Vadeli Satışlarda KDV
T.C
ANKARA VALİLİĞİ
İl Defterdarlığı
Vasıtalı Vergiler Gelir Müdürlüğü
Sayı : B.07.4.DEF.0.06.12.KDV-1
KONU : Dilekçeniz
………………………………
İLGİ : …………………. tarihli dilekçeniz.
İlgide kayıtlı dilekçenizde belirtilen hususlarla ilgili olarak Defterdarlığımız görüşü aşağıdaki gibidir.
5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 13′ üncü maddesinde, kurumlar vergisinin birinci maddede yazılı mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
Gelir Vergisi Kanununun 38′ inci maddesinin birinci fıkrasında, ” Bilanço esasına göre ticari kazanç, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet farktır. Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce
1- İşletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir.
2- İşletmeden çekilen değerler ise farka ilave olunur.
Ticari Kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu Kanunun 40 ve 41′ inci maddeleri hükümlerine uyulur.” hükmüne yer verilmiştir.
Diğer taraftan ticari kazancın tespitine ilişkin Gelir Vergisi Kanununun 39’uncu maddesinin 2’nci fıkrasında “Elde edilen hasılat, tahsil olunan paralarla tahakkuk eden alacakları; giderler ise, tediye olunan ve borçlanılan meblağları ifade eder.” parantez içi hükmü yer almaktadır.
Kanunda yer alan düzenlemelerden anlaşılacağı üzere, kurum kazancı, ticari kazanç niteliği taşıdığı ve ticari kazanç gibi tespit edildiğinden elde etme yönünden tahakkuk esası geçerlidir. Tahakkuk ise gelirin ve giderin miktar ve mahiyet itibariyle kesinleşmesini ifade eder.
Buna göre, kredi kartı ile yapılan vadeli satışlarda satış tutarı, mal bedeli ile bu işlem karşılığında bankaya ödenecek komisyon tutarının toplamı olup bu tutar, kredi kartı satış belgesinin ( slip) düzenlendiği anda miktar ve mahiyet itibariyle kesinleştiğinden söz konusu miktar brüt satış tutarı olarak dikkate alınacaktır.
Diğer taraftan, firmanızın kredi kartı ile yapmış olduğu vadeli satış tutarı ile bu satış karşılığında banka tarafından hesabınıza yatırılacak peşin satış tutarı arasında oluşan ( – ) fark, banka tarafından satıcıdan alınan komisyon bedeli olup bu tutarın şirketiniz tarafından Vergi Usul Kanunu uyarınca tevsik edilmesi durumunda safi kurum kazancınızın tespitinde indirim konusu yapılabileceği tabiidir.
Öte yandan, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 1/1 inci maddesinde Türkiye’de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabi olacağı hükmü yer almaktadır.
Aynı Kanunun 20 nci maddesinde, teslim ve hizmet işlemlerinde katma değer vergisi matrahının, bu işlemleri teşkil eden bedel olduğu; bedel deyiminin ise malı teslim alan veya kendisine hizmet yapılan veyahut bunlar adına hareket edenlerden, bu işlemler karşılığında her ne suretle olursa olsun alınan veya bunlarca borçlanılan para, mal ve diğer suretlerle sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaat, hizmet ve değerler toplamını ifade ettiği hüküm altına alınmıştır.
Yine aynı Kanunun 24 üncü maddesinin (b) bendine göre, ambalaj giderleri, sigorta, komisyon ve benzeri gider karşılıkları ile vergi, resim, harç, pay, fon karşılığı gibi unsurlar katma değer vergisinin matrahına dahildir.
Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, imalatçıdan nihai tüketiciye kadar uzanan satış zincirinde her bir aşama için bir sonraki halkadan alınan para veya para ile temsil edilen menfaatin tamamı KDV matrahına dahil edilecektir. Bir başka ifadeyle, her bir aşama itibarıyla tahsil edilen para veya para ile ifade edilen menfaatlerin toplamı üzerinden fatura düzenlenecek ve katma değer vergisi hesaplanması gerekecektir. Bunun haricinde, konuyla ilgili olarak özel durumlar için katma değer vergisi mevzuatında tanınmış herhangi bir istisna bulunmamaktadır.
Kredi kartıyla yapılan satışlarda, nihai tüketiciden alınan komisyon bedeli bankaların nihai tüketicilerden aldığı bir komisyon değildir. Söz konusu komisyon bankalar tarafından kredi kartı karşılığında satış yapan şirketlerden alınmakta, şirketler de nihai tüketicilere bu komisyonu yansıtmaktadırlar. Dolayısıyla söz konusu komisyonu da nihai tüketici ödemektedir.
Bu nedenle, kredi kartı ile yapılan satışlarda müşteriye yansıtılan komisyon bedelleri katma değer vergisine tabi olup, bu bedelin fatura ve benzeri belgelerde gösterilmesi durumunda toplam bedel üzerinden katma değer vergisi hesaplanması ve bunun için ayrı bir belge düzenlenmemesi; ancak alınan komisyon bedellerinin fatura ve benzeri belgede gösterilmemesi durumunda ise, şirketiniz tarafından komisyon bedeli için ayrı bir belge düzenlenmesi ve katma değer vergisi hesaplanması gerekmekte olup söz konusu komisyon üzerinden hesaplanan katma değer vergisinin banka tarafından hesabınıza aktarılacağı da tabiidir.
Öte yandan, 6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu’nun 28’inci maddesinde banka ve sigorta şirketlerinin, 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunu’na göre yaptıkları işlemler hariç olmak üzere, her ne şekilde olursa olsun yapmış oldukları bütün muameleler dolayısıyla kendi lehlerine her ne nam ile olursa olsun nakden veya mahsuben aldıkları paraların, banka ve sigorta muameleleri vergisine tabi olduğu hükme bağlanmıştır.
Uygulama alanına göre çeşitli türleri bulunmakla birlikte genel olarak kredi kartı çıkaran banka; kredi kartı ile ödemeyi kabul eden üye iş yerlerinde kredi kartı sahibi kişilerin yapmış oldukları alış veriş bedellerini ödemeyi garanti eden bir müessesedir.
Kredi kartı uygulamasında kartı veren bankanın gelirini; kart sahiplerinden alınan giriş veya üyelik aidatları yanında esasen kendilerine alış veriş bedellerini ödemeyi garanti ettikleri iş yerlerinden alış veriş bedelleri üzerinden aldıkları komisyonlar oluşturmaktadır. Bu komisyon ise, üye işyerlerine müşteri temin etme, müşterinin yaptığı alış veriş bedelini ödemeyi taahhüt etme ve ödeme hizmetinin karşılığıdır.
Buna göre; kredi kartı veren bankalar, kart sahibine gayri nakdi veya nakdi kredi vermekte olup bankaların bu işlemler nedeniyle bu kişilerden ve satıcılardan almış oldukları hizmet bedelleri, komisyonlar, faiz gibi gelirlerin banka ve sigorta muameleleri vergisine tabi tutulması gerekmektedir.
Bu nedenle, yukarıda yapılan açıklamalara göre şirketinizce yapılan satışlar sonucu düzenlenecek fatura ve benzeri belge tutarı ile bankadan yapılan tahsilat arasındaki fark, ödenen komisyon olarak kabul edilecek; söz konusu komisyon bankaca tarafınıza fatura ve benzeri belge düzenlenmek suretiyle (banka dekontu da fatura hükmündedir) banka ve sigorta muameleleri vergisine tabi olacak ve bu verginin mükellefi olan banka tarafından beyan edilip ödenecektir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
Tezcan ATAY
Defterdar a.
Defterdar Yard.V.