Tek Düzen Hesap Planına Uyulmaması
Muharrem ÖZDEMİR
Yeminli Mali MüşavirAlkan ERKOL
Vergi Denetmeni
I-GİRİŞ:
Mükellefler bu kısımda yazılı maksat ve esaslara uymak şartıyla, defterlerini ve muhasebelerini işlerinin bünyesine uygun olarak diledikleri usul ve tarzda tanzim etmekte serbesttirler. Ancak, Maliye Bakanlığı; muhasebe standartları, tek düzen hesap planı ve mali tabloların çıkarılmasına ilişkin usul ve esasları tespit etmeye, bunları mükellef, şirket ve işletme türleri itibariyle uygulatmaya ve buna ilişkin diğer usul ve esasları belirlemeye yetkilidir. Ticaret Kanununun ticari defterler hakkındaki hükümleri mahfuzdur.
Maliye Bakanlığı, muhasebe kayıtlarını bilgisayar programları aracılığıyla izleyen mükellefler ile bu bilgisayar programlarını üreten gerçek ve tüzel kişilerce uyulması gereken kuralları ve bilgisayar programlarının içermesi gereken asgarî hususlar ile standartları ve uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir. (VUK md.175)
Bunun yanında Vergi Usul Kanunun Mükerrer 257.maddesi hükmüne göre Maliye Bakanlığı “Mükellef ve meslek grupları itibariyle muhasebe usul ve esaslarını tespit etmeye, bu Kanuna göre tutulmakta olan defter ve belgeler ile bunlara ilaveten tutulmasını veya düzenlenmesini uygun gördüğü defter ve belgelerin mahiyet, şekil ve ihtiva etmesi zorunlu bilgileri belirlemeye, bunlarda değişiklik yapmaya; bedeli karşılığında basıp dağıtmaya veya üçüncü kişilere bastırıp dağıtmaya veya dağıttırmaya, bunların kayıtlarını tutturmaya bu defter ve belgelere tasdik, muhafaza ve ibraz zorunluluğu getirmeye veya kaldırmaya, bu Kanuna göre tutulacak defter ve düzenlenecek belgelerin tutulması ve düzenlenmesi zorunluluğunu kaldırmaya” yetkili kılınmıştır.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 175 ve mükerrer 257.maddelerinin Maliye Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak yapılan düzenlemeler aşağıdaki gibidir:
II.KONUYA İLİŞKİN YASAL DÜZENLEMELER
- 1 Sıra No’lu Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği[1] Çerçevesinde Tek Düzen Hesap Planı
Bilanço usulünde defter tutan gerçek ve tüzel kişilere ait teşebbüs ve işletmelerin faaliyet ve sonuçlarının sağlıklı ve güvenilir bir biçimde muhasebeleştirilmesi, mali tablolar aracılığı ile ilgililere sunulan bilgilerin tutarlılık ve mukayese edilebilirlik niteliklerini koruyarak gerçek durumu yansıtmasının sağlanması ve işletmelerde denetimin kolaylaştırılması amacıyla aşağıdaki konularda düzenlemeler yapılmıştır.
a) Muhasebenin Temel Kavramları,
b) Muhasebe Politikalarının Açıklanması,
c) Mali Tablolar İlkeleri,
d) Mali Tabloların Düzenlenmesi ve Sunulması
e) Tekdüzen Hesap Çerçevesi Hesap Planı ve İşleyişi,
Bu düzenleme;
a) Muhasebe bilgilerinin karar alma durumunda bulunan ilgililere yeterli ve doğru olarak ulaştırılmasına,
b) Farklı işletmeler ile aynı işletmenin farklı dönemlerinin karşılaştırılmasına,
c) Mali tablolarda yer alan hesap adlarının tüm kesimler için aynı anlamı vermesine,
d) Muhasebe terim birliğinin sağlanması suretiyle anlaşılabilir olmasına,
e) İşletmelerle ilgililer arasında güven unsurunun oluşturulmasına
amaçları kavramaya dönük olduğundan muhasebe sitemi uygulama tebliğleri ile getirilen usul ve esaslara uyulması zorunludur.
- Vergi Usul Kanunu Kapsamında Tek Düzen Hesap Planına Uymama
Vergi Usul Kanunun 353/6 maddesinde ”Bu Kanuna göre belirlenen muhasebe standartlarına, tek düzen hesap planına ve malî tablolara ilişkin usul ve esaslar ile muhasebeye yönelik bilgisayar programlarının üretilmesine ve kullanılmasına ilişkin kural ve standartlara uymayanlara 2.900,00 YTL[2] Özel Usulsüzlük Cezası kesilir” hükmü yer almaktadır.
III.TEK DÜZEN HESAP PLANINA UYMAMA FİİLİ İLE İLGİLİ ÖRNEKLER
- Gelir ve Kurumlar Vergisi Beyannamesi ekinde verilen mali tablolar ve eklerinin tebliğde öngörülen esaslara uygun olmaması:
Usulsüzlük, vergi kanunlarının şekle ve usule müteallik hükümlerine riayet edilmemesidir. (VUK md.352)
193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununun 91.maddesine göre; Yıllık beyannamelerin şekil, muhteva ve ekleri Maliye ve Gümrük Bakanlığı’nca tayin ve tespit olunur. Mükellefler beyanlarını bu beyanname ile yapmaya veya bu beyannamelerde yazılı bilgilere mütenazır olarak bildirmeye mecburdurlar. Bunun yanında Kurumlar Vergisi Kanununun 23.maddesine göre de; Beyannamelerin şekil, muhteva ve ekleri Maliye Bakanlığınca tayin ve tespit olunur. Mükellefler beyanlarını bu beyanname ile yapmaya veya bu beyannamelerde yazılı bilgilere uygun olarak bildirmeye mecburdurlar.
Bu bağlamda mükellefiyetin durumuna göre; beyanda bulunulan Gelir veya Kurumlar Vergisi Beyannamelerinin ekinde yer alması gereken “ayrıntılı bilanço ve ayrıntılı gelir tablosu ve işletme hesabı özeti, bilanço esasına göre defter tutan mükelleflere ait ticari kârdan mali kâra ulaşmak için yapılan hesaplamayı gösteren bildirim, kurum ortaklarına ve yönetim kurulu üyelerine ilişkin bildirim, Kesinti yoluyla ödenen vergilere ilişkin belgeler, muhasebe sistemi genel tebliğleri uyarınca temel mali tabloların yanı sıra diğer mali tabloları düzenlemek mecburiyetinde olan mükelleflerce düzenlenen nakit akım tablosu, kâr dağıtım tablosu ve satılan malın maliyeti tablosu, yabancı ülkelerde ödenen vergilere ilişkin belgeler” gibi eklerin bildirilmesi gerekir.
Bu bildirim ve eklerin beyanname eklerinde yer almaması halinde vergi usul kanununun 353/6 maddesi gereği özel usulsüzlük cezası kesileceği vakidir. 2005 takvim yılına ait olup 2006 yılında beyan edilen Gelir Vergisi Beyannamesi ve ekleri için 2006 yılında uygulanmakta olan özel usulsüzlük cezasının kesilmesi gerekmektedir.[3]
Bunun yanında Danıştay Dördüncü Dairesinin, Esas No :1997/1182, Karar No 1998/565 ve 17.12.1998 tarihli kararında;Vergi Usul Kanunu’nun 353/6.maddesi uyarınca özel usulsüzlük cezası kesilebilmesi için, muhasebe standartlarına, tek düzen hesap planına ve mali tablolara ilişkin usul ve esaslara uyulmadığı hakkında hukuken geçerli bir tespitin bulunması, beyanname eki tabloların hangi yönlerden standarda uygun olmadığının açık biçimde ortaya konması gerekmekte olup bu durum cezayı gerektiren fiilin tüm unsurları tamam olmadan failin cezalandırılamayacağına hükmetmiştir.
- Şüpheli Ticari Alacaklar Karşılığı Hesabının Muhasebeleştirilmesi
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 323.maddesine göre Şüpheli Alacaklar; Ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olmak şartıyla;
- Dava veya icra safhasında bulunan alacaklar;
- Yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş bulunan dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük alacaklar;
şüpheli alacak sayılır.Yukarı da yazılı şüpheli alacaklar için değerleme gününün tasarruf değerine göre pasifte karşılık ayrılabilir. Bu karşılığın hangi alacaklara ait olduğu karşılık hesabında gösterilir. Teminatlı alacaklarda bu karşılık teminattan geri kalan miktara inhisar eder. Şüpheli alacakların sonradan tahsil edilen miktarları tahsil edildikleri dönemde kar-zarar hesabına intikal ettirilir.
Bunun yanında 1 Sıra No’lu Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğinin “Muhasebe Usul ve Esasları” başlıklı V. bölümünde Tekdüzen Hesap Çerçevesi, Hesap Planı Ve Hesap Planı Açıklamalarına yer verilmiştir. Buna göre Şüpheli Alacaklar, Ödeme süresi geçmiş bu nedenle vadesi bir kaç defa uzatılmış veya protesto edilmiş, yazı ile birden fazla istenmiş ya da dava veya icra safhasına aktarılmış senetli ve senetsiz alacakları kapsar. Tahsili şüpheli hale gelmiş olan alacaklar ilgili hesapların alacağı karşılığında bu hesaba borç yazılarak bu durumdaki alacaklar normal alacaklardan çıkarılır. Alacağın tahsili veya tahsil edilemeyeceğinin kesinleşmesi durumunda bu hesaba alacak kaydedilir.
Bu açıklamalar ışığında kaydın aşağıdaki şekilde yapılması gerekir.
__________________________/_______________________________
128.ŞÜPHELİ TİCARİ ALACAKLAR HS. XX
121.ALACAKLAR SENETLERİ XX
__________________________/_______________________________
654.KARŞILIK GİDERLERİ HS. XX
129.ŞÜPHELİ TİC.ALACAKLAR KARŞILIĞI HS. XX
__________________________/_______________________________
Danıştay Dördüncü Dairesinin Esas No: 1997/1152, Karar No: 1998/827 ve 10.03.1998 tarihli kararında”1 Sıra No.lu Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğinde 129-Şüpheli Ticari Alacaklar Karşılığı Hesabına alacak olarak kaydedilen tutarın 654-Karşılık Giderleri Hesabına borç olarak kaydedilmek suretiyle muhasebeleştirileceğinin belirtildiği, davacı kurumun 1994 yılında ayırdığı şüpheli alacak karşılığı için 129 ve 690 No’lu hesapları kullanmasının hatalı olduğu, bu nedenle kesilen cezanın yerinde olduğuna” karar vermiştir.
- Kredili Satışlarda Yazar Kasa Fişinin Malın Teslimi Anında Düzenlenmesi ile Kredili Satışların 127. Diğer Ticari Alacaklar Hesabında İzlenmesi Gerektiği[4]
Kredi kartı ile yapılan satışların, nakit, taksitli, senetli ve çek karşılığı yapılan diğer satışlardan hiçbir farkı bulunmamaktadır. Sadece, satışta ödeme şekli farklılık göstermektedir.Yani, kredi kartı ile yapılan ödeme bir kredili satış niteliğinde olduğundan, satışı yapan işletme, anlaşmalı olduğu bankadan belirli bir vade sonunda anlaşmaya bağlı komisyon ödeyerek satış bedelini tahsil etmektedir. Banka da müşteriden harcama bedelini tahsil etmektedir. Dolayısıyla, kredi kartı ile yapılan satışların belgelendirilmesi ve muhasebeleştirilmesi, işletmeler açısından önem arz etmektedir.
Kredi kartı ile yapılan taksitlendirme işleminin 12.TİCARİ ALACAKLAR hesap grubu içerisinde izlenmesi, hem Tekdüzen Hesap Planı hem de muhasebeden elde edilen bilgilerin doğruluğu açısından daha uygun olacaktır. Kredi kartı karşılığında yapılan satış sonucunda alınan fiş bir değer kaybına uğraması nedeniyle,
127 DİĞER TİCARİ ALACAKLAR,
127.01 Kredi kartı slipleri,
127.01.01…..X Bankası ……. gibi alt grup hesaplarında izlemek mümkündür.
Bu düzenlemeye rağmen mükelleflerin 120. ALICILAR Hesabını Kullanmaları halinde vergi usul kanunu hükmü çerçevesinde işlem yapılması gerekir.
- Kurumlarca elde edilen menkul sermaye iratlarını Gelir Tablosunun “F- Diğer Faaliyetlerden Olağan Gelir ve Karlar” bölümünde göstermeyen veya farklı bir başlık altında gösteren mükellefler adına özel usulsüzlük cezası kesileceği[5].
- Kurumlar vergisi beyannamesi ekinde verilen temel mali tabloların muhasebe standartlarına ve tek düzen muhasebe sistemine uymaması, önceki dönem sütunlarının doldurulmaması nedeniyle bu hali ile bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin beyanname eki gelir tablosu ve bilançolarını karşılaştırmalı olarak düzenlemesi ve bunlara ait dipnotların gösterilmesinin mevzuat gereği olduğu, mali tablolara ilişkin usul ve esaslara uymayan yükümlü adına kesilen özel usulsüzlük cezasında kesilmesi gerektiği[6]
V.SONUÇ;
Bilanço usulünde defter tutan gerçek ve tüzel kişilere ait teşebbüs ve işletmelerin Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğleri ile getirilen tek düzen hesap planına ve bunun yanında temel mali tabloların düzenleme ilkelerine ve Tekdüzen Hesap Çerçevesi Hesap Planı ve İşleyişine riayet edilmesi gerekir. Bu belirlenen usul ve esaslara uyulmaması halinde Vergi Usul Kanununun 353.maddesinin 6.fıkrası gereği, muhalefet edilen her takvim yılı için ayrı ayrı Özel Usulsüzlük Cezası kesilmesi gerekecektir.
[1] 26.12.1992 tarih ve Mükerrer 21447 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanmıştır.
[2] 1.1.2006’dan itibaren geçerli olmak üzere 354 Sıra No’lu V.U.K Genel Tebliği.
[3] Gelirler Genel Müdürlüğünün 06.05.1997 tarih ve B.07.0.GEL.0.30/3025-353-487/18449 sayılı yazıları.
[4] Bursa Valiliği Defterdarlık Gelir Müdürlüğünün 01.07.2003 tarih ve B.07.4.DEF.0.16.11/VUK:190-03-23 sayılı yazıları
[5] Gelirler Genel Müdürlüğünün 08.12.2003 tarih ve B.07.0.GEL.0.31/3186-4-51925 sayılı yazıları
[6] Danıştay, Esas No : 1997/753, Karar No : 1998/2841 ve 02.07.1998 tarihli kararı.