Tevsik Zorunluluğu Cezası
Altar Ömer ARPACI
Maliye Bakanlığı
Gelirler Kontrolörü
Manisa Vergi Dairesi Başkanlığı Grup Müdür Vekili
[email protected]
I – GİRİŞ
Vergi Usul Kanununun mükerrer 257’nci maddesinin birinci fıkrasının 2 numaralı bendi ile Maliye Bakanlığı’na “Mükelleflere muameleleri ile ilgili tahsilat ve ödemelerini banka veya benzeri finans kurumlarınca düzenlenen belgelerle tevsik etmeleri zorunluluğunu getirme ve bu zorunluluğun kapsamını ve uygulamaya ilişkin usul ve esaslarını belirleme yetkisi” verilmiştir. 30 Temmuz 2003 tarih ve 4962 sayılı Kanunun 17-A/c maddesi ile bu bentte yeralan banka veya benzeri finans kurumlarınca ibaresi, “banka, benzeri finans kurumları veya posta idarelerince”[1] şeklinde değiştirilmiştir.
Bu yetkiye dayanılarak tahsilat ve ödemelerin banka, benzeri finans kurumları veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsikine ilişkin açıklamalar Maliye Bakanlığı’nca yayımlanan 320, 323, 324 ve 332 sıra no’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğlerinde[2] yapılmıştır.
Yapılan bu düzenlemeler ile ticari işlemler ve finansal hareketlerin taraflarının izlenmesi ve vergiyi doğuran olayların mali kurumların kayıt ve belgeleri yardımıyla tespit edilmesi amaçlanmaktadır. Buna göre;
Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenler, defter tutmak zorunda olan çiftçiler, serbest meslek erbabı ile vergiden muaf esnafın kendi aralarında yapacakları ticari işlemleri ile nihai tüketicilerden (Türkiye’de mukim olmayan yabancılar hariç) mal veya hizmet bedeli olarak yapacakları 8.000.- Yeni Türk Lirasını aşan tahsilat ve ödemelerinin banka veya özel finans kurumları aracı kılınarak yapılması ve bu kurumlarca düzenlenen dekont veya hesap bildirim cetvelleri ile tevsiki zorunludur. Tespit edilen tutarın altında kalan tahsilat veya ödemelerin banka veya özel finans kurumları aracılığıyla yapılması ihtiyaridir.
16 Temmuz 2004 tarihli 5228 sayılı Kanunun[3] 10. maddesiyle, Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 355’inci maddesinin sonuna aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Tahsilat ve ödemelerini banka, benzeri finans kurumları veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsik etme zorunluluğuna uymayan mükelleflerden her birine, her bir işlem için bu maddeye göre uygulanan cezalardan az olmamak üzere işleme konu tutarın % 5’i nispetinde özel usulsüzlük cezası kesilir. Bu şekilde ceza kesilen mükellefler hakkında üçüncü fıkra hükmü uygulanmaz. ”
Böylelikle tevsik zorunluluğuna uymamanın cezası artırılmış olmaktadır.
Tahsilat ve ödemelerin tevsik zorunluluğunun kapsamına;
– Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar,
– Kazancı basit usulde tespit edilenler,
– Defter tutma zorunda olan çiftçiler,
– Serbest meslek erbabı ve,
– Vergiden muaf esnafın kendi aralarında yapacakları ticari işlemleri ile nihai tüketicilerden (Türkiye’de mukim olmayan yabancılar hariç) mal ve hizmet bedeli olarak yapacakları tahsilat ve ödemeleri girmektedir.
Yukarıdaki kısımda belirtilen mükellefler, 8.000.-Yeni Türk Lirasını[4] aşan tahsilat ve ödemelerini banka veya özel finans kurumları (posta idareleri dahil) aracılığıyla yapacaklar ve bu kurumlarca düzenlenen dekont veya hesap bildirim cetvelleri ile tevsik edeceklerdir. Toplam tutarı 8 Milyar Türk Lirasını (8 Bin YTL) aşan her türlü mal ve hizmet bedeli, avans, depozito, pay akçesi gibi ödeme ve tahsilatlar tevsik zorunluluğu kapsamındadır.
Tespit edilen tutarın altında kalan tahsilat veya ödemelerin banka veya özel finans kurumları aracılığıyla yapılması ihtiyaridir. Bu tutarı aşan avansların da banka veya finans kurumlarınca düzenlenen belgelerle tevsiki zorunludur.
Bu zorunluluk tahsilat veya ödemeye taraf olan ve her iki tarafta bulunan mükellef için geçerlidir.
Tespit edilen tutarın üzerindeki işlemlerin tevsik zorunluluğundan kaçınmak amacıyla parçalara ayrılması kabul edilmemekte; aynı günde aynı kişi veya kurumlara yapılan işlemler de tek bir ödeme veya tahsilat sayılmaktadır.
Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 355. maddesinde, yine aynı Kanunun mükerrer 257’nci maddesi ile getirilen zorunluluklara uymayanlara özel usulsüzlük cezası kesilmesi öngörülmüştür. Bu nedenle mükerrer 257. madde uyarınca 01.08.2003 tarihinden itibaren 320 seri no’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile getirilen tevsik zorunluluğuna uyulmaması özel usulsüzlük cezasını gerektirmektedir.
16 Temmuz 2004 tarihinde Meclis Genel Kurulu’nda kabul edilen 5228 sayılı Kanunun 10’uncu maddesiyle, Vergi Usul Kanununun mükerrer 355’inci maddesinin sonuna aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Tahsilat ve ödemelerini banka, benzeri finans kurumları veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsik etme zorunluluğuna uymayan mükelleflerden her birine, her bir işlem için bu maddeye göre uygulanan cezalardan az olmamak üzere işleme konu tutarın % 5’i nispetinde özel usulsüzlük cezası kesilir. Bu şekilde ceza kesilen mükellefler hakkında üçüncü fıkra hükmü uygulanmaz. “[5]
Böylelikle 5228 sayılı Kanunun 10’uncu maddesinin yürürlüğe giriş tarihi olan 03.08.2004 tarihinden[6] itibaren 8 milyar TL’sını (8 Bin YTL) aşan tahsilat ve ödemelerini banka, özel finans kurumu veya PTT aracılığı ile yapma zorunluluğuna uymayanlara kesilecek ceza sistemi değiştirilmiştir. Yapılan bu düzenlemeye göre, yukarıda açıklanan zorunluluğa uymayanlara işleme konu tutarın % 5’i tutarında özel usulsüzlük cezası kesilecektir. Ancak, bu şekilde hesaplanacak ceza tutarı, yukarıda tutarları belirtilen ceza tutarlarından daha az olamayacaktır. Açıklanan zorunluluğa birden fazla uyulmaması halinde ise, üçüncü fıkrada yer alan bir kat artırımlı ceza uygulaması söz konusu olmayacaktır. Bu değişiklik bir nev’i ceza artırımı şeklindedir. Aşağıdaki örneklerle bu durum daha iyi anlaşılacaktır.
Örneğin, yazdığı bir film senaryosunun karşılılığı olan 30.000.-YTL 20 Kasım 2006 tarihinde peşin, nakit olarak tahsil[7] eden senarist ile ödemeyi elden yapan film şirketine ayrı ayrı 1.500.-YTL (30.000 x % 5) özel usulsüzlük cezası kesilecektir.[8]
Diğer örneğimizde de inşaat malzemeleri ticaretiyle uğraşan X Ltd. Şti., birinci sınıf tüccar olan A’ya 20 milyar lira tutarında inşaat demiri satmıştır. X Ltd. Şti. söz konusu fatura bedelini 15 Kasım ve 15 Aralık 2006 tarihlerinde iki taksit halinde nakten tahsil etmiştir.
Söz konusu satış işlemi 8 milyarlık (8 Bin YTL) haddin üzerindedir. Bu durumun tespit edilmesi halinde, 20.000.-YTL işlem bedeli üzerinden % 5 oranından 1.000.-YTL tutarında özel usulsüzlük cezası hesaplanacaktır. Ancak, söz konusu tutar 1.290.-YTL. ‘lik özel usulsüzlük cezasının altında kalmaktadır. Bu nedenle ceza 1.000.-YTL değil 1.290 YTL olarak uygulanacak olup her iki mükellefe de ayrı ayrı kesilecektir. İşlem tutarı 20.000.-YTL değil de 90.000.-YTL olsaydı. 90.000. X % 5 = 4.500.-YTL. özel usulsüzlük cezası her iki mükellefede uygulanacaktı. Çünkü bu tutar 1.290 YTL’lik özel usulsüzlük cezasının üstünde kalmaktadır .
Sonuç olarak 21. yüzyılı yaşadığımız şu günlerde maalesef ülkemiz ekonomisinin yaşadığı sorunların temelinde kayıt dışı ekonominin ulaştığı boyutlar yatmaktadır. Kayıt dışı ekonomi ile hukuki mücadeleler başlamıştır. Şöyleki; Maliye Bakanlığının 320, 323, 324 ve 332 sıra no’lu Vergi Usul Genel Tebliğlerinde yapmış olduğu düzenlemeler ile ticari işlemler ve finansal hareketlerin taraflarının izlenmesi ve vergiyi doğuran olayların mali kurumların kayıt ve belgeleri yardımıyla tespit edilmesi amaçlanmaktadır. Söz konusu düzenlemelerin amacına ulaşabilmesi için mükelleflerin işlemlerini bu kapsamda yapmalarını dilemekteyiz.
[1] Söz konusu bentte geçen banka deyimi, 18 Haziran 1999 tarih ve 4389 sayılı Bankalar Kanununa tabi Türkiye’de kurulmuş ve kurulacak bankalar ile yurt dışında kurulu bankaların Türkiye’deki şubelerini ifade eder. Benzeri finans kurumu ise Bankalar Kanununun 20’nci maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen özel finans kurumları olarak Maliye Bakanlığı’nca tespit edilmiştir.
[3] 31 Temmuz 2004 tarih ve 21281 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
[4] Bu tutar 320 sıra no’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde 5 milyar olarak belirlenmişti. 323 sıra no’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile 10 milyar liraya yükseltilmiştir. 332 sıra no’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile 1 mayıs 2004 tarihinden geçerli olmak üzere 8 milyar lira olarak belirlenmiştir.
[5] Mükerrer 355. maddede öngörülen cezalar
-Birinci sınıf tüccarlar ile serbest meslek erbabı hakkında (354 Sıra No.lu V.U.K Genel Tebliği ile 1.1.2006’dan itibaren 1.290, – YTL)
-İkinci sınıf tüccarlar, defter tutan çiftçiler ile kazancı basit usulde tespit edilenler hakkında (354 Sıra No.lu V.U.K Genel Tebliği ile 1.1.2006’dan itibaren 600, – YTL)
-Yukarıda yazılı bulunanlar dışında kalanlar hakkında (354 Sıra No.lu V.U.K Genel Tebliği ile 1.1.2006’dan itibaren 290, – YTL)
[6] 5228 sayılı Kanunun 61’inci maddesi Kanunun yürürlüğüne ilişkindir. 61’inci maddenin 4 numaralı bendinde göre 10’uncu maddenin yürürlük tarihi resmi gazetede yayımını izleyen üçüncü gün olarak belirlenmiştir. 5228 sayılı Kanun 31 Temmuz 2004 tarih ve 21281 sayılı Resmi Gazete’de yayımlandığından, 10’uncu maddenin yürürlük tarihi 3 Ağustos 2004 olmaktadır.
[7] Tahsilatın parça parça gerçekleştirilmesi de durumu cezayı değiştirmeyecektir.
[8] Mükellefler arasında yapılan işlemlerde birinin tahsilatı öbürünün ödemesi olacağından ceza iki taraf içinde uygulanmaktadır.