Site icon Alomaliye.com Güncel Mevzuat, Muhasebe, Ekonomi, Vergi, SGK Haberleri

Binek Otomobil Alımlarında Ödenen KDV’nin Gider Kaydı

Binek Otomobil Alımlarında Ödenen KDV’nin Gider Kaydı

H.KÜRŞAT ŞAHİN
Yeminli Mali Müşavir

I- GİRİŞ

İşletmelere dahil binek otomobillerin alımı sırasında ödenen KDV` nin indirim konusu mu yapılacağı, otomobilin maliyetine mi ekleneceği, yoksa doğrudan gider mi yazılacağı konusunda bazı tereddütler bulunmaktadır. Bu yazımızda, bu konu yürürlükteki mevzuat çerçevesinde açıklanmaya çalışılmıştır.

II- BİNEK OTOMOBİLİ

Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu` nun 2. maddesinde taşıtlar aşağıdaki şekilde tarif edilmiştir.

A- MOTORLU TAŞIT

Karada, havada, deniz göl ve nehirde insan, hayvan ve eşya taşımaya yarayan ve makine kuvvetiyle hareket eden araçlardır.

B- TAKSİ

Taksimetre, tarife, pazarlık veya sair şekillerde tespit olunan ücretle yolcu taşıyan otomobil, kaptıkaçtı, panel ve arazi taşıtlardır.

C- OTOMOBİL

Yapılış itibariyle şoföründen başka, oturmaları şartıyla, en çok 7 yolcu alabilen, insan taşımak için imal edilmiş olan ve bu maksatla kullanılan, yerle temas halinde 3 veya 4 tekerleği bulunan motorlu taşıtlardır. (StatiOn- Wagon, Ranch-Wagon ve benzerleri bu sınıfa dahildir)

D- PANEL

İnsan veya yük taşımak maksadıyla imal edilmiş ve sonradan yapılacak herhangi bir tadille otomobil veya benzeri taşıt haline getirilmesi mümkün, arka kısmı kapalı motorlu taşıtlardır.

E- ARAZİ TAŞIT

Karayollarında yolcu veya yük taşıyabilecek evsafta olmakla beraber, bütün tekerleri muharrik olan veya olabilen motorlu taşıtlardır.

F- KAPTIKAÇTI

Şoföründen başka, oturmaları şartıyla, en çok 7 yolcu alabilen, insan taşımak için imal edilmiş olun ve bu maksatla kullanılan, yerle temas halinde 4 tekerleği bulunan, şekil ve yapılışı itibariyle otomobilden farklı olan motorlu taşıtlardır. (Garry-all, Travel-all, Jeep-station ve benzerleri bu sınıfa dahildir.)

Yukarıdaki tanımlamalarda, binek otomobili açıkça tarif edilmemiştir. Ancak, Maliye Bakanlığı` nın görüşüne göre; arazi taşıtları ve jeepler de otomobil kapsamına girmektedir. Arazi Taşıtı ve kaptıkaçtılar ise otomobil tanımına girmemektedir. Biz, bu tanımlamanın doğru olup olmadığı tartışmasına girmeden, tanımlamanın doğru olduğunu kabul edip otomobillerin alımı sırasında ödenen KDV` nin nasıl kayda alınacağı üzerinde duracağız.

III- BİNEK OTOMOBİLLERİNİN ALIMI SIRASINDA ÖDENEN KDV` NİN İNDİRİM ESASLARI VEYA GİDER KAYDI

KDV Kanunu` nun 30/b maddesine göre; Faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere işletmelere ait binek otomobillerinin alış vesikalarında gösterilen katma değer vergisi indirim konusu yapılamaz.

Bu düzenlemeye göre; prensip olarak işletmelere ait binek otomobillerinin alımı sırasında ödenen KDV indirim konusu yapılamaz. Ancak, bunun bazı istisnaları vardır. Faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralaması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olan kuruluşlarda bu amaçla aldıkları otomobillerin KDV` lerini indirim konusu yapabilirler. Örneğin; rent a car şirketleri, taksi işletmecileri, diğer otomobil kiralama şirketleri bu amaçla aldıkları otomobillerin KDV` sini indirebilirler. Zira, bu otomobiller fiilen gelir elde etmek amacıyla çalıştırılmakta, elde edilen kira ve diğer gelir karşılığı fatura düzenlenmekte ve hesaplanan KDV yaratılmaktadır. Başka bir ifade ile bu otomobiller adeta müstakil birer işletme gibidirler. Dolayısıyla, otomobilin alımı için ödenen KDV` nin de indirilmesi tabiidir. Bunun dışında, işletmenin kendi ihtiyacında kullanmak üzere aldığı binek otomobillerinin KDV` si indirim konusu yapılamaz. Bu arada, rent a car şirketinin kiralama amacı dışında şirketin kendi ihtiyacı için ( Örneğin Genel Müdüre tahsis edilen otomobil) aldığı otomobilin KDV` si de indirilemez. İşletmeye ait otomobillerin KDV` sinin indirimine niçin müsaade edilemediği de ayrı bir konudur. Örneğin, bir pazarlama şirketinin satış elemanlarına tahsis ettiği otomobillerin KDV` sini indirmemenin gerekçesini anlamak mümkün değildir. Şayet bunun amacı özel amaçlı kullanımları caydırmak ise buna engel olmaya imkan yoktur. Kaldı ki, bu otomobiller satıldığı zaman hesaplanan KDV yaratılmakta ve ödenmektedir.

Yine KDV Kanunu` nun 58. maddesinde, mükellefçe indirilecek, Katma Değer Vergisinin Gelir ve Kurumlar Vergisi matrahının tespitinde gider olarak kabul edilmeyeceği belirtilmiştir. Genel prensip, işletmelerin ödediği KDV` nin indirim yolu ile giderilmesidir.

KDV Kanunu` nun 30. maddesi ise, indirim konusu yapılamayacak işlemleri düzenleyen bir istisna maddesidir. İndirim konusu yapılabilen KDV` nin gider yazılmaması tabiidir. Katma Değer Vergisi özelliği itibariyle nihai tüketici üzerinde kalan bir vergidir. Kanun koyucu bazı işlemlere ait KDV` nin indirimi kabul etmemiş ve bu vergilerin nihai tüketici gibi işletmelerin üzerinde kalmasını istemiştir. O zaman, indirim konusu yapılamayan KDV nasıl kayda alınacaktır? Bu konuda kanunda özel bir düzenleme mevcut değildir. Uygulamada en yaygın olan şekli ise maliyete almaktır. Kuruluşlar genellikle otomobilin alımı sırasında ödedikleri KDV` yi otomobilin maliyetine ilave ederek amortismana tabi tutmaktadırlar. Oysa bunun maliyete alınacağına dair ne KDV Kanununda, nede diğer kanunlarda herhangi bir hüküm yoktur. Genel uygulama maliyete ekleme yönünde olduğu için diğer mükelleflerde bu yolu tercih etmektedirler. Konuyu bir başka açıdan bakıldığında, alış sırasında ödenen KDV` yi otomobilin diğer vergileri gibi (Motorlu Taşıtlar Vergisi, Özel İletişim Vergisi hariç) doğrudan gider yazmak ta mümkündür. Kanunlarda bunu yasaklayan herhangi bir hüküm de yoktur.

VUK` nun 269. maddesinde taşıtlarında gayrimenkul gibi değerleneceği belirtilmiş, 270. maddesinde ise, Noter, mahkeme, kıymet takdiri, komisyon ve tellaliye giderleri ile Emlak Alım ve Taşıt Alım Vergilerini maliyet bedeline ithal etmekte veya genel giderler arasında göstermekte mükellef serbesttir denilmiştir. Kanun maddesinde diğer vergilerin yanı sıra KDV` den bahsedilmemiştir. KDV, özelliği itibariyle indirim yolu ile giderilen bir vergidir ve gider yazılamaz. Ancak, binek otomobillerine ait KDV` nin indirim olarak kabul edilmemesi istisnai bir düzenlemedir. Bu nedenle, 270. maddede yer almaması bir eksiklik olarak düşünülmemelidir. VUK` un 3. maddesinde; vergi kanunları lafzı ve ruhu ile bir hüküm ifade eder. Lafzın açık olmadığı hallerde vergi kanunlarının hükümleri, konuluşundaki maksat, hükümlerin kanun yapısındaki yeri ve diğer maddelerle olan bağlantısı göz önünde tutularak uygulanır demektir. Bu konuda açık bir hüküm olmadığına göre, kanunun ruhuna, amacına, diğer maddelerle olan bağlantısına ve emsali durumlara bakmak gerekecektir. İndirimi kabul edilmeyen ve mükellefin üzerinde kalan KDV` nin Emlak Alım Vergisi veya Taşıt Alım Vergisinden ne farkı vardır? Her ikisi de alım sırasında ödenen birer dolaylı vergidir. Taşıt Alım Vergisini maliyete alma veya doğrudan gider yazma konusunda mükellefe serbestlik tanırken, KDV` yi maliyete almak için zorlamanın hukuki bir dayanağı olamaz.

23 Seri No.lu KDV Genel Tebliği` nin I. bölümünde;

İndirim konusu yapılmayan bu vergi, Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunu çerçevesinde işin mahiyetine göre gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınabilecektir. Bu uygulama binek otomobili işletmeciliği ile uğraşan mükelleflerin işletme amacı dışında satın aldıkları binek otomobilleri içinde geçerlidir.

denilmektedir.

Öte yandan, Maliye Bakanlığı özelgesinde; binek otomobillerine ait olup indirim konusu yapılmayan KDV` nin doğrudan gider yazılabileceği veya maliyete alınabileceği yönünde görüş bildirmiştir. Söz konusu özelge aşağıdaki gibidir (1);

“3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu` nun 30/b maddesine göre, faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi onların bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere işletmelere ait binek otomobillerinin alış vesikalarında gösterilen Katma Değer Vergisi hesaplanan katma değer vergisinden indirilmez.

23 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği` nin I bölümünde indirim konusu yapılamayan bu verginin Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunları çerçevesinde işin mahiyetine göre gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınabileceği belirtilmiştir.

Öte yandan, 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu` nun 269. maddesinde gayrimenkuller gibi taşıtların da maliyet bedeliyle değerleneceği hüküm altına alınmıştır. Aynı, Kanun` un 270. maddesinde ise “ Gayrimenkullerde, maliyet bedeline, satın alma bedelinden başka, aşağıda yazılı giderler girer… Noter, mahkeme, kıymet takdiri komisyonu ve tellaliye giderleri ile Emlak Alım ve Taşıt Alım Vergilerini maliyet bedeline ithal etmekte veya genel giderler arasında göstermekte mükellefler serbesttir“ denilmektedir.

Buna göre, taşıtların maliyet bedeliyle değerlendirilmesi sonucunda Taşıt Alım Vergilerinin maliyet bedeline eklenmesi veya genel giderler arasında gösterilmesinde mükelleflere ihtiyarilik tanınmıştır.

Bu nedenle, binek otomobillerine ait indirilemeyen katma değer vergisinin doğrudan gider veya maliyet unsuru olarak değerlendirilmesinde kanunen bir sakınca bulunmamaktadır.“

IV- SONUÇ

Buraya kadar yapılan açıklamalardan ve Maliye Bakanlığı özelgesinden de anlaşılacağı üzere; binek otomobillerinin alımı sırasında ödenen ve indirim konusu yapılamayan KDV

– Otomobilin maliyetine ilave edilerek amortisman yolu ile itfa edilebilir veya

– Doğrudan gider yazılabilir.

Doğrudan gider yazma veya maliyete ilave ederek amortisman yolu ile itfa etme konusunda mükelleflerin seçimlik hakkı bulunmaktadır.

Exit mobile version