şartıyla ana ve babaya toplam %25’i oranında; ana ve babanın 65 yaşın üstünde olması halinde ise artan hisseye bakılmaksızın yukarıdaki şartlarla toplam %25’i,”
oranında aylık bağlanır.
İSTEĞE BAĞLI SİGORTA ŞARTLARI, BAŞLANGICI, SONA ERMESİ, PRİMLERİ VE ÖDENMESİ
- İsteğe bağlı sigorta; kişilerin isteğe bağlı olarak prim ödemek suretiyle uzun vadeli sigorta kollarına ve genel sağlık sigortasına tabi olmalarını sağlayan sigortadır. (5510/50)
- İsteğe bağlı sigortalı olabilmek için uluslar arası sosyal güvenlik sözleşmelerinden doğan haklar saklı kalmak kaydıyla, Türkiye’ de yasal olarak ikamet edenler ile Türkiye’ de ikamet etmekte iken sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmamış ülkelerde bulunan Türk vatandaşlarından;
- 18 yaşını doldurmuş olmak,
- Kanuna tabi zorunlu sigortalı olmayı gerektirecek şekilde çalışmamak veya Kanunun 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı olarak çalışmakla birlikte, ay içinde 30 günden az çalışmak ya da tam gün çalışmamak,
- Kendi sigortalılığı nedeniyle aylık bağlanmamış olmak,
- İsteğe bağlı sigorta giriş bildirgesiyle Kuruma başvuruda bulunmak,
şartları aranır. (5510/50)
- İsteğe bağlı sigorta primi, Kanunun 82’ inci maddesine göre belirlenen prime esas kazancın alt sınırı ile üst sınırı arasında, sigortalı tarafından beyan edilecek prime esas aylık kazancın %32’ sidir. Bunun %20’ si malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi, %12’ si genel sağlık sigortası primidir.(5510/52)
Örnek: İsteğe bağlı sigortalı olmak isteyen sigortalı (A), kazanç olarak 638,70 YTL beyan etmiştir. Bu sigortalı, 638,70 x %20 = 127,74 YTL malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ve 638,70 x %12 = 76,64 YTL genel sağlık sigortası primi olmak üzere toplam 204,38 YTL isteğe bağlı sigorta primi ödeyecektir.
- Yapılan yeni düzenleme ile 30 günden az süreli işlerde çalışanlara eksik sürelerini isteğe bağlı sigortalı olarak tamamlamaları imkanı getirilmiştir.
SİGORTALILIK HALLERİNİN BİRLEŞMESİ
- Aynı anda birden fazla statüye tabi olmak gerekiyor ise yani 4/a, 4/b ve 4/c o zaman bunlar arasında 4/c var ise o statüden prim ödenir, yoksa 4/a veya 4/b ‘den önce başlayan devam ettiği sürece diğerine geçmek zorunda kalınmaz. Aynı anda birden fazla statüye prim ödenemez. Aynı anda birden fazla 4/a’ya prim ödenebilir .
- Sigortalının, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sigortalılık hallerinden birden fazlasına aynı anda tabi olmasını gerektirecek şekilde çalışması halinde; öncelikle aynı maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında, (c) bendi kapsamında çalışması yoksa ilk önce başlayan sigortalılık ilişkisi esas alınarak sigortalı sayılacak. Bu sigortalılık hali kesintiye uğrayıncaya kadar devam ettirilecek. Kesintiye uğraması halinde, sonra başlayan sigortalılık hali devreye girecek. Ancak 4/b kapsamında sigortalı sayılanlar kendilerine ait veya ortak oldukları işyerlerinden, Kanunun 4/(a) bendi kapsamında kendilerini sigortalı bildirilemezler. Böylece, 4/b (eski adıyla Bağ-Kur) kapsamında sigortalı sayılanlar, kendilerine ait veya ortak oldukları işyerlerinden dolayı, 4/a’ lı (SSK’lı) olarak bildirilemeyecekler.
- Sigortalının, sigortalı sayılmayı gerektiren statüsünden başka bir sigortalılık hali için prim ödemiş olması durumunda, ödenen primler esas alınan sigortalılık hali için ödenmiş ve esas alınan sigortalılık halinde geçmiş kabul edilecek. Örneğin, 4/b sigortalılığından dolayı prim ödemesi gerekirken 4/a sigortalısı olarak prim ödenmişse, ödenen primler geçerli olan statüye göre dikkate alınacak. (5754 sayılı Kanun Madde 53)
GENEL SAĞLIK SİGORTASI
- İkametgahı Türkiye’de olan kişilerden;
a) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının;
1) (a) ve (c) bentleri gereğince sigortalı sayılan kişiler,
2) (b) bendi gereğince sigortalı sayılan kişiler,
b) İsteğe bağlı sigortalı olan kişiler,
c) Yukarıdaki (a) ve (b) bentlerine göre sigortalı sayılmayanlardan…. (5510/60)
- Sağlanan Sağlık Hizmetleri; koruyucu sağlık hizmetleri, hastalık yada analık halinde, hekim tarafından yapılacak muayene, hekimin göreceği lüzum üzerine teşhis için gereken klinik muayeneler, laboratuar tetkik ve tahlilleri ile diğer tanı yöntemleri, konulan teşhise dayalı olarak yapılacak tıbbi müdahale ve tedaviler, yardımcı üreme yöntemi tedavileri, ağız ve diş muayenesi, diş çekimi, konservatif diş tedavisi ve kanal tedavisi, hasta takibi, diş protez uygulamaları.Sigortalının yurt içinde tedavisi mümkün değilse, tedavi yurtdışında sağlanır.
- 01.10.2008’den sonra 18 yaşını dolduran kız çocukları anne babalarının sağlık yardımlarından yararlanamayacak. Ancak, halen 18 yaşından büyük olup anne – basının sigortalılığı nedeniyle sağlık hizmetlerinden yararlanmakta olanların, çalışma ve evlenme gibi hallerle durumları değişmezse bu hakları sürecek.
- Yeni düzenleme ile aile içinde kişi başı geliri asgari ücretin üçte birinden az olması nedeniyle genel sağlık sigortası primini ödeme gücü olmayan vatandaşlarımızın primleri Devlet tarafından karşılanmak suretiyle sağlık hizmetlerinden yaralandırılmaları sağlanmaktadır.
- 18 yaşından küçük çocuklar, anne veya babalarının sigortalı olup olmadığına bakılmaksızın genel sağlık sigortası kapsamında olacaklar ve sağlık yardımlarından yararlanacaklardır.
- 1479 Sayılı Kanunda esnaf ve sanatkarlar ile ailelerinin sağlık yardımlarından yararlanabilmeleri için hiç prim borcu olmaması gerekmekte iken kanun ile prim ödeme yükümlülükleri, takip eden aydan başlatılmak ve 1 ay prim borcunu aksatmaları durumunda dahi sağlık yardımlarından yararlanma imkanı getirilmiştir.
- Sağlık hizmetlerinden yararlanabilmek için son bir yıl içerisinde 30 gün prim ödemiş olmak yeterlidir. (Her statü için geçerli bir hüküm) (5510/67.Madde)
- Zorunlu sigortalılığın sona ermesinden itibaren 10 gün süre ile genel sağlık sigortasından yaralanılır, bu kişiler sigortalılık niteliğini yitirdikleri tarihten geriye doğru bir yıl içinde 90 gün zorunlu sigortalılıkları varsa, sigortalılık niteliğini yitirdikleri tarihten itibaren 90 gün sağlık hizmetlerinden yararlanır.(5510/67. madde)
- Mevcut uygulamada işsizlik ödeneği ödenen sürelerde sigortalılar hastalık sigortası yardımlarından yararlanmaktadırlar. Kanunda işsizlik ödeneği ödenen sigortalılar genel sağlık sigortalısı sayılmakta ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişiler de genel sağlık sigortasından yararlanabilme imkanına kavuşmaktadırlar.
- Sağlık hizmeti sunucularının alabilecekleri fark ücretine sınırlama getirilecektir. Hastaneler, belirlenen fiyatın %10 ila %30’ u arasında kadar fark ücreti alabilecek. Kamuya ait sağlık hizmeti sunucuları ise sadece otelcilik hizmeti ve istisnai sağlık hizmetlerinden fark ücreti alabilecek, bunun dışındaki sağlık hizmetlerinden fark ücreti alamayacaktır.
- SGK ile anlaşması olsun veya olmasın özel hastaneler acil hallerde hastalara bakmak zorundalar. Anlaşma yok diyemezler. Fark ücret talep edemezler. Hizmet bedelini daha sonra SGK’nın belirlediği tarife üzerinden SGK’ya fatura edeceklerdir.
- Yeşil Kart uygulaması 01.10.2008 tarihinden itibaren 2 yıl süre ile daha devam edecek sonrasında kalkıyor. (5510/Geçici 12.Madde)
- BAĞ-KUR’luların sağlık hizmetlerinden yararlanabilmesi için en fazla 60 günlük borçlarının bulunması halinde bile sağlık imkanlarından yararlanmaları imkanı getiriliyor. İş kazası, meslek hastalığı ve acil hallerde borcu olup olmadığına bakılmayacaktır. (5510/67.Madde)
- Sigortalılar sözleşmeli kamu ve özel sağlık hizmeti sunucularından istediklerine müracaat edebileceklerdir. Kaldı ki bugün acil hallerde sözleşmesiz sağlık kuruluşlarına da gidilebilecektir.
- Aile içindeki kişi başına geliri asgari ücretin 1/3’ ünden az olanların, vatansızlar ve sığınmacıların, 65 yaş veya özürlü aylığı, şeref aylığı, vatani hizmet aylığı, terörle mücadele aylığı alanların, harp malullerinin, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu tarafından bakılan çocukların, köy kurucularının, dünya ve olimpiyat şampiyonlarının Genel Sağlık Sigortası Primleri devlet tarafından karşılanır. (5510/60)
- Prim ödeme yükümlüsü olduğu halde sağlık hizmeti sunucusuna başvurduğu tarih itibariyle 60 günden az prim borcu bulunanların sağlık hizmetlerinden yararlanmaması söz konusu değildir. Ayrıca, 18 yaşını doldurmamış olan kişiler, tıbben başkasının bakımına muhtaç olan kişiler, acil haller, iş kazası ile meslek hastalığı halleri, bildirimi zorunlu bulaşıcı hastalıklar, koruyucu hekimlik hizmetlerinde, analık hallerinde, afet ve savaşta ve grev ve lokavt durumlarında prim borcuna ve prim ödeme gün sayısına bakılmaksızın tedavileri sağlanmaktadır.
- Genel sağlık sigortalısının, sigortalı veya isteğe bağlı sigortalı sayılmayan, kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olan;
- Eşi,
- 18 yaşını, lise ve dengi öğrenim görmesi halinde 20 yaşını, yüksek öğrenim görmesi halinde 25 yaşını doldurmamış ve evli olmayan çocukları ile yaşına bakılmaksızın çalışma gücünü en az %60 oranında yitirdiği kurum sağlık kurulu tarafından tespit edilen evli olmayan çocukları,
- Her türlü kazanç ve irattan elde ettiği gelirinin asgari ücretin net tutarından daha az olan ve diğer çocuklarından sağlık yardımı almayan ana ve babası,
Genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişi olarak kabul edilir.
- Oturma izni almış yabancılar:
Kanunun 60’ıncı maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde sayılan mütekabiliyet esası da dikkate alınmak şartıyla oturma izni almış yabancı ülke vatandaşlarından yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında sigortalı olmayan ve Kanunun 4’üncü maddesi kapsamında zorunlu sigortalı sayılmayan kişilerden,Türkiye’ de toplam bir yıldan fazla süreyle yerleşik olanlar, Türkiye’ deki yerleşim süresinin bir yılı geçtiği tarihten itibaren genel sağlık sigortalısı sayılacaktır.
PRİMLERE İLİŞKİN HÜKÜMLER
- 5510 Sayılı Kanunun 4’ üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılanları çalıştıran; Özel nitelikteki işyeri işverenleri, cari aya ilişkin olarak düzenleyecekleri asıl, ek veya iptal nitelikteki aylık prim ve hizmet belgelerini, en geç belgenin ilişkin olduğu ayı izleyen ayın 23’ ünde, kuruma gönderecektir. Belgenin gönderilmesi gereken sürenin son gününün resmi tatile rastlaması halinde aylık prim ve hizmet belgesi, son günü izleyen ilk iş günü saat 23:59‘a kadar kuruma gönderilebilecektir. (28 Eylül 2008 tarih 27011 sayılı Resmi Gazete, Aylık Prim ve Hizmet Belgesinin Sosyal Güvenlik Kurumuna Verilmesine ve Primlerin Ödenme Sürelerine Dair usul ve esaslar Hakkında Tebliğ)
- Emekli olup 4/a kapsamında çalışan ve emekli maaşının kesilmemesi yönünde tercihte bulunanlardan %30 + İş kazası oranında SGDP kesilir. Bunun %7,5’u işçiye geri kalanı işverene aittir.
- SSK, BAĞ-KUR, EMEKLİ SANDIĞI emeklisi olup4/b sigortalısı olmayı gerektirecek bir iş yapanların maaşlarından 01.10.2008 tarihinden itibaren %12 prim kesilir. Bu oran her yıl 1 puan artırılarak %15’ e kadar çıkarılır. (5510/30. Madde)
- 4/b kapsamında prim ödeyenlerde basamak sistemine göre değil SSK taban (638,70 YTL) ile tavan (4.151,70 YTL) arasında istedikleri rakam üzerinden prim ödeyecekler. Prim oranı %32 + İş kazası oranıdır. Yalnız bu kişiler çalıştırdıkları işçilerden en yüksek ücret alan kişinin 30 günlük prime esas kazancından aşağı matrah üzerinden prim ödeyemezler. Eski basamak sistemine göre prim ödeyenler 01.10.2008 ile 31.12.2008 tarihleri arasında SGK’ya hangi rakam üzerinden prim ödeyeceklerini bir dilekçe ile bildirmek zorundadırlar yoksa 01.01.2009’dan itibaren BAĞ-KUR primi ödedikleri basamağın geliri tutarı üzerinde ödemek zorundalar. (5510/80.Maddesi ve Yönetmelik Geçici Madde7/5)
- Prim oranları; kısa vadeli sigorta kolları primi ( iş kazası ve meslek hastalığı): %1 ile %6,5 oranları arası (Bu primin tamamını işveren öder), Malullük, yaşlılık, ölüm prim oranı %20 oranı (%9 sigortalı, %11’i işveren hissesi), Genel Sağlık Sigortası %12,5 (%5’i sigortalı %7,5 işveren hissesi) ancak işveren payına bazı şartlara uymak kaydıyla 01.10.2008’den itibaren 5 puan indirim tanınıyor.(devlet karşılıyor.) Bu şartlar prim borcu bulunmamak, primlerini düzenli ödemek, sigortasız işçi çalıştırdığı ile ilgili tespit bulunmamak gibidir.(5510/81 – I)
- İşsizlik sigortası prim oranı %1 sigortalı, %2 işveren ve %1 devlet payları şeklindedir.(4447/49. Madde)
- 4/b kapsamında zorunlu veya isteğe bağlı prim ödeyenler isterlerse en fazla 360 günlük primlerini peşin ödeyip erken ödeme indirimi alabilirler. (5510/88. Madde)
- İşverenler, ülkemizle sosyal güvenlik sözleşmesi bulunmayan ülkelere götürdükleri Türk işçileri için işyerinin tehlike derecesine göre %1 ila 6,5 arasında kısa vadeli sigorta kolları primi ile %5‘i sigortalı, %7,5’i işveren hissesi olmak üzere %12,5 oranında genel sağlık sigortası primi ödeyeceklerdir. İşçilerin uzun vadeli sigorta kollarına tabi olmayı istemeleri halinde, haklarında isteğe bağlı sigorta hükümleri uygulanacaktır.
- 01.07.2008 tarihinden geçerli olmak üzere 18 yaşından büyük ve 29 yaşından küçük olanlar ile yaş şartı aranmaksızın 18 yaşından büyük kadınlardan; bu maddenin yürürlük tarihinden önceki altı aylık dönemde prim ve hizmet belgelerinde kayıtlı sigortalılar dışında olması şartıyla, bu maddenin yürürlük tarihinden önceki bir yıllık dönemde işyerine ait prim ve hizmet belgelerinde bildirilen ortalama sigortalı sayısına ilave olarak bu maddenin yürürlük tarihinden itibaren bir yıl içinde işe alınan ve fiilen çalıştırılanlar için; prime esas kazanç alt sınırı üzeriden hesaplanan sigorta primine ait işveren hisselerinin;
a) Birinci yıl için yüzde yüz
b) İkinci yıl için yüzde sekseni,
c) Üçüncü yıl için yüzde altmışı,
d) Dördüncü yıl için yüzde kırkı,
e) Beşinci yıl için yüzde yirmisi,
İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanır. (4447/Geçici 7)
- Eğer işveren, kontenjan fazlası özürlü çalıştırıyorsa, ya da yükümlü olmadıkları halde özürlü çalıştırıyorsa, bu şekilde çalıştırdıkları her bir özürlü için prime esas kazanç alt sınırı üzerinden hesaplanan sigorta primine ait işveren hisselerinin yüzde ellisi hazinece karşılanır.
- BAĞ-KUR yani 4/b kapsamında prim ödemesi gerektiği halde ödemeyenler 01.10.2008 tarihinden itibaren 6 ay içinde talepte bulunup ve kendisine tebliğ tarihinden itibaren 6 ay içerisinde borçlarını ödemezler ise bir daha 01.10.2008 tarihinden önceki süreleri borçlanamazlar. (5510/Geçici Madde/8)
- İşveren tarafından sigortalılar için özel sağlık sigortalarına ve bireysel emeklilik sistemine ödenen ve aylık toplamı asgari ücretin %30’unu geçmeyen özel sağlık sigortası primi ve bireysel emeklilik katkı paylarından SSK primi kesilmez. (5510/80.Madde)
- Sigortalıların işverenleri tarafından geçici görevle yurt dışına gönderilmeleri halinde, bu görevleri yaptıkları sürece, sigortalıların ve işverenlerin sosyal sigortaya ilişkin hak ve yükümlülükleri devam eder. Dolayısıyla işveren bu sigortalılar için gerekli primleri ödemeye devam eder.
- Kurumun prim ve diğer alacakları ödeme süresinin dolduğu tarihi takip eden takvim yılı başından başlayarak on yıllık zamanaşımına tabidir. Yönetmelikte defter ve belgelerin muhafaza yükümlülüğü beş yıldır. Ancak bu belgeleri 10 yıl saklamak gerekecektir.
ORTAK VE ÇEŞİTLİ HÜKÜMLER / İDARİ PARA CEZALARI VE FESİH HÜKÜMLERİ
- 01.10.2008 tarihinden itibaren ilk işe girişler de E-bildirge sisteminden verilebilecek. T.C. numarası ile bunların sigorta numaralı T.C. kimlik numaraları olacak.
- İdari para cezalarına karşı itiraz 15 gün içinde önce kuruma yapılır.. Kuruma itirazı reddedilenler kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde yetkili idare mahkemesine başvurabilir. Kuruma itiraz takibi durdurur. Mahkemeye yapılan itiraz idari para cezasının takip ve tahsilini durdurmaz.(5510/102.Madde)
- Sigortalının otuz günden az çalıştığını gösteren bilgi ve belgelerin Kuruma verilmemesi veya verilen bilgi ve belgelerin Kurumca geçerli sayılmaması halinde, otuz günden az bildirilen sürelere ait primler Kurumca re’ sen tahakkuk ettirilerek tahsil edilecektir. (5510/86)
- Kurumun prim ve diğer alacakları süresi içinde ve tam olarak ödenmezse, ödenmeyen kısmi sürenin bittiği tarihten itibaren ilk üç aylık sürede her bir ay için %3 oranında gecikme cezası uygulanarak artırılır. Ayrıca, her ay için bulunan tutarlara ödeme süresinin bittiği tarihten başlamak üzere borç ödeninceye kadar her ay için ayrı ayrı Hazine Müsteşarlığınca açıklanacak bir önceki aya ait Yeni Türk Lirası cinsinden iskontolu ihraç edilen Devlet iç borçlanma senetlerinin aylık ortalama faizi bileşik bazda uygulanarak gecikme zammı hesaplanır. Ancak, ödemenin yapıldığı ay için gecikme zammı günlük hesaplanır.
- Kurumun prim ve diğer alacaklarının süresi içinde ödenmemesi halinde, kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici ve yetkilileri ile kanuni temsilcileri Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmuşlardır. Dolayısıyla, sigorta primlerinin haklı bir neden olmaksızın ödenmemesi halinde, işveren ile birlikte kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin ise şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri aleyhine icra takibine geçilecektir.
- Aylık Prim ve Hizmet Belgesini işyerinde ilan etmeyen işveren hakkında, aylık asgari ücretin iki katı tutarında İdari para cezası uygulanır.
İŞ KANUNU’NA İLİŞKİN HÜKÜMLER
- 5763 Sayılı kanun ile 50 veya daha fazla işçi çalıştıran işverenlerin terör mağduru ve eski hükümlü çalıştırma zorunluluğu kaldırılmıştır. Bunların %3 özürlü çalıştırma yükümlülüğü devam etmektedir. (4857/30)
- Bu kanunla ücretlerin bankalar vasıtasıyla ödenmesi öngörülerek, Kuruma da bankalardan bilgi ve belge isteme hakkı getirilmiştir. Bu durumda, işverenlerin çalıştırdıkları işçilerin prime esas kazançlarını olduğundan daha az göstermeleri imkanı ortadan kalkacaktır.
- Kıdem tazminatı için bir fon henüz kurulmadı. 4857 sayılı İş Kanunu’ nun 120 ve geçici 6. maddesi gereği “Kıdem tazminatı için bir kıdem tazminatı fonu kurulur. Kıdem tazminatı fonuna ilişkin Kanunun yürürlüğe gireceği tarihe kadar işçilerin kıdemleri için 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14. maddesi hükümlerine göre kıdem tazminatı hakları saklıdır.” Hükmünü içeren yasal düzenlemede bir değişiklik olmamıştır. Diğer bir ifadeyle kıdem tazminatına ilişkin eski uygulama devam ediyor.
- İşe iadede işveren işçinin başvurusuna rağmen işe başlatmaz ise ihbar ve kıdem tazminatı dışında işçiye en az 4 veya en çok 8 aylık ücreti tutarında tazminat ödemekle yükümlüdür.
- İşveren hafta tatilinde çalışma talebini kabul etmeyen işçiyi haklı nedenle de tazminatsız olarak işten çıkaramayacağı gibi geçerli nedenle de çıkaramaz. Kanunun emredici nitelikte bu hükmünün aksinin sözleşmelerle dahi kararlaştırılması mümkün değildir. Bir başka deyişle işveren işçisine hafta tatili vermek zorundadır. Hafta tatilinde çalıştığının ispatı işçiye aittir. Hafta da bir gün izin kullandırdığının ve/veya ücretinin ödendiği ise ispatı ise işverene aittir. (4857/44)
- İşçi işyeri ilgili bir suçtan dolayı tutuklanmış örneğin; İşyerinde arkadaşı ile kavga etmiş ve arkadaşını yaralamış, cezasını ertelenmeyen, yedi günden fazla hapisle cezalandırılmış ise İş Kanunu’ nun, 25/II. Maddesi gereği iş sözleşmesi son bulacak ve kıdem tazminatına hak kazanmayacaktır. İşverenin işyeri ile ilgili bir suçtan tutuklanan işçiyi derhal işten çıkarabilecektir. Önel süresini beklemesine gerek yoktur.
- İşyeri ile ilgisi bulunmayan bir suçtan işçinin gözaltına alınması veya tutuklanması durumunda, yukarıda belirtilen bildirim süreleri kadar bir zaman geçmiş ve işçi işine dönmemişse işveren bu sürenin sonunda işçinin işten çıkışını verebilecektir. İşyeri ile ilgisi bulunmayan bir suçtan tutuklanması nedeniyle iş sözleşmesi feshedilen işçinin bir yıldan fazla hizmetinin olması halinde kıdem tazminatı ödenecektir. İşçiye ihbar tazminatı ödenmeyecektir.
- Kötü niyet tazminatı işverenin fesih hakkını işçiye zarar vermek amacıyla kullanmasının bir yaptırımıdır. İşveren iş sözleşmesinin bildirim şartına uymaksızın sona erdirmiş ise kötü niyet tazminatı yanında ayrıca bildirim süresine ilişkin ücret tutarında bir (ihbar) tazminat daha ödeyecektir. Diğer bir ifadeyle ihbar tazminatı ödenmemişse kötü niyet tazminatı ihbar süresinin dört katı olarak ödenecektir.
- Hamilelik gerekçesiyle kadın işçinin işten çıkarılması ayrımcılıktır ve işverenin eşit davranma ilkesine de aykırılık teşkil eder. İş Kanunu, eşit davranma ilkesine aykırılığa para cezası ile yaptırım getirmiştir. Hamilelik gerekçesiyle iş sözleşmesi sona erdirilen işçi, iş güvencesi hükümlerinden ancak; altı aylık kıdemi olması ve işyerinde otuz veya daha fazla işçi çalışması koşulu ile yararlanır. Hamilelik gerekçesiyle iş sözleşmesi sona erdirilen işçi, iş güvencesi hükümlerinden yararlanacak şartlara haiz değilse yani, altı aylık kıdemi yoksa veya işyerinde otuz ve üzerinde işçi çalışmıyorsa diğer hakları dışında kötü niyet tazminatına da hak kazanacaktır. (4857/5)
- İşçi alımında Ek-1 işçi bildirim listesini, işçi çıkartılması halinde ise Ek-2 işçi bildirim listesini izleyen ayın 15’ine kadar Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına bildirme zorunluluğu devam ediyor. Yeni bir yasal düzenleme yapılmadı. 08.02.2008 tarihinden sonra; Bildirim yükümlülüğüne uymayan, yani işçi alımında Ek-1 işçi bildirim listesini, işçi çıkartılması halinde ise Ek- 2 işçi bildirim listesini izleyen ayın 15’ine kadar Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına bildirmeyen işverenler hakkında her işçi için 150 YTL para cezası uygulanmaktadır.
- İşten ayrılan işçiye işveren tarafından işinin çeşidinin ne olduğunun ve süresini gösteren bir belge verilmesi zorunludur. Çalışma Belgesi hukuken geçerli bir ehliyet niteliğinde olmayıp bonservis niteliğindedir. Çalışma Belgesi iki suret düzenlenir işçi bir suretini aldığına dair not düşerek imzalar ya da Çalışma Belgesinin verildiğine dair işveren ve işçi tarafından imzalı bir tutanak düzenlenir. (4857/28)
- Ulusal Bayram ve genel tatil günleri, 2429 sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanunda belirtilmiştir. Bir takvim yılı içerisinde 13,5 gün Ulusal Bayram ve genel tatil günü vardır. Ulusal bayram ve genel tatil olarak kabul edilen günlerde işçilere, işveren tarafından bir iş karşılığı olmaksızın bir gündelik tutarında ücret ödenir. Tatil yapmayarak çalışırlarsa ayrıca çalışılan her gün için bir günlük ücreti ödenir. Bu ücrete genel tatil ücreti denir.