Site icon Alomaliye.com Güncel Mevzuat, Muhasebe, Ekonomi, Vergi, SGK Haberleri

İş Güvencesi Tazminatının Vergilendirilmesi

Levent Gençyürek

İş Güvencesi Tazminatı

Levent GENÇYÜREK

Maliye Başmüfettişi

9 Eylül Üniversitesi İşletme Fak. Öğretim Görevlisi

1475 sayılı İş Kanunun muhtelif maddelerinde değişiklik yaparak 15.03.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4773 sayılı Kanunun 13/A maddesinde; 10 veya daha fazla işçi çalıştırılan iş yerlerinde, en az altı aylık kıdemi olan bir işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işverenin, işçinin yetirliliğinden veya davranışlarından veya işletmenin, iş yerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir nedene dayanmak zorunda olduğu belirtilmiştir. 13/B maddesinde de işverenin fesih bildirimini yazılı olarak yapmak zorunda olduğu ve fesih nedeninin açık ve kesin bir şekilde belirtilmesi yanında ayrıca işçinin savunmasının da alınacağı, hüküm altına alınmıştır.

İşverence geçerli sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli olmadığı mahkemece veya özel hakem tarafından tespit edilerek feshin geçersizliğine karar verildiğinde, işverenin işçiyi bir ay içinde işe başlatmak zorunluluğu bulunmaktadır. İşçiyi başvurusu üzerine bir ay içinde işe başlatmayan işveren, işçiye “en az 4 aylık ve en çok 8 aylık” ücreti tutarında tazminat ödemekle yükümlü olacaktır.

Mahkeme veya özel hakem, feshin geçersizliğine karar verme yanında  işçinin işe başlatılmaması halinde ödenecek tazminat miktarını da belirleyecek olup kararın kesinleşmesine kadar çalıştırılmadığı süre için işçiye en çok dört aya kadar doğmuş bulunan ücret ve diğer hakları da ödenecektir.

İşçi, kesinleşen mahkeme veya özel hakem kararının tebliğinden itibaren on işgünü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorundadır. İşçi bu süre içinde başvuruda bulunmaz ise, işverence yapılmış olan fesih geçerli bir fesih sayılır ve işveren sadece bunun hukuki sonuçları ile sorumlu olur.

Mahkeme veya özel hakem kararına rağmen işe başlatılmayan işçiye ödenen tazminat ile yine kararın kesinleşmesine kadar çalıştırılmadığı süre için işçiye en çok 4 aya kadar doğmuş bulunan ücret ve diğer haklarına ilişkin ödemeler, (evvelce yapılmış hizmet karşılığı olsa dahi) hizmet akdine istinaden sağlanan bir menfaat olma özelliği taşıyacaktır.

Gelir Vergisi Kanunu’nun  61. maddesinde, ücretin tazminat veya başka adlar altında ödenmiş olmasının onun mahiyetini değiştirmeyeceği hüküm altına alındığından, ilgiliye yapılan iş güvencesi tazminatı ve boşta geçen zaman için yapılan ödemeler, hangi ad altında olursa olsun ücret olarak değerlendirilip, gelir vergisine tabi tutulacaktır.

Diğer taraftan, yukarıda açıklandığı üzere işçiye ödenen tutarlar üzerinden yapılacak gelir vergisi stopajında sorumluluk ödemeyi yapana ait olacaktır. Ödeme Mahkemece yapılıyorsa stopaj Mahkemece, aksi durumda ise şirket tarafından yapılacaktır. Ayrıca, ücret olarak değerlendirilerek gelir vergisi kesintisine tabi tutulan ödemeler üzerinden ödemeyi yapanlarca Binde 6 oranında damga vergisi hesaplanacaktır.

Exit mobile version