Haciz ve İstihkak İddiası
Muharrem ÖZDEMİR
Yeminli Mali Müşavir
Kamu hizmetlerinin finansmanında en önemli kaynak hiç şüphesiz ki vergi gelirleridir. Bu zorunluluk her bireyin mali gücü oranında kamu harcamalarına katılma zorunluluğunu beraberinde getirir. Vergi yükümlülüğünde vergi borçlusu mükellef, vergi alacaklısı ise devlettir. Bu ilişki nedeni ile vergi hukuku kamu hukukunun en sağlam dalıdır. Vergi Hukuku, Vergi İcra ve Vergi Ceza Hukukunu da içine alan geniş bir hukuk dalıdır. Vergilendirme işleminin tarh, tebliğ ve tahakkuk boyutu Vergi Usul Kanunu kapsamında değerlendirilmesi gerekirken son aşaması olan tahsil işlemi de 6183 sayılı Amme Alacakları Tahsili Usulü Hakkında Kanun([1]) kapsamında ele alınacaktır. 6183 sayılı Kanunun 1’nci maddesinde kanunun kapsamı/şümulü belirlenmiştir. Buna göre Devlete, İl Özel İdarelere ve Belediyelere ait aşağıdaki amme alacakları bu kanun kapsamında tahsil edilecektir.
- Vergi, Resim, Harç, Ceza Tahkik ve Takiplerine ait Muhakeme Masrafları, Vergi Cezası, Para Cezası gibi Asli Amme alacakları,
- Gecikme Zammı, Faiz gibi Fer’i Amme alacaları,
- Haksız fiil ve haksız iktisaptan doğanlar dışında kalan ve amme hizmetleri takibatından mütevellit olan diğer alacakları ile bunların takip masrafları.
Bireylerin yani mükelleflerin/vergi borçlularının tarh ve tahakkuk eden vergi borçlarını vadesinde ödememeleri halinde haklarında idari işlem gerçekleştirmemek hazine alacağının tahsilinde zorluklar yaratır. Bu nedenle tahsil edilemeyen hiçbir amme alacağı hazineye yarar sağlamayacaktır. Bunun içindir ki amme alacağının tahsilinde tereddüde meydan vermemek için 6183 sayılı Amme Alacakları Tahsili Usulü Hakkında Kanun devreye girmektedir. Bu kanun çerçevesinde amme alacağı çeşitli yöntemlerle güvence altına alınmaktadır. Başlıca korunma yöntemleri Teminat(Md.9), Rüçhan Hakkı(Md.21), İhtiyati Tahakkuk(Md.17), İhtiyati Haciz(Md 13) ve Haciz işlemleridir. 6183 sayılı yasanın Amme Alacaklarının Cebren Tahsili başlığını taşıyan Birinci Bölümünde cebren tahsil ve takip esasları düzenlenmiştir. Aynı kanunun 54 üncü maddesinde ”Ödeme müddeti içinde ödenmeyen amme alacağının tahsil dairesince cebren tahsil edileceği belirtildikten sonra cebren tahsilin, amme borçlusu tahsil dairesine teminat göstermiş ise teminatın paraya çevrilmesi yahut kefilin takibi, amme borçlusunun borcuna yetecek miktardaki mallarının haczedilerek paraya çevrilmesi, gerekli şartlar bulunduğu takdirde borçlunun iflasının istenmesi yollarından herhangi birinin tatbiki suretiyle yapılacağı açıklanmıştır. Bu makalemizde cebren tahsil yöntemlerinden Haciz ve hacizde takip edilecek yöntemler ile bu hacze karşı korunma yöntemi olan İstihkak müessesesi ele alınacaktır.
ÖDEME EMRİ: Vadesinde ödenmeyen amme alacağının takibine tahsil dairesince (vergi dairesi) ödeme emri gönderilerek başlanır(Md.55). Ödeme Emri amme alacağının vadesinde ödemeyenlere 7 gün içinde borçlarını ödeme veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bildirilmesidir. Ödeme emrinde borcun asıl ve ferilerinin mahiyet ve miktarları, nereye ödeneceği, müddetinde ödemediği veya mal bildiriminde bulunmadığı takdirde borcun cebren tahsil ve borçlunun mal bildiriminde bulununcaya kadar üç ayı geçmemek üzere hapis ile tazyik olunacağı, gerçeğe aykırı bildirimde bulunduğu takdirde hapis ile cezalandırılacağı kayıtlı bulunur. Ayrıca, borçlunun 114’üncü maddedeki vazifeleri ve bu vazifeleri yerine getirmediği takdirde hakkında tatbik edilecek olan ceza bu ödeme emrinde kendisine bildirilir.
ÖDEME EMRİNE İTİRAZ: Kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan Vergi Mahkemesi nezdinde itirazda bulunabilir. İtirazın şekli, incelenmesi ve itiraz incelemelerinin iadesi hususlarında Vergi Usul Kanunu hükümleri tatbik olunur. Mahkeme bu itirazları en geç 7 gün içinde karara bağlamak mecburiyetindedir. Yapılan akademik bir araştırmada([2]) mükelleflerce vergi dairesi aleyhine açtıkları davalardan %21.5 (895 dava dosyasından 193’ü ödeme emrine karşı açılmıştır) ödeme emri ile ilgilidir. Bu araştırmada da görüleceği üzere vergi dairesi işlemlerine karşı açılan davaların büyük kısmını tarhiyatın terkininden sonra ödeme emrine itiraz oluşturmaktadır
MAL BİLDİRİMİ: Mal bildirimi, borçlunun gerek kendisinde, gerekse üçüncü şahıslar elinde bulunan mal, alacak ve haklarından borcuna yetecek miktarın, nevini, mahiyetini, vasfını, değerini ve her türlü gelirlerini veya haczi kabil mal veya geliri bulunmadığını ve yaşayış tarzına göre geçim kaynaklarını ve buna nazaran borcunu ne suretle ödeyebileceğini yazı ile veya sözle tahsil dairesine bildirmesidir(Md.59). Kendisine ödeme emri tebliğ edilen borçlu, 7 günlük müddet içinde borcunu ödemediği ve mal bildiriminde de bulunmadığı takdirde mal bildiriminde bulununcaya kadar bir defaya mahsus olmak ve üç ayı geçmemek üzere hapisle tazyik olunur. Hapisle tazyik kararı, ödeme emrinin tebliğini ve 7 günlük müddetin bitmesini müteakip tahsil dairesinin yazılı talebi üzerine icra tetkik mercii hakimi tarafından verilir. Bu kararlar Cumhuriyet Savcılığınca derhal infaz olunur(Md.60). Bu kanuna göre istenen mal bildirimini gerçeğe aykırı surette yapanlarla, yaşayış tarzları mal bildirimine uymayanlar sulh işlerine bakan mahkemelerce bir aydan bir seneye kadar hapis ile cezalandırılırlar(Md.111).
HACİZ: Haciz, borçlunun mal bildiriminde gösterilen veya tahsil dairesince saptanan borçlu veya üçüncü kişiler elindeki menkul ile gayrimenkullerde, alacak ve haklarından amme alacağına yetecek miktarına tahsil dairesince el konulmasıdır([3]). Haciz, tahsil dairesince düzenlenen ve alacaklı amme idaresinin mahalli en büyük memuru (Vali-Kaymakam) veya tevkil edeceği memur tarafından onaylanan Haciz Varakalarına dayanılarak yapılır(Md.64). Borçlu tarafından başkasının olduğu beyan veya üçüncü şahıs tarafından ihtiyaten haciz veya istihkak iddia edilmiş bulunan malların haczi en sonraya bırakılır.
- Haczedilecek malların Saptanması: Borçlunun mallarından hangilerinin haczedileceği hakkında karar verirken 6183 sayılı Amme Alacakları Tahsili Usulü Hakkında Kanunun Haczedilemeyecek Mallar(Md.70), Kısmen Haczedilebilen Gelirler(Md.71), Yetişmemiş Mahsullerin Haczi(Md.72) ile ilgili hükümleri gözönüne alınarak yapılır.
- Menkul Malların Haczi: Her türlü menkul mallar cins ve nev’ileri, vasıfları, alametleri, sayı ve miktarları ve tahmin edilen değerleri haciz tutanağında tespit edilmek suretiyle haczolunur. Haciz sırasında borçlu veya zilyed veya bunların; vekilleri, işçi, müstahdem veya aileleri efradından birisi kendilerini temsilen bulunur. Bunlar haciz yerinde bulunmaz veya o sırada bulundurulmaları sağlanamazsa gıyapta haciz yapılır. Gıyapta yapılan hacizlerde zabıta memuru veya muhtar veya ihtiyar kurulu üyelerinden biri veya borçlunun veya zilyedin komşularından iki kişi hazır bulundurulur. Güneş battıktan doğuncaya kadar ve tatil günlerinde haciz yapılamaz. Tatil günlerinde veya geceleri çalışılan yerlerde yapılacak hasılat haczi ile borçlunun mal kaçırdığının anlaşıldığı haller bu hükümden müstesnadır(Md.78).
- Gayrimenkul Malların Haczi: Her türlü gayrimenkul malların, gemilerin haczi sicillerine işlenmek üzere haciz keyfiyetinin tapuya veya gemi sicillerinin tutulduğu daireye tebliğ edilmesi suretiyle yapılır.Gayrimenkul haczi bunların hasılat ve menfaatlerine de şamildir. Ancak borçlunun başkaca bir geliri yoksa kendisinin ve ailesinin geçimleri için kafi miktarda mahsulden veya satıldıkça bedelinden münasip miktarı borçluya bırakılır. Alacaklı tahsil dairesi haczedilen gayrimenkul ve gemilerin idaresi ve işletilmesi, menfaat ve hasılatın toplanması için gereken tedbirleri alır(Md.88).
- Zor Kullanma: Haciz tatbikinde istendiği takdirde, kilitli ve kapalı mahallerin açılması ve her türlü eşyanın gösterilmesi mecburidir. Gerekirse bu yerler zorla açtırılır, kilit ve her türlü tertipler kırılabilir. Haczolunan malların zorla alınmasında hal ve durumun gerektirdiği her türlü zora başvurulabilir. Borçlunun üzerinde haczi kabil kıymetli mallar bulunduğu ve kendisi bunları rızasiyle teslim etmediği veya üzerinde sakladığı takdirde şahsına karşı da zor kullanılır (Md.80).
- Paraya Çevirme: Haczedilen her türlü mallar satılarak paraya çevrilir. Satıştan elde edilen bedelden, takip masrafları ve takip edilen amme alacağı düşüldükten sonra geriye kalan kısmı borçlunun ödeme zamanı gelmiş veya muacceliyet kesbetmiş borçlarına mahsup edilir ve artanı, hacze iştirak etmiş başka daire yoksa borçluya verilir, hacze iştirak etmiş başka daire varsa, artan kısımdan evvela bu dairelerin alacakları ayrıldıktan sonra, bakiyesi borçluya verilir. Satıştan elde edilecek bedelin amme alacağından önce ödenmesi gereken borçlarla, takip giderlerini geçmeyeceği kesin olarak biliniyorsa hacizli malın satışını tahsil dairesi tehir edebilir. Şu kadar ki, alacağı amme idaresi alacağından önce gelenlerin takip hakları mahfuzdur (Md.74). Menkul malların satışı, satış şekli aynı kanunun 84, 85’inci maddeleri gereğince, Gayrimenkul malların satışı ise 90, 91, 92 ve müteakip maddelerindeki usul ve esaslar çerçevesinde yerine getirilir.
İSTİHKAK: Bir şahsın, bir şeyin mülkiyetini iddia etmesi, davasını isbat etmesi, hâkimin bu malın mülkiyetinin ona ait olduğuna karar vermesi ve maldan başkasının elini çektirmesi anlamında bir İslâm hukuku terimidir([4]). İstihkak ve istihkak iddiaları, 6183 sayılı Amme Alacakları Tahsili Usulü Hakkındaki Kanunun 66 ve 67’nci maddelerinde düzenlenmiştir. İstihkaka ilişkin benzer hükümler İcra ve İflas kanununun 97 ve 97/a maddelerinde mevcuttur([5]). Kanun koyucu konuyu iki ana temelde ele almıştır. Şöyle ki;
- Borçlu elinde haczedilen mallara karşı istihkak iddiaları: Borçlu, elinde bulunan bir malı üçüncü şahsın mülkü veya rehni olarak gösterdiği yahut üçüncü bir şahıs tarafından o mal üzerinde mülkiyet veya rehin hakkı iddia edildiği takdirde, haczi yapan memur bunu haciz zaptına geçirir. Keyfiyet, iddia borçlu tarafından yapılmışsa üçüncü şahsa, üçüncü şahıs tarafından yapılmışsa borçluya bildirilir. Tahsil dairesi, haczin zaptını aldığı tarihten itibaren 7 gün içinde iddayı reddetmediği takdirde istihkak iddiasını kabul etmiş sayılır. Üçüncü şahıs, tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde itiraz etmediği takdirde istihkak iddiası dinlenmez.
İstihkak iddiası tahsil dairesince kabul edilmez veya borçlu tarafından istihkak iddiasına itiraz edilirse, 7 gün içinde mahkemeye müracaat etmesi lüzumu tahsil dairesince üçüncü şahsa bildirilir. Müddetinde dava açılmadığı takdirde istihkak iddiasından vazgeçilmez sayılır.
Örnek: Vergi dairesi, (x) mükellefinden olan amme alacağını tahsili amacıyla işyerindeki mobilya takımlarına haciz koymuştur. Mobilyaları kiraya veren firma (mobilya şirketi) sözkonusu malların kendilerine ait olduğunu ve (x) şahsına kiraya verdiklerini iddia etmektedir. Bu konuda üçüncü şahıs istihkak iddiasında bulunmaktadır? İcra memuru bu iddia karşısında nasıl bir prosedür izlemelidir?
Kanaatimiz: Üçüncü bir şahıs (Mobilyacı) o mal üzerinde mülkiyet veya rehin hakkı iddia etmektedir. Bu iddia, haczi yapan memur tarafından haciz zaptına/tutanağına geçirir. Bu keyfiyet asıl borçluya bildirilir. Tahsil dairesi/vergi dairesi haciz zaptını aldığı tarihten itibaren 7 gün içinde iddiayı reddetmediği takdirde istihkak iddiasını kabul etmiş sayılır. Tahsil dairesi İstihkak iddiasını kabul etmez ise 7 gün içinde mahkemeye müracaat etmesi lüzumu üçüncü şahsa bildirilir. Bu noktada üçüncü şahıs elindeki kira anlaşmasını delil olarak ileri sürerek iddiasını ispatlayabilir. Bu noktada üçüncü şahıs tarafından gerek tahsil dairesine ve gerekse mahkemeye delil olarak her türlü belgeyi kanıt olarak gösterilebilir. Buna ilişkin örnek yargı kararı şöyledir; Ürün haczi nedeniyle, üçüncü kişinin istihkak iddiası ile ilgili davada, mercice, taraf tanıkları haciz mahallinde hazır bulundurularak, harita mühendisi raporunun dayanağı tüm belgeler de taraflardan celbedilerek, tanık anlatımları arasındaki çelişki giderilmeli, haczedilen parselin kim tarafından kullanıldığı açık ve net bir biçimde belirlenip sonucuna göre bir karar verilmelidir. 21. HD. 2003/10432 E. 2003/10131 K. 09.12.2003 T. ([6])
- Üçüncü şahıs elinde haczedilen mallara karşı istihkak iddiaları: Haczedilen mal borçlunun elinde olmayıp da, o mal üzerinde mülkiyet veya rehin hakkı iddia eden üçüncü bir şahıs elinde ise keyfiyet, haczi yapan memur tarafından haciz zaptına geçirilir. Malın borçluya ait olduğu iddiasında bulunan tahsil dairesi keyfiyeti alacaklı amme idaresine bildirir. Alacaklı amme idaresi bildirme tarihinden itibaren 15 gün içinde dava açmadığı takdirde istihkak iddiası kabul edilmiş sayılır. Borçlu ile birlikte ikamet etmekte olan şahıslar tarafından istihkak iddiasında bulunulduğu takdirde mal borçlunun elinde sayılır.
([1])28.07.1953 tarih ve 8469 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanmıştır.
([2])Doç. Dr. Nihal Saban .Türk Yargı Sisteminin Etkinliği Araştırma Projesi Vergi Yargısının Etkinliği Araştırma Raporu.
([3])Gelirler Genel Müdürlüğü İşlem Yönergesi.
([4])Doç.Dr.Hamdi Döndüren.
([5])Dr. Seyithan Deliduman, Murat Erdem. 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkkındaki Kanun (AATUHK)’a Göre Hacizden Doğan İstihkak İddiaları