Ali ÇAKMAKCI
Yeminli Mali Müşavir
Bağımsız Denetçi
[email protected]
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edilerek Meclise sevk edilen “Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” TBMM Genel Kurulu’nda birkaç gün önce görüşülerek yasalaşmıştır. Mecliste Kabul edilen Kanun hali hazırda Resmi Gazete’de yayımlanmamıştır.
Söz konusu Kanun’da, belki de Tasarının en önemli maddesi olarak görülen (Tasarı’nın Geçici 2. maddesinde yer alan) ‘’Varlık Barışı’’na ilişkin düzenleme çeşitli siyasi mülahazalar nedeniyle bir önerge ile torba diye nitelendireceğimiz Kanun Tasarısından çıkartılmıştır.
Kanunun temel içeriğinin aşağıdaki gibi olduğu ifade edilebilir:
- Yatırım Ortamının Önündeki Çeşitli Engellerin Kaldırılması,
- Ar-Ge Teşviklerine İlişkin Uygulama Farklılıklarının Kaldırılması,
- Faizsiz Finans Uygulamalarının Geliştirilmesi,
- Uluslar Arası Yatırımların Ülkemize Çekilmesinin Önündeki Engellerin Kaldırılması,
- Şirket Kuruluş Ve Şube Açılışlarının Kolaylaşması,
- Bürokratik İşlemlerin Ortadan Kaldırılması,
- İşlem Maliyetlerinin Azaltılması,
- Muhtasar Ve Aylık Prim Ve Hizmet Bildirgelerine İlişkin Beyanların Birleştirilmesi,
- Kamu Alacağına İlişkin Etkin Tahsilatının Sağlanması,
- İflas Ertelemelerinin Ve Kayyım Atanması İle Konkordato Gibi Düzenlemelerin Kanun Yararına Ve Amacına Uygun Hale Getirilmesi,
- Çekle İlgili Güvensizlik Yaratan Hususlar İçin Yeni Düzenlemelerin Yapılması,
- 213 Sayılı VUK Kapsamında İzaha Davet İsimli Yeni Bir Düzenleme Getirilmesi,
- Yatırım Teşvik Belgeli Yatırımların Önündeki Damga Vergisi, Harç Gibi İşlem Maliyetlerinin Azaltılması, Bunlara Tahsis Edilen Arazilerin Emlak Vergisi Muafiyeti Sağlanması,
- Sat-Geri Kiralama Ve Kira Sertifikası Düzenlemesindeki İhtilaflı Vergisel Konuların Yasal Açıklığa Kavuşturulması,
- Diğer Önemli Düzenlemeler.
Yeni Çek Düzenlemeleri:
Karşılıksız çıkan çeke hapis cezası uygulaması ceza hukukunun temel prensiplerinden “ekonomik suça ekonomik ceza” ilkesine aykırı düşmekte, suç ve ceza arasındaki orantı bozulmakta ve bu durum çeşitli eleştirilere konu olmaktadır. Hatırlanacağı üzere suç ve ceza arasındaki dengesizlik sorununun daha hassas çözümleri olan yeni arayışlarını da zaman içerisinde gündeme getirdiği gerekçeleriyle 03.02.2012 tarih ve mükerrer 28193 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmak suretiyle yürürlüğe giren 6273 sayılı “Çek Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” başlıklı yeni düzenleme ile Çek Konusunda önemli gelişmeler yaşanmıştı.
5941 sayılı Kanunun bu aksak yönlerini ortadan kaldırmak, çekle ilgili yasaklılık kayıtlarının Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nda tutulması, baskı tarihinden itibaren beş yıl içinde ibraz edilmemesi halinde muhatap bankanın ödemekle yükümlü olduğu tutara ilişkin yükümlülüğün sona ermesi, çek defterinin her bir yaprağına çekin basıldığı tarihin eklenmesi, karşılıksız çek fiilinin idari yaptırıma bağlanması, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararına karşı kanun yolu olarak Kabahatler Kanunu hükümlerinin uygulanması, hamiline çek defteri yaprağını kullanmadan hamiline çek düzenleyen kişiye idari para cezası verilmesi, bankaların kanunun yürürlüğe girmesinin ardından bir ay içinde yeni çek defterlerini bastırmaları, karşılıksız kalan çek bedelinin faizi ile birlikte ödenmesi durumunda yasağın kaldırılması, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına ilişkin kayıt üzerinden on yıl geçmesi halinde TC Merkez Bankası tarafından resen silinmesi amacıyla 6273 sayılı Çek Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ihdas edilmişti.
Çek, keşideci tarafından muhatap bankaya hitaben yazılan ve üzerinde yazılı tutarın lehdara ödenmesini emreden bir kıymetli evraktır. Hukukumuzda bir tür ödeme aracı olarak kabul edilen çek, kredi aracı olan poliçe ve bonodan bu yapısı nedeniyle ayrılmaktadır. Ödeme aracı olarak kullanılan çekin karşılıksız çıkması ticari hayatı olumsuz etkilemekte ve bu durum itibari değeri yüksek bir tür kıymetli evrak olan çekin hukuki niteliğine zararlar vermektedir.
Son dönemde ekonomide bozulan dengeler Çek konusunda yeni ihtiyaçları doğurmuştur. Zira, ödeme ve tahsilatlarda güven unsuru olması gereken çek tam anlamıyla güvensizlik unsuru olagelmiştir. Dolayısıyla, bahsi geçen tasarı ile karşılıksız çek düzenlemeye adli para cezası gelirken, bu adli para cezası ödenmezse bu ceza “5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanunun” 106/3. Fıkrasında yer alan kamuya yararlı bir işte çalıştırılmaksızın doğrudan hapis cezasına çevrilecektir.
Karşılıksız çek tutarı, bu yılın dört aylık döneminde geçen yılın aynı dönemine göre azaldıysa da son yıllarda yüksek oranda artış kaydetti. 2009 yılında 23 milyar lira dolayında olan karşılıksız çek tutarı 2010’da 13.3 milyara, 2011’de 11.5 milyar liraya kadar geriledi. Fakat, hapis cezasının kalktığı 2012’de 20.9 milyara tırmandı. 2013’te 18.1 milyar liraya gerileyen karşılıksız çek tutarı 2014’te 19.9 milyar, 2015 sonunda ise 27.3 milyar liraya fırladı[1].
“Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”nın TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilmesiyle birlikte çek düzenlemede iyiniyetli hamilleri koruyucu çeşitli tedbirler uygulamaya girmektedir. Bunun için ise Sayın Cumhurbaşkanı’nın onayından geçtikten sonra Mezkur Kanunun Resmi Gazete’de yayımlanması gerekmektedir. Çekle ilgili düzenlemeler Kanunun 61 ila 65. Maddelerinde yer almaktadır.
Kanun düzenlemesiyle çek konusunda aşağıdaki hususların yasalaştığını ifade etmek gerekmektedir:
- Kanuni İbraz Süresinde İbraz Edilmekle Birlikte Karşılıksız Çek Düzenlemesine Sebep Olanlar İçin Hamilin “Şikayetine Bağlı Olarak”1500 Güne Kadar Adli Para Cezası Getirilmektedir.
- Adli Para Cezası Her Bir Çek İçin Karşılıksız Kalan Kısımdan Aşağı Olamayacaktır.
- Bu Adli Para Cezası Ödenmezse Bu Ceza “5275 Sayılı Ceza Ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanunun 106/3. Fıkarında Yer Alan Kamuya Yararlı Bir İşte Çalıştırılmaksızın Doğrudan Hapis Cezasına Çevrilecektir.
- Yargılama Aşamasında Veya Kararın Kesinleşmesinden Sonra Ödenen Çek İçin –Etkin Pişmanlığı Nedeniyle– Bu Olumsuz Durumu Ortadan Kaldıran Faile Hükmün Kesinleşmesinden Sonra Bile Cezasızlık İmkanı Getirilmektedir.
- Bu Durumda, Kanuni İbraz Süresinden İtibaren İşleyen Süreye 3095 Sayılı Kanuna Göre Hesaplanan Ticari İşlerde Temerrüt Faiz Oranında Hesaplanan Faiz İle “Tamamen” Ödenmesi Durumunda Ödeyen Kişi Hakkında Davanın Düşmesi, Mahkumiyet Kesinleşmesinden Sonra Hükmün Sonuçlarının Tamamen Kaldırılmasına Karar Verecektir.
- Mahkeme Gerek Koruma Tedbiri Olarak Yargılama Aşamasında Gerekse Hükümle Birlikte Çek Düzenleme Ve Çek Hesabı Açma Yasağı Da Koyabilecektir. Böyle Bir Mevcut Yasak Varsa Devamına Karar Verir.
- Bu Yasak Kararı Çek Sahibi Gerçek Ve Tüzel Kişi; Tüzel Kişi Adına Çek Keşide Edenler İle Sermaye Şirketi Adına Çek Keşide Edilmesi Durumunda Yönetim Organı Ve Ticaret Siciline Tescil Edilen Temsilci Hakkında Verilir.
- Bu Yasağa Sahip Kişiler Yasakları Süresince Sermaye Şirketleri Yönetim Organlarında Görev Alamazlar.
- Mahkeme Yargılama Sonucunda Beraat, Ceza Verilmesine Yer Olmadığı Veya Davanın Düşmesi Veya Reddi Kararlarında Aynı Zamanda Çek Hesabı Açma Ve Çek Düzenleme Yasağının Kaldırılmasına Da Hükmeder.
- Bu Karara İtirazlar İik 353/1. Fıkrası Mucibince Yapılır.
- Çek Hesabı Açmak İçin Bankalar Tarafından Artık Adli Sicil Kaydı Talep Edilecektir.
- Bankalar Çek Hesabı Açma Yasağının Olup Olmadığını Kontrol Edeceklerdir. Böylece Yalan Beyanla Çek Hesabı Açmanın Önüne Geçilmiş Olacaktır.
- Sermaye Şirketlerinde Yönetim Kurulu İçin Ve Ticaret Siciline Kaydedilen Yetkililer İçin Bu İnceleme Bankalar Tarafından Eksiksiz Yapılacaktır.
- Çek Hesabı Açılan Tüzel Kişilerin Yetkilileri Banka Tarafından Sisteme Eklenecektir.
- Tüzel Kişinin Temsilci Veya Yetkilisi Ticaret Sicile Tescil Edilmediği Veyahut Vekaletle İş Yapıldığı Takdirde Bankalar Çek Yasağını Tespit Edilememektedir. Bu Durumda, Ticaret Sicile Tescil Edilen Yetkililer İçin Çek Düzenleme Veya Çek Hesabı Açma Yasağı Varsa Tüzel Kişilik Adına Da Çek Defteri Verilmemesi Gerekmektedir.
- Çek Hesabı Sahibi Gerçek Kişi İse TC No, Yoksa Mersis Numarası Çeke Eklenerek İhtilaf Halinde Doğru Kişiye Hukuki Takip Yapılması Sağlanacaktır.
- Karekodlu Çek Uygulaması –Yabancı Şirketler Hariç– 2017 Yılında Tamamen Başlamaktadır.
- Karekodlu Çek Düzenlemesi İle Tedavüldeki Çek Miktarı Belirginleşip Ticari Hayat Kolaylaştırılacaktır. Bu Durumda, Alacaklı Tedavüldeki Çek Adedi Ve Tutarını Görerek Çeki Kabul Etmeme Veya Etme Konusunda Özgüven İçinde Hareket Edecektir.
- Çekin Üzerindeki Karekod Okutulduğunda Kaç Bankadan Çek Kullanmış; Çek Sahibi Geçmişte Ödemelerini Düzgün Yapmış Mı; Şirketin Üzerinde İflas Erteleme Veya Tedbir Kararı Var Mı Gibi Konuları Görebilecektir.
- Lehine Karekodlu Çek Düzenlenen Lehdar Çeki Sisteme Kaydederek Kayıtdışılık Azalacak, Bilgi Temininde Sorun Yaşanmayacaktır.
- Bu Sisteme Kaydedilmeyen Çekler De Hukuken Geçerli Olacak Yalnız Bankanın Ödemekle Yükümlü Olduğu Tutar İçin Sorumluluğu Ortadan Kalkacaktır.
- Ayrıca, Karekodlu Çek Uygulamasında İleri Tarihli Olarak Düzenlenen Çeklerde Vade Geldiğinde Karşılıksız Çeki Keşide Eden Temsilci Görevden Alınmış Veya Ayrılmış İse Tüzel Kişilerin Bu Nedenle Çek Hesabına İlişkin Hukuki Sorumluktan Kurtulamayacaktır.
- Bu Kanunun Yürürlüğünden Önce Verilen Çek Düzenleme Ve Çek Hesabı Açma Yasağına İlişkin Kayıtlar Adı Geçen Kanun Gereğince Kayıtların Silinmesini Gerektiren Şartlar Oluşuncaya TCMB Tarafından Tutulacaktır.
[1] http://www.sabah.com.tr/ekonomi/2016/06/14/karsiliksiz-ceke-hapis-cezasi-gundemde#