Vergisel Açıdan Sponsorluk
Altar Ömer ARPACI
Maliye Bakanlığı
Gelirler Kontrolörü
Manisa Vergi Dairesi Başkanlığı
Grup Müdürü V.
altararpaci@yahoo.com
Anayasamızın 59’uncu maddesinde “Devlet, her yaştaki Türk vatandaşlarının beden ve ruh sağlığını geliştirecek tedbirleri alır, sporun kitlelere yayılmasını teşvik eder. Devlet başarılı sporcuyu korur.” hükmü yer almaktadır.
Gençliğin korunması başlıklı 58’inci maddede ise “Devlet, istiklâl ve Cumhuriyetimizin emanet edildiği gençlerin müspet ilmin ışığında, Atatürk ilke ve inkılapları doğrultusunda ve Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü ortadan kaldırmayı amaç edinen görüşlere karşı yetişme ve gelişmelerini sağlayıcı tedbirler alır.
Devlet, gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, suçluluk, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alır.” denilmektedir.
Sporun teşviğine ilişkin çeşitli düzenlemeler olduğu gibi vergisel düzenlemeler de mevcuttur. 5105 sayılı Kanun[1] öncesi uygulamada 3289 sayılı Kanun’un 4644 sayılı Kanun ile değişik Ek 3’üncü maddesinde Genel müdürlüğün gençlik spor hizmet ve faaliyetlerini desteklemek amacıyla özel ve tüzel kişiler sponsorluk yapabileceği, sponsorların uluslararası resmi spor organizasyonlarını ile Genel Müdürlükçe uygun görülen spor tesisleri için yapacakları ayni ve/veya nakdi harcamaların 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ile 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’na göre gider sayılacağı belirtilmişti.
5105 sayılı Kanun ile; sponsorluk yapılabilecek spor hizmet ve faaliyetlerinin kapsamı genişletilmiştir.[2] Yeni düzenlemede, uluslararası organizasyonların[3] yanı sıra ulusal organizasyonlar ile kamu kurum ve kuruluşlarıyla yerel yönetimlere ait spor tesislerinin yapım, bakım ve onarımları da kapsama dahil edilmiş ve kulüpler ile ferdi lisanslı sporcuların faaliyetleri için de sponsorluk yapılabilme imkanı getirilmiştir.
Önceki düzenlemeden farklı olarak uluslararası/ulusal organizasyon ayrımına gidilmemiş, ancak amatör spor dallarına ilişkin sponsorluk harcamalarının tamamı, profesyonel spor dalları içinde yarısının gider olarak kabul edileceği belirtilmiştir.[4]
Son olarak da 5228 sayılı “Bazı Kanunlarda ve 178 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun”la[5], Gelir Vergisi Kanunu’un 89, Kurumlar Vergisi Kanununun 14’üncü maddesi, başlıkları ile beraber tekrar şekillenmiştir.
5228 sayılı Kanunla Gelir Vergisi Kanununun 89’uncu maddesi “Diğer İndirimler” başlığını almış ve sporda sponsorluk ile ilgili düzenleme, aynı maddenin (8) no’lu bendinde yer almaya devam etmiştir.[6]
Yine 5228 sayılı Kanunla Kurumlar Vergisi Kanununa mükerrer 14. madde olarak “Zarar mahsubu ve diğer indirimler” maddesi eklenmiş 5105 sayılı Kanunla, Kurumlar Vergisi Kanununun “İndirilecek Giderler” başlığını taşıyan 14’üncü maddesinde yapılan sponsorluk düzenlemesi, gider kalemi olma mahiyetinden çıkarılmış 5228 sayılı Kanunla beyanname üzerinden indirilecek bir kalem mahiyetine dönüştürülmüş böylelikle de gelir ve kurumlar vergisi açısından uygulama birliği sağlanmıştır.[7]
Dip Notlar:
[1] 13 Mart 2004 tarih ve 25401 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanmıştır.
[2]12.4.2001 tarihli ve 4644 sayılı Kanunun 2’nci maddesi ile 3289 sayılı Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun ek 3’üncü maddesinde değişiklik yapılarak; Genel Müdürlüğün gençlik, spor hizmet ve faaliyetlerini desteklemek amacıyla gerçek ve tüzel kişilerin sponsorluk yapabileceği, uluslararası spor organizasyonları ile Genel Müdürlükçe uygun görülen spor tesisleri için yapacakları harcamaların 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ile 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununa göre gider sayılacağı düzenlenmişti. Söz konusu Kanunun yürürlüğe girmesinden itibaren geçen iki yıllık sürede Kanunun sadece uluslararası spor organizasyonlarını kapsaması sebebiyle gençlik, spor hizmet ve faaliyetlerinin desteklenmesinde sponsorluktan beklenilen amaca ulaşılamamıştı.
[3] Örneğin Yaz ve Kış Olimpiyatları Akdeniz Oyunları, Dünya Güreş Şampiyonası, Avrupa Basketbol Şampiyonası
[4] Amatörlük, bir işin para için değil zevk için yapılmasıdır. Bu açıdan amatör, işini zevk için yapan, hevesli kişi olarak nitelendirilebilir. Türk Vergi Sisteminde ise amatörlük-profesyonellik ayrımı vergileme rejimi açısından farklılığı nedeniyle Katma Değer Vergisi Kanunu’nda işlenmiştir. Mezkur Kanun’un 1 No.lu Genel Tebliği’nin I-B “Vergiye Tabi İşlemler” alt başlığının beşinci alt ayrımında açıklanmıştır.
[5] 31 Temmuz 2004 tarih ve 25539 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
[6] Gelir Vergisi Kanunu md. 89/8 : “3289 sayılı Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile 17.6.1992 tarihli ve 3813 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun kapsamında yapılan sponsorluk harcamalarının; amatör spor dalları için tamamı, profesyonel spor dalları için % 50’si.”
[7] Kurumlar Vergisi Kanun mükerrer md. 14/1-e “3289 sayılı Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile 3813 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun kapsamında yapılan sponsorluk harcamalarının; amatör spor dalları için tamamı, profesyonel spor dalları için % 50’si.”