Site icon Alomaliye.com Güncel Mevzuat, Muhasebe, Ekonomi, Vergi, SGK Haberleri

İdari ve Adli Para Cezalarında Takip Usulü

İdari ve Adli Para Cezalarında Takip Usulü

Muharrem Özdemir

Vergi Denetmeni

1.GİRİŞ:

Bilindiği üzere; 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 1. maddesi kanunun şümulü başlığını taşımakta olup bu kanun kapsamında takip ve tahsil edilecek amme alacaklarını düzenlemektedir. Buna göre; Devlete, İl özel idarelerine ve belediyelere ait aşağıda sayılan amme alacakları bu kanunun şümulü içerisinde işlem görecektir:

Bunun yanında 5326 Sayılı Kabahatler Kanununun (1) yürürlüğe girmesi ile birlikte tüm kanunlarda yer alan idari para cezaları hakkında Kabahatler Kanununun genel hükümleri uygulanacaktır. 6183 Sayılı A.A.T.U.H.K’nun 1.maddesinin 2.fıkrasına göre Türk Ceza Kanununun para cezalarının tahsil şekli ve hapse tahvili hakkındaki hükümleri mahfuzdur hükmü yer aldığından adli para cezası kabahatler kanunu kapsamı dışındadır.

Buna göre; 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre takip edilecek Para Cezaları; İdari Para Cezası (İ.P.C) ve Adli Para Cezaları (A.P.C) olmak üzere iki ana başlık halinde değerlendirileceğinden para cezalarının ölüm halinde düşüp düşmeyeceği konusu başta 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 38 maddesi, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 20.maddesi kapsamında değerlendirilmiş olup iş bu makale kaleme alınmıştır.

  1. İDARİ VE ADLİ PARA CEZALARININ TAKİBİNDE USUL VE ESASLAR:

2.1. İdari Para Cezası

Tüm kamu tüzel kişilerince verilecek idari para cezalarında uygulama birliği açısından 5326 Sayılı Kabahatler Kanunu yürürlükte olup usul ve esaslar bu kanun kapsamında yürütülmektedir. Buna göre toplum düzenini, genel ahlâkı, genel sağlığı, çevreyi ve ekonomik düzeni korumak amacıyla idarî yaptırım uygulanmasını öngördüğü haksızlıklara karşı caydırıcılık için uygulanan bu müeyyideye İdari Para Cezası denir.

5326 Sayılı Kabahatler Kanununun 17.maddesinin 4.fıkrasına göre “Kesinleşen İdari Para Cezası, derhal tahsil için mahallin en büyük mal memuruna verilir. İdarî para cezası, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilir” hükmü yer almaktadır. Bu nedenle idari para cezasının tahsil şekli ve esasları 6183 sayılı kanun ve bu kanuna dayanılarak çıkartılan Seri: A No: 1 Tahsilat Genel Tebliği (2) ile 2006/1 Uygulama İç Genelgesi hükümleri dikkate alınarak takip edilecektir.

Bu düzenlemeler ışığında İdari Para Cezaları, kararı veren kamu tüzel kişilerince ilgililerine 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebliğ edilecektir. Kararın ilgilisine tebliğ edildiği tarihten itibaren 15 gün içinde sulh ceza mahkemesine başvurulmadığı takdirde bu sürenin bitiminde kesinleşmektedir.

Kesinleşmeden sonra idari para cezaları için ilgili kanunlarında ödeme zamanı gösterilmemiş ise 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 37.maddesine göre 1 ay içinde ödenmesi gerekmektedir. Bu süre içerisinde ödenmeyen idari para cezaları ödeme emri tebliğ edilmek suretiyle cebri icra takibine tabi tutularak tahsil edilecektir.

2.2. Adli Para Cezası

Adli para cezaları, açılmış kamu davası neticesinde işlenen suçun niteliğine göre mahkemeler tarafından verilen mali cezalardır. 6183 sayılı Kanun, Türk Ceza Kanununun para cezalarının tahsil şekli ve hapse tahvili hakkındaki hükümlerini saklı tutmaktadır. 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 5. maddesi gereğince mahkemeler tarafından verilen ve kesinleşen kararların infazı, Cumhuriyet Savcılıklarınca yerine getirilmektedir.

Türk Ceza Kanununun 51.maddesi “Hapis Cezalarının Ertelenmesi” hükümlerini düzenlemektedir. Buna göre; İşlediği suçtan dolayı iki yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm edilen kişinin cezası ertelenebilecektir. Aynı kanunun 52.maddesi “Adli Para Cezası”;

Adli para cezalarının ne şekilde infaz edileceği aynı Kanunun 106.maddesinde düzenlenmiştir. Kanun maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, Cumhuriyet Savcıları tarafından hükümlüye adli para cezasının 30 gün içinde ödenmesi için 5275 sayılı Kanun hükmüne göre düzenlenmiş ödeme emri tebliğ edilmelidir. Bu süre içinde adli para cezasının ödenmemesi halinde, ödenmeyen kısma karşılık gelen gün sayısınca hükümlü hapsedilecektir.

5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanununun 106/11 maddesine göre; İnfaz edilen hapsin süresi, adlî para cezasını tamamıyla karşılamamış olursa, geri kalan adlî para cezasının tahsili için ilâm, Cumhuriyet Başsavcılığınca mahallin en büyük mal memuruna verilir. Bu makamlarca 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre kalan adlî para cezası tahsil edilir hükmüne yer vermiştir. Buna göre Cumhuriyet Savcılıklarının, 5275 sayılı Kanun hükmüne göre düzenleyerek tebliğ ettikleri ödeme yapılmasına davet içerikli “ödeme emrinde” yer verilen 30 günlük ödeme süresinin son günü vade tarihi olduğundan, tahsil dairesine tahsil edilmek üzere bildirilen adli para cezaları için yeniden ödeme süresi belirlenmeyecektir. Bu nedenle, tahsil dairelerince adli para cezalarının takibine 6183 sayılı Kanunun 55.maddesine göre düzenlenecek ödeme emrinin tebliği ile başlanılacak ve cebri icra takibi devam edecektir.

  1. ÖLÜM HALİNDE PARA CEZALARI NEDEN DÜŞER?

213 Sayılı Vergi Usul Kanununun 331.maddesi “Cezalar” başlığını taşımaktadır. Buna göre; Vergi kanunları hükümlerine aykırı hareket edenler vergi cezaları (vergi ziyaı cezası ve usulsüzlük cezaları) ile cezalandırılır denilmektedir. Aynı kanunun 372.maddesi ise ölüm halinde vergi cezaları düşer hükmüne yer vermiştir.

Aynı kanunun 12.maddesinde ise; ölüm halinde mirasçıların sorumlulukları düzenlemiş olup mütevaffanın ödevlerinin mirası reddetmemiş kanuni ve mansup mirasçılara geçeceği ve ancak, mirasçılardan her biri ölünün vergi borçlarından miras hisseleri nispetinde sorumlu tutulacağı ifade edilmiştir. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 606.maddesine göre Miras, üç ay içinde reddolunabilir. Bu süre, yasal mirasçılar için mirasçı olduklarını daha sonra öğrendikleri ispat edilmedikçe miras bırakanın ölümünü öğrendikleri; vasiyetname ile atanmış mirasçılar için miras bırakanın tasarrufunun kendilerine resmen bildirildiği tarihten işlemeye başlar.

Vergi Usul Kanunun 164.maddesine göre de ölüm işi bırakma hükmündedir. Ölüm mükellefin mirası reddetmemiş mirasçıları tarafından vergi dairesine bildirilir. Mirasçılardan herhangi birinin ölümü bildirmesi diğer mirasçıları bu ödevden kurtarır.

Bu hükümler birlikte değerlendirildiğinde; Vergi Kanunları ölüm halinde mükellefin ödevleri ve bu ödevlerin mirasçılar tarafından ne şekilde yerine getirileceği tek tek düzenlenmiştir. Buna göre; ölüm, işi bırakma hükmünde sayıldığından vergi aslı ve asla bağlı olarak hesaplanacak gecikme faizi ve gecikme zammı gibi feri amme alacaklarının düşmeyeceği açıktır. Bunun yanında cezaların şahsiliği ilkesi gereği vergi ziyaı, özel usulsüzlük, usulsüzlük ve kaçakçılık cezaları ölümle birlikte düşer.

Ölüm halinde para cezaları düşer mi? sorusuna gelince, 6183 sayılı Kanunda adli ve idari para cezalarının amme borçlusunun ölümü halinde düşüp düşmeyeceği hususunda herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Gerek Vergi Usul Kanunu ve gerekse 6183 Sayılı kanun ölüm halinde para cezalarının ne şekilde işleme alınacağı konusunda duraksama göstermiştir.

2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 38 inci maddesi “Suç ve Cezalara İlişkin Esasları” düzenlemiştir. Bu maddenin 7.fıkrasında “Ceza sorumluluğu şahsidir.” hükmü yer almaktadır. Anayasanın bu hükmü ile şahısların işledikleri idari veya adli suçlara istinaden gerek adli gerekse idari merciler tarafından verilen cezaların yalnızca o kişiye yönelik olarak infaz edilmesi gerektiği hüküm altına alınmaktadır.

5237 sayılı Türk Ceza Kanununun (3) Ceza sorumluluğunun şahsîliğini düzenleyen 20.maddesine göre; Ceza sorumluluğu şahsîdir. Kimse başkasının fiilinden dolayı sorumlu tutulamaz. Aynı kanunun Sanığın veya hükümlünün ölümü başlıklı 64.maddesine göre ise, Sanığın ölümü hâlinde kamu davasının düşürülmesine karar verilir. Ancak, niteliği itibarıyla müsadereye tâbi eşya ve maddî menfaatler hakkında davaya devam olunarak bunların müsaderesine hükmolunabilir.

Bu bağlamda 442 Sayılı Tahsilat Genel Tebliğinde (4); “İdari para cezalarının düzenlendiği özel kanunlarda, cezaya muhatap olan kişilerin ölümü halinde idari para cezalarının mirası reddetmemiş mirasçılarından takip edilip edilmeyeceği yönünde ayrıca bir hüküm bulunmaması koşuluyla, Anayasanın 38 inci maddesinde yer verilen “Cezaların Şahsiliği” ilkesi gereğince, bu idari para cezalarının tahsilinden vazgeçilmesi icap etmektedir” denilmektedir.

Sonuç itibariyle; İdari veya Adli Para Cezaları 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın

38/7.maddesi ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 20 ve 64. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde idari veya adli para cezalarının düzenlendiği özel kanunlarda, cezaya muhatap olan kişilerin ölümü halinde para cezalarının mirası reddetmemiş mirasçılarından takip edilip edilmeyeceği yönünde ayrıca bir hüküm bulunmaması koşuluyla tahsil edilmemesi gerekir.

  1. KONUYA İLİŞKİN İDARENİN GÖRÜŞÜ:

DİP NOTLAR

(1) 31.03.2005 tarih ve 25772 mükerrer sayılı 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

(2) 30 Haziran 2007 Tarihli ve 26568 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.

(3) 12.10.2004 tarihli ve 25611 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak 1.6.2005 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

(4) 12.05.2007 tarih ve 26520 sayılı Resmî Gazetede yayımlanmıştır.

(5) İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığının 02.07.2007 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.20.01/288-3146 sayılı yazıları

(6) Bursa VD. Başkanlığının 10.07.2006 tarih ve B.07.1.GİB.4.16.17.02-302-06-84/3048 sayılı yazıları

(7) 442 sayılı Tahsilat Genel Tebliği

Exit mobile version