19 Şubat 2005 Tarihli Resmi Gazete
Sayı: 25732
Anayasa Mahkemesi Başkanlığından:
Esas Sayısı : 2002/126
Karar Sayısı : 2004/27
Karar Günü : 3.3.2004
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN MAHKEME : Çine Asliye Ceza Mahkemesi
İTİRAZIN KONUSU : 19.3.1985 günlü, 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun’un 16. maddesinin birinci fıkrasının ve 19.3.1969 günlü, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 4667 sayılı Yasa ile değiştirilen 164 maddesinin son fıkrasının birinci tümcesinde yer alan “… avukata aittir” sözcükleri ile aynı Yasa’nın 168. maddesinin son fıkrasının, Anayasa’nın 2., 36. ve 38. maddelerine aykırılığı savı ile iptali istemidir.
I- OLAY
Karşılıksız çek keşide etmek suçundan açılan davada, 3167 sayılı Yasa’nın 16. maddesinin birinci fıkrası ile 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 164 maddesinin son fıkrasının birinci tümcesinde vekalet ücretinin vekile ait olduğunu gösteren “… avukata aittir” sözcüklerinin ve aynı yasanın vekalet ücretinin takdirinde esas alınacak tarifeyi belirleyen 168. maddesinin son fıkrasının Anayasa’ya aykırı oldukları kanısına varan Mahkeme, söz konusu hükümlerin iptali için başvurmuştur.
II- İTİRAZIN GEREKÇESİ
Başvuru kararının gerekçe bölümü şöyledir:
“Karşılıksız çek keşide etmek suçundan sanık … hakkında Mahkememize açılan kamu davasının yapılan açık yargılaması sırasında verilen ara kararı gereğince;
Mahkememize ait dosya kül halinde yazımız ekinde gönderilmiş olup,
1- 3167 sayılı Yasa’nın 16/1. maddesindeki hükmün 17 Ekim 2001 tarih ve 24556 Mükerrer sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 4709 sayılı Kanun’un 15. maddesi ile T.C. Anayasasının 38. maddesine eklenen son fıkra uyarınca düzenlenen “Hiç kimse yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz” (hükmüne) … açıkça aykırılık teşkil ettiği, hiç bir alt hukuk normu, üst hukuk normu olan Anayasa’ya aykırı olamayacağından,
2- Avukatlık Yasasının 2.5.2001 tarih ve 4667/77. maddesi ile değişik 164/son maddesinde yer alan “…Avukata aittir.” hükmünün … T.C. Anayasasının 2. ve bilhassa 36. maddesinde düzenlenen “Herkes meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı ve davalı olarak iddia ve savunma hakkına sahiptir.” hükmünü kısıtlayıcı hak arama davacı olma hakkını engelleyici hüküm niteliğinde olup Anayasanın 36. maddesine aykırılık teşkil ettiği,
3- Avukatlık Kanunu’nun 2.5.2001 tarih ve 4667/81. maddesi ile değişik 168/son fıkrasında yer alan “Avukatlık ücretinin takdirinde hukuki yardım tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan tarife esas alınır” hükmünün Anayasanın ceza davalarında suç ve cezanın suçun işlendiği tarihe göre hukuk davalarında da her davanın açılacağı tarihteki koşula göre değerlendirilebileceği hükmüne aykırı olduğu, CMUK’nun 406/1. maddesinde de ve 407. ve devamı maddelerinde ve Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarında da vekalet ücretinin yargılama giderinden olduğu, yargılamanın geç sonuçlanmasının bu sebeple sanığın suç tarihine göre belirlenmesi gereken ceza ve yargılama giderinin hüküm tarihine göre belirlenmesinin Anayasanın 38. maddesine … aykırı olduğundan,
Anayasaya aykırılık iddiaları yönünden Mahkememiz dosyasının incelenerek aykırılık iddiasının halli ve çözümü konusunda verilecek kararın Mahkememize gönderilmesi arz olunur.”
III- YASA METİNLERİ
A- İtiraz Konusu Yasa Kuralları
1- 19.3.1985 günlü, 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun’un 16. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“İbraz süreci içinde veya üzerinde yazılı keşide tarihinden önce, 4 üncü maddeye göre ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması sebebiyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden kişiler bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılırlar. Mahkeme ayrıca işlenen suçun mahiyetine göre bir yıl ile beş yıl arasında belirleyeceği bir müddet için failin bankalarda çek hesabı açmasının ve çek keşide etmesinin yasaklanmasına karar verir. Yasaklama kararı bütün bankalara duyurulmak üzere T.C. Merkez Bankasına bildirilir.”
2- 19.3.1969 günlü, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 4667 sayılı Yasa ile değiştirilen 164 maddesinin itiraz konusu bölümü de içeren son fıkrası ve aynı Yasa’nın 4667 sayılı Yasa ile değiştirilen 168. maddesinin son fıkrası şöyledir:
“MADDE 164/Son – Dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekalet ücreti avukata aittir. Bu ücret, iş sahibinin borcu nedeniyle takas ve mahsup edilemez, haczedilemez.”
“MADDE 168/Son – Avukatlık ücretinin takdirinde, hukuki yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan tarife esas alınır.”
B- Dayanılan Anayasa Kuralları
Başvuru kararında itiraz konusu kuralların Anayasa’nın 2., 36. ve 38. maddelerine aykırılığı ileri sürülmüştür.
IV- İLK İNCELEME
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün 8. maddesi uyarınca Mustafa BUMİN, Haşim KILIÇ, Yalçın ACARGÜN, Sacit ADALI, Ali HÜNER, Nurettin TURAN, Aysel PEKİNER, Ertuğrul ERSOY, Tülay TUĞCU, Enis TUNGA ve Mehmet ERTEN’in katılımlarıyla 11.9.2002 günü yapılan ilk inceleme toplantısında dosyada eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine, Ali HÜNER’in “1136 sayılı Yasa’nın 164. ve 168. maddelerine ilişkin kuralların davada uygulanamayacağı” yolundaki karşıoyu ve oyçokluğuyla karar verilmiştir.
V- ESASIN İNCELENMESİ
Başvuru kararı ve ekleri, işin esasına ilişkin rapor, itiraz konusu yasa kuralları, dayanılan Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ve diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
A- Yasa’nın 16. maddesinin birinci fıkrasının İncelenmesi
Yasa’nın 16. maddesi, 26.02.2003 günlü, 4814 sayılı Yasanın 14. maddesi ile değiştirilmiştir. Yeni düzenlemede “Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksen milyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 1.3.1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.” denilmektedir.
Başvuru tarihinde yürürlükte olan 16. maddenin birinci fıkrasının birinci tümcesine göre yeterli karşılığı bulunmaması sebebiyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden kişiler için öngörülen “bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası”, yeni yasa ile ancak söz konusu suçun tekerrürü halinde verilecek bir yaptırım olarak düzenlenmiştir. Sanık lehine olan bu değişiklik davada uygulanacağından 19.03.1985 günlü, 3167 sayılı Yasa’nın 16. maddesinin birinci fıkrasının ilk tümcesinde yer alan “… bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılırlar” hükmüne ilişkin itiraz başvurusunun konusu kalmamıştır. Bu nedenle, konusu kalmayan istem hakkında karar verilmesine yer yoktur.
B- 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 4667 sayılı Yasa ile Değiştirilen 164. Maddesinin Son Fıkrasının Birinci Tümcesinde Yer Alan “… avukata aittir” Sözcüklerinin Anayasa’nın 2. ve 36. Maddeleri Yönünden İncelenmesi
Başvuru kararında, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 164. maddesinin son fıkrasının birinci tümcesinde yer alan “… avukata aittir” sözcüklerinin hak arama özgürlüğünü kısıtladığı, bu nedenle Anayasa’nın 2. ve 36. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
Anayasa’nın hak arama özgürlüğüne ilişkin 36. maddesinde, herkesin meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davalı ve davacı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip bulunduğu belirtilmiştir.
İtiraz konusu kural ile dava sonunda tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekalet ücretinin avukata ait olacağı öngörülmüştür. Böylece taraflar arasında ücretin kararlaştırılmadığı durumlarda, avukatın sunduğu hizmetin karşılıksız kalmamasını sağlama ve vekil ile müvekkil arasında çıkacak ücret uyuşmazlıklarına engel olma amacı güdülmüştür.
Vekalet ücretinin davayı takip eden avukata ait olduğu yasal güvence altına alınmış olsa da, bu durum avukatlık ücretinin vekil ile müvekkil arasındaki bir iç sorun olma niteliğini ve avukatlık ücretinin kişisel hak olma özelliğini değiştirmemektedir. Nitekim Avukatlık Kanunu’nun 163. maddesinde avukatlık sözleşmesinin serbestçe düzenleneceği belirtilerek, avukatlık ücretinin de, asgari ücret tarifesi altında olmamak üzere (m.164/4 cümle 1) taraflarca kararlaştırılabileceği öngörülmüştür.
Öte yandan, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 59. maddesinin birinci fıkrası ile Avukatlık Kanunu’nun 35. maddesinin üçüncü fıkrasına göre, dava ehliyeti olan herkes, savını kanıtlamak için davayı kendisi açıp takip edebilir. Dava ehliyeti olan davalı da, avukat aracılığı olmadan kendisini savunabilir. Davacı veya davalının davayı vekil aracılığıyla takip etmeleri ise kendi iradelerine bağlıdır.
Avukatların hukuksal bilgi ve tecrübelerinden yararlanma, hak arama ve savunmada başvurulacak meşru yol ve vasıtaların başında gelir. Vekalet ücreti, savunma hakkının en önemli parçası olan hukuki danışmanlık görevinin, konunun uzmanı hukukçular tarafından yapılmasının doğal bir sonucudur. Avukatların mesleklerini serbestçe ve herhangi bir kaygı olmadan yapabilmeleri için yaptıkları hizmetin karşılığı olan makul bir ücret almaları gerekir. Avukatla yapılacak sözleşmede ücret kararlaştırılırken, dava sonunda karşı tarafa yüklenecek avukatlık ücretinin gözetilmesi engellenmediğinden, itiraz konusu kuralla hak arama özgürlüğünün kullanılmasının zorlaştırıldığından da söz edilemez.
İtiraz konusu kural, anılan nedenlerle, Anayasa’nın 2. ve 36. maddelerine aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir.
C- 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 168. maddesinin son fıkrasının Anayasa’nın 38. Maddesi Yönünden İncelenmesi
Başvuru kararında, anılan hükmün, ceza davalarında cezanın suçun işlendiği, hukuk davalarında da dava konusu olayın her davanın açıldığı tarihteki koşula göre değerlendirilebileceği kuralına paralel olarak suç tarihine göre belirlenmesi gereken yargılama giderinin hüküm tarihine göre belirlenmesinin Anayasanın 38. maddesine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
İtiraz konusu kuralın incelenmesinden, avukatların yaptıkları hukuksal yardımın karşılığı olarak almaya hak kazandıkları vekalet ücretinin takdirinde, hukuki yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan tarifenin esas alınacağı anlaşılmaktadır.
1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun değişiklikten önceki 168. maddesinde avukatlık ücretinin takdirinde hukuksal yardımın başladığı veya davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan tarifeler esas alınmış ise de itiraz konusu kuralla ekonominin gerekleri gözetilerek avukatların emeklerinin gerçek karşılıklarını almaları amaçlanmıştır.
Öte yandan, vekalet ücreti maddi ceza hukukuna değil, usul hukukuna ilişkin bir düzenleme olup, usul hukukuna göre yargılama giderlerinde yapılacak bir artış değişiklikten önce açılmış olan davalara da uygulanacağından, benzer bir düzenlemenin vekalet ücreti için de öngörülmüş olması, Anayasa’nın 38. maddesi kapsamında değerlendirilemez. İptal isteminin reddi gerekir.
VI- SONUÇ
A- 19.3.1985 günlü, 3167 sayılı “Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun”un 16. maddesi, 26.2.2003 günlü, 4814 sayılı Yasa’nın 14. maddesi ile değiştirildiğinden, 3167 sayılı Yasa’nın 16. maddesinin birinci fıkrasına ilişkin KONUSU KALMAYAN İSTEM HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
B- 19.3.1969 günlü, 1136 sayılı “Avukatlık Kanunu”nun 4667 sayılı Yasa ile değiştirilen, 164. maddesinin son fıkrasının birinci tümcesinde yer alan “… avukata aittir” sözcüklerinin ve 168. maddesinin son fıkrasının Anayasa’ya aykırı olmadığına ve itirazın REDDİNE,
3.3.2004 gününde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Başkan
Mustafa BUMİN |
Başkanvekili
Haşim KILIÇ |
Üye
Sacit ADALI |
|
Üye
Ali HÜNER |
Üye
Fulya KANTARCIOĞLU |
Üye
Aysel PEKİNER |
|
Üye
Ertuğrul ERSOY |
Üye
Tülay TUĞCU |
Üye
Ahmet AKYALÇIN |
|
Üye
Mehmet ERTEN |
Üye
Fazıl SAĞLAM |