Danıştay 3. Daire Kararı E. 2000/4292
T.C
D A N I Ş T A Y
Üçüncü Daire
Esas No : 2000/4292
Karar No : 2003/3080
Özeti : Tüm alış faturalarının sahte olduğu sabit bulunan davacının satışlarının gerçek olduğu iddiasını ispatlayamamış olması, bu satışlara ilişkin faturaların komisyon karşılığı düzenlendiğinin kabulünü gerektirdiği hk.
Temyiz Eden :…Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf :…
İstemin Özeti : 1998 yılı işlemlerinin incelenmesi sonucunda tüm alış faturalarının sahte olduğunun saptanması üzerine satış faturalardan gerçek bir mal teslimi ve hizmet ifasına dayanmadığı , komisyon karşılığı düzenlendiği bu faturalardan elde ettiği gelirini beyan etmediği yolunda düzenlenen vergi inceleme raporuna dayanılarak davacı adına re’sen salınan kaçakçılık cezalı gelir vergisi ve fon payını; davacının alış faturalarını düzenleyen şahıslar hakkındaki raporlardan bu belgelerin sahte olduğu sonucuna varılmış ise de satış faturalarının gerçeği yansıtmadığı, bunların komisyon karşılığı düzenlendiği hususunda somut bir tespit bulunmadığı gerekçesiyle kaldırılan Diyarbakır Vergi Mahkemesinin 26.5.2000 gün ve E:1999/397, K:2000/254 sayılı kararının; vergi inceleme raporuyla sahte fatura düzenleyerek elde ettiği komisyon gelirini beyan etmediği belirlenen davacı adına yapılan cezalı tarhiyatta yasaya aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi : Birgül ÖĞÜLMÜŞ
Düşüncesi : Vergi inceleme raporundaki tespitlere göre alış faturalarının gerçek bir mal teslimine dayanmadığı anlaşılan davacı tarafından satış faturalarının sahte olmadığı iddiasını ispatlayacak bilgi ve belge sunulmadığından cezalı tarhiyatın kaldırılmasına ilişkin mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Savcı : Sefer YILDIRIM
Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49.maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp Vergi Mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Komisyon karşılığı fatura düzenlendiği yolundaki vergi inceleme raporuyla belirlenen matrah farkı üzerinden davacı adına yapılan cezalı tarhiyatı kaldıran vergi mahkemesi kararı temyiz edilmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227.maddesinin 1.fıkrasında;Kanunda aksine hüküm olmadıkça bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsikinin mecburi olduğu, 229. maddede ise faturanın; satılan emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari belge olduğu kurala bağlanmıştır. 230. maddenin birinci fıkrasına göre de faturada tarih, sıra ve seri numarası, düzenleyenin ve müşterinin adı, ünvanı, adresi, bağlı olduğu vergi daireleri, hesap numaraları ile malın veya işin nevi, miktarı, fiyatı ve tutarı, malın teslim tarihi ve irsaliye numarasının bulunması zorunlu kılınmıştır. Tüm bu bilgileri içermesine rağmen gerçekte bir emtia teslimi veya hizmet ifasına dayanmayan ya da malı satan ve işi yapan dışındaki bir kişi tarafından düzenlenen faturaların, alım satım ya da hizmet ifasının belgesi olarak kabul edilmesine olanak yoktur.
213 sayılı Yasanın 134. maddesinde vergi incelemelerinin amacının; ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunun araştırılması, tespit edilmesi ve sağlanması olduğu hüküm altına alınmıştır. Bu amaç vergilendirmede vergiyi doğuran olayın ve olaya ilişkin muamelelerinin gerçek mahiyetlerinin ortaya çıkarılmasıyla sağlanır. Kanunun üçüncü maddesine göre vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemlerin mahiyeti yemin hariç her türlü delille ispatlanabilir. Ancak ispat külfeti, iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal olmayan bir durumun iddia olunması halinde bunu iddia eden tarafa aittir.
Ticari organizasyonun, sermayesi, ticari geçmişi olmayan bir kişiden mal alışının gerçek olduğunun iddia edilmesi ticari icaplara yüksek tutarlara varan ödemelerin peşin ve nakit olarak elden yapılması ekonomik icaplara, belge konusu malların depolama, ambar giriş–çıkış ve nakliyesinin belgelendirilmemesi, bu hizmetleri verdiği belirtilenlerin mükellefiyetlerinin olmaması yada sona ermesi gibi sebepler teknik icaplara aykırı olduğundan bu aykırılığı iddia eden taraf iddiasını ispatla mükelleftir.
1998 yılı gelir vergisi beyannamesini vermeyen davacının ihbar üzerine ilgili yıl işlemleri incelemeye alınarak mal alışları ile ilgili karşıt inceleme yapılmıştır. Mahkemenin ara kararı ile getirttiği belgelerden …’ın deposu ve işçisi bulunmadığı,mal alışlarının sahte olduğu…’in 1998 yılı gelir vergisi beyannamesini vermediği, alış faturalarını düzenleyenlerin mükellefiyet kayıtları bulunmadığı ,…’in tüm alışlarının sahte olduğu,…’in mükellefiyet kaydının bulunmadığı anlaşılmış olup sahte olduğu vergi mahkemesince de kabul edilen bu faturalar dışında mal alışı bulunmayan davacı,tüm alış ve satışlarının gerçek olduğu iddiasını kanıtlayacak somut bir bilgi ve belge sunmamıştır. Alışlarının gerçek olmadığı sabit bulunan davacının satışlarının gerçek olduğu iddiasını ispatlayamamış olması bu faturaların komisyon karşılığı düzenlendiğinin kabulünü gerektirmekte olup ispat külfetini idareye yükleyerek tarhiyatı kaldıran vergi mahkemesi kararında yasaya uygunluk görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile Diyarbakır Vergi Mahkemesinin 26.5.2000 gün ve E:1999/397, K:2000/254 sayılı kararının bozulmasına, 492 sayılı Harçlar Kanununun 13.Maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine 14.5.2003 gününde oybirliği ile karar verildi.