Danıştay 4. Daire Kararı E. 2002/1876
T.C
D A N I Ş T A Y
Dördüncü Daire
Esas No : 2002/1876
Karar No : 2003/847
Özeti : Özel maliyet bedeli olarak itfa edilmesi öngörülen harcamaların kira süresine göre eşit yüzdelerle itfa edilmesi gerekeceğinden, kira bedelinin hasılatın belli bir oranı olarak karşılaştırıldığından, söz edilecek bu orana isabet eden tutarın matrahtan indirilmesinin söz konusu olmayacağı hk.
Temyiz Eden Taraflar :1-…Vergi Dairesi Başkanlığı
2-…International Co.(Merkezi ABD) Türkiye Şubesi
Vekili :Av…
İstemin Özeti :Davacının 1995 yılı işlemlerinin incelenmesi sonucu, T.C. Emekli Sandığı Genel Müdürlüğünden “Hasılat-Kira” sözleşmesiyle kiraladığı otel binasında ve müştemilatında yaptırdığı modernizasyon harcamalarının özel maliyet bedeli olarak aktifleştirilip itfa edilmesi gerekirken doğrudan gider yazmak suretiyle bir kısım hasılatının kayıt dışı bırakıldığının tespit edildiği ileri sürülerek düzenlenen inceleme raporuna göre adına ikmalen kurumlar vergisi salınıp fon payı hesaplanmış, ağır kusur cezası kesilmiştir. İstanbul 4. Vergi Mahkemesi 29.1.2002 günlü E:2001/288, K:2002/245 sayılı kararıyla; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 272. maddesinin 1. fıkrasında, normal bakım, tamir ve temizleme giderleri dışında, gayri menkulü genişletmek veya iktisadi kıymetini devamlı olarak artırmak maksadıyla yapılan giderlerin,gayri menkulün maliyet bedeline ekleneceği belirtilmiş olup, maddenin 3. fıkrasında da gayrimenkul kira ile tutulmuş ise, kiracı tarafından yapılan 1. fıkradaki giderlerin bunların özel maliyet bedeli olarak ayrıca değerleneceği, kiracının faaliyetini icra için vücuda getirdiği tesisata ait giderlerin de bu hükümde olduğunun öngörüldüğü, maddenin son fıkrasında ise, gayrimenkullar için yapılan giderler hem tamir hem de kıymet artırma giderlerinden terekküp ettirdiği takdirde, mükellefin bu giderlerden maliyet bedeline eklenecek olan kısmı ayrı göstermek mecburiyetinde olduğundan ifade edildiği, dosya içeriğinden ,matrah farkını oluşturan harcama kalemlerinin birbiriyle ilgili olduğu, bütünlük arz ettiği, yapılan işlemin ya da mevcut bir tesisatın tamamen yenilenmesi, ya da olan tesisatın nitelik ve fonksiyonlarının değiştirilmesi suretiyle eskisinden çok farklı özelliklere sahip yeni bir tesisat meydana getirildiği ve eskiden var olmayan yeni bir tesisat yapıldığının anlaşılması nedeniyle yapılan işlerin normal tamir ve bakım harcamaları olmayıp gayri menkulün ekonomik değerini artıran, ekonomik ömrünü uzatan, yükümlünün faaliyetinin icrası için yapılan harcamalar olduğu, dolayısıyla yapılan bu harcamaların doğrudan gider olarak yazılması mümkün olmayıp özel maliyet bedeli olarak dikkate alınması gerektiği ancak “Hasılat-Kira” sözleşmesine göre kira bedeli hasılatın % 35’i olarak karşılaştırıldığından bu dönemde yapılan harcamaların bu orana isabet eden kısmı kira olarak gider teşkil edeceğinden bulunan matrah farkının bu tutara isabet eden kısmı indirildikten sonra kalan 43.618.553.767.-TL. kısmının yasal olduğu, matraha farkına kusur cezası uygulanması gerektiği ancak, davacının mahsubu vergileri göz önünde bulundurulduğunda ödenecek vergi çıkmadığından tarhiyatın kaldırılmasına karar verilmiştir. Davalı idare, düzenlenen inceleme raporuna dayanılarak yapılan tarhiyatın kanun ve usule uygun olduğunu, davacı eksik incelemeye dayalı matrah farkının yasal olmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi Fikret Erkan’ın Düşüncesi : Uyuşmazlık, Davacının 1995 yılı işlemlerinin incelenmesi sonucu, T.C. Emekli Sandığı Genel Müdürlüğünden “Hasılat-Kira” sözleşmesiyle kiraladığı otel binasında ve müştemilatında yaptırdığı harcamalarının özel maliyet bedeli olarak mı yoksa doğrudan gider olarak kayıt edilip itfa edilmesine ilişkindir. Dosyanın incelenmesinden kiralanan otel binasında yapılan modernizasyon harcamalarının gayrimenkulun ekonomik ömrünü uzattığı ve değerini artırdığı anlaşıldığından bu harcamaların özel maliyet bedeli olarak itfa edilmesi gerektiği yolundaki mahkeme kararı yerindedir. Ancak 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 327. maddesinde özel maliyet bedeli olarak itfa edilmesi öngörülen harcamaların kira süresine göre eşit yüzdelerle itfa edilmesi gerektiği ön görüldüğünden yapılan harcamaların kira bedelinin hasılatın % 84’ü olarak karşılaştırıldığı belirtilerek bu tutarın matrahtan indirilmesinde isabet görülmediğinden davalı idarenin bu hususa ilişkin temyiz isteminin kabulü ile tarafların diğer temyiz iddialarının reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Eren Sonbay’ın Düşüncesi : Taraflar temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin I. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiç birisine uymayıp Vergi Mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle taraflar temyiz isteminin reddi ile Vergi Mahkemesi kararının onanması uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince Gereği Görüşüldü:
Davacının temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü iddialar ile davalı idarenin cezanın ağır kusur olması gerektiği yolundaki iddiaları bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında yerinde ve kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmamıştır.
Uyuşmazlık, Davacının 1995 yılı işlemlerinin incelenmesi sonucu, T.C. Emekli Sandığı Genel Müdürlüğünden “Hasılat-Kira” sözleşmesiyle kiraladığı otel binasında ve müştemilata yaptığı modernizasyon harcamalarının kayıtlara özel maliyet bedeli olarak mı yoksa doğrudan gider olarak kayıt edilmesi gerektiğine ilişkindir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 272. maddesinin 1. fıkrasında, normal bakım, tamir ve temizleme giderleri dışında, gayri menkulü genişletmek veya iktisadi kıymetini devamlı olarak artırmak maksadıyla yapılan giderlerin, gayri menkulün maliyet bedeline ekleneceği belirtilmiş olup, maddenin 3. fıkrasında da gayri menkul kira ile tutulmuş ise, kiracı tarafından yapılan 1. fıkradaki giderlerin bunların özel maliyet bedeli olarak ayrıca değerleneceği, kiracının faaliyetini icra için vücuda getirdiği tesisata ait giderlerin de bu hükümde olduğu açıklanmıştır. Aynı kanunun 327. maddesinde ise gayrimenkullerin ve gemilerin iktisadi kıymetini artıran ve 272. madde de yazılı özel maliyet bedellerinin kira süresine göre eşit yüzdelerle itfa edileceği hükmüne yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; uyuşmazlık konusu tarhiyata esas teşkil eden matrah farkını oluşturan harcama kalemlerinin, birbiriyle ilgili olduğu ve bütünlük arz ettiği, yapılan işlerin; mevcut bir tesisatın tamamen yenilenmesi ,tesisatın nitelik ve fonksiyonlarının değiştirilmesi suretiyle eskisinden çok farklı özelliklere sahip niteliği ve kalitesi farklı yeni bir tesisat meydana getirilerek gayri menkulün ekonomik ömrünü uzattığı, ekonomik değeri artırdığı anlaşıldığından bu harcamaları normal bir tamir ve bakım gideri olarak kabul edilemeyeceği özel maliyet bedeli olarak itfa edilmesi gerektiğinden söz edilerek doğrudan gider yazılmasında isabet görmeyen mahkeme kararı yerindedir. Ancak yukarıda anılan kanun hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, özel maliyet bedeli olarak itfa edilmesi ön görülen harcamaların, kira süresine göre eşit yüzdelerle itfa edilmesi gerekeceğinden, kira bedelinin hasılatın % 84’ü olarak karşılaştırıldığından yola çıkılarak bu orana tekabül eden kısmının tamamının şirketin gideri olacağı belirtilerek bu tutarın matrahtan indirilmesinde isabet görülmemiştir. Zira kira bedeli kiralayana ilgili yılda elde edilen gayri safi hasılatın % 84’ü olarak ödenmiş olacağına ve inceleme sonucu fazladan gider yazdığı tespit edilen miktardan dolayı değiştirilmeyeceğine göre sonuçta uyuşmazlık konusu meblağın kira bedeli olara ödeneceğinden söz edilerek matrahtan indirilmese mümkün değildir.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kısmen kabulüyle İstanbul 4.Vergi Mahkemesinin 29.1.2002 günlü ve E:2001/288, K:2002/245 sayılı kararının ,vergi aslı ve fon payına ilişkin kısmının bozulmasına oy çokluğu ile ,tarafların diğer temyiz istemlerinin ise reddine oybirliği ile 7.4.2003 gününde karar verildi.
AZLIK OYU
Tarafların temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar ,temyize konu kararın bozulmasını gerektirir nitelikte bulunmadığından tarafların temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle karara karşıyız.