Ertelenmiş Vergi Nedir?
Ali Türker Pirtini
S.M.M.M
alipirtini@acdenetim.com
Giriş
Ertelenmiş Vergi orijinal adıyla (Deferred Tax) muhasebe literatürümüze yeni girmiş bir konudur. Fakat Uluslararası Muhasebe Standartlarında uzunca bir süredir yeri olan bir konudur. Ertelenmiş vergi konusu Uluslararası Muhasebe Standartları’nın 12.si olan Vergilendirme başlıklı (IAS 12 Income Taxes) standardı içerisinde yer almaktadır. Ülkemiz de ise “Ertelenmiş Vergi ” konusu ilk olarak S.P.K tarafından ele alınmış ve uygulamaya konulmuştur.
S.P.K (Sermaye Piyasası Kurulu) kendi mevzuatına tabi şirketlerde uygulanmak üzere uluslar arası muhasebe standartlarıyla uyumlu finansal tablolar ve raporlar hazırlanması amacıyla 15.11.2003 Tarih ve 25290 sayılı mükerrer gazete de Seri XI No 25 sayılı Sermaye Piyasasında Muhasebe Standartları Hakkında Tebliği yayınlamıştır. Bu tebliğ de 33 Adet standart yayınlanmış ve ertelenmiş vergi tebliğde Kısım 28 de “ Kurum Kazancı Üzerinden Alınan Vergiler ” başlığı altında ele alınmıştır. Halen S.P.K Mevzuatına tabi şirketler de bu tebliğe uygun olarak finansal tablolar hazırlanmakta ve raporlama yapılmaktadır.
Son olarak Ülkemizde ulusal muhasebemizin gelişebilmesini sağlamak, uluslararası muhasebe standartlarına da paralel ve kamu yararına uygun ulusal muhasebe standartları oluşturmak amacıyla Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu (TMSK) kurulmuştur. Bu kuruluşta bu güne kadar 41 adet standart yayınlamıştır. Ertelenmiş vergi konusu Türkiye Muhasebe Standartlarının (TMS) 12 no‘lu Gelir Vergileri Başlıklı Standartında düzenlenmiştir. Türkiye Muhasebe Standartları şu anda uygulanmamaktadır. Fakat Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun uygulamaya geçmesi ile birlikte Türkiye’de faaliyet gösteren gerçek ve tüzel kişi tacirler Türkiye Muhasebe Standartlarına uygun şekilde muhasebelerini düzenleyeceklerdir.
Ertelenmiş Vergiyi şu şekilde tanımlayabiliriz.
“Ertelenmiş Vergi Bir varlığın ya da bir borcun (yükümlülüğün) muhasebede ki kayıtlı değeri ile vergi değeri arasındaki farktan oluşan geçici farklar üzerinden hesaplanır. ” Ertelenmiş Vergi iki yönlü olarak ortaya çıkar. Birincisi ertelenmiş vergi varlığı ikincisi ise ertelenmiş vergi borcu ( yükümlülüğü) dür. Ertelenmiş vergi varlığı; İndirilebilir geçici farklar, kullanılmayan mali zararlar ile kullanılmayan vergi indirim ve istisnalarının ileriye doğru taşınması nedenleriyle gelecek dönemlerde geri kazanılabilir vergi tutarını ifade etmektedir. Ertelenmiş Vergi Borcu (Yükümlülüğü) ise; Geçici farklar nedeniyle gelecek dönemlerde ödenecek vergi tutarını ifade etmektedir.
TMS 12’ye göre Geçici farklar: Bir varlığın veya borcun bilançodaki defter değeri ile bunların vergi açısından taşıdıkları değerler arasındaki farkları ifade eder. Geçici farklar aşağıdakilerden biri şeklinde olabilir:
Vergiye tabi geçici farklar; bunlar gelecek dönemlerde faydalanma veya ödeme yapıldığında o dönemlerin vergiye tabi kârını veya zararını belirlerken vergiye tabi tutarlar oluştururlar; ya da İndirilebilir geçici farklar; bunlar gelecek dönemlerde faydalanma veya ödeme yapıldığında o dönemlerin vergiye tabi kârını veya zararını belirlerken vergi matrahından indirilebilir tutarlardır.
TMS 12 de konuyla ilgili geçen önemli tanımlardan biri de Vergiye esas değer tanımıdır bu bir varlık veya borcun vergisel açıdan taşıdığı tutarı/değeri ifade etmektedir.
Bir varlığın vergiye esas değeri, işletmenin gelecekte söz konusu varlığın defter değeri tutarında sağlayacağı vergiye tabi ekonomik yarardan vergisel açıdan gider olarak indirilebilecek olan tutarı ifade eder. Eğer ilerideki ekonomik faydalar vergiye tabi olmayacaksa, anılan varlığın vergiye esas değeri defter değerine eşit olmaktadır.
Konuyla ilgili bir diğer önemli husus ise Vergi gideri (vergi geliri) dir. Vergi gideri (vergi geliri), dönem vergi gideri (dönem vergi geliri) ile ertelenmiş vergi gideri (ertelenmiş vergi geliri) toplamından oluşmaktadır.
Genel olarak ertelenmiş verginin tanımı ve konuyla ilgili diğer önemli kavramları açıkladıktan sonra 12 No.lu Türkiye Muhasebe Standardın da konuyla ilgili temel prensipler şunlardır.
- TMS 12’ ye göre Finansal raporlama yapan kuruluş bir varlığı veya borcu muhasebeleştirdiğinde bunların defter değerleri kadar bu varlıktan ileride fayda temin edileceğini, borcun ise ödeneceğini bekler. Eğer defter değerleri tutarında ileride fayda elde edildiği veya borç ödendiğinde ödenecek vergiler, bu faydanın elde edilmesi veya borcun ödenmesinin vergisel etkisinin olmadığı duruma göre fazla veya az olacaksa; bu Standart, bazı istisnai durumların dışında, işletmenin ertelenmiş vergi borcu veya ertelenmiş vergi alacağı muhasebeleştirmesini zorunlu kılmaktadır.
- Bu Standart işletmenin işlemlerin ve diğer olayların vergisel sonuçlarını işlemleri ve diğer olayları muhasebeleştirdiği şekilde muhasebeleştirmesini zorunlu kılmakta. Bu nedenle, işlemler ve diğer olaylar kâr veya zararda muhasebeleştirilmişse, bunlarla ilgili vergi etkileri de kâr veya zararda muhasebeleştirilmektedir.
- İşlemler ve diğer olaylar doğrudan doğruya özkaynak hesaplarında muhasebeleştirilmişse, ilgili vergi etkileri de doğrudan özkaynak hesaplarında muhasebeleştirilmektedir.
- Benzer şekilde, işletme birleşmelerinde ertelenmiş vergi alacağının veya vergi borcunun muhasebeleştirilmesi, işletme birleşmesinde oluşan şerefiye tutarını veya elde etmenin maliyetinin devralınan şirketin belirlenebilen varlıklarının net gerçeğe uygun değerlerinin, borçlarının ve koşullu borçlarının toplamını aşan kısmındaki devralanın hissesine düşen kısmı etkilemektedir
- Bu Standart, aynı zamanda, henüz kullanılmamış olan geçmiş yıl zararları nedeniyle oluşan ertelenmiş vergi varlıklarının veya kullanılmamış vergi avantajlarının muhasebeleştirilmesi, gelir vergilerinin finansal tablolarda sunumunu ve gelir vergileri ile ilgili bilgilerin açıklanması konularını da düzenlemektedir.
Sonuç
Ertelenmiş Vergi Konusu Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girmesi ve eş zamanlı olarak Türkiye Muhasebe Standartları’nın ülkemizde uygulanması ile birlikte gündeme gelecek çok önemli bir konudur. Ertelenmiş vergi hesaplaması Kar rakamını direk olarak etkileyecek bir hesaplamadır. Sonuç olarak Türkiye Muhasebe Standartlarının uygulanması ile birlikte yasal muhasebe kayıtları bu standartlara göre tutulacağı için Türkiye ‘ de uzun süredir iki farklı kar rakamı olan mali ve ticari kar ayrımı da ortadan kalkacaktır. Ayrıca bu standartlara göre hazırlanmış finansal tablolar uluslar arası muhasebe standartlarına göre hazırlananmış finansal tablolar statüsünde olacağı için finansal tablolarımız uluslararası geçerlilikte olacaktır. Tavsiyemiz Türkiye Muhasebe Standartları zorunlu olarak uygulanmadan önce tüm gerçek ve tüzel kişi tacirlerin muhasebesinden sorumlu olanların (muhasebeciler ve mali müşavirlerin) ertelenmiş vergi konusunun yer aldığı 12 Nolu Türkiye Muhasebe Standardı ve diğer Türkiye Muhasebe Standartlarıyla ilgili uygulama hazırlık çalışmalarına bir an önce başlamalarını tavsiye etmekteyiz.
Kaynak
– Uluslararası Finansal Raporlama Standartları
– Seri XI No 25 sayılı Sermaye Piyasasında Muhasebe Standartları Hakkında Tebliğ (Kısım28)
– Gelir Vergilerine İlişkin Türkiye Muhasebe Standardı (TMS 12) Hakkında Tebliğ Sıra No: 31