31 Aralık 2002 Tarihli Resmi Gazete
Sayı: 24980
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından : ASGARİ ÜCRET TESPİT KOMİSYONU KARARI Karar Tarihi: 26⁄12⁄2002 Karar No. 2002⁄4 1475 sayılı İş Kanunu’nun Geçici 4 üncü maddesi gereğince, tarım ve orman işçilerinin asgari ücretini tespit etmekle görevli Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 22⁄10⁄2002 tarihinde başladığı çalışmalarını 26⁄12⁄2002 tarihine kadar sürdürmüş ve yaptığı 5 toplantı sonucunda; 1 – Sanayi kesimi ile tarım ve orman kesimi için milli seviyede tek asgari ücret tespitine oybirliğiyle,
2 – 16 yaşını doldurmuş işçilerin bir günlük normal çalışma karşılığı asgari ücretlerinin 01⁄01⁄2003 -31⁄12⁄2003 tarihleri arasında 10.200.000.-TL, olarak tespitine, işçi temsilcilerinin muhalefetine karşılık oyçokluğuyla,
3 – 16 yaşını doldurmamış işçilerin bir günlük normal çalışma karşılığı asgari ücretlerinin 01⁄01⁄2003 – 31⁄12⁄2003 tarihleri arasında 8.550.000.-TL., olarak tespitine, işçi temsilcilerinin muhalefetine karşılık oyçokluğuyla, 4 – İşbu Kararın 1475 sayılı İş Kanunu’nun Geçici 4 üncü maddesi ve Asgari Ücret Yönetmeliği gereğince Resmi Gazete’de yayımlanmasına oybirliğiyle,
karar verilmiştir.
GEREKÇE Asgari ücret, bilindiği gibi ödenmesi zorunlu olan en az ücrettir.
Asgari ücretin belirlenmesini düzenleyen Asgari Ücret Yönetmeliği uyarınca, asgari ücret, pazarlık ücreti değildir.
Asgari ücretin belirlenmesi sırasında, Komisyonumuz, bu çerçevede bir karar alınması için çalışmıştır. Bilindiği gibi ülkemiz, yüksek oranlı enflasyon kıskacından kurtulma çabasındadır. Bu çabaların olumlu sonuçları alınmaktadır. 2003 enflasyon hedefine ulaşılması ise ülkemizin önünü açacaktır. İşte bu çerçevede hareket eden Komisyonumuz; halen aylık 250.875.000.- TL olan asgari ücreti 2003 yılı enflasyon hedefi dikkate alınarak, 2003 yılı için % 22 artışla 306.000.000.-TL. olarak belirlemiştir. 2003 yılında uygulanacak asgari ücretlerin belirlenmesinde, yönetmeliğin ilgili hükmü uyarınca ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik durum öncelikle ele alınmıştır.
16 yaşını doldurmuş işçiler için 01⁄01⁄2003-31⁄12⁄2003 tarihleri arasında aylık 306.000.000.-TL. olarak uygulanması Komisyonca kabul edilmiştir. Bu hesaplamalara göre; 16 yaşını doldurmuş işçinin asgari ücreti 01⁄01⁄2003-31⁄12⁄2003 tarihleri arasında aylık 306.000.000.-TL., günlük 10.200.000.-TL. ve saat ücreti 1.360.000.-TL.’dır.
16 yaşını doldurmamış işçinin asgari ücreti 01⁄01⁄2003-31⁄12⁄2003 tarihleri arasında aylık 256.500.000.-TL, günlük 8.550.000.-TL. ve saat ücreti 1.140.000.-TL.’dır.
İŞÇİ TEMSİLCİLERİNİN KARŞI OY GEREKÇESİ Asgari Ücret, çalışanların ekonomik ve sosyal durumlarının düzenlenmesine yönelik etkin bir sosyal politika aracıdır. Asgari ücretin belirlenmesi çalışmalarında, çalışanların düşük ücretlere karşı korunması ve çağdaş bir toplum içinde yaşayan işçinin, ailesi ile birlikte olağan ihtiyaçlarının karşılanması esastır. Asgari Ücret Yönetmeliği, asgari ücreti “İşçilere normal bir çalışma günü karşılığı olarak ödenen ve işçinin gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım ve kültür gibi zorunlu ihtiyaçlarını günün fiyatları üzerinden asgari düzeyde karşılamaya yetecek ücret” biçiminde tanımlamaktadır. 1982 Anayasasında geçtiğimiz yıl yapılan değişikliklerden birisi de asgari ücrete ilişkindir. Anayasasının 55’inci maddesinde yapılan değişikliğe göre, asgari ücretin tespitinde “ülkenin ekonomik durumunun yanında çalışanların geçim şartlarının da” göz önünde bulundurulması gerekmektedir. TÜRK-İŞ Araştırma Merkezi -yıllardır- açlık ve yoksulluk sınırını hesaplamakta ve ülkemizdeki geçim şartlarını ortaya koymaktadır. 2002 Aralık ayı itibariyle yapılan araştırmanın sonucuna göre, dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken asgari gıda harcaması tutarı 380 milyon lirayı aşmıştır. Bu tutar açlık sınırı olarak tanımlanabilmektedir. Kuşkusuz günde yaklaşık onüç milyon liralık gıda harcaması yanı sıra konut, ulaşım, giyim, sağlık, eğitim gibi ihtiyaçlar için de harcama yapmak gerekmektedir. Böylece insan onurunun gerektirdiği yaşantıyı sürdürebilmek için gerekli gerekli harcama tutarına ulaşılmaktadır. Yoksulluk sınırı olarak tanımlanan bu tutar 1 milyar 155 milyon lira olarak hesaplanmaktadır. Bu tutar, haneye girmesi gereken toplam gelirin alt sınırını ortaya koymaktadır. 2003 yılında uygulanacak asgari ücret belirleme çalışmalarında göz önünde tutulması gereken bir husus çalışanların içinde bulundukları bu geçim koşullarıdır. Asgari Ücret Tespit Komisyonu, hesaplama yapılması için Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE)’ye görev vermiş, DİE’nin tek işçi için hesapladığı tutar Aralık 2002 itibariyle 326.602.029.-lira olmuştur. Ancak,Komisyon işveren-hükümet oy çokluğuyla asgari ücret brüt 306.000.000.- lira brüt ve net 223.749.000.- lira olarak açıklanmıştır. Halen 30 milyon lira olarak uygulanmakta olan özel indirim tutarının 2003 yılında 50 milyon liraya yükseltilmesi durumunda, net asgari ücret 3 milyon lira daha fazla olacaktır. DİE’nin perakende fiyatları kullanarak tek işçi için belirlediği ve net olarak işçinin eline geçmesi gereken tutar bile kabul edilmek bir yana, belirlenen tutar daha da aşağıya çekilmekte ve brüt olarak açıklanmaktadır. Böylece, geçmiş dönemlerde olduğu gibi, Komisyonun işveren-hükümet oy çokluğu asgari ücreti pazarlık konusu etmiş, işçinin geçimini sağlamaktan uzak sefalet ücreti düzeyinde belirleme yapmıştır. Asgari ücret, bilimsel, objektif ve güvenilir verilerle tespit yerine, dayatmalar sonucu oy çokluğuyla kabul edilmiş, çalışanların ekonomik ve sosyal şartlarını daha da kötüleştiren, gelir dağılımını daha da bozan ve yoksulluğu arttıran özellikte olmuştur. Asgari ücretlinin cebinden milyonlarca lira, bu keyfi, haksız ve insafsız uygulama sonucu alınmıştır. Bu eksik belirlemeden dolayı işçinin kaybı vardır ve asgari ücretli her ay eksik ücret almaya devam ettirilmektedir. Asgari ücretin vergi dışı bırakılması konusunda Hükümetin yetkisi bulunmaktadır. Nitekim 11.7.1992 gün ve 3824 sayılı yasa ile Bakanlar Kurulu” … özel indirim tutarlarını, sanayi kesiminde çalışan 16 yaşından büyük işçiler için uygulanan asgari ücret tutarına kadar arttırmaya” yetkili kılınmıştır. Ancak siyasal iktidar bu yetkisini, sosyal kesimler arasında bu konuda görüş birliği de oluşmasına rağmen kullanmamıştır. Aslında asgari ücret kadar gelirin vergi dışı bırakılması, meselenin sadece bir boyutunun çözüme kavuşturulması anlamını taşımaktadır. Asgari ücret vergi dışı bırakılsa bile, devam eden diğer kesintiler nedeniyle asgari ücretin eksik ödenmesi sürecektir. En düşük devlet memuru maaşının 1 Ocak 2003 tarihinden geçerli olmak üzere net 424 milyon lira düzeyinde olacağı da dikkate alındığında, bu hususun asgari ücretin belirlenmesi çalışmalarında dikkate alınmaması ciddi bir çelişki olmuştur. İşin bir diğer çarpıcı ve çelişkili yönü, halen çalışmakta olan bir asgari ücretlinin, çalışırken alamadığı ücret düzeyini emekli olduğunda yakalayabilmesidir. İşçi kesimi temsilcileri olarak Komisyon çalışmalarında; – Asgari ücretin, işçi ve ailesinin günün ekonomik ve sosyal koşullarına göre insanca yaşamasını mümkün kılacak, insanlık onuruyla bağdaşacak bir düzeyde belirlenmesi, – Belirlenen tutarın işçinin eline net geçecek biçimde düzenlenmesi;
– Belirleme yapılırken, işçinin ailesiyle birlikte tüketim harcamalarının esas alınması; – Asgari ücretin ulusal düzeyde, sanayi⁄tarım ve yaş, cinsiyet ayırımı yapılmadan belirlenmesi; – İşçinin satın alma gücünün ileriye dönük olarak korunabilmesi için gerekli bir iyileştirmenin ayrıca ilave edilmesi; – Belirlenen asgari ücretin adil gelir dağılımını sağlamaya yönelik olması ve refahtan pay içermesi; ilkelerinin uygulanabilmesi için çaba gösterdik. Savunduğumuz bu görüşlerin büyük bir bölümü Komisyon çalışmalarında dikkate alınmamıştır. Bunun sonucu, belirlenen asgari ücret düzeyi yetersiz ve ülkenin bugünkü koşullarında “insan onuruna yaraşır bir yaşam düzeyi” sağlamaktan uzak kalmıştır. Görülen odur ki, asgari ücret belirleme çalışmalarına geçmiş dönemde yansıyan Uluslararası Para Fonu-Dünya Bankası politikaları devam etmektedir. Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun işveren-hükümet kesimi temsilcileri oy çoğunluğuyla belirlenen asgari ücrete, gerek miktar ve gerek belirleme yöntemi açısından katılmadığımızdan işçi kesimi olarak muhalif kalıyoruz.