Ali Hepşen
İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi
Finans Anabilim Dalı Öğretim Üyesi alihepsen@yahoo.com
KRAL 2’NCİ TUSH’UN BÜYÜSÜ SÖNEN ÜLKESİ
Evvel zaman içinde uzak diyarlarda Kral 2nci Tush yönetiminde son derece güçlü ekonomisiyle bilinen, kapitalizmin kalesi olarak da değerlendirilen bir ülke varmış. Bu ülkede insanlar mutlu mesut şekilde yaşamlarını sürdürür, daha çok kazanır, daha çok harcarlarmış. O kadar çok harcar o kadar çok harcarlarmış ki, bazen gelirlerinin ne olduğu önemli olmazmış. Nasıl olsa ülkede faiz oranları düşük, nasıl olsa bankalar önüne gelene kredi açarmış. Bununla da kalınmamış, Kral 2nci Tush son defa seçilmeden önce halkına vaatte bulunmuş ve özellikle alt gelir grubu ailelerle azınlıkların konut edinmelerine yönelik olarak önemli vergi teşvikleri sağlamış…
Ülkede kişilerin gelirlerine bakılmaksızın uzun vadeli ağırlıklı olarak değişken faizli bol keseden konut kredileri açılmış, bunlar nasıl olsa ödenir mantığı tüm bankacılık sektörüne hâkim olmuş. Bankacılık sektörünün cingöz finansçıları ve fırsatçı bankaları bununla da kalmamış, verdikleri kredi karşılığında ipotek koydukları konutları dayanak varlık kabul eden menkul kıymetleri ihraç etmiş, bu menkul kıymetler de ülke içinde ve dışındaki bankalar tarafından kapışılmış.
Ülkedeki saadet zincirinde işler, konut kredisi kullanan kişilerin faiz giderlerini, menkul kıymetleştirme sonucunda ortaya çıkan menkul kıymeti elinde bulunduran yatırımcılara faiz geliri olarak aktarmaya dayalıymış. Ülkede gevşek para politikası uygulandığı için birçok varlığın fiyatı arttığı gibi, konut fiyatları da artmış; konut alan mutlu, kredi veren banka mutlu, menkul kıymet ihraç eden mutlu, bunları alan yatırımcılar çok mutluymuş. Kral 2nci Tush’un ülkesinde ve diğer uzak ülkelerde herkes çok mutluymuş…
Ama gün gelmiş, kapitalizmin kalesinde olanlar olmuş, ülkenin büyüsü yavaş yavaş sönmeye başlamış. Ülkede alt gelir grubunda yer alan kesime çoğunlukla ilk 2 yılı sabit faiz ödemeli, geri kalan yıllarda ise piyasa faiz oranlarına endeksli değişken faizli konut kredileri verilmiş. Durum böyle olunca, Kral’ın ülkesinde faiz oranlarının %1,5’lardan %5’e doğru hareketlenmesi, kredi kullanan alt gelir grubunu etkilememiş. Ancak, aradan geçen iki yılın sonunda alınan kredilerin yapısı sabitten değişkene dönünce ve kişilerin gelirleri de aynı dönem içerisinde artmayınca, kredi geri ödemelerinde zorluklar ortaya çıkmış. Tüm bunlarla birlikte ülkede zamanla konut talebi azalmaya başlamış ve konut fiyatları düşmüş. Kredilerin geri ödemelerinde sorun çıkınca ve ipotek teminatları da hızla değer kaybedince, bu tür kredileri teminat (colleteral) göstererek yeni kredilere para bulmak için menkul kıymet ihraç eden kurumlar da zora girmiş. Ve tabi en önemlisi bu zincirin son halkası olan, bu tür menkul kıymetleri satın alan hedge fonlar da finansal sıkıntıyla karşılaşmışlar. Sonuçta ise, ülkenin anlı şanlı banka ve kurumları tek tek dükkânlarını kapatmaya ya da anahtarlarını devlete teslim eder hale gelmişler.
Gelinen noktada Kral 2nci Tush hükümdarlığının bu son döneminde şimdi herkes büyüsü sönen ülkeyi kurtarma telaşında, bakalım bundan sonra ne olacak?