Site icon Alomaliye.com Güncel Mevzuat, Muhasebe, Ekonomi, Vergi, SGK Haberleri

Bankacılık Sektörü Üzerine Genel Bir Değerlendirme

Bankacılık Sektörü Üzerine Genel Bir Değerlendirme

Tolga OKTAY
Şekerbank T.A.Ş./Müfettiş
tolgay2001@yahoo.com

Bankacılık sektöründeki reorganizasyon ve rehabilitasyon çalışmaları esasen 2000 yılı itibariyle International Monetary Fund (IMF) gözetiminde ve denetiminde uygulanmaya başlayan “Koşullu Destek Antlaşması” çerçevesinde gündeme gelmiş; ancak asıl önemini 2000 yılı Kasım ve 2001 yılı Şubat aylarında yaşamış olduğumuz ağır ekonomik krizlerin ardından kazanmıştır.

54 Banka ve 125 bin’i aşkın çalışanın oluşturduğu sektör, 2002 yılı sonu itibariyle toplam 130 Milyar USD’lik aktif büyüklüğü’ne ulaşmış; ancak mevcut aktif büyüklüğü ile GSMH’nın sadece % 78’ine denk gelen bir ağırlığa sahip olabilmiştir. Toplam Aktif Büyüklüğü/G.S.M.H. oranının Avrupa Birliği ülkelerindeki ortalamasının yaklaşık % 474 olduğu dikkate alındığında, Bankacılık sektörünün yeterli büyüklükte olmadığını; ancak önünde önemli bir büyüme potansiyelinin bulunduğunu söyleyebiliriz.

Sektörün Temel Sorunları:

a- Kamu Kesiminin Borçlanma Gereksiniminin yüksekliği bankacılık sektörünün gelişimini  olumsuz yönde etkileyen faktörlerin başında gelmektedir. Bankacılık sektöründe rehabilitasyon ve yapılandırma çalışmalarının başarıya ulaşmasında ülkenin içinde bulunduğu ekonomik koşulların, makro ekonomik dengenin, finansal istikrarın etkisi kuşkusuz yüksektir. Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik koşullar göz önüne alındığında kamu kesiminin aşırı borçlanma gereksinimi Bankacılık sektöründe Crowding-out (Dışlama) etkisi yaratmaktadır. Diğer bir değişle kamu kesimi, bankaların aktifine el atmış durumdadır. Halka açık olan Banka bilançoları incelendiğinde, bilançolardaki Kamu Menkul Değerleri’nin oranı son yıllarda artış kaydetmiş ve ortalama % 40’lar seviyesini geçmiştir. Menkul Değerler portföyünün, toplam aktifler içerisindeki payı 2001 yılında % 38,9 iken, 2002 yılında % 40,5’ yükselmiştir. 2002 yılı itibariyle Menkul Değerler Portföyünün % 96,2’si Kamu Borçlanma Senetlerinden oluşmaktadır.

 

b- Sektör bilançolarındaki Tasfiye Olunacak Alacakların payı yüksek seviyededir. 2001 yılında yaşanan kriz sonrasında ekonomik ve finansal hareketlerdeki daralma hem Bankacılık sektörünün kredi hacmini daraltmış, hem de donuk alacaklar kaleminin nispi oranını yükseltmiştir. Sonradan uygulamaya giren İstanbul Yaklaşımı çerçevesinde donuk alacakların/sektördeki kredilere oranı nispeten düşürülebilmiştir. İstanbul Yaklaşımının etkisiyle 2001 yılı itibariyle 14 katrilyon TL olan takip bakiyesi, 2002 yılında 10 katrilyon TL seviyesine gerilemiştir.

 

c- Bankacılık sektörünün sahip olduğu mevduat yapısı kısa vadelidir. Bankacılık sektörünün toplam pasif yapısı içerisindeki mevduat kaleminin %90’nından fazlası 90 günden daha kısa vadeli mevduattan meydana gelmektedir. Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik koşulların da etkisiyle oluşan para ikamesi Bankaların pasifini de etkilemiş ve Döviz Tevdiat Hesaplarının toplam pasif içindeki ağırlığını arttırmıştır. Toplam mevduatın %50’sinden fazlası Döviz Tevdiat Hesaplarından meydana gelmektedir. Bankacılık sistemine dahil olan mevduatın vade yapısı kısa olmasına ilave olarak, mevduatların krediye dönüşüm oranın da %30-35 gibi düşük seviyelerde gerçekleşmektedir.

 

d- Sektörde genel olarak özkaynak yetersizliği görülmektedir. 2002 yılı sonu itibariyle Bankacılık sektörünün toplam özkaynakları 15,4 Milyar USD seviyesinde gerçekleşmiştir. Bu özkaynak büyüklüğü ile Türk Bankacılık Sektörü Avrupa Birliğine dahil herhangi bir ülkedeki orta ölçekli bir bankanın özkaynak büyüklüğüne erişememektedir.

 

Çözüm için neler yapılabilir

Özetle söylemek gerekirse; Bankacılık Sektörünün yeniden yapılandırılması için yapılması gerekenler ne yalnızca kamu otoritesine, ne de yalnız sektörün kendisine bırakılabilir. Çok kısaca ve temel olarak Bankacılık sektörü üzerinde vergi diğer maliyet kalemlerinin yükünün ağırlığının azaltılması, Halka açılmaların teşvik edilmesi, kamu bankalarının reorganizasyonlarının tamamlanması, Bankaların gerek yurtiçinde gerekse yurtdışında stratejik ortaklık fırsatlarından yararlanmaları gerekmektedir. Bunlara ilave olarak yüksek kamu açıkları, enflasyon sorunu, kamu borçlanma gereksinimi ve kayıtdışı ekonomiyle mücadele gibi pek çok etkeninde sektör üzerindeki olumsuz etkilerinin bertaraf edilmesi gerektiği kanısındayım.

Exit mobile version