T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı
(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)
Sayı : B.07.1.GİB.4.06.16.01/ 08-GVK-32-7
Konu : Türkiye’de çalışan yabancı uyrukluların Asgari geçim indiriminden faydalanıp faydalanamayacağı
…………………………
…………../ANKARA
İlgi :
a) …..02.2008 tarihli,
b) …..02.2008 tarihli dilekçeleriniz.
İlgide kayıtlı dilekçelerinizde; işyerinizde çalışmak üzere Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan izin alarak Türkiye’ye gelen ve işyerinizde bordrolu işçi olarak çalışan yabancı uyruklu kişilerin asgari geçim indiriminden faydalanıp faydalanmayacağı hakkında görüş bildirilmesi istenilmektedir.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 1’inci maddesinde, “Gerçek kişilerin gelirleri gelir vergisine tabidir. Gelir bir gerçek kişinin bir takvim yılı içinde elde ettiği kazanç ve iratların safi tutarıdır.” hükmüne yer verilmiş olup, aynı Kanunun “Tam Mükellefiyet” başlıklı ikinci bölümünün 3’üncü maddesinin 1 numaralı bendinde; Türkiye’de yerleşmiş olan gerçek kişilerin Türkiye içinde ve dışında elde ettikleri kazanç ve iratların tamamı üzerinden vergilendirileceği hükme bağlanmıştır.
Öte yandan; aynı Kanunun 4’üncü maddesinde, “Aşağıda yazılı kimseler Türkiye’de yerleşmiş sayılır.
1- İkametgahı Türkiye’de bulunanlar (İkametgah, Kanuni Medeni’nin 19’uncu ve müteakip maddelerinde yazılı olan yerlerdir.)
2- Bir takvim yılı içinde Türkiye’de devamlı olarak altı aydan fazla oturanlar (Geçici ayrılmalar Türkiye’de oturma süresini kesmez.)” hükmü yer almıştır.
Yukarıda yer alan maddenin 1 numaralı bendinin parantez içi hükmünde ikametgahın Medeni Kanunun 19’uncu ve müteakip madde hükümlerine göre belirleneceği belirtilmiş olup söz konusu maddede de ikametgah, bir kimsenin yerleşmek niyeti ile oturduğu yer olarak tanımlanmıştır.
Bu açıklamalara göre, yabancı uyruklu gerçek kişilerin yerleşmek maksadıyla Türkiye’ye gelmeleri ve bir takvim yılı içerisinde altı aydan fazla oturmaları halinde Türkiye’de yerleşmiş sayılacaklarından tam mükellefiyet esasına göre vergilendirilmeleri gerekmektedir.
Aynı kanunun 61’inci maddesinde; “Ücret işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.
Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez.” hükmü yer almıştır.
Gelir Vergisi Kanununun 32’nci maddesinde; “(3239 sayılı Kanunun 138/b maddesiyle 1.1.1986 tarihinden geçerli olmak üzere yürürlükten kaldırılmış olup; 5615 sayılı Kanunun 2’nci maddesiyle 1.1.2008 tarihinden itibaren elde edilecek gelirlere uygulanmak üzere yeniden düzenlenmiştir.) Ücretin gerçek usulde vergilendirilmesinde asgari geçim indirimi uygulanır.
Asgari geçim indirimi; ücretin elde edildiği takvim yılı başında geçerli olan ve sanayi kesiminde çalışan 16 yaşından büyük işçiler için uygulanan asgari ücretin yıllık brüt tutarının; mükellefin kendisi için % 50’si, çalışmayan ve herhangi bir geliri olmayan eşi için % 10’u, çocukların her biri için ayrı ayrı olmak üzere; ilk iki çocuk için % 7,5 diğer çocuklar için % 5’idir. Gelirin kısmi döneme ait olması halinde, ay kesirleri tam ay sayılmak suretiyle bu süreye isabet eden indirim tutarları esas alınır. Asgari geçim indirimi, bu fıkraya göre belirlenen tutar ile 103’üncü maddedeki gelir vergisi tarifesinin birinci gelir dilimine uygulanan oranın çarpılmasıyla bulunan tutarın, hesaplanan vergiden mahsup edilmesi suretiyle uygulanır. Mahsup edilecek kısmın fazla olması halinde iade yapılmaz.” hükmüne yer verilmiştir.
Konu ile ilgili olarak 04.12.2007 tarih ve 26720 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 265 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği‘nin “Uygulamanın Esasları” başlıklı bölümde; asgari geçim indirimi uygulamasından ücretleri gerçek usulde vergilendirilen gerçek kişilerin yararlanabilecekleri, ancak dar mükellefiyet kapsamında ücret geliri elde edenlerin asgari geçim indirimi uygulamasından yararlanamayacakları belirtilmiştir.
Bu çerçevede, şirketinizde bordrolu işçi olarak çalışanların bir takvim yılı içinde Türkiye’de devamlı olarak altı aydan fazla oturmaları ve belli bir ikametgâhlarının bulunması şartıyla yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde tam mükellefiyet esasına göre vergilendirilmeleri gerektiğinden, söz konusu yabancı uyruklu kişilerin asgari geçim indiriminden yararlanacağı tabiidir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.