KDV Mahsup Yoluyla İade
Süleyman TURAN
YMM
[email protected]
I-GİRİŞ:
Katma Değer Vergisi Kanunun 32/1. maddesinde, bu Kanunun 11,13,14 ve 15. maddeleri gereğince vergiden istisna edilmiş işlemlerle (Mal ve hizmet ihracatı, Araçlar, kıymetli maden ve petrol aramaları ile Ulusal güvenlik harcamaları ve yatırımlarda istisna, Transit taşımacılık ve Diplomatik istisnalar) ilgili fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisinin, mükelleflerin vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanacak katma değer vergisinden indirileceği, vergiye tabi işlemlerin olmaması veya hesaplanan verginin indirilecek vergiden az olması hallerinde indirilemeyen verginin, Maliye Bakanlığınca tespit edilecek esaslara göre bu işlemleri yapanlara iade edileceği, aynı maddenin 3.fıkrasında, (5035 sayılı kanunla (2) eklenen) Maliye Bakanlığı katma değer vergisi iadesini, hak sahiplerinin vergi ve sosyal sigorta prim borçları ile genel ve katma bütçeli daireler ile belediyelere olan borçlarına yada döner sermayeli kuruluşlar ile sermayesinin %51’i veya daha fazlası kamuya ait olan veya özelleştirme kapsamında bulunan işletmelerden temin ettikleri mal ve hizmet bedellerine ilişkin borçlarına mahsup suretiyle sınırlayabileceği, hükümleri yer almaktadır.
Aynı kanunun 29. maddesinin 2. bendinde de, (5035 sayılı kanunla değişik)
”……. Bakanlar Kurulu tarafından vergi nispeti indirilen teslim ve hizmetlerle ilgili olup teslim ve hizmetin gerçekleştiği vergilendirme döneminde indirilemeyen ve tutarı Bakanlar Kurulunca tespit edilecek sınırı aşan vergi, bu mükelleflerin vergi ve sosyal sigorta prim borçları ile genel ve katma bütçeli idareler ile belediyelere olan borçlarına yada döner sermayeli kuruluşlar ile sermayesinin %51’i veya daha fazlası kamuya ait olan veya özelleştirme kapsamında bulunan işletmelerden temin ettikleri mal ve hizmet bedellerine ilişkin borçlarına mahsuben ödenir. Yılı içinde mahsuben iade edilemeyen vergi nakden iade edilir. Maliye Bakanlığı, bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esasları tespit etmeye yetkilidir.”
şeklinde benzer bir düzenleme yapılarak, indirimli orana tabi işlemlerden doğan iadeler ile, vergiden istisna edilmiş tam istisna kapsamındaki işlemlere ait iadelerde paralellik sağlanmıştır.
Katma değer vergisi iadelerine ilişkin usul ve esaslar, KDV Kanunun yukarıda açıklanan 29/2 ve 32. maddeleri ile, Vergi Usul Kanunun 120. maddesine 5035 sayılı kanunla eklenen 3. fıkrasının vermiş olduğu yetkiye istinaden, Maliye Bakanlığınca belirlenmektedir.
Katma değer vergisi iade uygulamasının usul ve esasları, iade hakkı doğuran işlemin türüne göre, KDV Genel Tebliğleri ile düzenlenmektedir. KDV iade alacakları, mükelleflerin isteğine bağlı olarak nakden veya mahsuben iade edilmektedir. İlgili Genel Tebliğler ile yapılan düzenlemelere göre, nakden veya mahsuben iade uygulamaları farklı usul ve esaslara tabidir.
Nakden ve mahsuben iadelerin temel esasları, 23.11.2001 tarihinde yayımlanan 84 seri no.lu KDV.Genel Tebliğinde belirlenmiş olup, daha sonra yayımlanan Tebliğlerle de söz konusu Tebliğin uygulamaya ilişkin bir kısım hükümleri değiştirilmiş ve ayrıca ilave düzenlemeler yapılmıştır.
Bu yazımızda, KDV iade alacaklarının mahsup yoluyla iadesinin genel esasları, 04.01.2008 tarihinde yayımlanan 107 ve 26.02.2008 tarihinde yayımlanan 108 seri no.lu KDV Genel Tebliğleri ile yapılan değişiklikler de dikkate alınarak açıklanmaya çalışılacaktır.
II-KDV İADE ALACAKLARININ MAHSUP YOLUYLA İADESİ:
A-Katma Değer Vergisinde Mahsup Yoluyla İade Uygulaması:
Bilindiği gibi, 84 seri no.lu KDV Genel Tebliğinin I/1. bölümünde, ihracat istisnası ve ihraç kaydıyla teslimlerden doğan mahsup yoluyla iade taleplerinin, inceleme raporu ve teminat aranılmaksızın yerine getirileceği belirlenmiştir.
Ancak, genel kural bu olmakla beraber, daha sonra yapılan düzenlemeler ile, 84 seri no.lu Genel Tebliğine atıfta bulunularak, diğer istisna işlemlerinde de belirtilen uygulamanın geçerli olduğu öngörülmüş, bir kısım istisna işlemlerinde ise bazı sınırlamalar getirilmiştir. Buna göre, İlgili Genel Tebliğlerde yapılan düzenlemelerle;
– İndirimli orana tabi işlemlerden doğan iade taleplerinde kısmen,
– Araçlar, petrol arama ve teşvik belgeli yatırımlar,
– Liman ve hava meydanlarında yapılan hizmetler,
– Altın, gümüş ve platin arama, işletme, zenginleştirme ve rafinaj faaliyetleri,
– Liman ve hava meydanlarının inşası, yenilenmesi ve genişletilmesi,
– Ulusal güvenlik amaçlı teslim ve hizmetler,
– Transit taşımacılık istisnası,
– İhraç malı taşıyan araçlara yapılacak motorin teslimlerine ilişkin iade talepleri,
– Diplomatik istisna,
– Hurda teslimleri, (Sadece istisnadan vazgeçenler için)
– Bakır, çinko ve alüminyum ürünlerinde tevkif uygulamasından doğan iadeler,
– Sorumluluk kapsamında tevkifat uygulamasından doğan yapım işleri,
– Fazla ve yersiz ödenen vergilerin iadesi,
– Pamuk, tiftik, yün ve yapağı ile ham post teslimlerinde tevkifat uygulaması, (107 seri no.lu KDV Genel Tebliği ile, 05.01.2008 tarihinden itibaren) ve
– Büyük ve küçükbaş hayvan etlerinin tesliminde tevkifat uygulamasından doğan iadelerde, (108 seri no.lu KDV genel Tebliği ile,27.02.2008 tarihinden itibaren) 84 seri no.lu KDV Genel Tebliğinde açıklanan genel esaslar geçerli bulunmaktadır.
Öte yandan;
– İndirimli orana tabi işlemlerden doğan katma değer vergisi iade alacaklarının, mükelleflerin kendilerine ait ithalde alınanlar da dahil vergi ve SSK prim borçlarına mahsubunun, 4.000 YTL’ ye kadar olan kısmı teminatsız-incelemesiz, aşan kısmının ise banka teminat mektubu, inceleme raporu veya YMM tastik raporu karşılığında yerine getirilmesi,
61 seri no.lu KDV Genel Tebliği uyarınca, Türkiye’de ikamet etmeyenlere döviz karşılığı özel fatura ile satış yapanlara ihraç kaydıyla teslimde bulunanların iade taleplerinin münhasıran mahsup yoluyla yerine getirilmesi,
– İşgücü hizmetlerinde tevkifat uygulamasından doğan katma değer vergisinin nakden veya mahsuben iadesinin miktarına bakılmaksızın sadece banka teminat mektubu veya vergi inceleme raporu karşılığında yerine getirilmesi,
– Fason olarak yaptırılan tekstil ve konfeksiyon işlerinde tevkifat uygulamasından doğan katma değer vergisi iade alacaklarının, münhasıran vergi inceleme raporu ile yerine getirilmesi,
– 91 seri no.lu KDV Genel Tebliği kapsamında, yapım işleri dışındaki hizmetlerde uygulanan tevkifattan doğan katma değer vergisi nakden veya mahsuben iadesinin, miktarına bakılmaksızın sadece banka teminat mektubu veya vergi inceleme raporu karşılığında yerine getirilmesi,
Katma değer vergisi iadelerine getirilen sınırlamalar olmaktadır.
Katma değer vergisi iade alacakları, öncelikle mükellefin ithalde alınanlar dışındaki vergi borçlarına mahsup edilir. Artan kalan bir miktar olursa, mükelleflerin isteğine bağlı olarak; adi, kollektif ve komandit şirketlerde ortaklık payı ile orantılı olmak üzere ortakların (komandit şirketlerde sadece komandite ortakların) vergi borçlarına, ithalat sırasında uygulanan vergilere SSK.prim borçlarına mahsubu yapılır. Mükelleflerin mahsup talepleri, iade için aranılan belgelerin tam olarak vergi dairesine ibraz edilmedikçe hüküm ifade etmez. İade alacağının sonraki dönemlerde muaccel hale gelecek vergi borçlarına mahsubunun da talep edilmesi mümkün olup, bu borçlar muaccel hale geldikçe mahsup talebinin her borç için ayrı dilekçe verilmek suretiyle yenilenmesi gerekir. KDV iadesi için mahsup talep dilekçesi dışında gerekli diğer belgelerin ibraz edilmiş olması halinde, aksine talepte bulunuluncaya kadar mükellefin kendi vergi borçları için mahsup talebinde bulunduğu kabul edilmektedir. İadeye hak kazanılan tutarla sınırlı olmak üzere, mükellefin belgelerini ibraz ettiği tarih itibariyle vadesi geçmiş vergi borçlarına bu tarihten sonra gecikme zammı uygulanmaz.
Mahsuben iade talebinde bulunan mükelleflerin mahsup taleplerinin yerine getirilmesinde, gümrük beyannamelerinin teyidi beklenmez. Ancak teyidin olumsuz gelmesi halinde mahsup tarihi itibariyle gerekli işlem yapılır.
Mahsup talebi, katma değer vergisi yönünden bağlı olunan vergi dairesine verilecek bir dilekçe ile yapılması gerekir. Kollektif şirketler ve adi ortaklıklarda iade alacaklarının ortakların vergi borçlarına mahsubu ile ilgili dilekçeye, diğer ortakların mahsup yapılmasına izin verildiğini gösteren noter tastikli belgelerin eklenmesi gerekir. Sermaye şirketleri ve kooperatiflerde ise mahsup dilekçesinin tüzel kişiliği temsile yetkili kişilerce kaşe tatbik edilmek suretiyle imzalanıp vergi borcunun türü, dönemi ve tutarını ihtiva eden bir listenin dilekçeye eklenmesi gerekir..
Mahsuben iadelerde de esas itibariyle nakden iadelerde aranan belgelerin ibrazı zorunludur. Nakden iade ile mahsuben iade arasındaki temel fark, mahsuben iadenin vergi incelemesine tabi olmadan ve teminat aranmadan yerine getirilmesidir. Ancak, yukarıda açıklandığı üzere, bütün mahsuben iadelerin teminatsız ve incelemesiz yerine getirilmesi söz konusu değildir. Bazı faaliyetlerden doğan iade alacaklarının mahsup suretiyle alınabilmesi için de teminat ve inceleme raporu aranmaktadır. Öte yandan sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleyen veya kullanan (Özel esaslar kapsamında olan) mükelleflerin kendilerine ait vergi ve SSK primi dışındaki borçlar için yapacakları mahsup talepleri, ancak teminat karşılığında veya inceleme sonucuna göre yerine getirilmektedir.
Halen yürürlükte olan, 1999/2 sıra no.lu Vergi Denetimi ve Koordinasyonu İç Genelgesine göre, 12 dönem teminatsız ve nakden veya mahsuben katma değer vergisi iadesi alan mükelleflerin, söz konusu 12 dönemden, Vergi Dairesi Başkanlığı veya Defterdarlıkça belirlenecek bir dönemi incelenmekte olup, 12 dönemi tamamlanmadan YMM tastik raporu ve inceleme elemanlarınca herhangi bir vergilendirme dönemi için olumlu iade raporu düzenlenmiş olması halinde, 12 dönemlik periyot bu dönemden sonra yeniden başlamaktadır.
Mahsup dilekçesi ve iade için aranan belgelerin KDV beyannamesi ile birlikte vergi dairesine ibraz edilmiş olması kaydıyla, vergi dairelerince yapılacak işlemler sırasında meydana gelen gecikme nedeniyle zamanında mahsubu yapılamayan vergiler için gecikme zammı uygulanmaz. Belgelerin beyanname verildikten sonra tamamlanması halinde, belgelerin vergi dairesine verildiği tarih itibariyle işlem görür. Ancak, mahsup talep dilekçesi verilmeden gerekli diğer belgelerin ibraz edilmiş olması halinde, aksine talepte bulununcaya kadar, mükellefin kendi vergi borçları için mahsup talebinde bulunduğu kabul edilir.
Bütün iade hakkı doğuran işlemlerde, iade alacağı indirim yoluyla gidermek mümkün olup, bu işlem iade prosedürüne tabi değildir. Ancak iade hakkı doğuran işlemi tevsik eden belgelerin beyanname ekinde ibraz edilmesi gerekir. Tercihini indirim şeklinde kullanan mükelleflerin, daha sonra bu tercihinden vazgeçerek nakden veya mahsuben iade talep etmeleri mümkün olup, aradaki dönemler için düzeltme beyannameleri vermek ve iade için istenilen belgeleri beyannamelerine eklemeleri gerekmektedir. Ancak, indirimli orana tabi işlemlerle ilgili katma değer vergisi iade alacakları için süresinde iade talebinde bulunmayan mükelleflerin, daha sonra düzeltme beyannameleri vererek iade talebinde bulunmaları mümkün değildir.
Bilindiği gibi, indirimli orana tabi işlemlerden doğan iade alacağının yılı içinde mahsuben iade edilemeyen kısmı ise, izleyen yıl içinde mükellefin isteğine bağlı olarak nakden veya mahsuben iade edilmektedir. Buna göre, iade talebinin, en erken izleyen yılın ocak dönemine ait olup şubat ayı içinde verilecek, en geç kasım dönemine ait olup aralık ayı içinde verilecek katma değer vergisi beyannameleri ile yapılması gerekir. Bu dönemlerden sonra yapılan iade taleplerinin karşılanması mümkün değildir. Bu durumda, aralık dönemine ait iade alacağının, yılı içinde mahsuben iadesi mümkün olmayıp, ancak izleyen yılın ocak dönem beyannamesi ile, şubat ayında yıllık iade esasına göre nakden veya mahsuben talep edilebilecektir.
B-KDV İade Alacaklarının Mahsup Yoluyla İadesi İle İlgili Yapılan Son Düzenlemeler:
- Mal ve Hizmet Satın Alınan Kişiler İle Sermaye Şirketleri ve Kooperatiflerin Vergi ve SSK Prim Borçlarına Mahsup Yoluyla İade Uygulaması Kaldırılmıştır:
04.01.2008 tarihli ve 107 seri no.lu KDV Genel Tebliği ile, 04.01.2008 tarihinden sonra verilecek mahsup dilekçelerine konu mahsuben iade taleplerinde geçerli olmak üzere, 84 seri no.lu Genel Tebliğin, “I/1.1.Mahsup Yoluyla İade” bölümünün 1. fıkrası;
“Katma değer vergisi iade alacağının hak sahibi mükellefin kendisinin, adi, kollektif ve komandit şirketlerde ortaklık payı ile orantılı olmak üzere ortakların (komandit şirketlerde sadece komandite ortakların) vergi borçlarına, ithalat sırasında uygulanan vergilere ve SSK prim borçlarına mahsubu talepleri, miktarına bakılmaksızın inceleme raporu ve teminat aranılmadan yerine getirilir.”şeklinde değiştirilmiştir.
Ayrıca, “I/1.1.1.Mahsup Edilecek Borçlar” başlığı altında, “I/1.1.1.1. ithalde alınanlar dışındaki vergi borçlarına mahsup”, I/1.1.1.2. ithalde alınan vergilere mahsup,” I/1.1.1.3. SSK prim borçlarına mahsup” bölümlerinde yer alan, …….ortaklarının veya mal ve hizmet satın aldıkları mükelleflerin……ibareleri, ….. adi, kollektif ve komandit şirketlerde ortaklık payı ,ile orantılı olmak üzere ortakların (komandite şirketlerde sadece komandite ortakların) …..şeklinde değiştirilmiş, “I/1.1.2.1.Ortaklık Payı ve Ortaklık Tesis Tarihi” başlığı altında yer alan, “iade alacağının ortakların vergi ve SSK prim borçlarına mahsubu işleminde ortaklık payı ile ilgili bir sınırlama söz konusu değildir. İade alacağının, ait olduğu dönemden sonra alacaklı ile ortak olanların vergi ve SSK prim borçlarına da mahsup edilmesi talebinde bulunabilirler. İade alacağının anonim şirketlerde hamiline yazılı hisse sahiplerinin vergi ve SSK prim borçlarına mahsup edilmesi mümkün değildir”.bölümü, 04.01.2008 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yürürlükten kaldırılmıştır.
Böylece, iade hakkı sahibi mükelleflerin, 04.01.2008 tarihinden itibaren verecekleri mahsup dilekçelerine konu olan mahsuben iade alacaklarının, önceki dönemlere ait olanlar da dahil olmak üzere, mal ve hizmet satın alınan kişilerin vergi borçlarına, ithalat sırasında uygulanan vergilere ve SSK prim borçlarına mahsup yoluyla iadesi uygulamasından vazgeçilmiştir. Ayrıca, ortakların borçlarına mahsuben iadesi de, adi, kollektif ve komandit şirketlerin iade alacakları, ortakların (komandit şirketlerde sadece komandite ortakların) vergi borçlarına, ithalat sırasında uygulanan vergilere ve SSK prim borçlarına mahsubu, ortaklık payı ile orantılı olarak yerine getirilmesi öngörülmüştür.
Ayrıca, anonim, limitet şirket ve kooperatiflerin, 04.01.2008 tarihinden itibaren verilecek mahsup dilekçelerine konu olan mahsuben iade alacaklarının, önceki dönemlere ait olanlar da dahil olmak üzere, ortaklarının vergi ve SSK prim borçlarına a l o m a l i y e . c o m mahsup yoluyla iadesi uygulaması kaldırılmıştır. Bilindiği gibi, daha önce sermaye şirketleri ile kooperatiflerin iade alacakları, anonim şirketlerde hamiline yazılı hisse sahipleri dışındaki ortaklarının vergi ve SSK prim borçlarına sınırsız incelemesiz teminatsız mahsup edilmekteydi.
2.İndirimli Orana Tabi İşlemlerden Doğan KDV İade Alacaklarının Mahsubu:
11.07.2006 tarih ve 99 seri no.lu KDV Genel Tebliğinde, ocak-2006 vergilendirme döneminden itibaren, KDV Kanunun 29/2. maddesine göre, indirimli vergi oranına tabi işlemlerden doğan katma değer vergisi iade alacaklarının yılı içinde, mükellefin kendisine ait ithalde alınanlar dahil vergi borçlarına ve SSK prim borçlarına mahsuben, yılı içinde mahsuben iade edilemeyen kısmı ise, izleyen yılda mükellefin isteğine bağlı olarak, nakden veya mahsuben iade edileceği açıklanmıştır.
03.08.2006 tarih ve KDVK-41/2006/7 Sıra No.lu KDV Sirküleri ile, indirimli orana tabi işlemlerden doğan katma değer vergisi iade alacaklarının, ait olduğu aylık dönemde mahsubunun talep edilmesinin ihtiyarı olduğu, bu sebeple, indirimli orana tabi işlemleri bulunan mükelleflerin hak kazandıkları iade miktarını, cari yılın sonraki dönemlerinde mahsuba konu edebilecekleri gibi, bir sonraki yılda, 99 seri no.lu KDV genel Tebliğinin “1.5.Yıl İçinde Mahsup Edilemeyen Vergilerin İadesi” başlıklı bölümünde yapılan açıklamalara göre, nakden veya mahsuben iade olarak alabilecekleri belirtilmiştir.
15.11.2006 tarih ve 101 seri no.lu KDV Genel Tebliği ile, 01.10.2006 tarihinden itibaren, indirimli orana tabi işlemlerden doğan katma değer vergisi iade alacaklarının mükelleflerin kendi elektrik ve doğalgaz borçlarına mahsup imkanı sağlanmış olup, mahsup talep dilekçesine;
– İade hakkı doğuran işlemin yapıldığı yıla ait alış ve satış faturalarının listesi,
– Yıllık iade tutarının hesaplanmasına ilişkin tablo,
– Yılı içinde mahsup edilen iade tutarları aylık olarak gösteren tablo,
– İadenin talep edildiği yılın ilk döneminden iadenin talep edildiği döneme kadar, aylar itibariyle devreden katma değer vergisi tutarlarını gösteren tablonun eklenmesi zorunludur.
28.07.2007 tarih ve 106 seri no.lu KDV Genel Tebliğinin (A) bölümü ile de, faaliyetleri indirimli katma değer vergisi oranına tabi işlemlerden oluşan kollektif şirketler ile adi ortaklıklar (şirketler) adına ortaya çıkan katma değer vergisi iade alacaklarının, ocak-2006 döneminden itibaren, mükellefin kendisine ait ithalde alınanlar da dahil vergi borçlarına ve SSK prim borçlarına, 01.10.2006 tarihinden itibaren de elektrik ve doğalgaz borçlarının yanı sıra, 28.07. 2007 tarihinden sonra yapılacak iade talepleri için geçerli olmak üzere, söz konusu şirket ortaklarının yalnızca vergi (ithalde alınanlar dahil) ve SSK prim borçlarına mahsup edilmesi uygun bulunmuş, mahsup taleplerinin ilgili Genel Tebliğlerde yapılan düzenlemeler çerçevesinde yerine getirileceği ve mahsup talep dilekçesine;
– Takvim yılı başından mahsup hakkının doğduğu döneme kadar yapılan alışlara ilişkin fatura ve benzeri belgeler ile aynı dönemde yapılan indirimli orana tabi satışlara ilişkin fatura ve benzeri belgelerin listesi
– Takvim yılı başından mahsup hakkının doğduğu döneme kadar iade edilecek vergi tutarının hesaplanmasına ilişkin olarak dönemler itibariyle hazırlanacak tablo.
– Mahsup hakkının doğduğu dönemden itibaren sadece mahsup talep edilen vergilendirme dönemine ait olmak üzere, indirilecek katma değer vergisi listesi, indirimli orana tabi işlemlere ait satış faturaları listesi veya bu faturaların dökümünü gösteren liste ve yüklenilen katma değer vergisi tablosunun yanı sıra,
– Diğer ortakların mahsup yapılmasına izin verdiğini gösteren noter tarafından onaylanmış belgenin de eklenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Öte yandan, 107 seri no.lu KDV genel Tebliği ile, 04.01.2008 tarihinden sora verilecek mahsup dilekçelerine konu mahsuben iade talepleri için de geçerli olmak üzere, 86 seri no.lu KDV Genel Tebliğinin “İade Uygulaması” başlıklı (3). bölümü,“Öte yandan Katma Değer Vergisi Kanunun 11, 13, 14 ve 15. maddeleri uyarınca vergiden istisna edilen işlemlerden doğan katma değer vergisi iadelerinde olduğu gibi, hurda teslimlerine ilişkin tevkifat uygulamasından doğan iade alacaklarının da miktarına bakılmaksızın; mükellefin kendisinin, adi, kollektif ve komandit şirketlerde ortaklık payı ile orantılı olmak üzere ortakların (komandit şirketlerde sadece komandite ortakların) ithalatta uygulananlar dahil vergi borçlarına, SSK prim borçlarına, inceleme raporu ve teminat aranılmadan mahsup edilmesi uygun görülmüştür. şeklinde değiştirilmiştir.
Bilindiği gibi, KDV Kanunun 17/4-g maddesine göre, hurda teslimleri katma değer vergisinden istisna olduğundan tevkifat yapılması söz konusu değildir. Ancak, istisnadan vazgeçen mükellefler için söz konusu tevkifat uygulaması devam etmektedir. Ayrıca, tevkifat kapsamına alınan bakır, çinko ve alüminyum külçe ve mamullerinin satışını yapan mükelleflerin, tevkifat uygulamasından doğan katma değer vergisi iade alacaklarının nakden veya mahsuben iadesi, metal, cam plastik ve kağıt hurda ve atıklarında tevkifat uygulamasına ilişkin usul ve esaslar çerçevesinde yerine getirilmektedir.
Böylece, KDV Kanunun 29/2. maddesine göre, Bakanlar Kurulunca vergi oranı indirilen teslim ve hizmetlerden doğan katma değer vergisi iadelerinde, mükellefin kendisinin, adi, kollektif ve komandit şirketlerde ortakların ithalatta uygulananlar dahil vergi borçlarına, SSK prim borçlarına, inceleme raporu ve teminat aranılmadan mahsup edilmesine ilişkin uygulamaya son verilmiştir. Buna göre, indirimli orana tabi işlemlerden doğan iade alacakları, mezkur Kanun maddesinde hüküm altına alındığı üzere, sadece mükellefin kendisine ait ithalde alınanlar da dahil vergi ve SSK prim borçları ile elektrik ve doğalgaz borçlarına mahsup edilebilecektir.
Öte yandan, Kurumlar Vergisi Kanununa göre, vergi dairesine iş ortaklığı olarak mükellefiyet tesis ettiren işletmelerin, diğer kurumlar vergisi mükelleflerinde olduğu gibi, ortaklarının vergi ve SSK prim borçlarına mahsup yapılmasının mümkün bulunmadığı belirlenmiştir.
3.Fason Olarak Yaptırılan Tekstil ve Konfeksiyon İşlerinde Tevkifat Uygulaması:
25.05.2007 tarih ve 2007/12143 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile, fason olarak yaptırılan tekstil ve konfeksiyon işlerinde uygulanacak katma değer vergisi oranı, 01.06.2007 tarihinden geçerli olmak üzere, %8 olarak belirlenmiş, 30.12.2007 tarih ve 2007/13033 sayılı Kararla da bu oranın devam ettirilmesi sağlanmıştır.
30.06.2007 tarihi ve 105 seri no.lu KDV Genel Tebliğinin (A/2-1) bölümünde, indirimli oran uygulaması, (A/2-2) bölümünde iade uygulaması açıklanmıştır. Söz konusu tebliğde yapılan düzenlemeye göre, 01.07.2007 tarihinden itibaren, fason olarak yaptırılan tekstil ve konfeksiyon işlerinde sorumluluk uygulaması kaldırılarak bu tarihten sonra ifa edilecek fason tekstil ve konfeksiyon işlerinde katma değer vergisi tevkifatının yapılmaması öngörülmüştür.
Ancak, 04.01.2008 tarih ve 107 seri no.lu KDV Genel Tebliği ile, 05.01.2008 tarihinden itibaren 51, 53 ve 58 seri no.lu Genel Tebliğleri ile, kapsamı ve uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlenen fason tekstil ve konfeksiyon işlerinde, (1/2) oranında katma değer vergisi tevkifat uygulaması getirilmiştir.
Söz konusu Genel Tebliğde yapılan düzenlemeye göre, fason olarak yaptırılan tekstil ve konfeksiyon işlerinde tevkifat uygulamasından doğan iade alacakları, münhasıran vergi inceleme raporu ile iade edilecektir. İade talebi, vergi inceleme raporunun vergi dairesine intikal ettiği tarih itibariyle geçerlilik kazanacaktır. Buna göre, fason olarak yaptırılan tekstil ve konfeksiyon işlerinde tevkifat uygulamasından doğan iade alacaklarının nakden veya mahsuben iadesi, teminat karşılığı veya YMM raporu ile yerine getirilemeyecektir. Bu kapsamdaki iade edilebilir hale gelen vergi, mükellefin ithalde alınalar dahil kendisinin vergi ve SSK prim borçlarına mahsup edilebilecektir.
Aynı işlem dolayısıyla, tevkifat ve indirimli oran uygulamaları nedeniyle katma değer vergisi iade alacağının doğması halinde, öncelikle tevkifattan doğan katma değer vergisi alacağı (mükellefin isteğine bağlı olarak nakden ve/veya mahsuben) iade edilecektir. a l o m a l i y e . c o m Katma değer vergisinin iade alacağının indirimli oran uygulamasından doğan kısmı ise; inceleme raporunun yılı içinde vergi dairesine intikal ederse mahsuben, yıl geçtikten sonra intikal etmesi halinde nakden ve/veya mahsuben iade edilecektir.
4.Fason Olarak Yaptırılan Tekstil ve Konfeksiyon İşlerinde İndirimli Oran Uygulaması:
Bilindiği gibi, indirimli orana tabi işlemlerden doğan katma değer vergisi iade alacaklarının yılı içinde mahsuben, yılı geçtikten sonra nakden veya mahsuben iadesine ilişkin usul ve esaslar, 99 ve 101 seri no.lu KDV genel Tebliğlerinde açıklanmıştır. İndirimli orana tabi fason işlerden doğan KDV iade alacaklarının iadesine ilişkin usul ve esaslar, KDV Kanunun (29/2) maddesi ile verilen yetkiye istinaden Maliye Bakanlığınca, 105 seri no.lu KDV Genel Tebliğinde belirlenmiştir.
Söz konusu Genel Tebliğde yapılan düzenlemeye göre, tekstil ve konfeksiyon sektöründe, indirimli orana tabi fason işlerden doğan katma değer vergisi alacakları, miktarına bakılmaksızın münhasıran vergi inceleme raporu sonucuna göre iade edilmesi öngörülmüş ve iade talebinin vergi inceleme raporunun vergi dairesine intikal ettiği tarihte geçerlik kazanacağı belirlenmiştir.
İade alacağının tamamı için, teminat gösterilmesi halinde iade talebi, gerekli belgelerin ibraz edilmiş olması şartıyla, teminatın gösterildiği itibariyle geçerlik kazanacak, teminat vergi inceleme raporuna göre çözülecektir.
Katma değer vergisi iade alacağının mahsuben iadesinin talep edilmesi halinde, vergi inceleme raporunun vergi dairesine intikal ettiği tarihten sonra muaccel hale gelecek kendilerine ait, ithalde alınanlar dahil vergi borçları, SSK prim borçları ile elektrik ve doğalgaz borçlarına mahsup yapılabilecektir. Teminat gösterilmesi halinde, gerekli belgelerin tamamlanıp teminatın gösterildiği tarihten sonra muaccel hale gelecek ve sayılan borçlarına mahsubu yapılabilecek, teminat yine vergi inceleme raporuna göre çözülecektir. İade alacağının yıl içinde mahsubun mümkün olmaması halinde, izleyen yılın ocak-kasım dönemlerinde nakden veya mahsuben iade olarak talep edilebilecektir.
5.Pamuk,Tiftik,Yün ve Yapağı ile Ham Post ve Deride KDV Tevkifat Uygulaması:
Mal ve hizmetlere uygulanacak katma değer vergisi oranlarını belirleyen 2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile, (II) sayılı listenin (B/1 ve 2) sıraları ile, toptan ve perakende teslimleri %8 vergi oranı kapsamına alınan pamuk, tiftik, yün ve yapağı ile ham post ve derilerin tesliminde, 107 seri no.lu KDV Genel Tebliğin (A/2) bölümü ile, 05.01.2008 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere (1/2) oranında katma değer vergisi tavkifatı getirilmiş, 108 seri no.lu KDV Genel Tebliğinin (B/1) bölümü ile de tevkifat oranı, 27.02.2008 tarihinden itibaren %90’ a çıkartılmıştır.
Belirtilen ürünlerin satışını yapan mükelleflerin tevkifat uygulamasından doğan katma değer vergisi iade alacaklarının iadesinde, mal ihracında iade uygulamasına ilişkin usul ve esasların geçerli olduğu uygun bulunmuştur. İade talep dilekçesine;
– Tevkifata tabi ürünlerin satış faturalarının dökümünü gösteren liste,
– İade talebinin yapıldığı döneme ilişkin indirilecek KDV listesinin eklenmesi gerekmektedir. Ayrıca, iade yapılabilmesi için alıcının bu tevkifatla ilgili 2 No.lu KDV beyannamesini ilgili vergi dairesine vermiş olması zorunludur.
6.Büyük ve Küçükbaş Hayvan Etlerinin Tesliminde KDV Tevkifat Uygulaması:
Mal ve hizmetlere uygulanacak katma değer vergisi oranlarını belirleyen 2000/13033 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile, toptan ve perakende teslimleri %8 vergi oranı kapsamına alınan büyük ve küçükbaş hayvan etlerinin (sakatat ve bağırsak dahil) teslimlerinde, 108 seri no.lu KDV Genel Tebliğin (B/2) bölümünde yapılan düzenleme ile, 27.02.2008 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere (1/2) oranında katma değer vergisi tevkifatı uygulaması getirilmiştir.
Belirtilen ürünlerin satışını yapan mükelleflerin tevkifat uygulamasından doğan katma değer vergisi iade alacaklarının iadesinde, mal ihracında iade uygulamasına ilişkin usul ve esasların geçerli olduğu uygun bulunmuştur. İade talep dilekçesine;
– Tevkifata tabi ürünlerin satış faturalarının dökümünü gösteren liste,
– İade talebinin yapıldığı döneme ilişkin indirilecek KDV listesinin eklenmesi gerekmektedir. Ayrıca, iade yapılabilmesi için alıcının bu tevkifatla ilgili 2 No.lu KDV beyannamesini ilgili vergi dairesine vermiş olması zorunludur.
Buna göre, belirtilen ürünlerin tevkifat uygulamasından doğan iade alacakları, mükelleflerin kendisinin, adi, kollektif ve komandit şirketlerde ortaklık payı ile orantılı olmak üzere ortakların (komandit şirketlerde sadece komandite ortakların) vergi borçlarına, ithalat sırasında uygulanan vergilere ve SSK prim borçlarına mahsubu, miktarına bakılmaksızın inceleme raporu ve teminat aranılmadan yerine getirilebilecektir.
7.Özel Esaslara Tabi Olan Mükelleflerin Mahsup Talepleri:
Bilindiği gibi, 84 seri no.lu KDV Genel Tebliğine göre, sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge (SMİYB) düzenleme veya kullanma fiili ile doğrudan veya dolaylı olarak ilgisi bulunan mükelleflerin nakden veya mahsuben iade talepleri, aynı tebliğin (II) bölümünde açıklanan özel esaslara göre, (Yükseltilmiş oranda teminat veya münhasıran vergi inceleme raporu ile yerine getirilmekte olup, bu kapsamdaki mükelleflerin YMM Raporu ile iade almaları mümkün değildir.) yerine getirilmektedir.Ancak, özel esaslar kapsamına giren iade hakkı sahibi mükelleflerin, aşağıda açıklanan bir kısım borçlarına mahsup taleplerinde genel esaslar uygulanmaktadır.
18.06.2003 tarih ve 87 seri no.lu KDV Genel Tebliğinin (C/2-b) bölümü ile, 84 seri no.lu Genel Tebliğinde sayılan fiillerden dolayı, özel esaslar kapsamına giren iade hakkı sahibi mükelleflerin, 18.06.2003 tarihinden itibaren kendilerine ait vergi ve SSK.prim borçları için yapacakları mahsup taleplerinin genel esaslara göre yerine getirilmesi imkanı sağlanmıştır.
03.07 2005 tarih ve 95 seri no.lu KDV Genel Tebliğinin (1/1.1) bölümü ile, 87 seri nolu Genel Tebliğinin yayın tarihi olan 18.06.2003 tarihinden önceki dönemlere ait olup henüz sonuçlandırılamayan kendi vergi borçlarına mahsup taleplerinin gerekli belgelerin ibrazı halinde yerine getirileceği, ayrıca özel esaslara tabi olması nedeniyle incelemeye sevk edilmiş olan bu kapsamdaki taleplerin de inceleme sonucu beklenmeksizin yerine getirileceği, inceleme sonucunda haksız vergi iadesinin yapıldığının anlaşılması halinde bu tutarların, haksız katma değer vergisi iadelerine ilişkin usul ve esaslar çerçevesinde mükelleften aranılması, gerektiği açıklanmıştır.
15.11.2006 tarih ve 101 seri no.lu KDV Genel Tebliğinin (2).bölümünde yapılan düzenleme ile de, özel esaslar kapsamına giren ve indirimli orana tabi işlemlerden doğan iade alacağını, 15.11.2006 tarihinden itibaren doğalgaz/elektrik borçlarına mahsubunu talep eden mükelleflerin iade taleplerinin genel esaslara göre yerine getirilmesi uygun bulunmuştur.
Böylece, özel esaslar kapsamına giren ve indirimli orana tabi işlemlerden doğan iade alacaklarını kendisinin vergi, SSK prim borçları ve doğalgaz/elektrik borçlarına mahsubunu isteyen mükelleflerin bu talepleri, genel esaslara göre yerine getirilmektedir.
- Belge Eksikliği Nedeniyle Yapılamayan Mahsup İşlemleri:
Vergi borçları için yapılan mahsup taleplerinin, belgelerin tamamının ibraz edilememesi yada ibraz edilen belgelerdeki muhteviyat eksikliği nedeniyle ortaya çıkan sorunların çözümü için, 95 seri no.lu KDV Genel Tebliğinin (1/1.2) bölümünde yapılan düzenleme ile, 03.07.2005 tarihine kadar henüz sonuçlandırılmamış mahsup talepleri ile, bu tarihten itibaren yapılacak mahsup taleplerinde vergi dairelerince, mahsup talep dilekçesi ve eklerinin incelenerek belgelerdeki muhteviyat eksikliklerinin tespit edileceği ve bu eksikliklerin mükellefe yazı ile bildirileceği, yazının tebliği tarihinden itibaren 30 gün içerisinde eksiklikleri tamamlayan mükelleflerin mahsup taleplerinin, mahsup dilekçesinin vergi dairesine verildiği tarih itibariyle yerine getirileceği ve bunlara gecikme zammı uygulanmayacağı, 30 günlük ek süreden sonra eksikliklerini tamamlayan mükelleflere ait mahsup taleplerinin ise, eksikliklerin tamamlandığı tarih itibariyle yerine getirileceği ve borcun vadesinden mahsup tarihine kadar geçen süre için gecikme zammı uygulanacağı açıklanmıştır.
9-Katma Değer Vergisi İade Alacağını İndirim Yoluyla Giderme Tercihinde Bulunan Mükelleflerin, Daha Sonra Nakden veya Mahsuben İade Talep Etmeleri:
18.11.2005 tarih ve 96 seri no.lu KDV Genel Tebliğinin (6). bölümünde yapılan düzenleme ile, 39 seri no.lu KDV Genel Tebliğinin (D) bölümünde açıklanan, iade hakkı doğuran işlemleri bulunan mükelleflerin, bu işlemler dolayısıyla yüklendikleri vergileri nakden veya mahsuben iade olarak talep etmek yerine, indirim yoluyla giderme tercihinde bulunmalarının mümkün olduğu, tercihini bu yönde kullanan mükellefler tarafından iade hakkı doğuran işlem bedelleri katma değer vergisi beyannamesinin 8 ve 9 numaralı tablolarında beyan edileceği, ancak tabloların “yüklenilen KDV” veya “ iadeye konu olan KDV” sütunlarına “0” yazılacağı, bu şekilde beyanda bulunan mükelleflerin, iade için istenenler hariç, iade hakkı doğuran işlemi tevsik eden belgeleri beyanname ekinde ibraz etmeleri gerektiği,
Öte yandan katma değer vergisi iade alacağını indirim yoluyla giderme tercihinde bulunan mükelleflerin, daha sonra bu tercihinden vazgeçerek nakden veya mahsuben iade talep etmeleri halinde, aradaki dönemler için düzeltme beyannameleri vermeleri gerektiği, tercih değişikliğin yapıldığı dönemde iade için istenilen belgelerin beyannameye ekleneceği, ancak, indirimli orana tabi işlemlerle ilgili katma değer vergisi alacakları için süresinde iade talebinde bulunmayan mükelleflerin daha sonra düzeltme beyannameleri vererek iade talebinde bulunmalarının mümkün bulunmadığı, bu mükelleflerle ilgili olarak, 85 seri nolu KDV Genel Tebliğinin (A/4) bölümünde açıklanan, indirimli orana tabi işlemleri ile ilgili olarak, ilgili yılın ocak-kasım arasındaki dönemlerde verilecek beyannamelerde, iade hakkını kullanmayıp yüklendiği vergileri indirim konusu yapmayı tercih eden mükelleflerin daha sonra düzeltme beyannameleri ile iade talebinde bulunmaları söz konusu değildir. esasına göre işlem yapılması gerektiği açıklanmıştır.
10.Yapım İşlerinde İade Uygulaması:
Bilindiği gibi, 91 seri no.lu KDV Genel Tebliği çerçevesinde tevkifata tabi tutulan işlemlerden doğan katma değer vergisinin nakden veya mahsuben iadesi, Tebliğin (A/8-c) bölümünde yer alan düzenlemeye göre, miktarına bakılmaksızın sadece banka teminat mektubu veya inceleme raporu karşılığında yerine getirilmekte, teminat mektupları vergi inceleme raporunun düzenlenmesinden sonra çözülmekte idi. Ancak, 95 seri no.lu KDV Genel Tebliğinin (5.3.2) bölümünde yapılan düzenleme ile, tevkifata tabi tutulan işlemlerden sadece yapım işlerine ait tevkifattan doğan verginin mahsuben (1.000 YTL’ yı aşan) iade taleplerinin, 01.08.2005 tarihinden itibaren banka teminat mektubu ve inceleme raporu yanında, mal ihracı için öngörülen limitler çerçevesinde düzenlenecek YMM tastik raporu karşılığında da yerine getirilmesi öngörülmüştür.
18.11.2005 tarihinde yayımlanan 96 seri no.lu KDV Genel Tebliğinin (5.2) bölümünde yapılan düzenleme ile de, söz konusu Genel Tebliğin yayımını de içine alan vergilendirme (Kasım-2005) döneminde gerçekleşenler de dahil olmak üzere, yapım işleri kapsamında tevkifattan doğan “nakden iade” taleplerinin de YMM tastik raporları ile yerine getirilmesi uygun bulunmuş olup, bu uygulamanın kasım-2005 döneminden önceki dönemlerine ait olup henüz sonuçlandırılmamış nakden iade talepleri için geçerli olduğu açıklanmıştır.
- Katma Değer Vergisi İade Alacağının Geçici Vergiye Mahsubu:
06.03.2007 tarih ve 262 seri no.lu gelir Vergisi Genel Tebliğinin (3). bölümünde yapılan düzenleme ile, katma değer vergisi iade alacağının geçici vergi borçlarına mahsup edilmesi imkanı sağlanmış olup, mahsup yoluyla ödenmiş bu geçici verginin de yıllık gelir/kurumlar vergisi beyannamesi üzerinden hesaplanan gelir/ kurumlar vergisi mahsubundan sonra kalan tutarın nakden iadesinin talep edilmesi durumunda, söz konusu iade taleplerinin asıl kaynağının katma değer vergisi iade alacağı olması nedeniyle bu tür iade taleplerinin, nakden iade şartları ile iade usul ve esaslarının belirlendiği ilgili KDV Genel Tebliğleri çerçevesinde yerine getirilmesi gerektiği açıklanmıştır. Böylece, yapılan bu düzenleme ile, katma değer vergisi tam istisna kapsamındaki işlemlerden doğan tüm iade alacaklarının geçici vergiye mahsup edilmesi olanağı sağlanmıştır.
12.Katma Değer Vergisi İadelerinin Kesinleşmesi:
Katma değer vergisi iadeleri, mahsuben veya limit altındaki nakit iadelerde, ibrazı gereken belgelerin vergi dairesine ibrazı, limit aşan nakit iadelerde ise teminat gösterilmesi, YMM tastik raporu ibraz edilmesi yada inceleme raporunun düzenlenmesi ile kesinleşmektedir. Buna göre, mahsuben iade taleplerinde, ilgili belgelerin vergi dairesine verilmedikçe iade kesinleşmediğinden, mükellefin YMM raporu ibraz edeceğini belirtmesi, mahsubun yapılmasını sağlamamaktadır.