Site icon Alomaliye.com Güncel Mevzuat, Muhasebe, Ekonomi, Vergi, SGK Haberleri

Kanuni Süresinden Sonra Verilen Beyannameler ve Düzeltme Beyannameleri Üzerinde Vergi Dairesinde Yapılan İşlemler

Kanuni Süresinden Sonra Verilen Beyannameler

Ömer TEKİN
Yeminli Mali Müşavir
tekin.ymm@hotmail.com

I-Giriş:

Vergilerimizin büyük kısmının tarh ve tahakkuku beyana dayanmaktadır. Bu beyannamelerin herbiri için kanunda verilme süreleri belirtilmiştir.

Kimi zaman  bu beyannameler unutulduğundan ya da herhangi bir nedenden dolayı  süresinde verilmemiş olabilmektedir. Kimi zamanda süresinde veya süresi geçtikten sonra verildiği halde ilk verilen bu beyannameler eksik verilmiş olabilmekte, bunlarında ek beyanname veya düzeltme beyannamesiyle düzeltilmesi gerekebilmektedir.

Kanuni süresinden sonra verilen beyannameler, “kendiliğinden verilen beyannameler” diye nitelendirilmektedir. Bu beyannameler V.U.K.’nun 371. maddesindeki şartları yerine getirilmesi şartıyla  verilmişse, “pişmanlıkla beyanname verilmesi” olarak nitelendirilmektedir. Bunların dışında kanuni süresinde beyanname verilmiş olmakla birlikte daha sonra bu beyannamelere ek beyanname verilmesi veya düzeltme beyannamesi verilmesi gerekebilmektedir.

Bu yazımızda, kanuni süresinden sonra kendiliğinden verilen beyannameler ile  ek ya da düzeltme beyannameleri üzerinde, vergi dairesinde yapılan işlemler açıklanmaya çalışılmıştır.

II- Kanuni Süresi Geçtikten Sonra Beyanname Verilmesi:

Yukarıda yazımızın giriş bölümünde de belirtildiği üzere  vergilerimizin büyük bir kısmı beyana dayanmaktadır. Beyana dayanan bu vergiler içinde kanunda beyan süreleri belirtilmiştir. Kanunda belirtilen sürelerde beyanname verilmemesi durumunda nasıl bir işlem yapılacağı yine kanunda belirtilmiştir. Buna göre;

Vergi Usul Kanununun 30. maddesinin 4008 sayılı Kanunla değişik dördüncü fıkrasında, “Vergi beyannamesini kanuni süre geçtikten sonra vermiş olanlara, bu beyannamede gösterdikleri matrah üzerinden re’sen gerekli tarhiyat yapılır ve bu beyannameler re’sen takdir için takdir komisyonuna sevk edilmez. Ancak vergi incelemesine başlanmasından veya takdir komisyonuna sevk edilmesinden sonra kendiliğinden verilen beyannameler için bu hüküm uygulanmaz.” hükmüne yer verilmiştir.

Diğer taraftan, Vergi Usul Kanununun 344. maddesine, vergi incelemesine başlanılmasından veya takdir komisyonuna sevkedildikten sonra verilenler hariç olmak üzere, kanuni süresi geçtikten sonra kendiliğinden verilen beyannameler için ziyaa uğratılan verginin % 50’si tutarında  vergi ziyaı cezası kesileceği hükme bağlanmıştır.

Kanuni süresi geçtikten sonra kendiliğinden verilen bu beyannameler V.U.K.’nun 371. maddesine göre pişmanlıkla verilirse,  vergi ziyaı cezası kesilmeyecektir. Bu cezanın kesilmemesi için 371. madde de  aranan şartların yerine getirilmiş olması gerekir. Bu şartların neler olduğu hususu, beyannamenin pişmanlıkla verilmesi başlığı altında açıklanacaktır.

Sonuç itibariyle; kanuni süresinden sonra verilen beyannamelere vergi dairesinde işlem yaplırken iki durumdan birine göre işlem yapılmaktadır.

Buna göre; Kanuni süresinden sonra verilen beyanname, “Kendiliğinden Verilen Beyanname” niteliğinde mi? Yoksa “Pişmanlıkla Verilen beyanname “niteliğinde mi? Bu ayrımın, uygulanacak cezanın kesilmesi yönünden önemi vardır. Şayet verilen beyanname pişmanlıkla verilmiş ve pişmanlık şartları da yerine getirilmişse vergi ziyaı cezası kesilmeyecek, usulsüzlük cezası da 2 kat değil, 1 kat uygulanacaktır.

Bu iki beyan durumunu aşağıda başlıklar altında açıklamaya çalışalım.

1. Sonradan Kendiliğinden Verilen Beyannameler:

Bilindiği üzere  beyannameler kanuni süresinde verilmesi gerekmektedir. Kanuni süresinde beyannamenin verilmemiş olması durumunda, sonradan verilecek beyannamede vergi ve matrah beyan edilip, edilmemesine göre vergi dairesi farklı işlem yapmaktadır.

Konuyu örnek olay üzerinde somutlaştırarak açıklamaya çalışalım.

Örneğin Oba Ltd. Şti., 2006/Şubat dönemine ilişkin KDV beyannamesini 20 mart /2006 tarihinde vermesi gerekirken, 2006/ağustos ayında bu beyannamenin verilmediğini fark etmiştir.

Sonradan verilecek bu beyannamede vergi çıkıp çıkmadığına göre yapılacak işlemler aşağıdaki gibi olacaktır.

6.000 YTL  KDV ödemesi çıktığını varsayalım, bu durumda vergi dairesi, bu beyan için incelemeye başlanmamışsa veya takdire sevk edilmemişse ve beyannamenin geç verilmesinden başka V.U.K’nun 30. maddesinde sayılan re’sen takdir nedenlerin herhangi biri mevcut değilse, sonradan verilen bu beyanname üzerinden gerekli tarhiyatı yapacaktır. Ayrıca incelemeye göndermeyecektir.

Buna göre 6.000 YTL vergi tarh ettirip tahakkuk fişi düzenleyecektir. Ayrıca beyannamenin süresinde verilmediğnden dolayı, V.U.K.’nun 30/1. maddesine göre 2 kat 1. derece usulsüzlük cezası kesilecektir. V.U.K.’nun 344. maddesine göre kanuni süresinden sonra kendiliğinden verilen beyannameler için %50 oranında vergi ziyaı cezası kesilmesi hükme bağlanmış olduğundan dolayı örnek olayımızdaki 6.000 YTL  vergi ziyaı üzerinden %50 oaranında 3.000 YTL vergi ziyaı cezası kesilecektir. Ancak bir fiil için hem usulsüzlük cezası, hemde vergi ziyaısı kesilmesi gerektiği durumlarda V.U.K.’nun 336. maddesi gereği bunlardan ağır olanlardan sadece biri kesileceği hükme bağlanmış olduğundan, ceza kesilmesi sırasında ya usulsüzlük cezası ya da vergi ziayı cezası kesilmesiyle yetinilecektir. Bunun dışında V.U.K’nun 112. maddesine göre gecikme faizi hesaplanacaktır.

Sonradan verilen bu beyannamede indirimler nedeniyle ödenecek vergi çıkmadığı ya da devreden KDV çıktığını varsayalım. Bu durumda vergi dairesi, sonradan verilen bu beyanname, süresinden sonra verilmiş olduğu, bunun dışında re’sen takdiri gerektirecek V.U.K.’nun 30. maddesinde sayılan  başka nedenler yoksa; Sonradan verilen bu beyannameye sadece 2 kat 1. derece usulsüzlük cezası kesecektir.

Sonradan verilen bu beyannamede matrah gösterilmemiş ya da  re’sen takdiri gerektiren başka nedenlerde tespit edilmişse bu gibi beyannameleri incelemeye ya da takdire sevk edecektir.

2. Sonradan  Pişmanlıkla  Verilen Beyannameler:

Kanuni süresi geçtikten sonra verilecek beyanname V.U.K.’nun 371. maddesinden faydalanarak da verilebilmektedir. Tabi bu şekilde beyanname verilmesi mükellefe birtakım kolaylıklar getirmiştir. Mükellefin bu kolaylıklardan faydalanabilmesi için kanundaki şartların yerine getirilmesi istenmektedir.

Öncelikle bu kolaylıklar nelerdir onu açıklayalım, sonra istenen şartları sayalım.

Önceki bölümdeki örnek olay üzerinde sağlanan  bu kolaylığı açıklamaya çalışalım. Örnek olayımızda ltd. Şirket 2006/şubat ayına ilişkin KDV beyannamesini, 20 mart 2006 ayında verilmesinin unutulduğunu fark ederek bu  beyannameyi 2006/ağustos ayında pişmanlıkla verdiğini varsayalım. Verilen bu beyanname yine yukarıdaki şekilde vergi çıkıp çıkmadığına göre açıklama yapalım.

6.000 YTL KDV ödemesi çıktığını varsayalım. Bu durumda pişmanlıkla verilen beyanname üzerine vergi dairesi, beyannamenin geç verilmesinden başka re’sen takdiri gerektiren başka bir tespiti yoksa verilen bu beyanname üzerinden 6.000 YTL vergi tarh ettirip tahakkuk fişini düzenleyecektir. Beyanname pişmanlıkla verildiğinden dolayı vergi ziyaı cezası kesilmeyeceğinde sadece usulsüzlük cezası kesilecektir. Kesilecek 1.derece  Usulsüzlük cezası  2 katmı, 1 katmı kesileceği yasa ve tebliğlerde ve uygulamada çelişkili gibi görünmektedir.

Şöyleki: 238 V.U.K. genel tebliğinde, pişmanlıkla verilecek beyannameler için 2 kat 1. derece usulsüzlük cezası kesileceği belirtilmiştir. Uygulama içgenlgesinde ise 1 kat olarak belirtilmiştir. Vergi daireleri  pişmanlıkla verilen beyannamelere 1 kat 1. derece usulsüzlük cezası kesmektedir.

Pişmanlıkla verilen beyannameye 1. derece 1 kat usulsüzlük cezasından başka,  gecikme zammı oranında pişmanlık zammı hesaplanacaktır.

Bu durumda mükellef pişmanlıkla beyan ettiğinden dolayı, mükellefe sağlanan kolaylık  %50 vergi ziyaı cezasının kesilmemesi olmaktadır. Birde 2 kat 1. derece usülsüzlük cezası yerine 1 kat 1. derce usulsüzlük cezası olmaktadır.

Mükellefe bu kolaylığın sağlanması için aşağıda belirtilen şartların yerine getirmesi gerekmektedir. V.U.K.’nun 371. maddesinde belirtilen bu şartlar aşağıdaki gibidir:

a- Beyana dayanan ve vergi ziayını gerektiren kanuna aykırı hareketler, resmi bir makama bir muhbir tarafından  daha önce yazılı olarak ihbar edilmemiş olmalı,

b- Bu konu, incelemeye veya takdir komisyonuna takdire sevk  edilmemiş olmalı,

c- Kanuni süresinde beyan edilmeyen vergi, beyanname ile bildirilerek, 15 gün içinde normal ödeme süresinden itibaren ödemenin geciktiği heray ve kesri için 6183 sayılı kanunun 51. maddesinde belirtilen bir zamla (pişmanlık zammı)  birlikte vergi aslının ödenmiş olması gerekmektdir.

Bu şartlar yerine getirilirse beyanname pişmanlık hükmünden faydalandırılmaktadır.

Pişmanlıkla verilen  beyannamelerle ilgili bazı hususları bu bölümün hemen  sonunda belirtilecektir. Konuyu dağıtmadan bu bölümle ilgili olarak  pişmanlıkla verilen beyannamede vergi ödemesi çıkmadığı durumu, 2. durum olarak  aşağıda açıklamaya çalışalım.

Örnek olayımızda Ltd. şti.’nin verdiği KDV beyannamesinde indirimler nedeniyle KDV çıkmadığı, devreden KDV çıktığını varsalım. Bu beyannamenin pişmanlıkla verilmesi halinde beyannamenin pişmanlıkla kabul edilip edilmeyeceği yönünde Danıştayın ve Bakanlığın farklı görüşleri bulunmaktadır. Bu farklı görüşlerden örnek kararlar sunduktan sonra, Vergi dairelerin halen uygulamaları hakkında açıklamalar yapılacaktır.

Aşağıda konuyla ilgili Danıştay kararları ve Bakanlık görüşlerinden örnekler verilmiştir:

Danıştay 3. dairenin 2.10.1986 tarih ve 1047 esas no’lu kararında özetle,

pişmanlık dilekçesiyle birlikte zarar beyanında bulunan mükellef hakkında diğer takdir sebebleri bulunmadıkça sırf beyannamenin zamanında verilmediğinden bahisle re’sen matrah takdir edilemeyeceğine karar vermiştir.

Danıştay 7. dairenin 22.01.1988 tarih ve 138 esas no’lu kararında özetle,

pişmanlık dilekçesi ekinde matrahsız beyanname veren mükellef hakkında başkaca re’sen takdir nedeni bulunmadıkça bu fiil için kesilmesi gereken usulsüzlük cezasının 1 kat uygulanması gerektiği yönünde karar vermiştir.

Maliye Bakanlığı’nın 30.06.1997 tarih ve B.07.0.GEL.0.30/3044-371-647/27154 sayılı özelgesinde özetle,

Pişmanlık talebiyle düzeltme beyannamesi verildiği, ancak sözkonusu beyannamelerde ödenecek vergi çıkmıyorsa, bu beyannamenin pişmanlıkla kabul edilemeyeceği, bunun yerine kendiliğinden verilen beyanname olarak kabul edilmesi gerektiği yönünde görüş bildirmiştir.

238 sayılı V.U.K. Genel tebliğine göre, “….Pişmanlık talebiyle verilen beyannamede zarar beyanı veya mahsuplar gibi nedenlerle ödenecek verginin bulunmaması halinde, pişmanlık talebi kabul edilmeyecek ve bu beyannameler için de yalnızca birinci derece iki kat usulsüzlük cezası kesilecektir. Ancak, gerek görülmesi halinde, bu mükellefler nezdinde inceleme yaptırılabilecektir. “

Yukarıdaki Danıştay kararları ile Bakanlığın usulsüzlük cezasının kesilmesi yönünde farklı görüşleri bulunmaktadır. Ancak Bakanlığın yukarıda 238 sayılı VUK genel tebliğin aksine Vergi Daireleri İşlem Yönergesi’nin Diğer Tarh İşlemleri başlıklı bölümünün 87/3’ncü maddesine; “Pişmanlıkla verilecek beyannamelere uygulanacak işlemleri aşağıdaki gibi sıralamıştır:

a) Pişmanlık istemi kabul edilen beyannamelere birinci derece bir kat usulsüzlük cezası kesilir.

b) Pişmanlık istemi kabul edilmeyen beyannameler kanuni süresinden sonra verilen beyanname kabul edilerek bu maddenin birinci bendinde yazılı cezalar kesilir.

c) Pişmanlık talebi ile verilen beyanname ek beyanname niteliğinde ise usulsüzlük cezası kesilmez.

d) Vergisi kanuni sürede ödenmiş olmakla birlikte, beyannamenin kanuni süresinden sonra pişmanlıkla verilmesi halinde, birinci derece bir kat usulsüzlük cezası kesilir.” açıklamaları yer almıştır.

Vergi dairelerinde yapılan uygulama, Pişmanlıkla verilen beyannamede vergi ödemesi çıkıyorsa pişmanlık hükmünden faydalandırılmakta ve 1 kat 1. derece usulsüzlük cezası kesilmekte, vergi ödemesi çıkmıyorsa, bunun kendiliğinden verilen beyanname kabul edilip, 2 kat usulsüzlük cezası kesilmektedir.

3- Pişmanlıkla Verilen Beyannamelerle ilgili Diğer Hususlar:

Pişmanlıkla verilen beyannamelerde mahsuplar veya indirimler dolaysıyla ödeme çıkmayan şekilde verilen beyannamelere pişmanlıkla kabul edilmemektedir. Bu beyannameler kendiliğinden verilen beyanname olarak kabul edilmektedir.

Kanuni süresinden sonra Pişmanlıkla veya kendiliğinden verilecek beyannameler internet ortamında da verilebilmektedir.

Pişmanlıkla verilecek beyannameler dilekçe ekinde pişmanlık hükmünden faydalandırılması talebinde bulunulması yararlı olmaktadır. Bununla birlikte bu talep olmaksızın pişmanlık şartları yerine getirilmişse bu beyannamelerinde pişmanlık hükmünden faydalandırılacağı yönünde Bakanlığın görüşü bulunmaktadır.

Pişmanlıkla verilecek beyannameye göre tarh edilen vergi ve hesaplanan pişmanlık zammı 15 gün içinde ödenmesi gerekmektedir. Bunun 15 gün içinde ödenmemesi ya da eksik ödenmesi halinde pişmanlık hükmünden faydalandırılmamaktadır.

Mükellefe Beyana çağrı yazısı yazılmış olması, pişmanlıkla beyanda bulunmaya engel değildir.

Vergi Dava Daireleri Genel kurulunun 2.10.1992 tarih ve 420 esas no’lu kararında özetle,

Vergi dairesi tarafından mükellefe beyana çağrı yazısı yazılmış olması, pişmanlıkla beyanda bulunmayı engellemeyeceği yönünde karar vermiştir.

Pişmanlıkla verilen beyannameye ilişkin tarh edilen vergi ve pişmanlık zammı 15 gün içinde ödenmesinin mahsup yoluyla da ödenebileceği, 15 gün içinde vergi dairesinin saymanlıklar arası mahsup işlemini yapmamış olması pişmanlık hükmünden faydalanmaya engel değildir.

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 29.12.2005 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.19.02/VUK-1/11793  sayılı özelgelerinde özetle,

Pişmanlık talebi ile verilen beyannamelerine ait vergi ve pişmanlık zammının 15 gün içinde ödenmesinin mahsup yoluyla yapılmasında Vergi dairesince geciktirilmesi durumunda bu gecikmenin mükellefe atfedilemeyeceğinden pişmanlık talebinin geçerli olacağı yönünde görüş bildirmiştir.

III-Düzeltme veya Ek Olarak   Verilen Beyannameler:

Bu beyannameler kanuni süresinde verilmiştir. Ancak  bu beyannameler ya eksik ya da hatalı verilmiştir. Bu yüzden ilk verilen bu beyannamelerdeki hataların düzeltilmesi ya da eksikliklerin giderilmesi için ek ya da düzeltme beyannamesi verilmesi gerekmektedir.

Konuyu örnek olay üzerinde somutlaştırarak açıklamaya çalışalım.

Örneğin, 2007/ Şubat ayına ilişkin KDV beyannamesini, 20.mart 2007 tarihinde süresinde beyan etmiştir. Ancak bu döneme ilişkin 10.000 YTL tutar + 1.800 YTL KDV den oluşan fatura beyana dahil edilmemiş olduğu fark edilmiştir. Bu durumda Yapılacak iş, eksik beyanı da dahil ederek yeni bir düzeltme beyanı verilmesi gerekmektedir.

3.3.2007 tarihinde yürürlüğe giren 368 sıra no’lu VUK’nu Genel tebliğine kadar eksik beyanlar ek beyanname olarak kağıt üzerinden verilebilmekte iken bu tarihten itibaren eksikliklerin yada hataların giderilmesi maksadıyla verilen beyannamelerin tamamı düzeltme beyannamesi şeklinde ve mutlaka internet üzerinden verilmesi zorunlu hale getirilmiştir.

3.3.2007 tarihinden itibaren verilmiş olan beyannamelerin düzeltilmesi için  hiçbir surette ek beyanname verilmeyecek, eksikliği de kapsayacak şekilde yeni bir düzeltme beyannamesi internet üzerinden verilecektir.

İnternet üzerinden düzeltme beyannamesi, beyannamenin gönderilmesi aşamasında, onaydan önce “özel” onay kutucuğu seçilerek onaylanmakta, gelen kutucuklarda  düzeltme beyannamesi kutucuğunu seçerek ve gerekçe bölümünde gerekli açıklamalarda yapılmak suretiyle düzeltme beyannamesi gönderilmektedir.

Düzeltme Beyannameleri üzerinde vergi dairesinde yapılan işlemleri; Kanuni süresinden sonra verilen beyannamelerde olduğu gibi, düzeltme beyannamelerinde de Vergi çıkıp çıkmadığı, ya da matrah azaltıcı, gider artırıcı düzeltme beyannamesi verilip verilmediğine göre açıklama yapmaya çalışalım.

1.Matrah artırıcı, ya da Vergi Ödemesi çıkan düzeltme Beyannamesi verilmesi:

Örnek olayımızda 10.000 YTL tutarında + 1.800 YTL KDV’den oluşan fatura eksik beyan edilmiş olduğundan bu faturada dahil edilerek düzeltme beyannamesi verilmesi durumunda, bunun ilk beyannameye göre matrah artırıcı yönü bulunmaktadır. Ayrıca devreden KDV’nin durumuna göre ödenecek vergi çıkabilir ya da çıkmayabilir. Vergi ödemesi çıkıyorsa, bu beyannamenin pişmanlıkla verilmesi vergi ziyaı cezasının kesilmesini önleyecektir.

Herhangi bir ödeme çıkmıyorsa, bu beyannamenin pişmanlıkla verilmesinin gereği yoktur.

Düzeltme beyannameleri için, Kanuni süresinde beyannamenin verilmemesinin aksine usulsüzlük cezası kesilmemektedir. Usulsüzlük cezası beyannamelerin kanuni süresinde verilmediğinden dolayı kesilmektedir. Oysa, düzeltme beyannamelerinden önce  kanuni süresinde bir beyanname verilmiştir. Bu yüzden, düzeltme beyannameleri için usulsüzlük cezası kesilmemektedir. Düzeltme beyanına ilişkin ek vergi tarhiyatı çıkıyorsa,vergi ziyaı cezası ve bu vergi için gecikme faizi hesaplanacaktır. Beyanname pişmanlıkla verilmişse vergi ziyaı cezası kesilmeyecek sadece pişmanlık zammı hesaplanacaktır.

2.Matrah azaltıcı, Zarar artırıcı, İndirimleri artırıcı Düzeltme Beyannamesi Verilmesi:

Vergi dairesine verilen düzeltme beyannameleri, matrah artırıcı ve vergi ödemesi çıkan durumlarda vergi dairesince başkaca bir tespit yoksa bu beyanname üzerinden gerekli tarhiyatı yapılmaktadır. Ayrıca İncelemeye gönderilmemektedir. Ancak verilen düzeltme beyannamesinde matrah azaltıcı, zarar artırıcı ya da devreden KDV’de artış oluşturucu düzeltme beyannamesi verilmişse, vergi dairesi gerek görmesi halinde bunları incelemeye sevk etmektedir.

Matrah azaltıcı, zarar artırıcı ya da indirimleri artırıcı düzeltme beyanname verilmesinde, yapılacak işlemler hakkında 238 sayılı VUK’nu Genel tebliğinde aşağıdaki  açıklama yapılmıştır.

“…kanuni süre içinde veya kanuni süresi geçtikten sonra kendiliğinden verilen ve matrah azaltıcı nitelikte olan ek beyannameler için hiçbir işlem yapılmaksızın incelemeye sevkedilecek ve inceleme sonucuna göre işlem yapılacaktır.” Denilmektedir.

Bu tip beyannameler için, 2002/8 no.lu Vergi Denetimi ve Koordinasyonu İç genelgesi’‘ nde şöyle açıklama yapılmıştır.

”a) Matah ve/veya vergiyi azaltıcı ya da sonraki döneme devredilen vergiyi artırıcı mahiyetteki beyannameler , yapılan düzeltmenin mükellef tarafından haklı bir nedene veya bir hataya dayandığının belgelendirilmesi ya da mükellefçe verilen yazılı izahatın vergi dairesi müdürünce yeterli görülmesi halinde miktarına bakılmaksızın kabul edilecek ve bu düzeltme beyannameleri incelemeye sevk edilmeyecektir.

b) İade hakkı da doğuran düzeltici nitelikteki gelir, kurumlar ve katma değer vergisi beyannameleri için Bakanlığımızca belirlenen limitlere göre işlem yapılacaktır.”

İncelemeye sevki önlemek için zarar artırıcı, devreden KDV artırıcı ya da matrah azaltıcı hususun nedeni, vergi dairesine etraflıca açıkma yapılmasında  yarar vardır.

IV-Sonuç:

Kanuni süresinden sonra verilen beyannameler, sadece beyannamenin geç verilmesi nedenine dayanıyorsa; ayrıca incelemeye sevk edilmeden  gerekli tarhiyat yapılmaktadır. Kanuni süresinden sonra verilen beyanname pişmanlık talebi olmadan “kendiliğinden verilen beyanname” niteliğinde ise beyannmenin süresinde verilmediğinden dolayı 2 kat 1. derece usulsüzlük cezası, pişmanlıkla verilmişse 1 kat usulsüzlük cezası kesilmektedir.

3.3.2007  tarihinden sonra verilen beyannameler mutlaka  internet üzerinden beyan dışı kalan hususları da içerecek şekilde düzeltme  beyannamesi verilmesinin zorunlu olup, bu beyannamelere usulsüzlük cezası kesilmemektedir. Verilen düzeltme beyannamesi matrah azaltıcı, zarar artırıcı, indirimleri artıcı niteliğinde ise, incelemeye sevkini önlemek için vergi dairesine bu durumu etraflıca açıklama yapılmasında yarar vardır.

 

Exit mobile version