Özgür BİYAN
Mali Hukuk Bilim Uzmanı
Marmara Üniversitesi Mali Hukuk Doktora Öğrencisi
[email protected]
GELİR VERGİSİ KANUN TASLAĞI BAŞBAKANLIKTA
Vergi kanunlarının yeniden yazıldığı bugünlerde Kurumlar Vergisi Kanununun yayınlanmasının ardından Gelir Vergisi Kanunu yazım çalışmaları da hızla devam etmektedir. Özellikle çalışanların vergi iadesi uygulamasına son veren ve vergi kaçağı ile mücadelede vergi güvenlik müesseselerini devreye sokan ”Gelir Vergisi Kanun Taslağı” Başbakanlığa gönderilmiş bulunmaktadır. Aşağıda çeşitli kaynaklardan derlenen söz konusu taslakla getirilmesi öngörülen değişiklikler toplu halde verilmek amacıyla bir araya getirilmiştir.
Değişiklik Gerekçeleri
Gelir Vergisi Kanunu taslağında bazı gerekçeler öne sürülmekte ve yapılması öngörülen değişikliklerin nedenleri anlatılmaktadır. Ülkede vergi tabanının çok dar ve beyannameli mükellef sayısının yetersiz olduğu belirtilen taslakta, 2005 sonu itibariyle asgari ücretten yaklaşık 2 milyar 240 milyon YTL, diğer ücretlerden de yaklaşık 10 milyar 433 milyon YTL olmak üzere yaklaşık 12,7 milyar YTL vergi kesintisi tahakkuku yapıldığı, bütçe gerçekleşmelerine göre de, tüm ücretlilerden kesilen vergilere ilişkin tahakkuk miktarının 16 milyar 797 milyon YTL’ yi bulduğu, ücretler haricinde tüm Türkiye’de toplam gelir vergisi stopajının da 10 milyar YTL olduğu vurgulanmaktadır.
Taslakta, gelir vergisinin, vergi güvenliği ile ilgili müesseselerden mahrum olduğu, kanunların çok sık değişmesi sonucunda, sistematiğin bozulduğu, mükerrer, geçici ve ek maddelerin uygulamayı zorlaştırdığı, Vergi Kanunlarının, çağdaş, yapısal ve hukuksal gelişmelere yeterince uyum gösteremediği, gelir unsurları arasında büyük vergilendirme farkları bulunduğu, menkul sermaye iratlarının vergilendirilmesinde de istikrarlı bir uygulama olmadığı ifade edilmektedir.
Taslakta, ücretlerin özel gider indiriminin etkin ve verimli olmaması, uzun dönemli bir vergi politikası bulunmaması, teşvik, muafiyet ve istisnaların, ülke şartlarına uyum göstermemesi ve kentsel rantların vergilendirilmemesi diğer sorunlar olarak sıralanmaktadır.
Yeni Düzenlemenin Ana Hatları
Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarının, Gelir Vergileri Kanunu olarak birleştirilmesi öngörülmekte, gerçek kişilerle ilgili bölümde, vergiye tabi kazanç ve iratların, çalışma, faaliyet ve sermaye gelirleri adı altında 3 kategoride toplanması planlanmaktadır.
Çalışma gelirlerinin, ücret gelirleri ve girişim gelirleri olarak ikiye ayrılması, girişim gelirlerinin ticari, sınai ve zirai kazançlar ile serbest meslek kazançlarından oluşması ve sermaye gelirlerinin ise menkul ve gayrı menkul sermaye iratları ile elden çıkarma kazançları olarak düzenlenmesi öngörülmektedir. Kurumların vergilendirilmesi ise daha önce çıkarılan Kurumlar Vergisi Kanunu’nun entegrasyonu yoluyla gerçekleştirilmesi hedeflenmektedir.
Asgari Geçim İndirimi
Maliye Bakanlığınca hazırlanan ve Gelir Vergisi Kanununda Değişiklik Öngören Kanun Taslağı ile vergi iadesinin yerini ”asgari geçim indirimi” almaktadır. Asgari geçim indirimini, brüt asgari ücretin yarısı olarak belirleyen taslakta, eşi çalışmayan işçi ve memurlara ayrıca brüt asgari ücretin yüzde 10’u, 2 çocukla sınırlı olmak üzere de çocuk başına yüzde 7,5’i oranında indirim sağlanmaktadır.
Maliye Bakanlığının hesaplamalarına göre öngörülen yeni sistemden, çalışanların sadece yüzde 15’lik bölümü olumsuz etkilenecektir. Asgari geçim indiriminin, en fazla katkıyı asgari ücretliye yapması beklenmektedir. Bugünkü asgari ücret üzerinden yıllık 380 YTL vergi iadesi alan bir asgari ücretliye, asgari vergi indirimi ile yıllık 477 YTL katkıda bulunulması amaçlanmaktadır.
Maliye Bakanlığı hesaplamalarına göre, bekar çalışanlardan vergiye tabi yıllık ücreti 11 bin YTL’ye kadar olanlar, yeni sistemden olumsuz etkilenmeyecektir. Evli ve çocuk sahibi olup da, eşi çalışmayan ve 2 çocuk indiriminden yararlanan işçi ve memurlardan, vergiye tabi yıllık ücreti 15-16 bin YTL’ye kadar olanlar da, uygulamadan zarar görmeyecektir. Bu iki grupta yer alan düşük ücretlilerin vergi yükü, asgari geçim indirimi ile düşerken, diğerlerinin vergi yüklerinde ise herhangi bir değişiklik olmayacaktır. Yıllık ücreti 11 bin YTL’nin üzerinde bulunan bekar işçiler ile, eş ve çocuk indiriminden yararlanan ve yıllık ücreti 15-16 bin YTL’yi aşanlar ise yeni uygulama ile kayba uğrayacaktır.
Diğer yandan ücretler üzerinden stopaj uygulamasına devam edilirken, isteğe bağlı olarak ücretlilere de ayrıca yıllık beyanname verme hakkı tanınması, böylece beyanname üzerinden yapılacak indirimlere imkan sağlanması düşünülmektedir.
Gider Bildirimi
Getirilmesi öngörülen vergi kontrol uygulamalarından biri de düşük beyanda bulunanlar hakkında “kazanç karinesi-gider bildirimi” uygulamasına gidilecek olmasıdır. Kredi kartı, tapu ve motorlu taşıt bilgileri ile sektörlerin beyan ortalamalarına bakarak harcama ve beyanlar karşılaştırılacak, harcama ve beyanları arasında uyumsuzluk bulunanlardan gider bildirimi istenecektir.
Söz konusu bildirimde, mükelleflerin gıda, kira, eğlence ve diğer bazı harcama bilgileri yer alacaktır. Gider bildiriminde beyanı ile harcamaları arasındaki farkı izah edemeyenler, doğrudan denetim elemanlarının vergi incelemesine sevk edilecektir.
Kurumlar Vergisi Kanunu ile Uyum Düzenlemeleri
Kurumlar Vergisi Kanununda yer alan kontrol edilen yabancı şirketlerle ilgili güvenlik hükümleriyle transfer fiyatlandırması yanında vergi cennetleri ile mücadele gibi müesseselerin de sisteme dahil edilmesi öngörülmektedir.
Kontrol edilen yabancı şirket ile ticari ve sınai mahiyette olmayan, yatırımlarını yurt dışında düşük vergi oranlı ülkelere yönlendiren mükellefler ile Türkiye’de yatırım yapanlar arasındaki vergi eşitsizliğinin yok edilmesi planlanmaktadır. Kurumlar vergisine paralel olarak bu şekilde, belli şartlar altında yurt dışı şirketlerde kontrolü sağlamaya yetecek oranda hissesi bulunan gerçek kişilerin yurt dışından elde ettikleri kar paylarının, fiilen dağıtılmasa bile, vergi uygulamaları açısından dağıtılmış kabul edilerek, Türkiye’de gelir vergisine tabi tutulması amaçlanmaktadır.
Bu uygulamalar haricinde ön kontrollü beyanname, FAVÖK bildirimlerinin değerlendirilmesi amacıyla sektörel marjların belirlenmesi, hizmet işletmelerinde ortalama asgari hasılat kontrolü gibi uygulamalar da sisteme dahil edilmesi öngörülen düzenlemeler arasındadır.
Kanunen Kabul Edilen Giderler
Gelir Vergisi Kanun taslağında ticari kazançlardan indirilebilecek giderler arasında özel işlem vergisi ile binek otolarında motorlu taşıtlar vergisi gibi vergilerin gider olarak kabul edilmesi, kıdem tazminatı karşılıklarının da, bu iş için kurulmuş fonlara ödenmiş olmak şartıyla gider olarak yazılabilmesi öngörülmektedir.
Esnaf muaflığı, PTT acentelerinde kazanç istisnası, eğitim ve öğretim işletmelerinde kazanç istisnası, sergi ve panayır istisnası taslakta varlıklarını korurken, özel önem taşıdığı düşünülen sektörlerde veya bölgelerde gerçekleştirilecek olan, belli ihracat veya istihdam olanağı yaratacak yatırımlar için özel teşvikler getirilmesi öngörülmektedir.
Yıllara yaygın inşaat ve onarım işlerinde mükelleflerin, önceden vergi dairelerine bildirmek şartıyla tespit edecekleri işleri, yıllık beyan esasında beyan edebilmelerine olanak sağlanması ve böylece yıllık esasta beyan edilen işler için gelir vergisi tevkifatının kaldırılması amaçlanmaktadır. Bu usulü seçmeyenlerin, yıllara yaygın inşaat ve onarım işinde kar veya zararını, asıl itibariyle işin bittiği yılda kati olarak tespit etmeleri ve bu kazançlarının tamamını işin bittiği yılın geliri sayılması hedeflenmektedir.
Basit Usul Kaldırılıyor
Basit usulde vergileme usulü taslağa göre sone ermektedir. Bu rejime tabi mükelleflerin, işletme hesabı rejimine geçmesi ve ayrı bir oto kontrol müessesesi ile desteklenmesi öngörülmektedir.
Diğer yandan Kanun taslağında köylü ve çiftçinin birbirinden ayrılması, işletme büyüklüğü ölçüsüne, satış tutarı ölçüsünün de eklenmesi, böylece çiftçilerin gerçek usulde değil de, tevkifat usulünde vergilendirilebilmesi için hem işletme büyüklüğü, hem de satış tutarı ölçüsünü aşmaması öngörülmektedir. Çiftçilerin bağımsız olarak verdikleri hizmetler de, zirai faaliyet kapsamına alınmaktadır.
Serbest meslek kazançlarındaki istisnaların 3 yıllık bir geçiş dönemi sonunda kaldırılması öngörülmekle beraber, serbest meslek faaliyeti ile uğraşanların, fikri ve bedeni amortisman karşılığı olmak üzere hasılatlarının yüzde 10’una kadar götürü gider yazabilmelerine olanak sağlanmaktadır.
Bu arada, sporcuların transfer ücretlerinin de, serbest meslek kazancı olarak değerlendirilmesi üzerinde durulduğu, sporculara yapılan ödemelerin, bir yandan kulüplerce stopaja tabi tutulması, diğer yandan da sporcular tarafından beyana konu edilmesi hedeflenmektedir.
Menkul ve Gayrimenkul Sermaye İratları
Kira gelirlerinin vergilendirilmesinde halen % 25 olarak uygulanan götürü gider oranının en az yüzde 30 olması, elden çıkarma kazançlarında vergilenecek gelirin saptanmasında, kıymetlerin elde tutulma sürelerine göre uzun veya kısa dönem ayrımının devam etmesi, ancak, kentsel rantların vergilenmesi hedefi çerçevesinde, taşınmazlar için mevcut kanunda olduğu gibi 4 yıllık elde tutma süresi yerine, belli bir süre sınırı öngörmeksizin, elde tutulan her yıl için satış kazancının yüzde 10’luk bölümünün, vergi dışı bırakılması planlanmaktadır. Asli ikametgah olarak kullanılan bir konutun satışı halinde ise bir defaya mahsus olmak üzere vergileme yapılmaması seçeneği tartışılmaya devam edilmektedir.
Tam mükellef kurumlara ait olup, 2 yıldan daha uzun süreyle elde tutulan hisse senetlerine ek olarak, Türkiye’de kurulu menkul kıymet borsalarında işlem gören A.Ş hisselerinin bir yıldan daha uzun süreyle elde tutulanlarının satışından doğan kazançların da vergi dışı tutulması öngörülmektedir. Ortaklık hakları ve hisseleri için de 2 yıllık elde tutulma süresi getirilmesi planlanmaktadır.