Site icon Alomaliye.com Güncel Mevzuat, Muhasebe, Ekonomi, Vergi, SGK Haberleri

Binek Otomobillerin Alış Belgelerinde Yer Alan ÖTV ve KDV’nin Gider veya Maliyet Yazılması

Binek Otomobillerin Alış Belgelerinde Yer Alan ÖTV ve KDV’nin Gider

Talha APAK
Yeminli Mali Müşavir
Bağımsız Denetçi/Öğretim Görevlisi
Alomaliye.com Yayın Kurulu Başkanı
t.apak@apakymm.com

I. GİRİŞ

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 30’uncu maddesi İndirilemeyecek Katma Değer Vergisi ’ni düzenlemiş bulunmaktadır.  KDV Kanununa göre indirimi kabul edilmeyen konulardan binek otomobillerin alış bedelinde gösterilen KDV olup, uzun yıllardır tartışma konusu olabilmektedir.

KDV kanununun ilgili 30’uncu maddenin (b) bendi aşağıdaki düzenlemeyi içermektedir.

“Faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere işletmelere ait binek otomobillerinin alış vesikalarında gösterilen katma değer vergisi”

Öte yandan, ülkemizde gerek Avrupa Birliği mevzuatına uyum sağlamak, gerekse mevcut mevzuatta yer alan ve sistemi karmaşık hale getiren bir çok vergi ve fon yürürlükten kaldırılarak, 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu 2002 yılı içerisinde uygulamaya konulmuştur. Ayrıca, 5035 sayılı yasanın 48’inci maddesi ile de Taşıt Alım Vergisi yerine Özel Tüketim Vergisi getirilmiş bulunmaktadır.

Binek otomobillerin alış belgelerinde gösterilen ÖTV ’nin ve İndirilemeyen KDV ’nin maliyet veya gider yazılması hususunda tartışmalar ve sıkıntılar devam etmektedir.

II. YASAL DAYANAKLAR VE UYGULAMA

Binek Otomobillerin Satın Alınmasına İlişkin Olarak Ödenen ÖTV’nin Maliyet veya Gider Yazılması:

Vergi Usul Kanunu’nun 274. maddesinde satın alınan veya imal edilen emtianın maliyet bedeli ile değerleneceği, 262. maddesinde ise maliyet bedelinin iktisadi bir kıymetin iktisap edilmesi veyahut değerinin artırılması münasebetiyle yapılan ödemelerle bunlara müteferri bilimum giderlerin toplamını ifade ettiği, hükme bağlanmıştır. Bu tanımlardan iktisadi kıymetin satın alınması veya imali nedeniyle kullanılan hammaddeler için ödenen ÖTV’nin maliyet bedeli içinde yer alması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Öte yandan, VUK’nun 269. maddesinde gayrimenkullerin mütemmim cüzileri ve teferruatları, tesis ve makineler, gemiler ve diğer taşıtların gayrimenkul gibi değerleneceği belirtilmiştir.

Bu kısa açıklamalarımızdan ÖTV’nin satın alma bedeline dahil olduğunu ve satın alınan iktisadi kıymetin maliyet bedeli içinde değerlendirilmesi gerektiği sonucuna varmaktayız. Ancak, VUK’nun gayrimenkullerin ve gayrimenkul gibi değerlerin iktisadi kıymetlerin değerlemesiyle ilgili 270. maddesinin son fıkrasında özel bir değerleme hükmü daha bulunmaktadır. VUK’a göre makineler, gemiler ve taşıtlar gayrimenkul gibi değerlenir. [1]

Bu hükme göre, noter, mahkeme, kıymet takdiri, komisyon ve tellaliye giderleri ile emlak alım ve özel tüketim vergilerini maliyet bedeline ithal etmekte veya genel giderler arasında göstermekte mükellefler serbesttirler. (5035 sayılı Kanunla yapılan ibare değişikliği ile 01.01.2004 tarihinden geçerli olmak üzere “taşıt alım vergileri” yerine “özel tüketim vergileri” ibaresi konulmuştur.)

5035 sayılı kanunun 48’inci maddesiyle ve 01.01.2004 tarihinden geçerli olmak üzere Taşıt Alım Vergisi yerine Özel Tüketim Vergisi getirilmiş ve VUK-270/2 maddesi kapsamında; “Özel Tüketim Vergilerini maliyet bedeline ithal etmekte veya genel giderler arasında göstermekte mükellefler serbesttirler”  ifadesi yer almıştır.

Bize göre de; satın alınan binek otolarının alış bedelleri içerisinde yer alan ÖTV’nin maliyet bedeline dahil edilmesi veya genel yönetim giderlerine atılması yönünde mükelleflerin tercih haklarını kullanmaları yönünde kanuni bir sakınca bulunmamaktadır. 

Binek Otomobillerin Satın Alınmasına İlişkin Olarak İndirilemeyen KDV’nin Maliyet veya Gider Yazılması:

Serbest meslek erbabı, serbest meslek faaliyetini icra ederken kullandığı taşıtların giderlerini hasılattan indirebilir. Taşıtların giderlerinden kasıt, genel olarak taşıtların tamir, bakımı yakıt ve benzeri cari giderleridir. Ancak bu tür giderlerin hasılattan indirilebilmesi için söz konusu taşıtların kiralanmış veya envantere dahil olması gerekmektedir.

Burada tartışılması gereken en önemli husus; binek otomobillerinin alış vesikalarında gösterilen ve indirilemeyen KDV’nin maliyet veya gider yazılması konusudur. Uygulamada, binek otomobillerinin alımı sırasında yüklenilen ancak Kanun’un 30/b maddesi gereği indirim konusu yapılamayan bu KDV’lerin, doğrudan gider mi yazılacağı, yoksa maliyet unsuru olarak mı dikkate alınacağı hususunda tereddütlerle karşılaşılmaktadır.

Serbest meslek erbabının işinde kullanılmak üzere satın aldığı binek otomobili nedeniyle ödediği KDV’yi, Kanun’un 30/b maddesine göre indirmesi mümkün değildir. İndirilemeyen bu KDV, doğrudan gider yazılabileceği gibi, maliyete de intikal ettirilebilir. Bu konudaki seçimlik hakkı, tamamen mükellefe aittir. [2]

Maliye Bakanlığı, binek otomobillerin alımında yüklenilen ancak indirimi mümkün olmayan KDV hakkında yapılacak işlem konusundaki görüşünü Genel Tebliğ ve Özelgelerle açıklamıştır.

Bakanlık 23 Seri no.lu KDV Genel Tebliği’nin (I) bölümünde, mükelleflerin  işletme amacı dışında iktisap ettikleri binek otomobillerinin alımı sırasında ödedikleri ve kanun gereği indirimi mümkün olmayan KDV’nin, Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunları çerçevesinde işin mahiyetine göre gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınabileceğini açıklamıştır. Aynı tebliğde, bu uygulamanın binek otomobili işletmeciliği ile uğraşan mükelleflerin işletme amacı dışında satın aldıkları binek otomobilleri için de geçerli olduğu belirtilmiştir.

Tebliğde yer alan işin mahiyetine göre gider yazılması ve maliyete intikal ettirilmesinden kastedilen husus; 23 Seri no.lu Tebliğde yer alan “indirilemeyen KDV’nin işin mahiyetine göre gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınabileceği” şeklinde subjektif ve son derece esnek olan bir ifadedir. [3]

Öte yandan, Maliye Bakanlığı’nca verilen bir özelgede;  “binek otomobillerine ait olup indirilemeyen KDV’nin doğrudan gider veya maliyet unsuru olarak değerlendirilmesinde kanunen bir sakınca olmadığı” şeklinde çeşitli idari görüşler verilmiş bulunmaktadır. Söz konusu özelgenin bir tanesinin tam metni aşağıdaki gibidir. [4]

“3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 30/b maddesine göre, faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere işletmelere ait binek otomobillerinin alış vesikalarında gösterilen veya bu mal ve hizmetlerin maliyetleri içinde yer alan Katma Değer Vergisi hesaplanan katma değer vergisinden indirilemez.

23 Seri no.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği’nin I bölümünde indirim konusu yapılamayan bu verginin Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunları çerçevesinde işin mahiyetine göre gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınabileceği belirtilmiştir.

Öte yandan, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 269. maddesinde gayrimenkuller gibi taşıtların da maliyet bedeliyle değerleneceği hüküm altına alınmıştır. Aynı Kanun’un 270. maddesinde ise “Gayrimenkullerde, maliyet bedeline satın alma bedelinden başka, aşağıda yazılı giderler girer…. Noter, mahkeme, kıymet takdiri, komisyon ve tellaliye giderleri ile Emlak Alım ve Taşıt Alım Vergilerini maliyet bedeline ithal etmekte veya genel giderler arasında göstermekte mükellefler serbesttirler.” denilmektedir.

Buna göre, taşıtların maliyet bedeliyle değerlendirilmesi sonucunda Taşıt Alım Vergilerinin maliyet bedeline eklenmesi veya genel giderler arasında gösterilmesinde mükelleflere ihtiyarilik tanınmıştır. Bu nedenle, binek otomobillerine ait indirilemeyen katma değer vergisinin doğrudan gider veya maliyet unsuru olarak değerlendirilmesinde kanunen bir sakınca bulunmamaktadır.”

Maliye Bakanlığı’nın söz konusu diğer bir özelgesi ise özetle aşağıdaki gibidir. [5]

“Serbest meslek erbabı tarafından iktisap edilen binek otomobillerinin alış belgelerinde gösterilen KDV’nin indiriminin mümkün olmadığı, indirilemeyen bu verginin otonun maliyet bedeline ilave edilerek amortisman ayırmak suretiyle gider kaydedilebileceği gibi, ilgili dönemde GVK’nun 68’inci maddesine göre gider olarak da dikkatte alınabileceği”

Bize göre de; serbest meslek erbabının aktifine alarak işinde kullandığı binek otomobilinin alışı sırasında ödediği ancak KDV kanununa göre indirim konusu yapamamış bulunduğu KDV nin, gelir vergisi açısından doğrudan gider veya maliyet unsuru olarak değerlendirilmesinde kanunen bir sakınca bulunmamakta olup, bu konudaki seçimlik hakkı tamamen mükellefe ait olmalıdır.

III. SONUÇ

Binek otomobillerinin alış belgelerinde gösterilen ÖTV ’nin nihai alıcıları (tüketicileri) tarafından maliyet veya gider yazılması noktasında hatalı uygulamalar dışında sıkıntı veya tartışma bulunmaması gerekmektedir. Oysa, binek otomobillerinin alış belgelerinde gösterilen KDV ’nin nihai alıcıları (tüketicileri) tarafından maliyet veya gider yazılması noktasında farklı uygulama ve yorumlar bulunmaktadır.

Bize göre; gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerinin, aktiflerine alarak işinde kullandıkları binek otomobilinin alışı sırasında ödedikleri, ancak KDV kanununa göre indirim konusu yapamamış bulundukları KDV nin, gelir ve kurumlar vergisi açısından doğrudan gider veya maliyet unsuru olarak değerlendirilmesinde kanunen bir sakınca bulunmamakta olup, bu konudaki seçimlik hakkı tamamen mükellefe ait olmalıdır.

Öte yandan, binek otomobillerin alış belgelerinde gösterilen KDV ’nin indirilmesi, maliyet veya gider yazılması hususunda,  KDV Kanunun uygulanmaya başlandığı 1985 yılından bu güne kadar geçen 20 yılı aşkın süredir, KDV Kanununun 30/b maddesi kapsamındaki tartışmalar, haksız ve hatalı uygulamalar halen devam etmektedir. Konu kapsamındaki haksız ve hatalı uygulamanın giderilmesinin tek yolu, ilgili 30/b maddesinin değiştirilerek, binek otomobillerinin alış KDV sinin tüm mükelleflerce İndirilecek KDV olarak indirimi mümkün kılınmalıdır.

DİPNOT VE KAYNAKLAR

[1]  Dönem Sonu İşlemleri, Sakıp ŞEKER, Yaklaşım Yayınları, Cilt 1

[2]  Katma Değer Vergisi Kanunu Uygulaması, Yaklaşım Yayınları, Şükrü KIZILOT, Cilt: 4

[3]  Katma Değer Vergisinde İndirim, V.Arif ŞİMŞEK-Abdullah TOLU, Yaklaşım Yayınları, Nisan 2002

[4]  Maliye Bakanlığı’nın 20.06.2000 tarih, 29609 sayılı Özelgesi

[5]  Maliye Bakanlığı’nın 13.04.2000 tarih, 16814 sayılı Özelgesi

Exit mobile version