Alt İşveren İlişkisinde Bildirim
Hüseyin İrfan FIRAT
Personel ve İnsan kaynakları Yönetimi Danışmanı
Çalışma yaşamımızda asıl işveren-alt işveren ilişkisi sorunlu konulardan biri olma özelliğini korumaktadır. Diğer taraftan istihdamı teşvik amacıyla çıkartıldığı iddia edilen 5763 sayılı yasa ile Çalışma Bakanlığına bağlı bölge müdürlüklerine bu konuda önemli bir denetim görevi getirilmektedir.
Bilindiği üzere ülkemizde bu yasa öncesinde alt işveren ilişkisinin muvazaalı olup olmadığını tespiti yargı denetimine tabi idi. Yani bir alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğu iddia edildiğinde bunun tespiti iş mahkemelerinde görülen davalar sonucunda netlik kazanmaktaydı. Şimdi 5763 sayılı yasayla İş kanunumuzun 3. maddesinde yapılan değişiklik ve bir ekleme ile bu konuda Çalışma Bölge müdürlükleri de yetkilendirilmiştir.
Gerçektende yasa metninde “Bu Kanunun 2 nci maddesinin altıncı fıkrasına göre iş alan alt işveren; kendi işyerinin tescili için asıl işverenden aldığı yazılı alt işverenlik sözleşmesi ve gerekli belgelerle birlikte, birinci fıkra hükmüne göre bildirim yapmakla yükümlüdür. Bölge müdürlüğünce tescili yapılan bu işyerine ait belgeler gerektiğinde iş müfettişlerince incelenir. İnceleme sonucunda muvazaalı işlemin tespiti halinde, bu tespite ilişkin gerekçeli müfettiş raporu işverenlere tebliğ edilir. Bu rapora karşı tebliğ tarihinden itibaren altı işgünü içinde işverenlerce yetkili iş mahkemesine itiraz edilebilir. İtiraz üzerine verilen kararlar kesindir. Rapora altı iş günü içinde itiraz edilmemiş veya mahkeme muvazaalı işlemin tespitini onamış ise tescil işlemi iptal edilir ve alt işverenin işçileri başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçileri sayılır.”“Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin kurulması, bildirimi ve işyerinin tescili ile yapılacak sözleşmede bulunması gerekli diğer hususlara ilişkin usul ve esaslar, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.”denilmektedir
Yasanın gerekçesine bakıldığında ise “ 4857 sayılı İş Kanununda yer alan yeni tanımlardan biri de asıl işveren alt işveren ilişkisidir. Uygulamada asıl işveren – alt işveren ilişkisinin amacına aykırı olarak kullanılmasını önlemek için alt işverenlik sözleşmesinin yazılı yapılması zorunluluğu getirilmiş, ve Bölge müdürlüklerine alt işverenliğin tescilinden sonra inceleme yetkisi verilmiştir.” Denilerek 5 yıla yakın bir süredir yürürlükte olan 4857 sayılı yeni iş kanununda yer alan düzenlemelerin bir anlamda yetersiz olduğuna vurgu yapılmakta ve bu konudaki yetkinin çerçevesi genişletilmektedir.
Bu yasanın uygulama esasları konusunda Bakanlık tarafından çıkartılacak bir yönetmeliğe gönderme yapıldığından ve bu yönetmelik henüz çıkartılmadığından uygulanması gereken prosedür ve detaylar netlik kazanmamıştır. Ancak yasa yürürlüğe girdiğinden İşverenlerin bildirimde bulunma yükümlülükleri ve Bölge müdürlüklerinin de bu konudaki denetim yetkisi başlamıştır. Bu arada bildirimde bulunma yükümlülüğüne aykırı davranan işveren veya işveren vekillerine idari para cezası yükümlülükleri getirilmiştir. (1)
Şimdi uygulamacılar bakımından merak konusu olan konuların başında mevcut alt işveren ilişkilerinin durumu gelmektedir. Gerçekten de şikâyet üzerine ya da resen inceleme yetkisi verilen Bölge müdürlükleri mevcut alt işveren ilişkilerini denetleyerek bunların muvazaalı bulunması koşulunda iptalini isteyebileceklerdir. Bu durumda işverenlerin itiraz hakları da elbette ki söz konusudur. Kendilerine iptal kararı tebliğ edildikten itibaren 6 iş günü içinde itirazın yapılması gerekmektedir. İtirazların inceleme mercii ise İş mahkemeleridir.
Konunun detayları önümüzdeki günlerde özellikle de yönetmelik çıktıktan sonra sanırız daha da netlik kazanacaktır. Ancak burada en büyük hayal kırıklığını sanırız alt işveren ilişkilerinde daha da serbestlik talep eden ve bu konuda yeni esnek açılımlar bekleyen işverenlerimiz yaşamaktadır. Yasayla alt işveren ilişkilerinde esneklik yerine daha sıkı denetim getirilmiştir.
Bu arada Hukukçuların getirilen bu düzenleme ile ilgili çeşitli kaygılarının da olduğunu belirtmeliyiz. Buna gerekçe olarak da “ bazı koşullarda asıl-işveren alt işveren ilişkisinin var olup olmadığının her işçi bakımından ayrı değerlendirilmelidir. Yasal kurallar uyarınca ve uygulamadaki güçlük sebebiyle bunun olup olmayacağı belli değildir” denilmektedir. (2)
Dip Notlar
(1) İş Yeri Bildirme yükümlülüğüne uymayan işverene çalıştırdıkları her bir işçi için 100.- TL Ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılan ve bildirilmeyen her işçi için 1000.-YTL İş yerini muvazaalı olarak bildiren asıl işveren ve alt işveren ve vekillerine ayrı ayrı 10.000.- YTL idari para cezası getirilmiştir.
(2) Av. Mehmet UÇUM 5763 sayılı yasa seminer notları