Yargıtay 9. Hukuk Dairesi Kararı E.2006/35833
04 Ağustos 2007 Tarihli Resmi Gazete
Sayı: 26603
Yargıtay 9. Hukuk Dairesinden:
Esas No : 2006/35833
Karar No : 2007/19865
İncelenen Kararın
Mahkemesi : Çorum İş Mahkemesi
Tarihi : 30/3/2006
Numarası : 2006/228-2006/114
Davacı : ………… MURAT
Davalı : ………… Şeker Fabrikaları A.Ş. Genel Md.lüğü/ANKARA
Dava Türü : Ağırlık zammı ücretinin ödenmesi
Temyiz Eden : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
Davanın yapılan yargılaması sonunda, mahalli mahkemece verilen hükmün kanun yararına bozulması Adalet Bakanlığının yazısı üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenmesi üzerine dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü.
YARGITAY KARARI
Davacı, işyerinde mevcut çalışma şartlarının, ilgili yasalarda aranılan ağır ve riskli, sağlığı tehlikeye sokucu nitelikte olduğundan bahisle, 506 sayılı yasaya 2098 ve 3395 sayılı yasa ile eklenen EK 5 inci madde hükümlerinden yararlandırılarak, mevcut çalışma sürelerine itibari hizmet sürelerinin eklenmesini talep edip dava açtığını Mahkemece, anılan yasa hükmü gereğince çalışmaya başladığı tarihten geçerli olmak üzere itibari hizmet süresinden yararlandırılması gerektiğinin tespitine dair istemin kabul edilip, hüküm kesinleştiğini, önceki çalışma surelerine, itibari hizmet süresi eklendiğinde, Sosyal Sigortalar Kurumu Müdürlüğünce ödenmesi gereken ilave pirim borcunun ikmal edildiğini, çalışma saatlerinin değiştirildiğini, ancak ağır sanayi işçisi olmasına rağmen biriken ağırlık zammı ücreti ile birlikte her ay ödenmesi gereken ağırlık zammı ücretinin ödenmediğini ileri sürerek, biriken yaklaşık 300 YTL’lik ağırlık zammı ücretinin yasal faizi ile birlikte ödenmesini istemiştir.
Davacı, davalıya ait Şeker Fabrikasında, 14.9.1990 tarihinden itibaren işçi olarak çalışmış ise de, bu çalışmaların, 2.11.1998 den sonrası daimi işçi kadrosunda, öncesinin ise, geçici işçi kadrosunda geçtiği dosyadaki davalı idarece sunulan hizmet yazısından anlaşılmaktadır.
Mahkemece, ağırlık zammı ücretinin ve davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içinde bulunan Toplu İş Sözleşmesine ilişkin EK-3 no’lu cetvelin “ağırlık zamları listesi” yazısının ilk paragrafında; “İşin hususiyetine göre ve o işte bilfiil çalıştığı müddete inhisar etmek ve hiçbir surette müktesep hak teşkil eylememek kaydıyla, aşağıda tadat edilen yerlerde çalışan GEÇİCİ işçilere, gruplarında gösterilen “AĞIRLIKZAMLARI” ödenir. Bu miktarlar ikinci yıl birinci ve ikinci altıncı aylarda ücret zammı oranında ve ücretin zamlandığı tarih itibarıyla arttırılarak ödenecektir.” denilerek, devamında da işyeri Gruplamalarının yapıldığı görülmektedir.
Bu yazının içeriğinden ağırlık zammından yararlanması gereken işçilerin, öncelikle geçici işçi statüsünde çalışıyor olmaları gerekmektedir. Davacı ise, daimi işçi statüsünde çalışmaktadır. Davacının daha önce açtığı tespit davası ile, 506 S.K.nun EK-5 madde hükümlerinden yararlandırılmasının gerekçesi, davacının çalıştığı işyerinin olumsuz fiziksel ve kimyasal koşulları taşımasıdır.
Dosyadaki belgelerden ve yazışmalardan, bir kısım geçici işçilerin 506 sayılı yasanın EK-5 inci maddesinde anlatılan itibari hizmet sürelerinden, koşulları oluştuğu için yararlandırılmıştır. Ancak bu husus daimi işçilerin de, ağırlık zammından yararlandırılmaları gerektiği olgusu anlamında kabul edilemez.
Oysa davamızda Toplu İş Sözleşmesi EK-3 no’lu cetveldeki ağırlık zammı ücretinden, sadece geçici işçilerin yararlandırılacağı olgusu önem taşımaktadır. 506 S.K.nun EK-5 maddesindeki itibari hizmete hak kazanma şartları ve nedeni ile daimi ve geçici işçi statüsünde çalışma hali farklı kavramlardır.
İtibari hizmet sürelerine ilişkin açılan tespit davalarının kazanılması ile prim ödeme gün sayısı arttırıldığından sosyal güvenlik hukuku açısından, işçilere veya hak sahiplerine, ileride bağlanacak yaşlılık veya ölüm aylıklarında aylık bağlama oranının yükseltilmesi gibi olumlu bir katkı sağlamış olacaktır.
Ağırlık zammı ücreti ise toplu iş sözleşmesi hükümlerinde yer alan, kapsamı belirtilmiş gruplara (geçici işçilere), ödenecek ücrete ilişkin, iş hukuku normları dahilinde sağlanmış bir haktır.
Toplu İş Sözleşmesinde belirlenmiş haklar genişletilerek uygulanamaz.
Bu nedenler mahkemece Toplu İş Sözleşmesinin EK-3 no’lu cetvelinin ağırlık zammına ilişkili hükmünün kapsamı yanlış yorumlayarak, daimi işçi statüsünde çalışanların da ağırlık zammı ücretinden yararlandırılmaları gerektiği yolunda hüküm kurulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/6 maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeplerle kabulü ile hükmün, “sonuca etkili olmamak üzere” BOZULMASINA, 21.6.2007 gününde oybirliği ile karar verildi.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesinden:
Esas No : 2006/35843
Karar No : 200719866
Mahkemesi : Çorum İş Mahkemesi
Tarihi : 30/3/2006
Numarası : 2006/221-2006/107
Davacı : Ahmet R. Burhanoğlu
Davalı : ………… Şeker Fabrikaları A.Ş. Genel Md.lüğü/ANKARA
Dava Türü : Ağırlık zammı ücretinin ödenmesi
Temyiz Eden : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
Davanın yapılan yargılaması sonunda, mahalli mahkemece verilen hükmün, kanun yararına bozulması, Adalet Bakanlığının yazısı üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenilmesi üzerine dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü:
YARGITAY KARARI
Davacı, işyerinde mevcut çalışma şartlarının, ilgili yasalarda aranılan ağır ve riskli, sağlığı tehlikeye sokucu nitelikte olduğundan bahisle, 506 sayılı yasaya 2098 ve 3395 sayılı yasa ile eklenen EK 5 inci madde hükümlerinden yararlandırılarak, mevcut çalışma sürelerine itibari hizmet sürelerinin eklenmesini talep ederek dava açtığını, mahkemece, anılan yasa hükmü gereğince çalışmaya başladığı tarihten geçerli olmak üzere itibari hizmet süresinden yararlandırılması gerektiğinin tespitine karar verilip hükmün kesinleştiğini, önceki çalışma sürelerine, itibari hizmet süresi eklendiğinden, Sosyal Sigortalar Kurumu Müdürlüğünce ödenmesi gereken ilave pirim borcunun ikmal edildiğini, çalışma saatlerinin değiştirildiğini, ancak ağır sanayi işçisi olmasına rağmen biriken ağırlık zammı ücreti ile birlikte her ay ödenmesi gereken ağırlık zammı ücretinin ödenmediğini ileri sürerek, biriken yaklaşık 86,3 YTL’lik ağırlık zammı ücretinin yasal faizi ile birlikte ödenmesini istemiştir.
Davacının, davalıya ait Şeker Fabrikasında, 1.1.1991 tarihinden itibaren daimi işçi kadrosunda çalışmakta olduğu dosyadaki davalı idarece sunulan hizmet yazısından anlaşılmaktadır.
Mahkemece, ağırlık zammı ücretinin toplu iş sözleşmesi ile kabul edildiği benimseyerek, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içinde bulunan Toplu İş Sözleşmesine ilişkin EK-3 no’lu cetvelin “ağırlık zamları listesi” yazısının ilk paragrafında; “İşin hususiyetine göre ve o işte bilfiil çalıştığı müddete inhisar etmek ve hiçbir surette müktesep hak teşkil eylememek kaydıyla, aşağıda tadat edilen yerlerde çalışan GEÇİCİ işçilere, gruplarında gösterilen “AĞIRLIK ZAMLARI” ödenir. Bu miktarlar ikinci yıl birinci ve ikinci altıncı aylarda ücret zammı oranında ve ücretin zamlandığı tarih itibarıyla arttırılarak ödenecektir.” denilmiştir. Daha sonra işyeri gruplamalarının yapıldığı görülmektedir.
Ağırlık zammından yararlanması gereken işçilerin, öncelikle geçici işçi statüsünde çalışıyor olmaları gerekmektedir. Davacı ise, daimi işçi statüsünde çalışmaktadır. Yukarıda belirtildiği üzere davacı önce açtığı tespit davası ile 506 S.K.nun EK-5 madde hükümlerinden yararlandırılmasının gerekçesi, davacının çalıştığı işyerinin olumsuz fiziksel ve kimyasal koşulları taşımasıdır.
Bir kısım geçici işçiler, 506 sayılı yasanın EK-5 inci maddesinde anlatılan itibari hizmet sürelerinden, koşulları oluştuğu için yararlandırılmış ise de, daimi işçilerin gibi ağırlık zammından yararlandırılmaları gerekmemektedir.
Toplu İş Sözleşmesinin EK-3 no’lu cetvelindeki ağırlık zammı ücretinden sadece geçici işçiler yararlanabilir. Oysa 506 S.K.nun EK-5 maddesindeki itibari hizmete hak kazanma şartları ve nedeni ile daimi ve geçici işçi statüsünde çalışma hali farklı kavramlardır.
İtibari hizmet sürelerine ilişkin açılan tespit davalarının kazanılması, prim ödeme gün sayısını arttırdığından sosyal güvenlik hukuku açısından işçilere veya hak sahiplerine, ileride bağlanacak yaşlılık veya ölüm aylıklarında aylık bağlama oranının yükseltilmesi yönünde olumlu bir katkı sağlamış olacaktır.
Ağırlık zammı ücreti toplu iş sözleşmesi hükümleri uyarınca kapsamı belirtilmiş gruplara (geçici işçilere), ödenecek ücrete ilişkin bir haktır.
506 S.K.nun EK-5 inci maddesi ile tanınan itibari hizmet sürelerinden yararlanılması hakkı ile yukarıda açıklanan “Ağırlık Zammı ücretinden yararlanma hakkının”, işçilere mutlaka birlikte, kullandırılacağı düşünülmemelidir.
Öte yandan, toplu iş sözleşmesinde öngörülmeyen bir şekilde haklar genişletilerek, başkaları yararlandırılamazlar.
Bu nedenler mahkemece Toplu İş Sözleşmesinin EK-3 no’lu cetvelinin ağırlık zammına ilişkin hükmün kapsamı yanlış yorumlanarak, davacı gibi, daimi işçi statüsünde çalışanların da ağırlık zammı ücretinden yararlandırılmaları gerektiği yolunda hüküm kurulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/6 maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeplerle kabulü ile hükmün, “sonuca etkili olmamak üzere” BOZULMASINA, 21.6.2007 gününde oybirliği ile karar verildi.