İnceleme Raporuna Göre Tarh Edilen Vergi ve Ceza
Ömer TEKİN
Yeminli Mali Müşavir
[email protected]
I-Giriş:
Yazımızın 1. bölümünde inceleme raporuna göre tarh edilen vergi ve kesilen cezalara karşı başvurulacak yolların 3 tane olduğu, bunların cezalarda indirim talep etmek, uzlaşmaya gitmek sonuncusu da dava açmak olduğu belirtilmiş ve ilk ikisi hakkında açıklamalar yapılmıştı.
Bu bölümde başvuru yollarından sonuncusu olan dava açma hakkında açıklamalarda bulunulmuştur.
II – Kesilen Vergi Ve Cezaların Dava Edilmesi:
1-Vergi Mahkemesinde Dava Açma Süresi
İ.Y.U.Kanunun 7. maddesine göre vergi mahkemelerinde dava açma süresi 30 gündür. Sürenin başlangıcı, mükellefe vergi ve cezaların tebliğ tarihini takip eden günden başlamaktadır. Takip eden günde dahil 30 günün sonunda süre dolmaktadır.
Ancak aşağıdaki durumlarda bu süre uzayabilmektedir. Bu durumlar şöyle sıralanabilir:
a-) Sürenin bitimi tatil gününe rastlarsa, tatilin bitimini izleyen çalışma gününün bitimine kadar uzar. Örneğin sürenin bitimi cumartesine rastlamışsa, Pazartesi günü mesai bitimine kadar dava açılabilir.
b-) Sürenin bitimi ara verme zamanına rastlarsa, bu süre ara vermenin sona erdiği günü izleyen tarihten itibaren 7 gün uzar. Yukarıdaki örnek olayımızda vergi dairesi, vergi ve ceza ihbarnamelerini 25.8.2006 tarihinde tebliğ etmişti. Bunların dava edilmesine karar verilmesi halinde 26.8.2006 tarihinden itibaren 30 günlük süre 25.9.2006 tarihinde bitmektedir. Sürenin bitimi, 1 ağustos- 5 eylül arası adli tatile rastladığından (ara vermeye) adli tatilin bitimini takip eden günden itibaren 7 gün içinde, yani 12.9.2006 tarihinin çalışma saatinin sonuna kadar dava açılması gerekir.
Süre geçtikten sonra dava açılamaz. Dava açılması halinde İ.Y.U.Kanunun 5. maddesine göre sürenin geçmesi nedeniyle dava reddedilmektedir.
2- Dava Safhası
a- Vergi Mahkemesi Safhası:
Hitaben dilekçe ile süresi içinde dava açılması gerekir. Dava dilekçesi ve ekleri mutlaka şirket yetkilileri tarafından, ya da mükellef Şahıssa ilgili kişi tarafından imzalanmış olması gerekir. Davayı vekil açıyorsa vekilin avukat olması zorunludur. Dilekçe 3 örnek olarak hazırlanıp, 2 örneği mahkemeye verilmesi gerekir. İ.Y.U.Kanunun 6. maddesine göre vergi mahkemesinde dava dilekçeleri, harç ve posta ücretleri alındıktan sonra kayıtları yapılmakta, bu kayıtların yapıldığı tarihte dava açılmış olmaktadır. Bu nedenle posta ile dava dilekçesinin mahkemeye gönderilerek dava açılması pratikte mümkün gözükmemektedir. Vergi mahkemesine dava açılması tarh edilen vergi ve cezaların tahsili, davanın sonuna kadar durmaktadır. Bunlar için ayrıca yürütmeyi durdurma kararı istenmesi gerekmemektedir. Vergi mahkemesinin kararından sonra temyiz için mükellefin ya da Vergi dairesinin temyiz için danıştaya dava açması durumunda bu safhada tahsilatın durdurulması için ayrıca teminat göstererek danıştaydan yürütmenin durdurulması talep edilmelidir.
Vergi mahkemesine dava dilekçesi 2 örnek olarak verileceğini belirtmiştik. Mahkeme bu dilekçelerin 1’ini Vergi dairesine savunma yapması için tebliğ eder. Vergi dairesi 30 gün içinde savunmasını yaparak mahkemeye sunar. Vergi Dairesinin savunması mükellefe tebliğ edilir. Mükellefte bu savunmaya yine 30 gün içinde cevabı mahkemeye sunar. Mahkeme bu cevabı da vergi dairesine tebliğ eder vergi dairesi bu cevaba 30 gün içinde 2. savunmasını yaparak mahkemeye sunar. Mahkeme, vergi dairesinin 2. savunmasını da mükellefe tebliğ eder ancak bu 2. savunmaya mükellef cevap vermez. Şayet 2. savunmada cevaplandırılması gereken hususlar varsa mahkeme ayrıca bunu talep eder yoksa cevap verilmez. 30 günlük cevap verme süresi talep üzerine mahkeme tarafından bir defaya mahsus 30 günü geçmemek üzere uzatılabiliyor. Tarafların savunma ve cevap verme zorunlulukları yoktur. Sürelerin geçmesinden sonra verilen cevap ve savunmalar dikkate alınmamaktadır.
Mahkemede, mükellefe ait 1’i dilekçe 1’i cevap olmak üzere 2 dilekçe ve vergi dairesine ait 2 savunma dilekçesiyle dosya tamamlanmış olmaktadır. Mahkeme, ayrıca bilirkişi incelemesi istenmemişse bu şekilde oluşturulan dosya üzerinde kararını vermektedir. Mükellef dava dilekçesinde ya da vergi dairesinin savunmalarında ya da mükellefin cevap dilekçesinde duruşma talebinde bulunulabilir. Bu takdirde mahkeme ayrıca duruşma yapar.
Mahkeme aşağıdaki 3 durumdan birine göre kararını verir.
Ya davayı kabul eder,
Ya davayı redder,
Ya da davayı kısmen kabul, kısmen reddeder.
Davayı kabul ederse, vergi dairesi, reddederse mükellef, kısmen kabul, kısmen reddederse bu sefer iki tarafta danıştaya temyize gidebilir.
b- Danıştay Safhası:
Mükellefin vergi mahkemesindeki davayı kazanması sonucu, Vergi dairesi tarh edilen vergileri terkin etmemekte, kestiği cezaları kaldırmamakta ya da iade talebi varsa yerine getirmemekte, ta ki temyiz yoluyla danıştaydaki davayı da kaybedinceye kadar. Vergi dairesinin davayı kaybetmiş olması, 30 günlük süre içinde temyize gidip aksi yönde karar çıkartması gerekecektir.
Davayı mükellef kaybederse bu sefer ispat külfeti mükellefe ait olmakta olup, temyize gidip aksi yönde karar çıkartması gerekecektir. Davayı mükellef kaybettiğinde tahsilat işlemleri başlayacağından; Danıştay da acilen yürütmenin durdurulması gerekecektir. Yürütmenin durdurulması talebi genelde temyiz dilekçesiyle birlikte ya da daha önce ayrı bir dilekçe ile talep edilebilir. Geç kalmamak için acilen talep edilmesi yerinde olur.
Yürütmenin durdurulması dilekçesi, kararı veren mahkemeye, danıştaya gönderilmek üzere verilmelidir. Yürütmenin durdurulması kararı, teminat karşılığı verilmektedir. Şayet Vergi dairesi tarh ettiği vergi ve cezalar için teminat almışsa dilekçede bunlar belirtilerek teminat konusu halledilmiş olacaktır.
Danıştay dava dairesinin, yürütmenin durdurulması kararına karşı 7 gün içinde Vergi Dava Daireleri Genel Kuruluna bir defa itiraz edilebilmektedir. İtiraz üzerine verilen karar kesindir. Yürütmenin durdurulması kararı, Vergi dairesine gelince, vergi dairesi Danıştay dan esas hakkında karar gelinceye kadar tahsilat işlemlerini durdurmaktadır.
Vergi Mahkemesince dava kısmen onanıp, kısmen reddedilmesi durumunda, reddedilen kısımlar için bu işlemlerin yapılması gerekecektir.
Yürütmenin durdurulması dilekçesi, Danıştay başkanlığına gönderilmek üzere kararı veren Mahkeme başkanlığına verilir. Bu dilekçede olay kısa olarak anlatılıp ve gerekçeler belirtilerek yürütmenin durdurulması talep edilir.
Danıştaya temyiz için başvuru süresi 30 gündür. Vergi Mahkemesinin kararının tebliğini takip eden günden itibaren 30 gün içinde Danıştay Başkanlığına hitaben temyiz talebinde bulunulmalıdır. Danıştaya hitaben yazılan dilekçeler kararı veren mahkemeye Danıştay Başkanlığına gönderilmek üzere verilir. Bu dilekçede duruşma talep edilirse, Duruşma talebi, Vergi Mahkemesinin aksine danıştayın duruşma talebini uygun görmesi halinde yapılır. Aksi halde duruşma yapılmaz.
Danıştaya gelen temyiz dilekçeleri karşı tarafa tebliğ edilir. Karşı taraf 30 gün içinde isterse cevap verir. Özellikle kısmen onanan, kısmen reddedilen davaların temyizinde, cevap veren taraf temyiz başvurusunda bulunmamışsa bile düzenleyeceği cevap dilekçesinde temyiz isteminde bulunabilir. Bu dilekçe temyiz dilekçesi yerine geçer. Temyiz dilekçesi yerine geçen bu dilekçe danıştayca karşı tarafa tebliğ edilir. Karşı taraf da isterse buna cevap verir. Bu şekilde oluşturulan dosya üzerinde danıştay kararını verir.
Danıştay mahkemenin kararını ya onar, ya bozar, ya da kısmen onar kısmen bozar. Danıştay işin esası hakkında karar vermesi mümkün olmadığından, işin esası hakkında karar verecek olan ve davaya bakmış olan vergi mahkemesine kararını gönderir. Danıştay da mahkemenin kararı onanmışsa karar kesinleşmiş olur. Bozulmuşsa mahkeme danıştayın bozma kararına uyar yada ısrar eder. Bozma veya ısrar kararı taraflara tebliğ edilir. Taraflardan biri, bozma kararını ya da ısrar kararını tekrar temyiz ederse bu sefer dava, Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunda görüşülür. Burada verilen karar kesindir. Vergi Mahkemesi buradan gelen karar doğrultusunda karar vermek durumundadır.
III- Diğer Başvuru Yolu
Tarh edilen vergi ve kesilen cezalarda, VUK’nun 116-117. maddesinde sayılan vergi hataları mevcudsa, yani hesap hataları ya da vergilendirme hataları varsa, bu halde 30 günlük dava açma süresinde, tarhiyatı yapan vergi dairesinden İYUK 10. ve 11. maddelere göre düzeltme talebinde bulunulur. Örneğin mükellef, dava açma süresinin 25. günü düzeltme talebinde bulunmuş olsa, düzeltme talebinin reddi halinde kalan 5 günlük süre içinde vergi mahkemesine dava açabilmektedir.
Yine vergi hatalarına ilişkin olmak şartıyla dava süresi geçmişse 5 yıllık zamanaşımı süresi içinde vergi dairesinden düzeltme talep edilebilmekte, talebin reddi üzerine Maliye Bakanlığına VUK.’nun 124. maddesine göre şikayet yoluyla başvuruda bulunulmakta, buradan alınan red cevabı 60 gün içinde danıştayda dava açılabilmektedir.
Bu başvuru yolları, sadece vergi hatalarına ilişkin uyuşmazlıklar için kullanılabilmektedir. Uyuşmazlık konusu vergi ve cezalarda, vergi ve hesap hatası bulunmuyorsa bu yolla dava açılması mümkün değildir. Bunun normal rejim içinde yani 30 gün içinde doğrudan dava edilmesi gerekir. Vergi hatası bulunmayan bir uyuşmazlığın bu yolla dava edilmesi halinde, vergi dairesindeki düzeltme talebinde geçirilen bekleme süresi 30 günlük dava açma süresini geçirmiş olacağından dolayı, mahkeme davayı vergi hatasına ilişkin olmadığı ve normal sürede açılması gereken davanın süresinde açılmamış olduğu gerekçesiyle davayı reddedecektir.
Süre geçtikten sonra aynı şekilde Maliye Bakanlığına şikayet yoluyla yapılan düzeltme talebinin Danıştay da dava edilmesi durumunda da dava konusu vergi hatalarına ilişkin olmadığı gerekçesiyle dava reddedilmektedir.
IV-Sonuç:
İnceleme raporuna göre vergi dairesinin tarh ettiği vergi ve cezalara karşı yapılabilecek genelde 3 başvuru yolu bulunmaktadır. Bunlar; Cezalarda indirim talebinde bulunmak, Uzlaşma talebinde bulunmak, sonuncusu da dava açmaktır.
Tarh edilen vergi ve cezalar miktar itibariyle küçükse bunların ceza indirimi talebinde bulunmak ya da uzlaşma hakkı varsa uzlaşmaya gitmek yerinde olur.
Tarh edilen vergi ve cezalar mükellefin karşılayamayacağı tutarlarda ise birde örneğimizde olduğu gibi kesilen cezalar VUK’nun 359. maddesinde sayılan nedenlerden dolayı kesilmiş ise bunlar hem tarhiyat öncesi hem de tarhiyat sonrası uzlaşma kapsamına girmemektedir. Ayrıca usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalı da tarhiyat sonrası uzlaşma kapsamına girmemektedir. Bu gibi durumlarda tek seçenek kalmaktadır. Bu da dava açmaktır.
Gerek uzlaşma , gerek ceza indirimini gerekse dava açma hakkını 30 gün içinde kullanmak gerekir. Süresi içinde bu haklar kullanılmazsa vergi ve cezalar kesinleşmektedir. Başka da bir başvuru yolu da kalmadığından; vergi dairesi haciz yoluyla da olsa vergi ve cezaları ayrıca gecikme faizi, gecikme zamlarını tahsil cihetine gidecektir. Tahsil aşamasında mükellefin mal varlıklarına tedbir konulacağından ve yurtdışı yasağı getirileceğinden; süresi içinde davanın açılması yerinde olacaktır. Davanın açılması mükellefe zaman kazandırmaktadır. Asıl olan davanın kazanılmasıdır. Şayet mükellef tarh edilen vergi ve cezaların haksız olduğuna inanmakta ise haklılığını mahkemede ispat etmesi gerekir.
Tarh edilen vergi ve cezaların büyük olduğu durumlarda, haklı olduğu halde süresinde dava açılmadığı için süreden dolayı, ya da dava dilekçesinde yasal gerekçeler ve deliller gereği gibi sunulamadığından dolayı, davanın kaybedilme riski yükselmektedir. Böyle bir durumda çok zor durumda kalınılacaktır.