Binek Otomobillerde Gider Kısıtlaması
Cihangir ÖZKÖK
Yeminli Mali Müşavir
[email protected]
Yazar Hakkında
7194 Sayılı “Dijital Hizmet Vergisi İle Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” 07/12/2019 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiş bulunmaktadır.
Bu Kanunla, “Dijital Hizmet Vergisi”, “Konaklama Vergisi”, “Değerli Konut Vergisi” gibi yeni vergi türlerinin ihdas edilmesinin yanı sıra birçok vergi kanununda da önemli değişiklikler ve yeni düzenlemeler yapılmıştır.
Binek Otomobillerde Gider Kısıtlaması
Mevcut uygulamada, işletme aktifine kayıtlı olup kazancın elde edilmesinde kullanılan binek otomobillere ait giderlerin tamamı (Motorlu taşıtlar vergisi hariç) gelir veya kurumlar vergisi uygulamasında gider olarak dikkate alınabilmektedir. 7194 Sayılı Kanun gerekçesinde bu duruma işaret edilerek, uygulamanın suistimal edildiği ve şahsi ihtiyaçlar için kullanılan binek otomobillere ait giderlerin de gelir veya kurum kazancından indirilebildiği belirtilmiştir.
7194 Sayılı Kanunun 13. Maddesi ile ticari kazancın tespitine yönelik “İndirilecek Giderler”in belirlendiği 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 40. Maddesinin birinci fıkrasının (1), (5) ve (7) numaralı bentlerine sırasıyla aşağıdaki hükümler eklenmiştir.
Gider Kısıtlaması ve Muhasebe Uygulamaları İçin TIKLAYINIZ
“Faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere, kiralama yoluyla edinilen binek otomobillerinin her birine ilişkin aylık kira bedelinin 5.500 TL kadarlık kısmı ile binek otomobillerinin iktisabına ilişkin özel tüketim vergisi ve katma değer vergisi toplamının en fazla 115.000 TL’ye kadarlık kısmı gider olarak dikkate alınabilir.”
“Şu kadar ki faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere, binek otomobillere ilişkin giderlerin en fazla %70’i indirilebilir.”
“Faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere, özel tüketim vergisi ve katma değer vergisi hariç ilk iktisap bedeli 135.000 Türk lirasını, söz konusu vergilerin maliyet bedeline eklendiği veya binek otomobilin ikinci el olarak iktisap edildiği hâllerde, amortismana tabi tutarı 250.000 TL’yi aşan binek otomobillerinin her birine ilişkin ayrılan amortismanın en fazla bu tutarlara isabet eden kısmı gider yazılabilir. Bu hükmün uygulanmasında binek otomobilin iktisap edildiği tarihte yürürlükte olan tutar dikkate alınır.”
7194 Sayılı Kanunun 14. Maddesi ile yukarıda bahsi geçen düzenlemenin tamamı, serbest meslek kazancının tespitine yönelik belirlemelerin yer aldığı GVK’nın “Mesleki Giderler” başlıklı 68. Maddesine de eklenmiştir.
01/01/2020 tarihinden itibaren uygulanacak olan bu düzenlemelerin neticesinde, faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere; “Binek Otomobil Gider Kısıtlaması”nın Gelir/Kurumlar Vergisi ve KDV mevzuatına etkisi gider türleri itibariyle aşağıdaki gibidir.
√ Amortisman Kısıtlaması:
Yeni uygulamada, iktisap edilen binek otomobil için ayrılan amortismanın gider yazılmasında üst sınır getirilmiştir. ÖTV ve KDV hariç ilk iktisap bedeli 135.000-TL’yi veya bu vergiler dahil 250.000-TL’yi aşan binek otomobillerin her birine ilişkin ayrılan amortismanın en fazla bu tutarlara isabet eden kısmı gider yazılabilir. Gider yazılmayan kısmın ise, binek otomobilin satıldığı tarihte hesaplanacak taşıt satış kar/zarar hesabında net aktif değerini artıran bir unsur olarak dikkate alınabilmesi mümkündür.
√ Genel Gider Kısıtlaması:
Binek otomobillere ilişkin giderlerin en fazla %70’i Gelir/Kurumlar Vergisi uygulamasında gider olarak dikkate alınabilecektir. Kalan %30’luk kısım ise kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınacaktır.
√ Binek Oto Kira Gideri Kısıtlaması:
Kiralama yoluyla edinilen binek otomobillerin her birine ilişkin aylık kira bedelinin 5.500-TL kadarlık kısmı gider kabul edilecek, bu tutarın üstünde kalan kısım ise, kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınacaktır.
√ İlk İktisapta KDV ve ÖTV Kısıtlaması:
Binek otomobillerin iktisabına ilişkin ÖTV ve KDV toplamının en fazla 115.000-TL’ye kadarlık kısmı gider olarak dikkate alınabilecektir. Fazlaya ilişkin tutarın ise kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınması veya taşıtın maliyetine ilave edilmesi mümkündür. 115.000-TL üstü ÖTV ve KDV’nin binek otomobilin aktif değerine ilave edilmesi mükellefin lehine olacaktır. Zira, böylesi bir tercih, satış esnasında taşıtın maliyetini artıran bir unsur olarak, taşıt satış kar/zarar hesabına doğrudan etki edecektir.
√ KDV İndirim Kısıtlaması:
7194 Sayılı Kanunda binek otomobillerin giderlerine ilişkin KDV indirimini kısıtlayan herhangi bir hüküm bulunmamasına karşın, 3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 30/d maddesindeki “Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarına göre kazancın tespitinde indirimi kabul edilmeyen giderler dolayısıyla ödenen KDV’nin indirim konusu yapılamayacağı” kuralı gereğince, Gelir/Kurumlar Vergisi uygulamasında indirimi kabul edilmeyen yukarıda belirtilen binek otomobillere ait giderler dolayısıyla ödenen KDV’nin indirimi de mümkün bulunmamaktadır. Dolayısıyla, gerek binek araç kiralamalarındaki 5.500-TL’lik tutar sınırını aşan kısma ilişkin yüklenilen KDV, gerekse binek araçlara ait alım ve kiralamalar dışındaki giderlere ilişkin %70’ini aşan kısma ait KDV’nin indirim konusu yapılması söz konusu değildir.
Genel Değerlendirme ve Sonuç
7194 Sayılı Kanunla 01/01/2020 tarihinden itibaren başlayan vergilendirme dönemi gelir ve kazançları ile Katma Değer Vergisi işlemlerine uygulanmak üzere yürürlüğe giren “Binek otomobillere ilişkin gider ve KDV kısıtlaması” uygulaması, Kanun gerekçesinde belirtilen suistimallerin önlenmesinde belli bir oranda amaca hizmet edebilir. Ancak, suistimallere yönelik spesifik çözümler yerine, toptancı bir anlayışla, dürüst mükelleflerin de dahil olduğu bütün mükellefler için geçerli olmak üzere yürürlüğe giren bu düzenleme ile, vergide adalet ilkesinin zedelenmesinin yanı sıra, kayıt dışılığa yapacağı etki, verginin tabana yayılmasına ve gönüllü uyuma vereceği zarar birlikte değerlendirildiğinde, vergi sistemine faydadan ziyade zarar getireceği tahmin edilmektedir.