Ali Hepşen
İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi
Finans Anabilim Dalı Öğretim Üyesi [email protected]
GAYRİMENKUL SEKTÖRÜNE FARKLI BİR BAKIŞ: GAYRİMENKUL YATIRIM ORTAKLIKLARI
Yıllar itibariyle hızlı nüfus artışı, bölünen aileler, kentleşme olgusu, gelir düzeylerinin yükselişi ve hızla gelişen inşaat teknolojisi gibi nedenlerden dolayı gayrimenkul sektöründe yaşanan yoğun talebe rağmen finansman konusunda yaşanan sıkıntılar sektörde farklı arayışlara gidilmesine, farklı bakış açılarının gündeme gelmesine neden olmuştur. İşte bu noktada gayrimenkul sektörü ile finans sektörünün bir araya getirilmesine yönelik olarak ilk uygulamaları Amerika Birleşik Devletleri’nde görülen gayrimenkul yatırım ortaklıkları (GYO) ülkemizde de kurulmaya ve hisse senetleri İMKB’de işlem görmeye başlamıştır. Bu doğrultuda Türkiye’de ilk GYO 1995 yılında kurulmuş olup, bugün itibariyle toplam GYO sayısı 14’ü bulmuş durumdadır.
GYO’lar, özünde, gayrimenkullere ve gayrimenkullere dayalı sermaye piyasası araçlarına, gayrimenkul projelerine, gayrimenkule dayalı haklara ve sermaye piyasası araçlarına yatırım yapmak amacıyla faaliyetlerde bulunabilen sermaye piyasası kurumlarıdır. Bu kurumlar en az %49 oranında halka açık olmak zorunda olup, bunların emlakçılık, danışmanlık ve inşaat işleri ile uğraşmaları kanunen yasaklanmıştır.
GYO’lar, halka açılmak suretiyle çok sayıda yatırımcıdan topladıkları kaynakları bir havuzda toplayarak bunlarla değerli ve yüksek tutardaki gayrimenkul yatırımlarını gerçekleştirmektedirler. Böylece bireysel yatırımcılara kendi tasarruflarıyla yapamayacakları büyük gayrimenkul yatırımlarında dolaylı şekilde pay sahibi olma şansı verilirken, farklı projelere çeşitlendirilmiş bir portföy mantığı ile yatırım yapılabilmesinden dolayı yatırım riski düşürülebilmektedir. Bu şekilde GYO şirketleri hem gayrimenkul projelerine kurumsal ilkelerle profesyonel bir şekilde yatırım yaparak bireysel yatırımcılara kendilerinde olmayan bir ekspertizden faydalanma imkânı vermekte hem de doğrudan gayrimenkul yatırımlarında kolay olmayan likiditasyon imkânını hisse senetlerinin Borsa’da satılabilmesi yoluyla kolaylaştırmaktadırlar.
Ülkemiz insanının tasarruflarının büyük bölümünün gayrimenkullerden oluştuğu göz önünde bulundurulduğunda, gayrimenkul sektörüne sermaye piyasalarından kaynak aktarılması çok büyük önem taşımakta olup, GYO’ların gelişiminin gayrimenkul sektörünün geleceği açısından dikkatlice izlenmesi her zaman faydalıdır.
Son olarak, özellikle gerçekleştirdiği başarılı projelerle çok önemli işlere imza atan ve gayrimenkul sektörü içerisinde ciddi bir paya sahip olan EMLAK GYO’nun da halka açılma çalışmalarını sonlandırmasını sektörün gelişimi açısından umutla beklediğimizi ifade etmeliyim.