Yurt Dışı Hisse Senedi Alım-Satım
Emrah AYGÜL
Yeminli Mali Müşavir
Bağımsız Denetçi
[email protected]
0. Giriş
Son yıllarda Türkiye’den sermaye çıkışlarının hızlandığı görülmektedir. Öyle ki Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfının Eylül 2018 dönemi “Türkiye’ye Gelen ve Türkiye’den Giden Doğrudan Yatırımlardaki Gelişmeler” başlıklı değerlendirme notunda Türkiye’nin giden yatırımlarının gelen yatırımlara oranının uzun dönem ortalamasının üzerinde olduğunun altı çizilirken 2002-2018 döneminde ortalama %22,1 olan oranın, Haziran 2018’deki %28,3 seviyesinden yükselerek, Temmuz 2018 itibarıyla %33 seviyesine ulaştığı ifade edilmiştir.
Döviz kurlarındaki artış, yurt dışı borsalarda işlem yapma imkanındaki kolaylaşma, kimi global şirketlerin değerinin trilyon dolara ulaşması ve bölgesel riskler yerli yatırımcıların yurt dışı borsalara yatırım yapmasını özendirmiştir.
Türkiye’nin cari açık problemi ve yurt dışı kredi ödemeleri sebebiyle döviz ihtiyacı olduğu bilinen ve kabul edilen bir gerçektir. Bu gerçeklik olası döviz darboğazları için önlem alınmasını gerektirdiğinden, yatırımcıların yurt dışındaki paralarını Türkiye’ye getirmesi zaman zaman özendirilmektedir.
Bir de yurt dışı finansal bilgilerin artık çok fazla gizli kalmayacağının altının çizilmesi gerekiyor. 1 Temmuz 2018 tarihinde yürürlüğe giren “Vergi Konularında Karşılıklı İdari Yardımlaşma Sözleşmesi” kapsamında Türkiye açısından finansal bilgilerin otomatik paylaşımına yakın zamanda başlanacaktır.
Bu yazımızda yurt dışındaki hisse senedi (“iştirak hissesi” ya da yalnızca “hisse” olarak da ifade edilebilecektir) satış gelirleri ile kar paylarının Türkiye’ye getirilmesini ve yurt dışındaki hisse senetlerinin bildirilmesini özendiren önemli düzenlemeler ele alınacaktır.
1.Gerçek Kişilerin ve Kurumların Yurt Dışı Hisse Senedi Alım-Satım Kazançlarının Türkiye’de Vergilendirilmesine Genel Bakış
Kişilerin ve kurumların yurt dışı borsalarında veya borsa dışındaki hisse alım satımından elde edecekleri kazançları vergiye tabidir.
Gerçek kişilerin yurt dışı hisse senedi satış kazançları için, BİST’te işlem gören hisseler ile diğer tam mükellef kurumlara (anonim şirketlere) ait iki yıldan fazla süreyle elde tutulan hisse senetlerinin satışına ilişkin uygulanan sıfır vergi durumu söz konusu değildir. Tabi yurt dışında bu kazançlar için ödenen vergiler, Türkiye’de hesaplanan vergiden mevzuatta belirtilen düzenlemeler çerçevesinde mahsup edilebilmektedir. Kazanç hesaplaması TL bazlı yapıldığından kur artışı da kazancı etkilemektedir. Ancak hisseleri elde tutma süresinde Yİ-ÜFE endeksinde %10’un üzerinde bir artış olmuş ise TL karşılığı alış bedeli bu artış oranı kadar artırılabilir.
Kurumlar için ise, Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi ile kazancın elde edildiği tarih itibarıyla aralıksız olarak en az bir yıl süreyle nakit varlıklar dışında kalan aktif toplamının %75 veya daha fazlası, tam mükellef olmayan anonim veya limited şirket niteliğindeki şirketlerin her birinin sermayesine en az %10 oranında iştirakten oluşan tam mükellefiyete tabi anonim şirketlerin, en az 2 tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan yurt dışı iştirak hisselerinin elden çıkarılmasından doğan kurum kazançları, kurumlar vergisinden istisna edilmiştir. Ancak bu istisnanın uygulanmasına ilişkin şartları yerine getirecek Kurumlar parmakla sayılacak kadar azdır. Kaldı ki bu şartlar yurt dışı borsalarda işlem gören şirket hisseleri için imkansız gibidir.
Yine Kurumlar Vergisi Kanununda yurt dışındaki iştirak hisselerinin satışı ile ilgili kısmi istisna mevcuttur. Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca kurumların, en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan iştirak hisseleri ile aynı süreyle sahip oldukları kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının satışından doğan kazançların %75’lik kısmı kurumlar vergisinden istisna edilmiştir. Menkul kıymet ticareti ile uğraşan kurumların bu amaçla ellerinde bulundurdukları değerlerin satışından elde ettikleri kazançlar istisna kapsamı dışındadır.
Hali hazırdaki yurt dışındaki hisse senetlerinin satış kazancının vergilendirilmesine ilişkin genel uygulama yukarıda ana hatları ile belirtilmiştir.
2. Gerçek Kişilerin ve Kurumların Yurt Dışı Hisse Senetlerine İlişkin Kar Paylarının Türkiye’de Vergilendirilmesine Genel Bakış
Gerçek kişiler tarafından yurt dışında sahip olunan hisse senetlerinden dolayı kar payı elde edildiğinde bu kar paylarında, tam mükellef kurumlardan elde edilenlerde olduğu gibi %50 oranında vergi istisnası söz konusu değildir. Yine kâr payının brüt tutarının 2018 yılı için 1.800 TL’yi aşması halinde söz konusu gelirin yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmektedir. Söz konusu gelirle ilgili olarak anılan ülkede ödenen vergilerin ise, beyanname üzerinden hesaplanan gelir vergisi tutarından, mevzuatta belirtilen düzenlemeler çerçevesinde indirilmesi mümkün olabilecektir.
Kurumlar açısından ise, kurumların yurt içi şirketlerden elde ettikleri kar paylarına (iştirak kazançları) ilişkin kurumlar vergisi istisnası yurt dışından elde edilen kar payları için söz konusu değildir. Ancak Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde, kurumların yurt dışından elde ettikleri iştirak kazançları, belli koşullar altında kurumlar vergisinden istisna edilmiştir.
İstisnadan yararlanabilmek için;
– İştirak edilen kurumun anonim veya limited şirket niteliğinde bir kurum olması,
– İştirak edilen kurumun kanuni ve iş merkezinin Türkiye’de bulunmaması,
– İştirak payını elinde tutan kurumun, yurt dışı iştirakin ödenmiş sermayesinin en az %10’una sahip olması,
– İştirak kazancının elde edildiği tarih itibarıyla, iştirak payının kesintisiz olarak en az bir yıl süre ile elde tutulması,
– İştirak kazancının (kâr payı dağıtımına kaynak olan kazançlar üzerinden ödenen vergiler de dahil olmak üzere) iştirak edilen kurumun faaliyette bulunduğu ülke vergi kanunları uyarınca en az %15 oranında; iştirak edilen yabancı kurumun esas faaliyet konusunun finansman temini veya sigorta hizmetlerinin sunulması ya da menkul kıymet yatırımı olması durumunda, iştirak edilen kurumun faaliyette bulunduğu ülke vergi kanunları uyarınca en az Türkiye’de uygulanan kurumlar vergisi oranında, gelir ve kurumlar vergisi benzeri toplam vergi yükü taşıması,
– İştirak kazancının, elde edildiği hesap dönemine ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihe kadar Türkiye’ye transfer edilmesi
gerekmektedir.
Yurt dışı iştirak kazançları istisnasından yararlanılabilmesi için yukarıda yer alan şartların topluca yerine getirilmesi şarttır. Bu istisnanın uygulanmasına ilişkin şartları yerine getirecek Kurumlar parmakla sayılacak kadar azdır. Kaldı ki bu şartlar yurt dışı borsalarda işlem gören şirket hisseleri için imkânsız gibidir.
İstisna kapsamına girmeyen yurt dışı kar payları, kar payını elde eden kurumun vergiye esas kazancına eklenecektir. Kar payı ile ilgili olarak anılan ülkede ödenen vergilerin, beyanname üzerinden hesaplanan kurumlar vergisi tutarından, mevzuatta belirtilen düzenlemeler çerçevesinde indirilmesi mümkün olabilecektir.
3. 01.01.2018 Tarihinden 30.04.2019 Tarihine Kadar Elde Edilen ve 30.06.2019 Tarihine Kadar Türkiye’ye Getirilen Kazançlarda Vergi İstisnası
Konu ile ilgili önemli bir istisna düzenlemesi 7143 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin on üçüncü fıkrasının (h) bendinde yer almaktadır. Düzenlemedeki sürelerin (aşağıda parantez içerisinde belirtilen değişiklik öncesi tarihlerin), 31/8/2018 tarihli ve 30521 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 48 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile bitim tarihinden itibaren 6 ay uzatılmasına karar verilmiştir.[1]
Düzenlemeye göre tam mükellefiyete tabi gerçek kişiler ile kurumların;
- Kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan kurumlara ilişkin iştirak hisselerinin satışından doğan kazançları,
- Kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan kurumlardan elde ettikleri iştirak kazançları,
- Yurt dışında bulunan iş yeri ve daimi temsilcileri aracılığıyla elde ettikleri ticari kazançları,
30/04/2019 (değişiklik öncesi 31/10/2018) tarihine kadar elde edilenler de dahil olmak üzere, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 30.06.2019 (değişiklik öncesi 31/12/2018) tarihine kadar Türkiye’ye transfer edilmesi kaydıyla gelir veya kurumlar vergisinden müstesnadır.
Yine düzenlemeye göre tam mükellefiyete tabi gerçek kişiler ile kurumların kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan kurumların tasfiyesinden doğan kazançları, 30.06.2019 (değişiklik öncesi 31/12/2018) tarihine kadar Türkiye’ye transfer edilmiş olması kaydıyla gelir ve kurumlar vergisinden müstesnadır.
Kanuna ilişkin yayımlanan 3 Seri No.lu Tebliğde istisnaya konu edilecek kazancın elde edildiği döneme ilişkin ifadeler farklı şekilde yorumlanmaktadır. Söz konusu farklı yorumlanan iki ifade aşağıda belirtilmiştir.
İlk ifade: “İstisna hükmünün yürürlüğe girdiği tarihten itibaren, 31/10/2018 (güncel 30/04/2019) tarihine kadar elde edilen ve 31/12/2018 (güncel 30/06/2019) tarihine kadar Türkiye’ye transfer edilen yurt dışı iştirak kazançları ile yurt dışı iştirak hisselerinin elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar, 2018 yılına ilişkin verilecek yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannamelerinde gelire veya kurum kazancına dahil edilmek ve beyannamelerin ilgili satırında gösterilmek suretiyle vergiden istisna edilebilecektir.”
Bu ilk ifadeye göre istisnaya konu edilecek kazancın 18/5/2018 (yürürlük tarihi) ile 30/04/2019 (bu tarih dahil) tarihleri arasındaki elde edilmiş olması gerektiği yorumlanabilmektedir.
İkinci ifade: “1/1/2018 tarihinden önce elde edildiği halde kayıtlara intikal ettirilmeyen ve beyan dışı bırakılan iştirak kazançları, iştirak hisselerinin elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar, yurt dışı şube kazançları ile bu tarihten önce elde edilen yurt dışında bulunan kurumların tasfiyesinden doğan kazançlar ile ilgili olarak bu istisna hükmünden yararlanılması mümkün bulunmamaktadır.”
Bu ikinci ifadeye göre ise istisnaya konu edilecek kazancın 1/1/2018 ile 30/04/2019 (bu tarih dahil) tarihleri arasında elde edilmiş olması gerektiği ifade edilebilmektedir.
Bizim şahsi görüşümüz yasa metnindeki “31/10/2018 (güncel 30/04/2019) tarihine kadar elde edilenler de dahil olmak üzere” ifadesinde başlangıç tarihi belirtilmediğinden dolayı, elde edilme zamanının geçmişe yönelik olarak ne zaman olduğunun önemli olmadığı şeklindedir. Ancak bu görüşümüz Tebliğe (belirtilen iki ifadeye) uygun olmadığından dikkate alınmamalıdır.
Uygulayıcıların Tebliğde açıkça belirtilen 1/1/2018 tarihinden dolayı, istisnaya konu edilecek kazancın 1/1/2018 ile 30/04/2019 (bu tarih dahil) tarihleri arasında elde edilmiş olmasını esas almaları gerektiği düşünülmektedir.
1/1/2018 tarihi öncesi dönemde hisse satış kazancı ya da kar payı elde edilmiş ise, sonraki bölümde belirtildiği üzere söz konusu kazançlardan doğan varlıkların, 7143 sayılı Kanunun onuncu maddesinin on üçüncü fıkrasının (a) bendinde belirtilen “Varlık Barışı” hükümden yararlanarak Türkiye’ye getirilme imkânı bulunmaktadır.
4. 1/1/2018 Tarihinden Önceki Dönemlerde Elde Edilerek Beyan Dışı Bırakılan Yurt Dışı Hisse Alım-Satım Kazancı ve Kar Paylarına İlişkin Dövizler (Matrah Artırımı Hükümlerinden Yararlanılmadıysa) Varlık Barışı Kapsamında %2 Vergi Ödenerek Türkiye’ye Getirilip Serbestçe Kullanılabilir
Önceki bölümde belirtilen istisna kapsamına girmeyen, geçmiş tarihlerde yurt dışında elde edilen hisse senedi alım-satım kazancı ve kar payı bulunanlar, bu kazançlarını beyan etmedilerse ve ilgili dönemlerde matrah artırımında bulunmadılar ise vergisel açıdan risk altındadırlar. Ancak bu kazançlardan kaynaklı halen yurt dışında para, döviz, altın, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları bulunanlar, bu varlıklarını 7143 sayılı Kanunun onuncu maddesinin on üçüncü fıkrasının (a) bendi uyarınca 31.05.2019 tarihine kadar Türkiye’deki banka veya aracı kuruma bildirirlerse, bildirimi yapan gerçek ve tüzel kişiler söz konusu varlıkları serbestçe tasarruf edebilirler.
Banka ve aracı kurumlar, kendilerine bildirilen varlıklara ilişkin olarak %2 oranında hesapladıkları vergiyi, 30.06.2019 tarihine kadar vergi sorumlusu sıfatıyla bir beyanname ile bağlı bulunduğu vergi dairesine beyan eder ve aynı sürede öderler.
213 sayılı Kanunu uyarınca defter tutan mükellefler, Türkiye’ye getirilen varlıklarını, dönem kazancının tespitinde dikkate almaksızın işletmelerine dâhil edebilecekleri gibi aynı varlıkları vergiye tabi kazancın ve kurumlar için dağıtılabilir kazancın tespitinde dikkate almaksızın işletmelerinden çekebilirler.
Bildirilen varlıklar nedeniyle hiçbir suretle vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı yapılmaz. Bu hükümden faydalanılabilmesi için bildirilen tutarlara ilişkin tarh edilen verginin vadesinde ödenmesi ve bildirilen varlıkların, bildirimin yapıldığı tarihten itibaren üç ay içinde Türkiye’ye getirilmesi veya Türkiye’deki banka ya da aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer edilmesi şarttır.
5. Yurt Dışı Hisse Senetleri 30.04.2019 Tarihine Kadar Elden Çıkarılmayacak İse Varlık Barışı Kapsamında Bildirilmesi Maliyetin Rayiç Bedele Göre Güncellenmesi ve Kaynağının Vergi İncelemesi Dışı Bırakılması Açısından Yararlı Olabilir
7143 Sayılı Kanuna ilişkin yayımlanan 3 Seri No.lu Tebliğ uyarınca Türkiye’ye getirilmekten maksat;
– Para, döviz, altın, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının fiziki olarak Türkiye’ye getirilmesi veya bu varlıkların Türkiye’deki banka veya aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer edilmesi,
– Fiziki olarak Türkiye’ye getirilmesi veya aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer edilmesi mümkün olmayan menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının aracı kurumlara bildirilmesidir.
Yine aynı Tebliğ uyarınca bildirimde hisse senedi gibi pay senetleri, varsa borsa rayiciyle, borsa rayici yoksa rayiç bedeliyle, bu bedel tespit edilemiyorsa alış bedeliyle, alış bedeli de belli değilse itibari (nominal) değeriyle beyan edilecektir.
Tebliğin uygulanmasında rayiç bedel, söz konusu varlıkların bildirildiği veya beyan edildiği tarih itibarıyla belirlenen alım-satım bedeli olup bu bedelin gerçek durumu yansıtması gerekmektedir.
Borsa rayiciyle değerlenecek varlıkların borsa rayicinin belirlenmesinde, söz konusu varlıkların bildirildiği veya beyan edildiği tarihte işlem gördüğü yurt dışındaki borsalarda oluşan değerler dikkate alınacaktır.
Döviz cinsinden varlıklarda, bunların bildirildiği veya beyan edildiği tarihteki Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası döviz alış kuru dikkate alınacaktır.
Bildirime konu edilen varlıklara ilişkin olarak banka veya aracı kurumlar tarafından, bildirimde bulunanlardan herhangi bir belge istenilmeyecektir.
6.Sonuç
Son yıllarda yerli yatırımcılar tarafından yurt dışında hisse senedi alım-satım işlem hacimlerinin arttığı, bu hisseler aracılığı ile kar payı elde edildiği görülmektedir. Türkiye’de vergiye tabi olan bu işlemler ile ilgili olarak, beyanların süresinde yapılmaması, matrah artırımı hükümlerinden yararlanılmaması halinde, ülkeler arasında artan otomatik finansal bilgi değişimleri dikkate alındığında, vergisel risk vardır.
7143 sayılı Kanun ile yurt dışında hisse senedi alım-satımı olanlar, kar payı elde edenler ve hali hazırda hisse senedi olanlar için önemli düzenlemeler yapılmıştır.
Bunlar;
– Yurt Dışından Elde Edilen Kazançlara İlişkin İstisna Uygulaması
– Yurt Dışında Bulunan Varlıkların Bildirilmesi, Türkiye’ye Getirilmesi ve Verginin Ödenmesi
düzenlemeleridir.
[1] Sadece 31.12.2018 tarihinin uzatıldığı yönünde görüşler de vardır.