İcra Dairelerince Avukatlara Ödenen Vekalet Ücretleri
Talha APAK
Yeminli Mali Müşavir
t.apak@apakymm.com
- Giriş:
Bir kuruma hizmet akdi ile ücretli olarak (sözleşmeli) çalışan bir avukat serbest meslek kazancı yerine ücret geliri elde etmiş sayılmaktadır. Karşı taraftan alınan bir vekalet ücretinin, işveren tarafından ücretlisi durumunda olan avukatına intikal ettirilmesi durumunda, ilgili olduğu ayın ücret matrahına dahil edilerek Gelir Vergisi Kanunu’nun ücret ile ilgili hükümlerine göre vergilendirilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla, ilgili avukat bağlı olduğu kurumdan ücret dışında, mahkemelerce hükmolunan avukatlık ücreti elde etmesi halinde ücret geliri elde etmiş sayılmaktadır. Ancak, avukat Gelir Vergisi Kanunu’nun 2’nci maddesi kapsamında mükellefiyet kaydı bulunan bir serbest meslek erbabı ise, mahkemelerce hükmolunan avukatlık ücreti elde etmesi halinde serbest meslek kazanancı elde etmiş sayılmakta ve elde ettiği bu tür gelirleri için de serbest meslek makbuzu düzenlemek zorundadır. [Talha APAK, İCRA DAİRELERİNCE ALACAKLI TARAF AVUKATINA ÖDENMESİNE KARAR VERİLEN VEKALET ÜCRETLERİNİN BELGELENDİRİLMESİNİ DÜZENLEYEN VUK-356 SERİ NOLU GENEL TEBLİĞİN İLGİLİ BÖLÜMÜ DANIŞTAY TARAFINDAN DURDURULDU, www.alomaliye.com, 08 Ağustos 2006]
Gelir Vergisi Kanunu ve Vergi Usul Kanunu’nun ilgili maddeleri; kimlerin serbest meslek erbabı sayılacağını, hangi kazançların serbest meslek kazancı sayılacağını, serbest meslek kazançlarının nasıl belgelendirileceğini ve vergilendirileceğini belirlemiş bulunmaktadır. Buna rağmen, mahkemelerce hükmolunan avukatlık ücreti elde eden avukatların gelirlerinin belgelendirilmesi ve beyanı konusunda, sık sık mevzuat değişikliği sonucu bazı tereddütler ve hatalı işlemler ile karşılaşılmaktadır.
Konu ile ilgili, Maliye Bakanlığı’nca 23 Şubat 2006 tarih, 26089 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 356 Seri Nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği sonrası bazı tereddütleri gidermek için, Gelir İdaresi Başkanlığı-İstanbul Vergi Dairesi başkanlığı’nın Adalet Komisyonu Başkanlığı ve Başsavcılıklara göndermiş bulunduğu, 23.03.2006 tarih, 4994 sayılı yazıları bulunmaktadır. Daha sonra, Danıştay 4. Dairesi, E. 2006/2026 sayılı dosya kapsamında 20.6.2006 tarihli ara kararı ile 356 Seri Nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin konumuza ilişkin (B) maddesinin yürütülmesini durdurmuştur. Nihayet, Maliye bakanlığı’nca 11.09.2007 tarih, 26089 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 375 Seri Nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile eleştiri konusu olan ve yürütmenin durdurulmasına neden olan husus yeniden düzenlenmiş bulunmaktadır.
Yukarıdaki düzenlemeler dışında ayrıca, Gelir İdaresi Başkanlığı-İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı-Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü’nün 11.04.2008 tarihli yazımız konusunu oluşturan özelgesi de, konunun tamamına önemli bir açıklama ve çözüm getirmiş bulunmaktadır.
- VUK nun 356 Seri Nolu Genel Tebliği ile Getirilen Düzenleme ve Danıştay’ın Yürütmeyi Durdurma Kararı
Son zamanlarda, serbest meslek erbabı avukatlar nezdinde yapılan inceleme ve vergi denetimleri sonucu; ”icra dairelerince alacaklı taraf avukatına ödenmesine karar verilen vekalet ücretlerinin belgelendirilmesi ve vergilendirilmesi” konusunda bazı tereddütler ve hatalı işlemler ile karşılaşılmış bulunulduğundan, Maliye Bakanlığı’nca 23 Şubat 2006 tarih, 26089 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 356 Seri No.lu Vergi Usul Kanunu Genel tebliği’nin (B) bölümünde aşağıdaki düzenleme yapılmış bulunmaktadır.
Bakanlığımıza intikal eden olaylardan, icra dairelerince borçludan alınarak, müvekkili adına takibat yapan alacaklı taraf avukatına ödenmesine karar verilen avukatlık (vekalet) ücretlerinin belgelendirilmesi hususunda tereddüde düşüldüğü anlaşılmıştır.
Vergi Usul Kanununun Mükerrer 257’nci maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye dayanılarak bundan böyle söz konusu avukatlık ücretlerinin belgelendirilmesinde aşağıdaki hususlara uyulması zorunluluğu getirilmiştir.
İcra dairelerince borçludan alınarak müvekkili adına takibat yapan alacaklı taraf avukatına ödenmesine karar verilen avukatlık (vekalet) ücretinin avukata ödendiği anda, avukat tarafından borçlu adına en az 2 nüsha serbest meslek makbuzu düzenlenecek ve makbuzun avukatta kalan nüshasına da icra dairesince ödemenin yapılmış olduğuna dair bir şerh düşülerek, ödemeyi yapan memur tarafından (sicil numarası da yazılarak) imzalanacaktır.
Yukarıda belirtilen şekilde yetkili memura imzalattırılmadığı tespit edilen her bir serbest meslek makbuzu için ayrı ayrı Vergi Usul Kanunu’nun 352-II/7’nci maddesine göre söz konusu avukat adına usulsüzlük cezası kesilecektir .
Ancak,
Avukatların dava veya icra takiplerinde haklı çıkmaları dolayısıyla ihtilafın karşı taraftan yasalar uyarınca tahsil ettikleri meblağların gelir vergisi ve katma değer vergisi karşısındaki durumu zaten tartışmalı iken çıkartılan bu genel tebliğ ile getirilen düzenleme, uygulamada pek çok sıkıntı ve duraksamalara yol açmıştır. Gerek bu duraksama ve sıkıntılar gerekse icra dairelerinin farklı farklı uygulamalar yapması, aynı zamanda pek çok tartışmalı özelgelere de konu olmuştur. Nihayet Danıştay 4. Dairesi, E. 2006/2026 sayılı dosya kapsamında 20.6.2006 tarihli ara kararı ile 356 sayılı genel tebliğin konumuza ilişkin (B) maddesinin yürütülmesini durdurmuştur.
Söz konusu yürütmeyi durdurma kararı, gerekçesi ile birlikte aşağıdaki gibidir;
“Mükerrer 257. maddede verilen yetkinin kapsamının maddede sayılmış olan kanunlarla sınırlı olduğu, açıkça yetki verilmemiş bir konuda idarenin düzenleme yetkisi bulunduğundan söz edilemeyeceği, ayrıca yasada düzenlenmiş olan bir konuda idari düzenleyici işlemle yasadaki düzenlemeye ters düşen farklı bir uygulama getirilemeyeceği, bunun verginin kanuniliği ilkesi ile de bağdaşmayacağı açıktır.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun makbuz mecburiyeti başlıklı 236. maddesinde, serbest meslek erbabının mesleki faaliyetlerine ilişkin her tür tahsilatı için iki nüsha serbest meslek makbuzu tanzim etmek ve bir nüshasını müşteriye vermek, müşterinin de bu makbuzu istemek ve almak mecburiyetinde olduğu, makbuz muhteviyatı başlıklı 237. maddede, serbest meslek makbuzlarına; 1. makbuzu verenin adı soyadı veya ünvanı ve adresi; 2. müşterinin adı soyadı veya unvanı ve adresi; 3. alınan paranın miktarı; 4. paranın alındığı tarihin yazılacağı ve bu makbuzların serbest meslek erbabı tarafından imzalanacağı, serbest meslek makbuzlarının seri ve sıra numarası dahilinde teselsül ettirileceği belirtilmiştir.
213 sayılı kanunun 236 ve 237. maddelerinde serbest meslek makbuzlarına ilişkin ayrıntılı düzenlemelere yer verilmiş, serbest meslek makbuzunun hangi şartlarda kime ve nasıl düzenleneceği açıkça gösterilmiş, ihtiva etmesi gereken bilgiler tek tek sayılmıştır. Buna göre serbest meslek makbuzu, ancak müşteri adına düzenlenebilecek ve sadece avukat tarafından imzalanması yeterli olacaktır. Maliye Bakanlığına kanunla açıkça düzenlenmiş olan bu konuda yeni bir düzenleme yapması konusunda yetki verilmiş olduğu düşünülemez.
Bu durumda, serbest meslek makbuzuna ilişkin yasal düzenlemeler arasında yer alamayan ve kanunda belirtildiği şekilde avukatın müşterisi olmayan karşı taraftan icra kanalı ile tahsil ettiği paralar için serbest meslek makbuzu düzenlemesi ve bunun icra memuru tarafından imzalanması zorunluluğu getirilmesi ve bu uygulamanın yaptırımı olarak usulsüzlük cezası öngörülmesi, kanunla idareye tanınan yetkinin aşılması anlamına geldiğinden, 356 sıra no’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nin dava konusu edilen bölümünde yasaya uyarlık görülmemiştir.”
- VUK nun 375 Seri Nolu Genel Tebliği ile Getirilen Son Düzenleme
Nihayet, Maliye bakanlığı’nca 11.09.2007 tarih, 26640 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 375 Seri Nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile eleştiri konusu olan ve yürütmenin durdurulmasına neden olan husus yeniden düzenlenmiş bulunmaktadır.
İlgili tebliğin; İcra Dairelerince Alacaklı Taraf Avukatına Ödenmesine Karar Verilen Vekalet Ücretlerinin Belgelendirilmesi başlıklı bölümü aşağıdaki şekilde düzenlenmiş bulunmaktadır.
İcra dairelerince borçludan alınarak, müvekkili adına takibat yapan alacaklı taraf avukatına ödenmesine karar verilen avukatlık (vekalet) ücretlerinin belgelendirilmesine ilişkin usul ve esaslar 356 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde açıklanmıştı.
Anılan düzenlemeyle ilgili verilen yargı kararları gözönüne alınarak, söz konusu belgelendirme işleminin aşağıdaki şekilde yapılması uygun görülmüştür.
İcra dairelerince borçludan alınarak müvekkili adına takibat yapan alacaklı taraf avukatına ödenmesine karar verilen avukatlık (vekalet) ücretlerinin avukata ödendiği anda, avukat tarafından borçlu adına en az iki nüsha serbest meslek makbuzu düzenlenecek olup, bir nüshası ödemeyi yapan memura verilecek; makbuzun avukatta kalan nüshasına ise icra dairesince ödemenin yapılmış olduğuna dair bir şerh düşülmesi ve ödemeyi yapan memur tarafından imzalanması şartı aranmayacaktır.
- İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın Konu Hakkında Verdiği Son Özelgesi
Maliye Bakanlığı’nın, yukarıda bahsedilen genel tebliğleri kadar, Gelir İdaresi Başkanlığı-İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı-Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü’nün 11.04.2008 tarihli ve KDV.MUK.B.07.1.GİB.4.34.17.01.3476 sayılı Avukatlık Ücreti konulu, aşağıdaki özelgesi de konunun tamamına önemli bir açıklama ve çözüm getirmiş bulunmaktadır
İlgi (……………………)’ de kayıtlı dilekçeniz ile ilgili olarak Maliye Bakanlığı’ndan alınan …………………… tarih, ……………………. sayılı yazıda;
“193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 65’inci maddesinde, “Her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancıdır. Serbest meslek faaliyeti; sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır.” hükmü yer almıştır.
Avukatlık Kanununun 164 ile 166’ncı maddelerinde, avukatlık ücreti tanımlanmakta ve kaynakları itibariyle, sözleşmeye bağlı olarak iş sahibinden sağlanan vekalet ücreti ile, dava sonunda kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenen vekalet ücreti olmak üzere iki ayrı vekalet ücretinden söz edilmektedir.
1136 sayılı Avukatlık Kanununun 4667 sayılı Kanunla değişik 164’üncü maddesinin son fıkrasında, “… Dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekâlet ücreti avukata aittir. Bu ücret, iş sahibinin borcu nedeniyle takas ve mahsup edilemez, haczedilemez.” denilmiştir.
Aynı Kanunun 168’inci maddesinin 3’üncü fıkrasında, “Avukatlık ücretinin takdirinde, hukuki yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan tarife esas alınır.”, 169.’ncu maddesinde ise “Yargı mercilerince karşı tarafa yükletilecek avukatlık ücreti, avukatlık ücret tarifesinde yazılı miktardan az ve üç katından fazla olamaz.” denilmektedir.
Dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı/alacaklı taraf avukatına ödenen vekalet ücreti;
a) Mahkeme veya icra veznesinin düzenlediği makbuz imzalanarak nakden,
b) Bizzat karşı/borçlu tarafın, mahkeme veya icra dairesinin tespit ettiği vekalet ücretini elden (nakden) veya banka havalesi ile ödemesi,
c) Mahkeme veya icra dairesinin, yargılama giderleri ile birlikte davayı kazanan müvekkile herhangi bir şekilde ödeme yapması ve müvekkilin de karşı/borçlu taraftan alınan vekalet ücretini avukata ödemesi,
şekillerinde tahsil edilebilmektedir.
Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında, kamu idare ve müesseseleri, iktisadi kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya zirai işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecbur oldukları hükme bağlanmıştır.
Buna göre, dava sonunda mahkeme ilamına göre veya icra takibi sonucu verilen kararla avukatlık tarifesine dayanılarak karşı tarafa yüklenilecek vekalet ücretinin Gelir Vergisi Kanununun 65 ve 66’ncı maddelerine göre serbest meslek erbabı olan avukatlara ödenmesi halinde, Gelir Vergisi Kanununun 94’üncü maddesi ve 2006/11449 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca sorumlularca % 20 nispetinde gelir vergisi tevkifatına tabi tutulması gerekir.
Diğer taraftan, karşı taraf aleyhine hükmedilen vekâlet ücreti ödemelerinin doğrudan avukatlara değil de icra müdürlüklerine yapıldığı durumda, icra müdürlüklerine ödeme yapıldığı sırada ödemeyi yapan borçlu tarafından vekâlet ücreti ödemesinden gelir vergisi tevkifatı yapılması gerekmektedir.
Söz konusu vekâlet ücreti ödemesi yapan borçlunun Gelir Vergisi Kanununun 94’üncü maddesinde sayılan tevkifat yapmakla sorumlu kişilerden olmaması veya herhangi bir sebeple tevkifat yapılmadan icra dairesine ödemede bulunulması halinde, elde edilen serbest meslek kazancı avukat tarafından verilen yıllık beyannamede vergilendirilecektir.
Davayı kaybeden tarafından, mahkeme ilamına göre veya icra takibi sonucu karşı taraf avukatına ödenmesine karar verilen vekalet ücretinin avukat dışında alacaklı tarafa vekalet eden üçüncü bir kişiye nakden ödenmesi durumunda; bu vekalet alacağın tahsiline yönelik olduğundan, ödeme yapan tarafın Gelir Vergisi Kanunu’nun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında sayılan kişilerden olması halinde yapılan vekalet ücreti ödemesi üzerinden gelir vergisi tevkifatının yapılması gerekir.
Ancak, vekalet ücretini ödeyen karşı tarafın ödeme esnasında stopaj yapmaması durumunda elde edilen hasılatın avukat tarafından yıllık beyannameye dahil edileceği tabiidir.
Davayı kaybeden tarafın, mahkeme veya icra dairesinin tespit ettiği vekalet ücretini alacaklı tarafa doğrudan nakden ödemesi halinde, alacaklıyı temsil eden avukatın ücretli olmaması kaydıyla, ödeme yapan tarafın Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrası kapsamında sayılan kişilerden olması halinde, yapılan vekâlet ücreti ödemesi üzerinden gelir vergisi tevkifatının yapılması gerekir.
Diğer taraftan, alacaklı taraf Avukatına ödenmesine karar verilen vekâlet ücretinin ne şekilde belgelendirilmesi gerektiğine ilişkin olarak, 23.02.2006 tarih ve 26089 sayılı Resmi Gazete de yayımlanan 356 Seri Nolu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde “… îcra dairelerince borçludan alınarak müvekkili adına takibat yapan alacaklı taraf avukatına ödenmesine karar verilen avukatlık (vekalet) ücretinin avukata ödendiği anda, avukat tarafından borçlu adına en az 2 nüsha serbest meslek.makbuzu düzenlenecek ve makbuzun avukatta kalan nüshasına da icra dairesince ödemenin yapılmış olduğuna dair bir şerh düşülerek, ödemeyi yapan memur tarafından (sicil numarası da yazılarak) imzalanacaktır…. ” şeklinde düzenlenmişken 11.09.2007 tarih ve 26640 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 375 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile ” İcra dairelerince borçludan alınarak müvekkili adına takibat yapan alacaklı taraf avukatına ödenmesine karar verilen avukatlık (vekalet) ücretlerinin avukata ödendiği anda, avukat tarafından borçlu adına en az iki nüsha serbest meslek makbuzu düzenlenecek olup, bir nüshası ödemeyi yapan memura verilecek; makbuzun avukatta kalan nüshasına ise icra dairesince ödemenin yapılmış olduğuna dair bir şerh düşülmesi ve ödemeyi yapan memur tarafından imzalanması şartı aranmayacaktır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Mahkeme kararı gereğince veya icra kanalı ile avukata ödenen vekalet ücreti serbest meslek faaliyeti kapsamında katma değer vergisine tabi olup, avukat tarafından düzenlenecek serbest meslek makbuzunda ayrıca katma değer vergisi hesaplanacaktır. Ancak, mahkeme kararında “KDV hariç” şeklinde bir ifadenin yer almaması halinde vekalet ücretine katma değer vergisi dahil kabul edilecek ve iç yüzde oranı uygulanmak suretiyle tespit edilen katma değer vergisi avukat tarafından düzenlenecek serbest meslek makbuzunda gösterilecektir.
Öte yandan, mahkemelerce hükmolunan vekalet ücreti ödemelerinin davayı kazanan gelir yada kurumlar vergisi mükellefi olan işverenlere yapılması ve yapılan bu ödemenin Gelir Vergisi Kanunu uyarınca ticari ya da serbest meslek faaliyet kapsamında olması halinde ödeme katma değer vergisine tabi olacak, mahkeme kararında “KDV hariç ” ya da “KDV dahil” ibaresinin yer alıp almadığı dikkate alınarak yukarıdaki açıklamalara göre işlem yapılacaktır.
Ayrıca, avukatın davayı kazanan tarafın ücretlisi olması halinde, ticari veya serbest meslek kazancı kapsamında borçludan tahsil edilen vekalet ücreti, Gelir Vergisi Kanununun 61, 94 ve 103 üncü maddeleri kapsamında ücret olarak avukata ödenecektir.”denilmektedir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
Bakan a.
Grup Müdür V.
- Sonuç:
356 Seri No.lu VUK Genel Tebliği ile ile getirilen, daha sonra Danıştay tarafından iptal edilen ve boşluğu doldurmak için daha sonra 375 Seri Nolu VUK Genel tebliği ile getirilen düzenleme daha çok İcra Dairelerince Alacaklı Taraf Avukatına Ödenmesine Karar Verilen Vekalet Ücretlerinin Belgelendirilmesi konusunu içermektedir ve son düzenleme de yerindedir. Getirilen son düzenleme özetle; “avukat tarafından borçlu adına en az iki nüsha serbest meslek makbuzu düzenlenecek olup, bir nüshası ödemeyi yapan memura verilecek; makbuzun avukatta kalan nüshasına ise icra dairesince ödemenin yapılmış olduğuna dair bir şerh düşülmesi ve ödemeyi yapan memur tarafından imzalanması şartı aranmayacaktır” şeklindedir.
Ancak, konunun ayrıca KDV ve Stopaj boyutu da bulunmaktadır. Bu konuda da tebliğlerdeki açıklamaların yetersizliğine karşılık, yukarıda yer verilen Özelge ile yeterli açıklamaların getirildiği düşüncesindeyiz.
Şöyleki;
Stopaj Yönünden:
- Buna göre, dava sonunda mahkeme ilamına göre veya icra takibi sonucu verilen kararla avukatlık tarifesine dayanılarak karşı tarafa yüklenilecek vekalet ücretinin Gelir Vergisi Kanununun 65 ve 66’ncı maddelerine göre serbest meslek erbabı olan avukatlara ödenmesi halinde, Gelir Vergisi Kanununun 94’üncü maddesi ve 2006/11449 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca sorumlularca % 20 nispetinde gelir vergisi tevkifatına tabi tutulması gerekir.
- Diğer taraftan, karşı taraf aleyhine hükmedilen vekâlet ücreti ödemelerinin doğrudan avukatlara değil de icra müdürlüklerine yapıldığı durumda, icra müdürlüklerine ödeme yapıldığı sırada ödemeyi yapan borçlu tarafından vekâlet ücreti ödemesinden gelir vergisi tevkifatı yapılması gerekmektedir.
- Söz konusu vekâlet ücreti ödemesi yapan borçlunun Gelir Vergisi Kanununun 94’üncü maddesinde sayılan tevkifat yapmakla sorumlu kişilerden olmaması veya herhangi bir sebeple tevkifat yapılmadan icra dairesine ödemede bulunulması halinde, elde edilen serbest meslek kazancı avukat tarafından verilen yıllık beyannamede vergilendirilecektir.
- Davayı kaybeden tarafından, mahkeme ilamına göre veya icra takibi sonucu karşı taraf avukatına ödenmesine karar verilen vekalet ücretinin avukat dışında alacaklı tarafa vekalet eden üçüncü bir kişiye nakden ödenmesi durumunda; bu vekalet alacağın tahsiline yönelik olduğundan, ödeme yapan tarafın Gelir Vergisi Kanunu’nun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında sayılan kişilerden olması halinde yapılan vekalet ücreti ödemesi üzerinden gelir vergisi tevkifatının yapılması gerekir.
- Ancak, vekalet ücretini ödeyen karşı tarafın ödeme esnasında stopaj yapmaması durumunda elde edilen hasılatın avukat tarafından yıllık beyannameye dahil edileceği tabiidir.
- Davayı kaybeden tarafın, mahkeme veya icra dairesinin tespit ettiği vekalet ücretini alacaklı tarafa doğrudan nakden ödemesi halinde, alacaklıyı temsil eden avukatın ücretli olmaması kaydıyla, ödeme yapan tarafın Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrası kapsamında sayılan kişilerden olması halinde, yapılan vekâlet ücreti ödemesi üzerinden gelir vergisi tevkifatının yapılması gerekir.
KDV Yönünden:
- Mahkeme kararı gereğince veya icra kanalı ile avukata ödenen vekalet ücreti serbest meslek faaliyeti kapsamında katma değer vergisine tabi olup, avukat tarafından düzenlenecek serbest meslek makbuzunda ayrıca katma değer vergisi hesaplanacaktır. Ancak, mahkeme kararında “KDV hariç” şeklinde bir ifadenin yer almaması halinde vekalet ücretine katma değer vergisi dahil kabul edilecek ve iç yüzde oranı uygulanmak suretiyle tespit edilen katma değer vergisi avukat tarafından düzenlenecek serbest meslek makbuzunda gösterilecektir.
- Öte yandan, mahkemelerce hükmolunan vekalet ücreti ödemelerinin davayı kazanan gelir yada kurumlar vergisi mükellefi olan işverenlere yapılması ve yapılan bu ödemenin Gelir Vergisi Kanunu uyarınca ticari ya da serbest meslek faaliyet kapsamında olması halinde ödeme katma değer vergisine tabi olacak, mahkeme kararında “KDV hariç ” ya da “KDV dahil” ibaresinin yer alıp almadığı dikkate alınarak yukarıdaki açıklamalara göre işlem yapılacaktır.
Ayrıca, avukatın davayı kazanan tarafın ücretlisi olması halinde, ticari veya serbest meslek kazancı kapsamında borçludan tahsil edilen vekalet ücreti, Gelir Vergisi Kanununun 61, 94 ve 103 üncü maddeleri kapsamında ücret olarak avukata ödenmelidir.