T.C.
MALİYE BAKANLIĞI
İstanbul Defterdarlığı
Vasıtasız Vergiler Gelir Müdürlüğü
Sayı : B.07.4.DEF.0.34.11.GVK-Mük-120/7169
Konu : Vergi Usul Kanunu’nun 371. maddesine istinaden
verilen geçici vergi beyanıyla tahakkuk eden geçici verginin
terk işleminin yapılıp yapılmayacağı hk.
………………. ……………….
LİMİTED ŞİRKETİ
/İSTANBUL
İLGİ: 09.05.2000 tarihli dilekçeniz.
İlgide kayıtlı dilekçenizde, Vergi Usul Kanunu’nun 371. maddesine istinaden verilen geçici vergi beyanıyla tahakkuk eden geçici verginin terkin işleminin yapılıp yapılmayacağı hakkında görüş sorulmaktadır.
193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 120. maddesindeki; “(4369 sayılı Kanunun 52. maddesiyle değişen şekli) (01.01.1999 tarihinden geçerli olmak üzere) Ticari kazanç sahipleri (basit usulde vergilendirilenler hariç) ile serbest meslek erbabı cari vergilendirme döneminin gelir vergisine mahsup edilmek üzere, bu Kanun’un ticari veya mesleki kazancın tespitine ilişkin hükümlerine göre (indirim ve istisnalar ile Vergi Usul Kanunu’nun değerlemeye ait hükümleri de dikkate alınarak) belirlenen ilgili hesap döneminin (2000/1514 sayılı Bakanlar Kurulu Kararın 1. maddesiyle değişen ibare) (01.01.2001 tarihinden geçerli olmak üzere) üçer aylık kazançları …………..üzerinden geçici vergi öderler” hükmü yer almıştır.
27 Aralık 1998 tarih ve 23566 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Gelir Vergisi Kanunu 217 Seri Nolu Genel Tebliğinin “Geçici Verginin Mahsubu” başlıklı 6. Bölümünde;
“………………….Üçer aylık kazançlar üzerinden tahakkuk ettirilmiş ancak tahsil edilmemesi dolayısıyla yıllık beyanname üzerinden hesaplanan vergiden mahsup imkanı bulunmayan geçici vergi tutarları terkin edilecektir. Terkin edilen geçici vergi tutarına, vade tarihinden terkin edilmesi gereken tarihe kadar gecikme zammı uygulanacaktır.” açıklamaları yer almıştır.
213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 371. maddesinde; “ Beyana dayanan vergilerde vergi ziyaı cezasını gerektiren (360. maddede yazılı iştirak şeklinde yapılanlar dahil) kanuna aykırı hareketlerini ilgili makamlara kendiliğinden dilekçe ile haber veren mükelleflere maddede belirtilen kayıt ve şartlarla vergi zıyaı cezası kesilmez.” hükmü yer almakta ve mükelleflerin veya sorumluların pişmanlık hükümlerinden yararlanabilmeleri için uymaları gereken şartlarda bentler halinde sayılmış bulunmaktadır.
Maddenin 5 numaralı bendinde ise, mükellefçe haber verilen ve ödeme süresi geçmiş bulunan vergilerin ödemenin geciktiği her ay ve kesri için, 6183 sayılı Kanunun 51. maddesinde belirtilen nispette uygulanacak gecikme zammı oranında bir zamla birlikte, haber verme tarihinden başlayarak 15 gün içinde ödenmesi gerektiği hüküm altına alınmıştır.
Madde hükmünden de anlaşılacağı üzere; pişmanlık esas itibariyle temelinde vergi zıyaı yatan bir olayın kendiliğinden haber verilmesi ve belirlenen şartlara uyulması koşuluyla vergi zıyaı cezasının kesilmesini önleyen bir müessesedir.
Bu hüküm uyarınca, mahsup süresi geçtikten sonra pişmanlık talebiyle verilen ve üzerinden vergi hesaplanan bu beyannameler için pişmanlık taleplerinin kabul edilmesi gerekmektedir.
Bu maddeler uyarınca bir önceki takvim yılında dönemler halinde tahakkuk ettirilerek tahsil edilen geçici vergi, yıllık beyanname üzerinden hesaplanan vergiden mahsup edilmekte, mahsup dönemi geçtikten sonra bu vergiye ilişkin olarak ikmalen veya re’sen tarhiyat yapılması halinde de geçici vergi aslı aranılmaksızın bu vergi için vergi zıyaı cezası kesilmekte ve mahsup tarihi esas alınmak suretiyle gecikme faizi hesaplanmaktadır.
Bu hükümlere göre, Kanuni süresi içinde verilmeyen geçici vergi beyannamesinin bu vergilerin mahsup süresi geçtikten sonra pişmanlık talebiyle vermeniz halinde bu beyannameye istinaden tahakkuk edecek vergiler aranmayacak, pişmanlık zammının ise bu verginin ilgili olduğu döneme ilişkin normal vade tarihinden mahsup tarihine kadar geçen süre esas alınarak hesaplanacaktır.
Ayrıca, pişmanlık talebiyle kabul edilen beyannameler için pişmanlık talebinin geçerli sayılabilmesi için pişmanlık zammının 15 günlük ödeme süresi içerisinde ödenmesine bağlı bulunacaktır.
Bilgi edinilmesini rica ederim.