Binek Otomobillerin Tesliminde Uygulanan Farklı KDV oranları
Talha APAK
Yeminli Mali Müşavir
I. GİRİŞ
3065 sayılı KDV Kanunu’nun uygulanmaya başlandığı 1985 yılından bu güne kadar geçen 20 yılı aşkın süredir başarılı bir şekilde uygulanmasına rağmen tartışılmaya devam eden ve aksayan yönleri de bulunmaktadır. Bu konulardan bir tanesi de binek otomobillerindeki KDV uygulamasıdır. Binek otomobillerin teslimlerinde uygulanan farklı KDV oranları bulunmaktadır. Uygulamada hatalı işlemlerin yapılmaması için, binek otomobillerin tesliminde uygulanması gereken farklı KDV oranları yazımızın ikinci bölümünü oluşturacaktır. Ayrıca, binek otomobillerin alışlarına ilişkin KDV nin ilgili yasa gereği indirilememesi ve ciddi bir sorun olarak tartışılması ise yazımızın üçüncü bölümünü oluşturacaktır.
II. BİNEK OTOMOBİLLERİNDE UYGULANAN FARKLI KDV ORANLARI
3065 saylı KDV Kanunu’na göre, binek otomobillerinin tesliminde (satışında) aşağıda belirtilen farklı KDV oranları uygulanmaktadır.
- Kullanılmamış (sıfır) otomobil tesliminde KDV oranı %18 ’dir.
- Kullanılmış yada sıfır olup olmadığına veya yaşına bakılmaksızın yurt dışından otomobil ithali %18 oranında KDV’ye tabidir.
- Kullanılmış (ikinci el) binek otomobili;
– Özel kişilerden alınırsa vergiye tabi değildir.
– KDV mükellefi olmayan (vakıf veya dernek gibi) kuruluşlardan alınırsa yine vergiye tabi değildir.
– KDV mükellefi olan firmaların aktifine kayıtlı ise %1 KDV’ye tabidir.
– Oto galerilerinden alınırsa %1 KDV’ye tabidir.
– Oto galericisi, satıcı ile alıcı arasında aracılık yapıyorsa satış işlemi KDV’ye tabi değildir, ancak komisyon %18 KDV’ye tabidir.
– Trafikte kaydı silinerek hurdaya ayrılmış olsa dahi, hurda işletmecilerince parçalanmadan satışı %1 KDV’ye tabidir.
– Hurda işletmecilerince parçalanarak satışı KDV’den istisnadır.
- 3226 Sayılı Finansal Kiralama Kanunu’na göre; sadece finansal kiralamaya konu binek otomobillerinin finansal kiralama şirketlerine veya finansal kiralama şirketlerince teslimi veya kiralanması işlemlerinde, kullanılmış binek otomobilleri için % 1, kullanılmamış (sıfır) binek otomobiller için ise % 18 vergi oranı uygulanır.
III. BİNEK OTOMOBİLLERİN ALIŞLARINA İLİŞKİN ÖDENENEN KDV NİN İNDİRİM KONUSU YAPILAMAMASI VE BİR SORUN
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 30’uncu maddesi İndirilemeyecek Katma Değer Vergisi ’ni düzenlemiş bulunmaktadır. KDV Kanununa göre indirimi kabul edilmeyen konulardan binek otomobillerin alış bedelinde gösterilen KDV olup, uzun yıllardır tartışma konusu olabilmektedir.
KDV kanununun ilgili 30’uncu maddenin (b) bendi aşağıdaki düzenlemeyi içermektedir.
“Faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere işletmelere ait binek otomobillerinin alış vesikalarında gösterilen katma değer vergisi”
İşletmeye ait olma kavramı, işletmenin aktifine kayıtlı ve envanterine dahil olmayı ifade eder. Binek otomobilinin işletmeye ait olabilmesi ve amortismana tabi tutulabilmesi için, trafik ve diğer işlemlerinin de işletme adına yapılması, alış faturasının da işletme adına düzenlenmesi zorunludur.
- Binek Otomobillerin Satın Alınmasına İlişkin Olarak İndirilemeyen KDV’nin Maliyet veya Gider Yazılması:
Mükelleflerin ticari işlerinde kullanmak üzere satın aldıkları binek otomobilleri nedeniyle ödedikleri KDV’yi, Kanun’un 30/b maddesine göre indirmesi mümkün değildir. İndirilemeyen bu KDV, doğrudan gider yazılabileceği gibi, maliyete de intikal ettirilebilir. Bu konudaki seçimlik hak, tamamen mükellefe aittir.
Yasa gereği uygulamanın temel kuralları aşağıdaki gibidir.
- Binek otomobil ticareti (alım satımı) yapan firmalar, ticari mal olarak satın aldıkları binek otomobillerine ödedikleri KDV’yi genel hükümlere göre indirim konusu yapabilirler.
- İşletme faaliyetlerinde kullanılsa dahi, işletmelerin aktifine kaydedilen binek otomobili alımında ödenen KDV kural olarak indirim konusu yapılamaz.
- Sadece otomobil kiralama (rent a car) şirketleri, taksi işletmeleri ve sürücü kursları binek otomobili alımında ödedikleri KDV’yi indirim konusu yapabilirler.
Burada tartışılması gereken husus;
Binek otomobillerinin alış vesikalarında gösterilen ve indirilemeyen KDV’nin maliyet veya gider yazılması konusudur. Uygulamada, binek otomobillerinin alımı sırasında yüklenilen ancak Kanun’un 30/b maddesi gereği indirim konusu yapılamayan bu KDV’lerin, doğrudan gider mi yazılacağı, yoksa maliyet unsuru olarak mı dikkate alınacağı hususunda tereddütlerle karşılaşılmaktadır.
Maliye Bakanlığı, binek otomobillerinin alımında yüklenilen ancak indirimi mümkün olmayan KDV hakkında yapılacak işlem konusundaki görüşünü Genel Tebliğ ve Özelgelerle açıklamıştır.
Bakanlık 23 Seri no.lu KDV Genel Tebliği’nin (I) bölümünde, mükelleflerin işletme amacı dışında iktisap ettikleri binek otomobillerinin alımı sırasında ödedikleri ve kanun gereği indirimi mümkün olmayan KDV’nin, Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunları çerçevesinde işin mahiyetine göre gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınabileceğini açıklamıştır. Aynı tebliğde, bu uygulamanın binek otomobili işletmeciliği ile uğraşan mükelleflerin işletme amacı dışında satın aldıkları binek otomobilleri için de geçerli olduğu belirtilmiştir.
Tebliğde yer alan “işin mahiyetine göre gider yazılması ve maliyete intikal ettirilmesinden kastedilen husus; 23 Seri no.lu Tebliğde yer alan “indirilemeyen KDV’nin işin mahiyetine göre gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınabileceği” şeklinde subjektif ve son derece esnek olan bir ifadedir.
Öte yandan, Maliye Bakanlığı’nca verilen bir özelgede; “binek otomobillerine ait olup indirilemeyen KDV’nin doğrudan gider veya maliyet unsuru olarak değerlendirilmesinde kanunen bir sakınca olmadığı” şeklinde çeşitli idari görüşler verilmiş bulunmaktadır. Maliye Bakanlığı’nın 20.06.2000 tarih, 29609 sayılı Özelgesi aşağıdaki gibidir.
“3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 30/b maddesine göre, faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere işletmelere ait binek otomobillerinin alış vesikalarında gösterilen veya bu mal ve hizmetlerin maliyetleri içinde yer alan Katma Değer Vergisi hesaplanan katma değer vergisinden indirilemez.
23 Seri no.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği’nin I bölümünde indirim konusu yapılamayan bu verginin Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunları çerçevesinde işin mahiyetine göre gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınabileceği belirtilmiştir.
Öte yandan, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 269. maddesinde gayrimenkuller gibi taşıtların da maliyet bedeliyle değerleneceği hüküm altına alınmıştır. Aynı Kanun’un 270. maddesinde ise “Gayrimenkullerde, maliyet bedeline satın alma bedelinden başka, aşağıda yazılı giderler girer…. Noter, mahkeme, kıymet takdiri, komisyon ve tellaliye giderleri ile Emlak Alım ve Taşıt Alım Vergilerini maliyet bedeline ithal etmekte veya genel giderler arasında göstermekte mükellefler serbesttirler.” denilmektedir.
Buna göre, taşıtların maliyet bedeliyle değerlendirilmesi sonucunda Taşıt Alım Vergilerinin maliyet bedeline eklenmesi veya genel giderler arasında gösterilmesinde mükelleflere ihtiyarilik tanınmıştır. Bu nedenle, binek otomobillerine ait indirilemeyen katma değer vergisinin doğrudan gider veya maliyet unsuru olarak değerlendirilmesinde kanunen bir sakınca bulunmamaktadır.”
Maliye Bakanlığı’nın 13.04.2000 tarih, 16814 sayılı Özelgesi ise özetle aşağıdaki gibidir.
“Serbest meslek erbabı tarafından iktisap edilen binek otomobillerinin alış belgelerinde gösterilen KDV’nin indiriminin mümkün olmadığı, indirilemeyen bu verginin otonun maliyet bedeline ilave edilerek amortisman ayırmak suretiyle gider kaydedilebileceği gibi, ilgili dönemde GVK’nun 68’inci maddesine göre gider olarak da dikkatte alınabileceği”
Bize göre de; serbest meslek erbabının aktifine alarak işinde kullandığı binek otomobilinin alışı sırasında ödediği ancak KDV kanununa göre indirim konusu yapamamış olduğu KDV nin gelir vergisi açısından doğrudan gider veya maliyet unsuru olarak değerlendirilmesinde kanunen bir sakınca bulunmamakta olup, bu konudaki seçimlik hakkı tamamen mükellefe ait olmalıdır.
- Binek Otomobillerinin Satın Alınmasına İlişkin Olarak İndirilemeyen KDV’nin, (Yasa Değişikliği İle) Tüm Mükelleflerce İndiririmi Mümkün Kılınmalıdır.
Binek otomobillerinin Katma Değer Vergisinin indirilmeyeceğine ilişkin düzenlemenin gerekçesinde;
”…… bu şekilde, özel otomobillerin muvazaalı olarak işletmeye sokulması suretiyle özel tüketimin teşvik edilmemesi ve vergi kaybına sebebiyet verilmemesi amaç edinilmiştir.”
Şeklinde açıklamasına yer verilmiştir. Anılan madde gerekçesiyle birlikte değerlendirildiğinde, binek otomobillerin işletmede kullanımına kısıtlama getirilmek istenmektedir. Dolayısıyla sonradan binek otomobile çevrilen araçların Katma Değer Vergisinin indirilmemesi kanunun lafzına ve amacına uygun olacaktır. Ayrıca aksine bir düşünce mükellefler arasında haksız uygulamalara yol açabilecektir. Çünkü aynı aracın başlangıçta otomobil olarak alınması halinde, ödenen Katma Değer Vergisi indirilmeyecekken, kapalı kasa kamyonet olarak alınıp sonradan otomobile dönüştürülmesi halinde, Katma Değer Vergisi indirilecek ve aynı durumda olanlara farklı uygulama yapılması söz konusu olacaktır.
Aşağıda sıralanan bazı haklı nedenlerden dolayı binek otomobillerinin alımında ödenen KDV’ne indirim hakkı tanınmalıdır.
- Binek otonun satın alınması esnasında; satıcı firma tarafından ilgili oranda KDV’si hesaplanmakta, alıcı firmadan tahsil edilmekte ve hesaplanan KDV olarak beyan edilmektedir. Alıcının da satın almış bulunduğu binek otomobilini ticari işinde kullanması sonucu alış sırasında ödediği KDV’yi indirim konusu yapamaması KDV’nin indirim ilkesine uymamakta ve ticari işlemlerde haksızlığa yol açmaktadır.
- Binek oto işletme malvarlığına dahil edildiğine göre, bu oto ileride satıldığında KDV hesaplamasına konu edilecek ve daha önce hiçbir indirim yapılmadan hesaplanan KDV’nin tamamı beyan edilip ödenecektir. Bu durum KDV’nin işleyişine uymamakta ve ticari işlemlerde haksızlığa yol açmaktadır.
- İşletmenin faaliyetlerinin yürütülmesinde kullanılmakta olan binek otonun yakıtına, tamir ve bakımına ilişkin KDV’lerin indirilmesi, gider veya maliyet yazılabilmesi hakkı, binek otonun alımında ödenen KDV ‘nin indirilememesini anlamsız ve haksız kılmaktadır.
- İlgili madde gerekçesinde açıklandığı üzere, binek otomobillerinin muvazaalı olarak işletme adına alınmasının önlenmesi amaçlanan KDV indirim hakkının kabul edilmemesi; bazı işletmeler satın alma yerine kiralama yolunu tercih ettiklerine göre, muvazaalı işlemleri ortadan kaldıramayacağı gibi, otomobil sektöründe tüketime de engel olmaktadır.
IV. SONUÇ:
Görüldüğü gibi; işletmelerde kullanılmak üzere satın alınan binek otolara ilişkin KDV’nin de, amortismana tabi her hangi bir iktisadi kıymet iktisabında olduğu gibi indirilebilmesi gerekir. Binek oto KDV’sinin indirim yasağına konu edilmesi KDV’nin genel prensiplerine aykırı düşmekte ve bu yasağın bir an önce kaldırılması gerekmektedir. Aksi halde, indirilemeyen KDV’nin maliyet veya gider yazılması yönünde mükelleflere tercih hakkı verilmesi de sorunu adil bir şekilde çözememektedir.
Binek otomobillerinin alış belgelerinde gösterilen ve indirilemeyen KDV ’nin maliyet veya gider yazılması hususunda tartışmalar devam etmektedir. Bu durum, ilgili KDV’nin indirim hakkı tanınmamasından kaynaklanmaktadır. KDV Kanunun uygulanmaya başlandığı 1985 yılından bu güne kadar geçen 20 yılı aşkın süredir, KDV Kanununun 30/b maddesi kapsamındaki tartışmalar, haksız ve hatalı uygulamalar halen devam etmektedir. Konu kapsamındaki haksız ve hatalı uygulamanın giderilmesinin tek yolu; ilgili 30/b maddesinin tekrar gözden geçirilerek, binek otomobillerinin alış KDV sinin tüm mükelleflerce indirimi mümkün hale getirilmesini sağlamak olacaktır.