Levent Gençyürek
Maliye Başmüfettişi
9 Eylül Üniversitesi İşletme Fak. Öğretim Görevlisi
Hazine Bonosunda Vergi Avantajı
Parasını değişik yatırım araçlarından bir veya birkaçında değerlendirmek suretiyle en yüksek getiriyi elde etmeyi düşünenlerin, ödenecek vergiyi de göz önünde bulundurmaları gerekmektedir. Yatırım yaparken sonradan ödenecek vergiyi ve beyan edilecek kazancı düşünmeyen yatırımcılar, karşılaştıkları vergi yüküne şaşırmakta ve vergiyi ödeme konusunda zorlanabilmektedirler.
Ocak 2005 sonu itibariyle yatırım araçlarının seyrine bakıldığında, tasarruf edenlerin elindeki toplam 302 Milyar YTL’nin yaklaşık yüzde 25’ine karşılık gelen 75 Milyar YTL’nin Hazine bonosunu, tahvil ve eurobond olarak yatırıma dönüştürülmüş olduğu görülmekte. Toplam tasarrufların yüzde 60’a yakın bölümünü oluşturan 174 milyar YTL ise bankalarda mevduat hesaplarına yatırılmış. Toplam tasarrufların yüzde 8.5 ine karşılık gelen 26 Milyar YTL yatırım fonlarına yönelirken, borsa 17 Milyar YTL ile toplam tasarrufların ancak yüzde 5.5’inin yöneldiği adres olmuş. Diğer taraftan, toplam tasarrufların yaklaşık yüzde 28’ine karşılık gelen 84 Milyar YTL’nin döviz cinsinden, kalan tutarın ise YTL cinsinden olması, yatırımcıların daha çok ulusal para ile yatırımı tercih ettiklerini göstermektedir.
Vergi Kanunlarımıza göre, ister YTL isterse döviz cinsinden açılsın mevduat hesapları karşılığında elde edilen gelirler tutarı ne olursa olsun mevduat sahiplerince beyan edilmemektedir. Banka veya özel finans kurumlarının vade sonunda kanuna göre belirlenmiş oranlarda kestiği vergiyi mevduat sahibi adına vergi dairesine yatırması ile vergisel yükümlülük yerine getirilmiş ve elde edilen gelirin vergisi ödenmiş olmaktadır. Repo kazançlarında da bu şekilde bir vergileme söz konusudur.
Devlet tahvili ve hazine bonoları karşılığında elde edilen faizlerin vergilendirilmesinde sağlanan kolaylık ve avantaj, bu kıymetlerin 31.12.2005 tarihine kadar ihraç edilmiş olması halinde kullanılabilmektedir. Buna göre, 31.12.2007 tarihine kadar geçerli olmak üzere , 31.12.2001 -31.12.2005 tarihleri arasında ihraç edilen Devlet Tahvili ve Hazine bonolarının faiz gelirleri ve bunların elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar önce enflasyondan arındırılmakta, daha sonra da her yıl için belirlenen belli bir tutarı gelir vergisinden istisna tutulduktan sonra kalan beyan edilmektedir. Sözgelişi, 2004 yılı için belirlenen enflasyondan arındırma oranı % 43.8 ve istisna rakamı 156 Milyar 506 Milyon TL dikkate alındığında , 303 Milyar 391 Milyon TL’ye kadar olan hazine bonosu ve devlet tahvili geliri beyan dışı kalmaktadır. Bu tür gelirlerde stopaj oranı da 0 (sıfır) olduğundan kısacası yukarıda belirtilen tutara kadar olan hazine bonosu ve devlet tahvili faizleri dolaysıyla herhangi bir vergi ödenmemektedir. Eurobond faiz gelirlerinde de yukarıda belirtilen istisna tutarının düşülmesi söz konusu olmakta ancak bunlar döviz cinsinden olduğu için enflasyon indirimi yapılmamaktadır.
Devletin iç ve dış borçlanma politikasının sonucu olarak Hazine bonosu ve devlet tahvili faizlerinin yüksekliği yanında, bu tür kazançlar için 2007 yılı sonuna kadar geçerli olacak şekilde sağlanan vergisel kolaylık ve avantajda hazine bonosu ve devlet tahviline olan ilgiyi artırmaktadır. Yüksek tutarlardaki faiz gelirlerinin vergi dışı bırakılmasının gelir dağılımının düzeltilmesi yanında vergide adaletin sağlanması ve toplumsal barışın tesisi noktalarında sıkıntı yarattığı göz önünde bulundurularak bir yandan devletin düşük faizle ve daha az borçlanması için önlemler alınmalı öte yandan da faiz gelirlerinin vergilendirilmesinde sözünü ettiğimiz kaygıları giderecek çözümler üretilmelidir.