Dövizle Sözleşme Yasağı
Emrah AYGÜL
Yeminli Mali Müşavir
Bağımsız Denetçi
[email protected]
13 Eylül 2018 Tarihinden itibaren döviz cinsinden ve dövize endeksli sözleşme yasağı yürürlüğe girdi
13.09.2018 Tarih ve 30534 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Türk Parası Kıymetini Korumu Hakkında 32 Sayılı Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Karar (Karar Sayısı: 85) uyarınca, Türkiye’de yerleşik kişilerin, Bakanlıkça belirlenen haller dışında, kendi aralarındaki;
– Menkul ve gayrimenkul alım satım,
(Not: “Menkul” lafzının gayrimenkul hariç tüm malları kapsadığı unutulmamalıdır. Diğer bir deyişle her ne kadar basında kiralamalar ön plana çıkartılsa da, tüm alım-satım işlemlerinin de yasak kapsamında olduğu anlaşılıyor.)
– Taşıt ve finansal kiralama dâhil her türlü menkul ve gayrimenkul kiralama,
– Leasing ile ,
– iş, hizmet ve eser
sözleşmelerinde sözleşme bedeli ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülükleri döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılamaz.
Yasak hükmünde iki kavram ortaya çıkıyor. “Döviz cinsinden” ve “dövize endeksli”.
Peki yürürlük tarihinden önce düzenlenmiş sözleşmelerin durumu ne olacak?
Karar yayım tarihi olan 13 Eylül’de yürürlüğe girmiştir. Kararın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren otuz gün içinde, yukarıda belirtilen ve daha önce akdedilmiş yürürlükteki sözleşmelerdeki döviz cinsinden kararlaştırılmış bulunan bedeller, Bakanlıkça belirlenen haller dışında; Türk parası olarak taraflarca yeniden belirlenecektir.
Geçiş hükmünde dikkat edileceği üzere yalnızca “döviz cinsinden” kararlaştırılmış bulunan bedellerin değişimi öngörülmüştür. Hükmün lafzı dikkate alındığında “dövize endeksli” sözleşmelerin değiştirilme zorunluluğu olmadığı anlaşılabilmektedir.
Bu durumda yürürlük tarihinden önce düzenlenen sözleşmelerin, dövize endeksli olabileceği sonucu da çıkartılabilir. Tabi bu konuda Bakanlık açıklamaları dikkatle takip edilmelidir.
Uygulama için Bakanlık açıklamaları takip edilmelidir
Karar hükümlerini Hazine ve Maliye Bakanı yürüteceğinden, Bakanlığın açıklamaları yakından takip edilmelidir. Uygulama için “Bakanlıkça belirlenen haller dışında” cümlesi gereği istisna hallerin belirlenmesi önem arz ediyor.
Nitekim düzenlemeye ilişkin yayımlanan Basın Duyurusunda, “…düzenlemeye ilişkin kapsam, ekonomik faaliyeti sıkıntıya sokmayacak şekilde, ilgili kamu kurumlarımızın ve diğer paydaşların görüşleri de dikkate alınarak en kısa süre içerisinde belirlenecek ve Bakanlığımız tarafından duyurulacaktır.” açıklaması yapılmıştır.
Yine Basın Duyurusunda, Bakanlık tarafından istisna tutulacak hallerin kapsamı belirlenirken, döviz cinsinden girdi maliyetler veya yükümlülüklerin değerlendirmeye alınacak hususların başında geldiği vurgulanmıştır.
Sözleşme değişikliklerinde artan sözleşme tutarı damga vergisine tabi olacaktır
35 Seri No.lu Damga Vergisi Kanunu Genel Tebliğinde, vergiye tabi kâğıdın yabancı para cinsinden düzenlenmesi halinde kağıt üzerinde yer alan dövizin kağıdın düzenlendiği tarihteki T.C. Merkez Bankası’nca tespit ve ilan olunan cari döviz satış kuruna göre bulunacak Türk Lirası karşılığı üzerinden damga vergisi hesaplanması gerektiği belirtilmiştir. Bu şekilde damga vergisine tabi tutulmuş sözleşmenin, güncel ya da anlaşılan kur üzerinden yeniden belirlenerek TL’ye çevrilmesi halinde, belirlenen TL tutar ile dövizli sözleşmenin damga vergisine esas tutarı arasındaki fark üzerinden damga vergisi hesaplanarak ödenmelidir. Nitekim Damga Vergisi Kanunun 14 üncü maddesinin ikinci fıkrasında, belli parayı ihtiva eden mukavelenamelerin değiştirilmesi halinde artan miktarın aynı nispette vergiye tabi olacağı hükümlerine yer verilmiştir.
İvedi şekilde damga vergisi istisnası uygulamaya konulmalıdır
İvedi şekilde Karar kapsamında Türk parasına dönüşme zorunluluğu olan sözleşmelere ilişkin tutar değişikliğinin damga vergisinden istisna olması sağlanmalıdır. Bu durum hem Karara uyumu artıracak, hem de ekonomik güçlük yaşayan işletmeleri bir nebze rahatlatacaktır.
Karara uyulmaması halinde ciddi yaptırımlara muhatap kalınabilir
Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanunun 3. maddesi uyarınca Cumhurbaşkanının bu Kanun hükümlerine göre yapmış bulunduğu genel ve düzenleyici işlemlerdeki yükümlülüklere aykırı hareket eden kişi, 6.300 Türk Lirasından 52.600 Türk Lirasına kadar idarî para cezası ile cezalandırılır. Suçların tekerrürü halinde verilecek cezalar iki kat olarak hükmedilir.
Hükmolunacak idarî para cezasına, suç tarihi ile tahsil tarihi arasındaki süreler için 6183 sayılı Kanuna göre tespit edilen gecikme zammı oranında, para cezası ile birlikte tahsil olunmak üzere, gecikme faizi uygulanır. Gecikme faizinin hesaplanmasında ay kesirleri nazara alınmaz