Özgür BİYAN
Mali Hukuk Bilim Uzmanı
Alomaliye.com Yayın Kurulu Başkan Yrd.
ozgurbiyan@hotmail.com
TİCARİ SIRLAR KANUNU: YASALAŞMAYI BEKLEYEN BİR TASARI
Dinamikliğinden hiçbir şey kaybetmeyen hukuk sistemimize yeni kanun dâhil edilmek üzere beklemektedir. “Ticari Sırlar Kanunu” adı verilen tasarı (1) halindeki yeni düzenleme; iktisadî ve ticarî sektörler ile malî sektörde üretim, tüketim ve hizmet alanlarında faaliyet gösteren ticarî işletme ve şirketler, bankalar, sigorta şirketleri ve sermaye piyasası aracı kurumları ile bunlarla ticarî ilişkide bulunan müşterilerin; ticarî sır, banka sırrı ve müşteri sırrının açıklanması, verilmesi, kullanılması, korunması ve sınırlandırılmasına ilişkin esas ve usulleri düzenlemeyi amaçlamaktadır.
Tasarı halindeki Kanun, kamu veya özel sektöre ait ticarî işletmeler ve üretim faaliyetinde bulunan şirketler ile bankacılık, sigortacılık, malî ve sermaye piyasalarında faaliyet gösteren şirketlerin ticarî sırları, banka sırrı ve müşteri sırlarıyla ilgili bilgi, belge ve elektronik ortam kayıt ve verileri dâhil olmak üzere geniş bir alanı kapsamaktadır.
Diğer yandan iş görme sözleşmeleri uyarınca hizmet sunan serbest meslek mensuplarının (avukat, mali müşavir vb.) meslek sırrı ile kamu hizmeti veren kamu kurumu ve kuruluşlarında çalışan memur ve diğer kamu görevlilerinin görev sırları hakkında özel ve genel kanunlardaki ilgili hükümler de saklı tutulmuştur.
Bu yazı, söz konusu tasarıyı ana hatları ile ortaya koymak ve ilgililerle paylaşmak üzere kaleme alınmıştır.
TİCARİ SIR TANIMI-KAPSAMI
Kanun tasarısının 3.maddesinde “ticari sır” kavramının tanımını görüyoruz. “Bir ticarî işletme veya şirketin faaliyet alanı ile ilgili yalnızca belirli sayıdaki mensupları ve diğer görevlileri tarafından bilinen, elde edilebilen, rakiplerince bilinmemesi ve üçüncü kişilere ve kamuya açıklanmaması gereken işletme ve şirketin ekonomik hayattaki başarı ve verimliliği için büyük önemi bulunan; iç kuruluş yapısı ve organizasyonu, malî, iktisadî, kredi ve nakit durumu, araştırma ve geliştirme çalışmaları, faaliyet stratejisi, hammadde kaynakları, imalatının teknik özellikleri, fiyatlandırma politikaları, pazarlama taktikleri ve masrafları, pazar payları, toptancı ve perakendeci müşteri potansiyeli ve ağları, izne tâbi veya tâbi olmayan sözleşme bağlantılarına ilişkin bilgi, belge, elektronik ortamdaki kayıt ve verilerin tümü” ticari sır olarak tanımlanmıştır. Ticari sır olarak nitelenen veriler için, açıklanamaz, kullanılamaz ve verilemez şeklinde emredici hüküm getirilmiştir. Fark edileceği üzere ticari sır olarak nitelenen unsurlar tek tek (tadadi) sıralanmaktadır.
Yukarıda ifade edilen “ticari işletme veya şirketin faaliyet alanı ile ilgili yalnızca belirli sayıdaki mensupları ve diğer görevlileri tarafından bilinen” hükmünden ilk bakışta işletme ortakları, üst düzey pozisyondaki yöneticilerin sahip olduğu bilgiler akla gelse de, devamında ticari sır olarak sayılan kavramların yerine göre daha alt pozisyonlarda çalışanlar tarafından da bilinebileceği anlaşılmaktadır. Örneğin, işletmenin mali durumu hakkında muhasebe departmanında çalışanlar önemli bilgilere sahip olabilir. Keza üretimde çalışan ya da pazarlama departmanında çalışan kişiler de “ticari sır” olarak sayılan imalat teknikleri, müşteri ağları vb. bilgilere sahip olabilir. Bu durumda bu bilgiler “belirli sayıda” kişiler tarafından bilinen “ticari sır” sınıfında değerlendirilemeyebileceği gibi yoruma açık bir alan yaratmaktadır.
TİCARİ SIR NE ZAMAN AÇIKLANABİLECEK
Diğer yandan hangi hallerde ticari sırların açıklanabileceği de tasarı da öngörülmektedir.
Buna göre;
a- Kamuya mal olmuş herkes tarafından bilinen veya kanunlarda hükme bağlanmış açıklık ilkesi uyarınca resmî sicillerde veya bilançolar ile faaliyet raporlarında yer alan,
b- İlgili sır sahibinin açıkça muvafakati (onayı) bulunan,
c- Kanunî yükümlülüğün ifası için gerekli olan,
bilgi ve belgelerin açıklanmasının, kullanılmasının ve verilmesinin kanuna aykırılık teşkil etmeyeceği öngörülmektedir.
TİCARİ SIRLARIN İBRAZ ZORUNLULUĞU
Ticari sırların, yürütülen görev ve konuyla doğrudan bağlantılı ve sınırlı olmak kaydıyla “verilmesi gereken” bazı durumlarda hüküm altına alınmıştır. Şöyle ki;
a- TBMM’nin gizli olarak yapılması gereken meclis araştırması ve meclis soruşturması oturumları ile meclis araştırması ve meclis soruşturması komisyonları toplantılarındaki müzakerelerde,
b- Adlî, idarî ve askerî yargıda görülmekte olan hukuk, idarî, vergi ve ceza davaları ile idarî, malî ve cezaî kovuşturma ve soruşturmalarda,
c- Çıkar amaçlı suç örgütlerinin mal varlığının tespiti ile kara paranın aklanmasının önlenmesine ilişkin inceleme, araştırma, soruşturma ve kovuşturmalarda,
d- Devlet adına gözetim ve denetim görevini yapan denetim elemanları ile bağımsız kurum ve kurulların gözetim, denetim, araştırma ve inceleme faaliyetlerinde,
e- Uluslararası adlî yardım işlemlerinde,
f- Diğer kanunlarda gösterilen hallerde,
ticari sırların verilmesi gerekecektir. Bununla birlikte ticari sırların gizliliğine ilişkin karşılıklılık esası öngören uluslararası antlaşma hükümlerinin saklı tutulması öngörülmektedir.
Ticari sır sahipleri; Cumhurbaşkanlığı, TBMM Başkanlığı, Başbakanlık ve bakanlıklar ile her derecedeki mahkemeler, Cumhuriyet savcılıkları, icra ve iflâs daireleri, resmî makam, kamu kurum, kuruluş ve kurulları, bunların görevlendirdikleri denetim elemanları ile kişi ve kuruluşlara, yazılı talepleri üzerine, özel kanunlarında bu konuda yetkilerinin mevcut olup olmadığına bakılmaksızın, yetkileri varsa bu yetkileri de saklı kalmak ve yürütülen görevle doğrudan bağlantılı ve sınırlı olmak kaydıyla istenen, sır kapsamında bulunan veya bulunmayan bilgi, belge, elektronik ortam kayıt ve verilerini açıklamak ve vermekle yükümlüdürler.
Sır sahipleri, özel hukuk ilişki ve işlemlerinde Türk Medenî Kanunu, Borçlar Kanunu, Türk Ticaret Kanunu, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ile İcra ve İflâs Kanunu hükümleri uyarınca, açıkça yetkili kılınan kişi ve mercilere yazılı talepleri üzerine yalnızca yürütülen görevle doğrudan bağlantılı ve sınırlı olmak kaydıyla, gerçek ve tüzel kişilerin ticarî, banka ve müşteri sırlarıyla ilgili belge, bilgi ve elektronik ortam kayıt ve verilerini açıklamak ve vermekle yükümlü sayılmaktadırlar.
TİCARİ SIRLARI SAKLAMAKLA YÜKÜMLÜ OLANLAR
Kanunen açıklanan sırları doğrudan veya dolayısıyla öğrenen kamu görevlileri ve diğer kişiler, bu sırları kanunen yetkili mercilerden başkasına ve üçüncü kişilere açıklayamayacak, veremeyecek ve kendisi veya başkalarının yararlarına kullanamayacaklardır. Bu yükümlülüğün görevlerinden ayrılmalarından sonra da devam edeceği öngörülmektedir.
Kanunen, soruşturma, kovuşturma, yargılama sırasında, icra ve iflâs takiplerinde, Kanunda öngörülen sırları doğrudan veya dolayısıyla öğrenen yargı mensupları, icra ve iflâs memurları, diğer görevliler de, öğrendikleri sırları, kanunen yetkili mercilerden başkasına ve üçüncü kişilere açıklayamayacak, veremeyecek ve kendi veya başkalarının yararlarına kullanamayacaktır. Bu yükümlülükler, görevlerinden ayrılmalarından sonra da devam edecektir.
Hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılan kişi tarafından açıklanan sırlar ile yargılama sırasında taraflarca iddia ve savunmaya ilişkin delil ve belge olarak açıklanan ve verilen ve icra ve iflâs takiplerinde elde edilen sırlarla ilgili belge, bilgi, elektronik ortam kayıt ve verilerin korunmasını sağlamak amacıyla, yargı mensupları, icra ve iflâs memurları ve diğer görevlilerin bu sırların gizliliği için her türlü tedbiri almakla yükümlülüğü öngörülmektedir.
ÖNGÖRÜLEN İDARİ VE ADLİ CEZALAR
Ticari Sırlar Kanunu tasarısında da pek çok kanunda olduğu gibi cezai işlemlere de yer verilmiştir. Resmî makam, kurum ve kurulların talebi halinde sırların açıklanması yükümlülüğünü yerine getirmeyen kişiler için üç aydan bir yıla kadar hapis ve 1.000 YTL’den aşağı olmamak üzere ağır para cezası öngörülmektedir.
Ticari sırları öğrenen kişiler ve makam sahiplerinden öğrendikleri sırları yetkili mercilerden başkasına veya üçüncü kişilere açıklayanlar veya verenler hakkında altı aydan bir yıla kadar hapis, 2.000 YTL’den aşağı olmamak üzere ağır para cezası ile uygulanması mümkün olacaktır.
Diğer yandan bu cezaları gerektiren fiilleri kendileri veya başkalarının yararlarına işleyenler hakkında yukarıdaki cezalar yarısı oranında artırılarak hükmolunucaktır.
Ticari sırları öğrenen yargı mensupları ile icra ve iflâs memurları, yükümlülüklerini yerine getirmezlerse altı aydan bir yıla kadar hapis ve 500 YTL’den aşağı olmamak üzere ağır para cezasına maruz kalacaklardır. Keza söz konusu fiilleri kendileri veya başkalarının yararlarına işleyenler hakkında bu cezalar yarı oranında artırılarak tatbik edilecektir.
Söz konusu tasarı için bkz. www.alomaliye.com/ticari_sirlar_kanun_tasarisi.htm