Gıda Bankacılığında Son Gelişmeler
Levent GENÇYÜREK
Yeminli Mali Müşavir
levent.gencyurek@atlasymm.com.tr
Gıda Bankacılığı (Food Banking); Üretici, satıcı veya hizmet sunanların elinde bulunan ancak son kullanım tarihinin yaklaşması, paketleme hatası, üretim, ihracat veya ihtiyaç fazlası gibi nedenlerle bunlar açısından değerini kaybeden ve çöpe gitme ihtimali bulunan malların ihtiyaç sahibi olanlara ulaştırılmasını amaçlayan bir sistemdir. 1967 yılında çok küçük bir organizasyon olarak Amerika Birleşik Devletlerinde başlayan bu sistem, bugün 200 den fazla gıda bankası ile, ABD’de her yıl 23 milyondan fazla iyi beslenemeyen insana (bunun 8 milyonu çocuk ve 4 milyonu yaşlı) acil gıda yardımı sağlamaktadır.
Gıda bankacılığı sisteminde, ekonomik açıdan durumu iyi olmayan vatandaşlar ile ellerinde çeşitli nedenlerle piyasaya sürülemeyen veya pazarlanması verimli olmayan ihtiyaç fazlası gıda, temizlik, giyecek ve yakacak maddeleri bulunan üretici, lokanta, market, otel vb. gerçek ve tüzel kişiler arasında köprü oluşturularak, bir yandan israf önlenmekte diğer taraftan da sosyal adaletin sağlaması yolunda önemli bir adım atılmaktadır.
Gıda bankacılığı sisteminde, tüzüğünde veya senedinde ihtiyacı bulunanlara gıda, temizlik, giyecek ve yakacak yardımı yapabilmesine ilişkin hükümler bulunan ve kâr amacı gütmeyen dernek veya vakıf “Gıda Bankası” olarak faaliyet göstermektedir. Gıda Bankası, üretici veya satıcılardan bedel ödemeden almış olduğu ürünleri aracı işlevini görerek ihtiyacı olanlara düzenli ve sağlıklı bir şekilde ulaştırılmasını sağlamaktadır.
Gıda Bankacılığı, çeşitli sebeplerle pazarlama imkânı olmayan veya satışı ekonomik olmayan gıda, giyecek, temizlik ve yakacak mallarını elinde bulunduran üretici, satıcı veya hizmet işletmelerinin bu sistemde daha etkin olarak yer almasını sağlayacak vergisel teşvikleri de içermektedir.
Gelir Vergisi Kanunun 40 ve 89 uncu maddelerinde yapılan değişiklikler ile, fakirlere yardım amacıyla gıda bankacılığı faaliyetinde bulunan dernek ve vakıflara bağışlanan gıda maddelerinin maliyet bedelinin vergi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınabilmesi imkânı sağlanmıştır. 5281 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik ile gıda yanında 1.1.2005 tarihinden itibaren temizlik, giyim ve yakacak maddeleri de kapsam içerisine alınmıştır. Buna göre, Gıda Bankacılığı kapsamında gıda, temizlik, giyim ve yakacak maddesi bağışlayan gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri bağışa konu malların maliyet bedellerini vergiye tabi kazancın tespitinde gider olarak göz önünde bulundurabileceklerdir. Ayrıca, gıda bankacılığı faaliyetinde bulunan dernek ve vakıflara bağışlanan malların maliyet bedellerinin tamamı, yıllık beyanname ile bildirilen gelirden indirilebilmektedir.
Diğer tarafta, Katma Değer Vergisi Kanununun 17 inci maddesine göre, gıda bankacılığı faaliyetinde bulanan dernek ve vakıflara bağışlanan gıda, temizlik, giyim ve yakacak maddelerinin tesliminde katma değer vergisi hesaplanmayacaktır.
Elinde paketleme hatası yüzünden pazarlama imkânı bulunmayan 1 ton makarna bulunan bir üreticinin Gıda Bankacılığı sistemine girmek istediğini düşünelim. Firma öncelikle Gıda Bankası işlevini gören dernek veya vakıf ile görüşerek bu ürünleri bedelsiz olarak sisteme aktarma isteğini iletecektir. Üretici firma, “İhtiyaç sahiplerine yardım şartıyla bağışlandığından KDV hesaplanmamıştır.” ifadesi bulunan ve malın maliyet bedeli tutarındaki faturayı Gıda Bankası adına düzenleyecektir. Ayrıca, makarnaların taşınması ile ilgili olarak sevk irsaliyesi de düzenlenecektir. Firma, bağışladığı makarnaların maliyet bedelini gider yazmak suretiyle vergiye tabi kazancından düşecektir.
Gıda Bankacılığı yapan dernek veya vakıf bağışlanan mala karşılık bağış makbuzu vb. belgeyi düzenleyerek bir örneğini bağış yapana verecek ve kurduğu organizasyon ile teslim aldığı makarnaları bedelsiz olarak ihtiyaç sahiplerine dağıtacaktır.